bugün

ekim ayında gösterime girmesi beklenen Neill Blomkamp imzalı bilim kurgu filmi.

uzaylılar ve insanlar arasında ilk temasın yaşanmasının üzerinden 30 yıl geçmiştir. insanlar uzaylıların niyetlerini tam anlamazlar. ancak sonradan öğrenirler ki uzaylılar kendi gezegenlerinden kaçıp mülteci olarak dünyaya sığınmışlardır. insanlar onlarla ne yapacaklarını kararlaştırırken uzaylılar için güney afrika'da district 9 isimli bölge kurulmuş ve orada tutulmaktadır. uzaylılar burada berbat şartlarda yaşamakta ve multi national united isimli özel bir şirket tarafından gözetim altında tutulmaktalardır. uzaylıların teknolojisinden faydalanmak isteyen mnu, bunun için onların dna'sına sahip olmak gerektiğini anlar. bu şirketin çalışanlarından Wikus van der Merwe isimli şahıs vücuduna bir virüs bulaşması sonucu yavaş yavaş uzaylıların dna yapısını kazanmaya başlar ve bir anda dünyanın en değerli adamı haline gelir. saklanacak yeri olmayan wikus son çare olarak district 9'a girer. **

izlenme sonrası gelen edit: mükemmel film. şimdiye kadar izlediğiniz dünya dışı varlıklara dair tüm filmleri unutun. bu film bambaşka. lokum,lokum.
ağustos 14'te gösterime girecekmiş. dünyalıların uzaylı serüvenine farklı bi bakış açısı getirmişler. trailerındaki uzaylı tasviri pek sarmadı beni.

http://www.facebook.com/h...v=106835636033&ref=nf
aylar sonra bana sozlukte entry girdirecek kadar basarili son yillarda izledigim en saglam bilimkurgu filmi. bende star wars, star trek, matrix tadinda yeni bir orjinal bilimkurgu serisi doguyor hissini yaratmistir. district 9 sadece bir baslangic gibi geldi bana. tereddut etmeyin gidin gorun derim.
pazarlaması çok iyi yapılan, şuana kadar ki en gerçekçi bilim kurgu filmi. hayatımıza blackmesa tarzında mnu* diye bir şirketini sokan ve uzaylılar için alien ifadesi yerine non-human ifadesini kullanması da küçük ama önemli bir ayrıntı. ırkçılığın sınırlarının olmadığı da gösteriliyor filmde.
imdb.com'dan 10 üzerinden 9.0 puan almış çok güzel bir film.9 ekimde türkiyede vizyona girecek.beklemedeyiz.
twitter'daki trending topics'te farkettiğim ve de trailerlarını izledikten sonra büyük beklentiler içerisine girdiğim film.

hafif documentary havasına bakılırsa ırkçılık olayına yeni bir bakış var galiba.
peter jackson'nun yapımcılığını yaptığı 2009 yılının en iyi bilim kurgu filmi.Heycan verici sahneleri ve klasik amerikan film kilişelerinden uzak durulmus olmasıyla daha önceden izlediğimiz bilim kurgu filimlerinden farklı bir yapım olmuş.Oyuncular tanınmış kişiler olmamasına rağmen muhteşem bir oyunculuk çıkarmışlardır.Bazı sahnelerde uzaylılarla aynı safta olup insanoğluna lanet ettiren film.
pek güzel, pek farklı bir yapıt olmuş bu. hatta başyapıt bile denilebilir rahatlıkla. imdb puanı heyecan yaratmıştı bünyemde, izledik ve gördük ki aldığı puancıkları sonuna kadar hakediyor. izleyiniz ve izletiniz efendim gönül rahatlığıyla. ayrıca filmin sonuna bakacak olursak bir devam filmi olması muhtemel.

