bugün

Canım bebeğim aşkım bitanem yerim seni hadi öptüm uyu.
--spoiler--
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernuş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun ...
--spoiler--

(bkz: bedri rahmi eyüboğlu)
iyi adamsın iyi.
aferin sana.
Dudaklarının acısını farketmiyor da değilsin, nedir ısrarla bu işkenceyi kendine yapman? Durman lazım.
Sen akıllanmazsın kızım sana diyecek başka birşeyim yok.
Bari şu ödevi yarın unutma da çıksın aradan.
hatalar, yanlışlar gelip geçer gibi geliyor sana ama bıraktığı izler sen en yükseğe çıktığında karşına çıkacak ve seni aşağı çekmeye çalışacak. Onları bedeninde göremezsin, ruhunun derinliklerinde seni pranga gibi bir yere bağladığında anlarsın.
Elbette bugünlerden daha kötü günlerin olacak, oldu da. Hepsinin üstesinden tıpış tıpış geleceksin. Üzüleceksin, sıkılacaksın, bunalacaksın e ne yapalım hayat bu hep hoppidi olmaz ki. insanları üzme ve dolayısıyla insanların da seni üzmesine izin vermemeye gayret et.
Fazla duygusal gözükme. Öyle duygularını ulu orta yerlerde açık etme, etme ki zaafların bilenlerin olsun herkesler duymasın.
iyi ve topluma yararlı bir birey olma gayenden asla taviz verme, bir taşı yoldan kaldırdığında bir birey olduğunu unutma.
Ayaklarını sıcak tut hemen hasta oluyosun annen baban da yok yanında kendi kendinle durduk yere uğraşma.
insanları sev, saygını koru, vicdanını ve merhametini köreltme.
Sen iyi ki varsın. En azından kendin için.
Az daha sabredersen sabır taşını çatlatacaksın.
eey kendim:

ne yaptın ne geliştirdin kendinle ilgili?

çok şey öğrendin. neyin ne yapılması gerektiğini çok iyi biliyorsun. ama yapamadığın şu: hakkını hiçbir zaman savunamıyorsun. peygamber misin sen amk adamın senin arkandan konuştuğunu ve kuyunu kazdığını görüyorsun, ortaya çıkarırsan çok kötü zarar görecek diye susuyorsun. sonra içlenip içiyorsun kendine zarar veriyorsun.

ne benle ne de bensiz, bakıyorum, eşim ne benle yapabiliyor ne de bensiz. yokluğumu hissettirmiyorum. Patronuma bakıyorum bu kadar takışıyoruz ama hala çalışıyorum, bensiz yapamıyor. Bir adam düşünün sizi görünce domuz görmüş gibi olsun. suratını domuz gibi yapsın. Her olmayan işten mesul tutsun. ama sensiz de yapamasın. oğluma bakıyorum, o da öyle, ben yurt dışındayken ya da mesaideyken çok özler ama gelince yüzüme bakmaz.

Ne kastım amk. ne ek işler ne projeler olmadı. Ortağım vardı onun da ümidi bitti. O da benim yüzümden.

Şunun farkına varıyorum ki insanlar beni olmayan işlerinin günahını yüklemek için yanında tutuyorlar.

Böyle bir yaşam formu olmak istemezdim.

Beni geçirmeye yalnızlığım gelsin, ya dönülür ya dönülmez kimse üzülmesin.

Kimse üzülmez, bir annem vardı bana üzülebilecek, o da yok.