--çok fena spoiler--
içimizdeki uzaylılar
--çok fena spoiler--
evvela konu bakımından inanılmaz değişik ve çarpıcı olan film.
bazıların kafası basmamış olacak ki konusu ne ki gibi garip yorumlar yapıyor internet ortamında.
klasik uzaylı/bilimkurgu filmlerinde bu uzaylı kardeşler ya dünyayı istila ederdi ya da teknoloji paylaşımı olurdu.
ama bunda ise tam tersi.
dünyaya gelip gemisi bozulan uzaylılar dünyaya sığınıyor ve mülteci hayatı yaşıyor.
ve akabinde gelişen uzaylılara karşı ırkçı, onları sömüren hareketler.
inanılmaz farklı ve güzel bir konusu varken büyük bekleti oluştutan ve izledikten sonra bu beklentiyi aşan son zamanların en klasik ve kült yapımlarından biri.

filmde özellikle kamera kullanımı 10 numara olmuş.
kimi zaman el kamerası, kimi zaman güvenlik kameralarından ve kimi zaman ise normal sinema çekim ile adeta gerçekçi bir havaya sokuyor sizi.
ek olarak arada belgesel kıvamında ilerleyen görüntülerde cabası.

rahatlıkla son zamanlarda izlediğim en muhteşem film diyebilirim.

bu filmi izleyince insanoğluna lanet edesi geliyor insanın.

--spoiler--

başlarda bir kadınla röportaj var ve ondan arkada bir uzaylı çöpü karıştırıyor.
bugüne kadar gördüğüm en yaratıcı ve inanılmaz sahnelerden biri idi.

ek olarak Christopher ile oğlu arasında geçen bazı dialoglar yine klasik olacak mertebede idi.
özellikle bu uzaylıların insan tripleri, et için sıraya girmeleri gibi yaran ayrıntılar izlerken sizi mest ediyor.

--spoiler--
Abi bildiğin osmanlı'da bu topraklara gelen, fakat cumhuriyetle birlikte iyiice ötekileştirdiğimiz azınlıkları ve onlara karşı olan ırkçı tutumlarımızı anlatıyor. Konu evrensel yani. E tabii kolay değil bunca geçmişi sindirmek, ezberbozan bir bilim kurgu filmi diyelim sadece.
tek solukta izlenecek bir yapıt. son yıllarda çıkan diğer berbat uzaylı filmlerin(war of the worlds, the day the earth stood still vb) arasından rahatlıkla sıyrılabilecek bir film. evrensel bir mesajı bile var filmin. ayrıca filmin kendine has bir çekim tekniği var, sanki her an belgesel izliyormuşsunuz gibi...

kesinlikle filmin devamını bekliyoruz ki gişede başarılı olduğunu duymuştum, gelir devamı. *

türkiye'de vizyona girdikten sonra: buralar entry dolacak *

--spoiler--
--spoiler--

her şeye eyvallah ama bizim merwe isimli başrol oyuncusu niye o koobus ismindeki albayı öldürmüyor? takıldım kaldım. sanki bilerek öldürmüyor gibi bir izlenime kapıldım. yoksa o teknoloji ile adamı 100 farklı şekilde öldürebilirdi.

--spoiler--
--spoiler--
kesinlikle şu ana kadar yapılmış en iyi filmlerden birisi. 2009 yılında bi güzellik var ama anlamadım gitti. rec 2, moon falan da ortalığı yardıracak gibi görünüyor, neyse efendim.

--spoiler--
bildiğimiz bilimkurgu,uzaylı ve bilimum türlerden çok daha farklı böyle life is beautiful u koyiçine biraz e t the extra terrestrial kat, karıştır dram ve banlieue 13 ün suyundan falan koy, biraz cloverfield çekim tekniği ekle falan. neticede kimsenin kaka diyemeyeceği * mükemmel bir bilimkurgu-dram ürünü ortaya koy.
--spoiler--