Çok boktan hayat.
Böyle bazen ortada hiçbir sebep yokken takılmayacağım şeylere takılıyorum. Onları kendime sorun ediyorum. Sonra da deli gibi ağlamak istiyorum. Yalnız kalmak istiyorum. Ne oluyor sana the compass? Başka şeyler mi senin problemin de bu küçük şeylerin arkasına sığınıyorsun yoksa gerçekten gelgitlerin mi var? Neden bunu yapıyorsun. Hem kendini yoruyorsun hem çevrendekileri. Üstelik böyle yaparak üzüyorsun da. Yaptığım söylediğim davrandığım her şeyin farkındayım. Ben de istemezdim böyle bir insan olmayı. Değişmeye çalıştım. Bir dönem tüm duygularımı sıfırladım.sadece öfkem vardı içimde. Bu bana güç veriyordu. Ama bir gün sevgiyi tekrar hissettim ve yine o duygusallığım da kafaya takmalarım da önemsemelerim de geri geldi. Aslında normal olan bunlar ama bu dünya insanı için ne birini anlamaya ne kafaya takmaya ne de önemsemeye değer. O yüzden the compass senin dermanın yine sende. Belki de sadece ağlamak içini boşaltmak istedin. Her şeyi bu kadar düşünme. Bu kadar da önemseme. Nefes alıyorsan hala Yaradanın bir bildiği vardır. Her şey insanlar için. Hadi gel kendine.
Çok duygusalsın,sen the neigbourhood'sun aptallık etme. (bkz: swh)
kendim ;

seni seviyorum !
Ne zaman çıkarınla adamlığın arasında seçim yapman gerekse, ki malûm bu ülkede böyle, adamlığı seçtin. Ve sonuç ortada: kimsen yok. Tutunacak dalın da yok, uğruna yaşayacak biri ya da bir şey de. Şimdi ne bok yiyeceksin sadaeke efendi? Yaralısın, belki onmaz cinsinden. Üstelik yapayalnızsın.

Ne halt ettin be SadaEKE! Niye ortama uymadın bir türlü? Niye insanlardan kaçmak yerine onları kullanmadın? Biliyorum, biliyorum! Öylesine vicdanın izin vermezdi. Zaten senin en büyük sorunun da bu değil miydi hep? Don Kişot'luk, değirmenlere değil ama... Neden hep gerçeklerden yana oldun? Kim senden doğruyu, iyiyi, güzeli istedi be salak!

Bak, Serilmişsin toprağa; oluk oluk kanıyorsun. Bu kuş uçmaz kervan geçmez yerde kim bulup da elinden tutacak? Kim otayacak yaralarını? Kim elinden tutup kaldıracak ayağa? Kim uğruna yaşayacak nedenin olacak?

Bak, annen de öldü. Artık arkanda "zaten bir evlât acısı çekti" diyebileceğin o da kalmadı. Kime yaşıyorsun oğlum! Bırak kanasın yaraların. Gerçi onlar da yeterince hızlı götürmüyorlar. Ah, keşke...

Oysa ne hayâllerin vardı. Gerçi hâlâ da var. Hep böyleydin zaten: larger than life diyor ya ecnebiler. Sonra hayattan sille üstüne sille yedin. Bir, iki, üç... Kafan kırıldı, gözün çıktı, diyaframın patladı.. Hakem de araya girmedi bir türlü. Oysa çalsaydı bitiş düdüğünü. Kim ne diyebilirdi ki onca hasardan sonra?

Göz kapakların ağırlaşmaya başladı. Yakında gözlerin de kararmaya başlayacak. Kapat artık, direnme. Yok gelecek kimse ufukta. Yok mu sahi..?
Mavi küre üzerine düştün düşeli, yani tam 29 senedir, olmayacağını bile bile tatlı hayallerin peşinden gittin "ya olursa?" Diye ve sonunda hiç "olmadı".

Hala farkında değilsin idealist mi yoksa hayalperest mi olduğunun. Farkında olduğun tek şey, şu yaşına rağmen bir baltaya sap olamamış olman.

Olamamanın da bir "oluş" şekli olduğunun farkına varacak mısın artık, yoksa sonsuz kudret sahibi olduğuna inandığın yaratıcı'yla inatlaşmanın, karşı tarafın pes etmesiyle sonuçlanacağını düşünmeye devam mı edeceksin?