izleyin, izlettirin.
--spoiler--
Gezegenlerindeki saldırıdan kaçarak, dünyaya zorunlu iniş yapmış ancak yakıtları olmadığı için ya da geri dönmeye götleri kesmediği için insanlar tarafından kendilerine ayrılan bölgede barakalarda mutlu mesut yaşayan uzaylıların, iştahlarından ve aç gözlülüklerinden dolayı insanlarla aralarının açılması ve bir tahliye işlemi sırasında uzaylılardan birisinin yakıt için geliştirdiği malzemeye maruz kalan görevliye bulaşması ve onun yarı insan- yarı uzaylı olması sonucu uzaylılarla silah endüstrisi için ilgilenen şirket arasında geçen aksiyon dolu bir bilimkurgu filmidir. Ayrıca kendisine virüs bulaşan tahliye memuru ile uzaylı abimiz arasında gelişen arkadaşlık taktire şayandır. Ağlamak istiyorum sayın seyirci.*
--spoiler--
sıkıcı klişelerin ve tekrarların dışına çıkabilmiş, lakin alıştığımız standart klişeleri içeren * *, bilim kurgu filmlerine yeni bir bakış açısı kazandırmış, lakin bildiğimiz populer aksiyondan vazgeçememiş * * *, izlerken insana ''yaratıklar gelse cidden böle olur'' dedirten, ''uzaylı da olsa ailen da olsa, aslında oda bir insan'' zevzekliğini yaptıran film.

--spoiler--
uzay gemisinin avrupa, amerika kıtasındaki populer yerlere değil, güney afrikaya inmesi çok şahane olmuş.

en son kumanda kapsülü tekrar havalanınca savunma sistemi tekrar niye patlatıp indirmedi christopheri?

etrafta kan gövdeyi götürürken karides kardeşlerin hepsi neredeydi? son sahne son kafa koparma ay ay illa olacak...
--spoiler--
azınlıklar, insan hakları, ırkçılık, bireysel silahlanma vs gibi okumalara, alt metinlere sahip olduğu açıkça görülebilen film. seyrettikten sonra oturup "insanoğlu hakakten hayvan ya" denilebiliyor.

ama öte yandan

--spoiler--
belirli bir manyetik etki ile harekete geçip, sadece dna sını onayladığı birey hariç diğer herkesi otomatik olarak, hem de random şekillerde öldüren bir robotu yapmış bir ırk böylesine bir silah yaptı ise, hakiki anlamda çok çok daha ırkçı ve militaristtir.

bir diğer mesele de her şey için dna authentication kullanılmış olması. bu auth algoritması doğal olarak mesela hepimiz insanız kendi aramızda savaşıyoruz. bu savaşlarda kullandığımız silahları dna mız ile ayrımlaştırmamızın anlamsızlığı ortada. bu durumda dna auth yapmamız için bizi zorlayan etken, tamamen dışardan outerspace bir etken olacaktır.

yani açıkçası dna ile çalışan bir sistemi yaratmak için düşmanın bizden biri değil uzaklardan birileri, dna mızın kesinlikle uyuşmayacağı biri olması lazım.

bu durumda bu uzaylıların çok güçlü başka uzaylı bir ırkla savaşıyor olmaları gerekiyor.

filmi yazarken buna dikakt ettiler mi; yoksa ne koysak da silahları kimse kullanamasa dediler de direk bunu mu buldular bilemiyorum ama benim analdığım bu.

yani o cristopher yavşağı da sütten çıkmış ak kaşık değil, barışçıl sevecen e.t. gibi bir şey değil sonuçta. en azından halkı değil. ha tabi parçalanmış ırkdaşının başında sessizce beklerken, -sanırım filmin başında öldürülen arkadaşı/kardeşiydi.- aynı acıyı paylaştım.

unutmadan multitouch 3d ekranlardan koca uzay gemisini cayır cayır wireless ortamdan manage ediyorsun ama herşeye başlamadan evvel motoru açarken binary code dan bahsediyorsun. olmadı cristopher bey.

--spoiler--
start > run > cmd.exe

ile uzay gemisi çalıştırılan farklı bir bilim kurgu filmi. iqsu 110 üzerinde olanlara ve alt metşn arayan dahilere uygun yapılmış. hepiniz seyretmeyin ey uludağsözlük.
film bilim kurgudan öte sınıf çatışmasını anlatmaktadır. ve size belgesel tadında bunu aktarmaktadır. belgeselden filme geçişlerde siz bunu anlamıyorsunuz. kanımca seyirciye film aktarmada en iyi filmlerden birisi.
vizyona girmeden izlenilebilitesi, kaliteli bir kopyasını rahatça internetten bulabilirsiniz anlamına geliyor. Ama ben bu film için 1 hafta daha beklemeye razıyım.

ailevi yorumlar
Kardeşim "dadından yinmez"
annem "boşver şimdi yemek hazır"
alt komşu "wireless şifrenizi alabilir miyim?"
2009 yılına damgasını vuracak filmlerdendir. bugüne kadar yapılmış uzaylı-insan konusuna sahip filmler arasında en farklı işlenenidir. filmi ilk izlemeye başladığınızda yine mi aynı konu, ıyy iğrenç görüntüler desenizde sonradan bi bakıyorsunuz ki film bitmesin diye dua ediyorsunuz. kesinlikle izlenmesi gereken bir filmdir.
genelde bir bilim kurgu filmi konusunda (hele hele direk dünyaya gelmiş uzaylıyı zort diye gösteren versiyonları için) "gerçek" kelimesini kullanarak tanım yapmak mantıksız olsa da bu film sonuna kadar bu kelimeyi haketmektedir.

son 5 senede çıkan en iyi sci-fi'lerden biri olduğunu söyleyebiliriz.

kusursuz değil,

ama çok güzel.

mesajını yerler hatta.
---- kısmen spoiler----
Hayatımda izlediğim en güzel bilim-kurgu filmlerinden biridir. Film bana the visitors (orda da uzaylılarla insanlar bir arada yaşamaktaydı) ile cloverfield'ı (burası da hem gizem hem de çekim tekniği ile benzemekte) hatırlattı. Bunlara rağmen Bir çok uzaylı filminden daha farklı yapmışlar bu filmi. Bu farklılıklardan başlıcaları ise şunlar ; birçok uzaylıyı(prawn) filmin çoğu yerinde görmemiz, ana karakterin filmin başında pısırık olması ve birçok kez kaçmaya çalışması(mesela robotun içine girdikten sonra herkesi silip süpüreceğini ve chistoper'ı kurtarmasını beklerken kaçması ve ardından geri dönmesi), uzay gemisinin amerikaya değil de g.afrikaya inmesi, amerikalıların dünyayı kurtarmaması, uzaylıların saldırmak yerine dünyalılara muhtaç olması vb.

Film görsel efekt olarak gayet iyi . duyduğuma göre 30 milyon dolara çekmişler bu filmi. Eğer doğruysa alınlarından öpmek lazım. Hele filmin sonlarına doğru zirve yapıyor görsel efektler. Oyunculuklar gayet iyi. En baba karakter chistoper olsa da wikus ondan hiç beklenmeyecek şekilde bayağı iyi rol çıkarmakta filmin son yarısında. kendisi ilk başta bana çok kıl gelmiş olsa da (ki filmin başında pısırık, empati yoksunu, uzaylılara pek de iyi davranmayan, sünepe bir karakterdi) sonradan gözüme girmeyi başarmıştır kerata. Pısırık bir karakterden yarı kahramana dönüşmüştür. gerçi Filmin sonlarına doğru bana "ulan gir artık şu robata! Ortalığın a.k" dedirtmiştir. O silahı ateşledikçe ben rahatladım!

Filmde anlaşılmayan ve açıklanmayan daha doğrusu benim anlamadığım birçok nokta var. Mesela bir uzay gemisi dünyanın bir tarafına iniyor. G.afrikaya konuşlanıyor. Ama sadece bir gurup bilim adamı bunla ilgileniyor ve nijeryalıların ellerine bırakılıyor o eşsiz uzaylılar. (bütün dünyanın asırlardır gizemini çözmeye çalıştığı uzaylılar) dünyanın diğer ülkeleri, devleri bunlara seyirci mi kalıyor? Sonuçta uzaylılar bir toplama kampına kapatılıyor. bu bir insanlık ayıbı. Ya da en azından bunlar nerden gelmiş, teknolojilerinden yararlanalım demiyor mu bu dünya devletleri? Bir başka anlaşılmayan nokta ise bu uzaylıların çok gelişmiş silahlarının olduğunu görüyoruz. Yani bunlarla ortalığın a.k. potansiyelleri var. Ama onlar buna rağmen bölgeyi ele geçirmek yerine insanlara sığınmayı tercih ediyorlar. Barışsever bir tür desek, barışsever bir tür o Quake'den çıkma yüksek teknolojili silahları yapmaz heralde. O robotun ateş etme sistemini gördük sonuçta! (lan ondan bende olacak! Tam psikopat olurum! Ne diyorum lan ben?!) ayrıca uzaylıların neden gezegenlerini terk ettikleri de açıklanmıyor filmde. Genelde işçi sınıfı olan bu uzaylılar savaş nedeni ile kaçıp gelmiş olabilirler. O zamanda chistoper uzay gemesi ile tekrar oraya geri dönmez. Muhtemelen bu da gelecek filmde (tabi yapılırsa) açıklanır.