ikinci ihtimaldeki çelişkin, gençliğine mâl oldu.
Artık sevmekten vazgeç deli gönül. O seni sevmiyor ve önemsemiyor, sen hala neden sevip kalbinde yaşatmaya çalışıyorsunki. Unutmadıkça ruhun ölüyor. Vazgeç bu sevdadan ...
Aferin lan, son 5 yılda birçok tecrübe edindin, hepsi seni üzse de bu boktan hayatla ve boktan insanlarla nasıl yşayacağını öğretti. Yavaş yavaş mutlu olmaya başladın, değiştin, geliştin ve bunlar devam ediyor. Tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. Öpüyorum.
Bilgisayarına pil al ve otur araştırmalarını yapıp yazman gereken makaleleri bitir öküz kız.
bitir artık şu işi.
Çok değiştin hokkabaz gibisin hayırdır kardeş bi kendine gel!!
yazmak ve yazdıklarımın okunuyor olduğunu bilmek istiyorum.
yazmak isteğimle beraber, elime kalemi alıp yazamadım içimde ne var ise... çünkü, yazmakla beraber, omzuma yük bildiklerim eksilecek değildir. bu sefer, bildiğim tek çıkış yolum, yazmak dahi kurtaramıyor beni. yazıyorsam nedir bundan kazancım? pragmatist miyim? hayır. ama bu sefer, ilk kez, yazdıklarımın beni kurtarmasını istiyorum. yazar olsa idim, kağıda olağanüstü düşlerimi yazar, bunun okuyucu ile kavuşma günü sabırsızlığını yaşardım. ben yazdımsa bunu kim okur? ben okumaz isem kendi kendimin boşluğunu oluşturmaz mıyım? yazdıklarımı unutup kaybettiğimi veya unutup okumadığımı düşünün, kendi hiçliğimi oluşturan kişiye dönüşürüm. lütfen, kağıt ve kalem. saygılarım ve hürmetlerimle... ama benimle bir kez olsun konuşun.
Şimdi sana sarılıp ağlayabilmek vardı. Ağlayabilmek için bile bir boşluk arıyorsun biliyorum. Ağladığında ise sebepsiz, çünkü sen sebepleri hep gömmüşsün. Sana üzülüyorum. Senin için güzel hayaller kuruyorum ama sana üzülüyorum elimden başkası gelmiyor. içinde hep bir burukluk kalacak biliyorum. Hangi yoldan yürüsen içinde hep bir burukluk kalacak. Umarım bir gün ağladığında kendine söyleyebilirsin gerçek sebeplerini.
Ağlamaktan kendini sakındın gerektiği zamanlar. Umarım hayatın gülmen gereken asıl zamanlarda ağlayarak geçmez.
--spoiler--
kalbim: off ya hem mesaj atıyor hem cevap vermiyor bu beni üzüyor
aklım: kimsin ki sen sana mesaj atsın neyisin tam olarak sevgili desen değilsiniz arkadaş desen arkadaşlarına mesajına cevap vermiyor diye trip mı atıyorsun
kalbim : evet şule ye trip atmıştım
aklım: lan mal şule ye attığın trşbe kendin bile güldün geri zekalı mal mal konuşma
kalbim : ama üzülüyorum
aklım : sen gardını mı indirdin?
kalbim : şey galiba evet
Aklım: çabuk toparla kendini. Salak mısın sen ya? Hayatında iki kere gördüğün biri için kendini üzüyorsun. Karantina da bile yazmıyorsa demek ki çok da değerli değilsin. iki üç gün senin istediğin gibi davrandı diye aşık mı oldu sandın kızım sen hayırdır ya kaç yaşındasın kendine gel. Gelme böyle oyunlara. Bu erkeklere güven olmaz. ilk başta böyle ilgilenirler sonra sarı bez olarak kullanılırsın temizlik bitince tezgahın üstüne katlanır konursun.

--spoiler--

--spoiler--
Sana yalan söyledim, yalnızsın bunu ben istedim. Ama bana da çok yalan söylediler sevgili kendim. Neyse bu konuları yüzyüzeyken(ayna karşısında) konuşuruz, burdan konuşup da milletin kafasını sikmeye gerek yok.
yıllar sonra döndün buraya. hoşgeldin. hayatta seni güzellikler bekliyor. muhtemelen uzun zaman vardır ama ya yakınsa? her şeye hazırlıklı ol.