Filmde en sevdiğim sahneler filmin en sonundaki sahne (wikus'un karısının konuşması ve ardından wikus'u uzaylı olarak görmemiz) ile beraber wikusun robot ile ortalığı dağıttığı sahne (bir de bunun hemen öncesindeki robotun manyetik enerji ile çalışıp wikus'un kolunu kurtardığı sahne), chistoperın dayak yerken bile oğlunu sayıkladığı sahne (ki bu sahnede hem küplere bindim hem de bayağı üzüldüm. Ayrıca da boşuna dememiş üstad cem yılmaz "uzaylı da olsa insan insandır" diye), o küçük sevimli yavru uzaylının olduğu her sahne, chistoperın oğluna artık eve gidemeyeceklerini ve çadırda yaşayacaklarını söylediği sahne vb.

Filmle ilgili başka bir ayrıntı da filmin sonunun açık bırakılması. Film öylece bitince ben de öyece kaldım. Bu da ileride district 9'ın devam filminin çekileceği anlamına geliyor. Herhalde christoper verdiği sözü tutarak geri dönecektir. Tabi artık bir orduyla mı döner nasıl döner orasını bilemiyorum. Muhtemelen o filmde bu filmdeki gibi etrafı salak ve vandallaşan uzaylılarla kaplı olmayacaktır.

Kısacası bu filmi herkese tavsiye edebilirim. Benim kadar sevmeseniz de "hiç beğenmedim" diyebileceğiniz bir film değil. Yani inşallah olmaz bu lafın üstüne artık!

Not : ayrıca film sizi kendi türünüzden (insanoğlu) nefret ettiriyor. Filmde Uzaylılara karşı bile ırkçılık yapılıyor! özellikle de film'in sonlarında uzaylıları tutuyorsunuz.
---- kısmen spoiler----
Tam anlamıyla "bunu yapan insan olamaz" dedirtem film. kötü vasat ve iyi filmler vardır hakkında çeşitli ve uzun yorumlar yapılan. fakat öyle filmler vardır ki kelimelerle nasıl anlatacağınızı şaşırırsınız. kesinlikle izleyin. kanımca sinemada birçok açıdan çığır açacak bir seri, matrix üçlemesini tarihe gömecek düzeyde.
(kral çıplak) film kötü . son sahnesini duygusal buldum . Onun dışında sadece orjinal bir film diyebiliriz o kadar . madem böyle güzel bir fikir var ucu bu kadar açık olmamalı . ayrıca 2.sinin çekilmesi %100 gibi .
türkiye'de çok olay yaratacak bir film değildir. kötü olduğu anlamına gelmez ama genelde türk izleyicisi duygusal sömürü bekler. sinemalarda sömürülmeye alışkın olduğu için bu film çok beğenilmez. boktan filme gidip verdiği bi ton para ile kazıklanmış --burada anlık gazla yazılmış daha ağır bir ifade vardı-- etkisini hissetmeden beğenmez filmi. müstehaktır ama onlara.

bu film bilimkurguda yeni bir dönemin sinyalidir. artık devam filmi çok önemli. bu başarının, özellikle de theatral ve görsel yeniliğinin üstüne çıkmalı.

not: 2. film amerika da geçerse direkt kapatırım.

ayrıca filmde Christopher diye uzaylı var lan.
uzaylılar da böle bişe;

:==
iki kelimeyle özetlemek gerekirse; sıradışı ve harika bir film.