bugün
- akraba evliliği tehlikeli midir18
- taşak traşı olmak16
- evlenmemek için nedenler12
- rus kızlarına ilgisi olmayan türk erkeği13
- şaka maka 2025 yılında hala komünist olması8
- filistinlilerin dedeleri topraklarını sattı8
- aydinoglu bombala'nın sözlüğe vedası27
- günün yorgunluğunu alan şeyler9
- göte epilasyon yaptırmak16
- yunan halkına düşman değilim10
- töre dizileri12
- ülke ekonomisinin rezilliği15
- en son ne yediniz18
- kaldırımdaki taşa tecavüz eden adam22
- anın görüntüsü12
- ne işim var şan benim burada denilen yerler15
- yaşamak için çalışmak zorunda olanlar12
- waffle yapabilen erkek15
- yurt dışına çıkmak iyi mi kötü mü16
- batman vs superman14
- bir yazarın zekasından şüphe duymak9
- askim orasi degil diyen kadin8
- alkol dostunuzdur9
- evlenilecek adam modeli9
- dünyanın en iyi sebzesi17
- sözlükte bilgisiz yazarların çok olması13
- kaç yaşındasın18
- sevgilisi olmayan sözlük kızları tam liste16
- allah ın ahirette baldırını göstermesi8
- pervasozluk org8
- makarnayı bir üst noktaya taşıyan küçük detaylar25
- altay cem meriç8
- bu kötü gidişe son vermek için akp14
- uludağ sözlük kızlı erkekli yaz kampı15
- animelerin çizgi film olması8
- kedi besleyen insan evi16
- duygusal yeme sendromu8
- 21-22 mayıs 2025 aykolik masklavi istanbul zirvesi12
- oynanan oynun film gibi olması9
- escort kadınla kondomsuz ilişkiye girmek15
- ilk yoğurt nasıl yapıldı12


entry'ler (265)
On beş saniye, profilinde gezindim; yorum eylemek için. "Balastik karizma" partizan! Hafif tabirle maçkolik ya da taraftar.
O zaman fıkra:
Tasviri oluşturun zihninizde, kelimeler yol göstersin. Bir kadın, bir bank ve dondurma ile başlıyor hikaye. Kadın dondurmasını gün batımına karşı hüpletiyorken küçük bir oğlan yanaşıyor yanına:
- Ihım, ihim... Şey, bir şey diyeceğim ama yanlış anlamayın olur mu?
Kadın, sevimli çocuğa gülümseyerek bakıp "söyle bakalım yakışıklı!" diyor ve küçük oğlan ekliyor:
-Bi kere yalayabilir miyim?
Kadın olanca sempatisiyle dondurmayı çocuğa uzatıyor. Çocuk:
-Bak! Al işte! Yanlış anladın.
Tasviri oluşturun zihninizde, kelimeler yol göstersin. Bir kadın, bir bank ve dondurma ile başlıyor hikaye. Kadın dondurmasını gün batımına karşı hüpletiyorken küçük bir oğlan yanaşıyor yanına:
- Ihım, ihim... Şey, bir şey diyeceğim ama yanlış anlamayın olur mu?
Kadın, sevimli çocuğa gülümseyerek bakıp "söyle bakalım yakışıklı!" diyor ve küçük oğlan ekliyor:
-Bi kere yalayabilir miyim?
Kadın olanca sempatisiyle dondurmayı çocuğa uzatıyor. Çocuk:
-Bak! Al işte! Yanlış anladın.
Hayalini kurup hiç gerçekleştiremediğimdir! Hatta ailemin beni pek tanıdığını da sanmıyorum... Küçük yaşlarda çıktım ben evimden. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın çoğu, ailemden uzaktım. Ne çok isterdim babama, sevdiğim kadınların listesini vermeyi. Allah bilir beni, "gay" sanıyordur, anlayın işte! O kadar anlatmadım yani. Hep babamı suçladım bunun için. Kendisinin şahane bir insan olduğunu da söylemeliyim lakin benim içsel dünyamda, onunla dertleşmek tanımı oluşmamış. Böyle bir tanıya hiç rastlamadım. Saçma sapan insanlara konuştum! Yine de ne zaman dara düşsem, babam var! Gölgesine de sığındım.
Derler ki "Tengri" bilinmez bir hazineydi, insanları yaratıp tanınmak istedi.
Buraya bile yazamıyorum, vay annassını!
Aklım hâlâ, "iş aş" notunda.
(intihar etmezden evvel, düzenlerim burayı. Yok düzenleyemedim, hiç enseyi karartmayın! Ruhunuz bile duymaz.)
(intihar etmezden evvel, düzenlerim burayı. Yok düzenleyemedim, hiç enseyi karartmayın! Ruhunuz bile duymaz.)
Herkesle kötü geçinmek kadar yorucu olsa gerek.
Şarıl şurul, içindeki o gaz sıkışmasını teriynen atıyor olabilir.
(Neden komiklice geldi bu başlık bana!)
(Neden komiklice geldi bu başlık bana!)
Bunun için bi' klüp kurma fikrim var; "dövüş kulübü" gibi lakin sevgisel, sarılmalı/göz kapatmalı... isteyen başvurusunu bizatihi bana iletsin. Bildiniz mi büyük göğüslü abimizin yumuşakçalarında boğulayazdığı o sahneyi, işte fikir oradan çıkmadır. Dileyen kişiye yumuşak içim bir parfüm sıkılır ve bir dakika boyunca sarılma terapisi uygulanır, sonra eş değişmece. Loş bir ışıkta loş bir müzikle. Kahveler içilip içsel buhranını anlatmak isteyenler dinlenir ve gün sonu. Bir sonraki seans, sabırsızlıkla beklenir.
Kimi üç beş kelimenin sentaks bütünlüğünü koruyup bana ulaşması, nice kitaplar okuyup ülkeler gezmeme yetecek derinlikte manidar geliyor bana. iş bu başlık da onlardan biri oldu, üç beş gün evvelince.
Ne çağrıştırıyor bu başlık? Hadi, hadi yazın. Makaleme ekleyeceğim sizi.
Ne çağrıştırıyor bu başlık? Hadi, hadi yazın. Makaleme ekleyeceğim sizi.
Zihnimizi daha da daraltıp "filanca" köyünden adam çıkmaza kadar gider bu teori.
Yaralı bereli yüzlerimize aldırış etmeden bir başkasının sivilcesine bakıpduruu!
Yaralı bereli yüzlerimize aldırış etmeden bir başkasının sivilcesine bakıpduruu!
ikidir aklı, üç-beş karış havada bi' insana rastlıyorum. Sohbet ederken aniden, "of! Şu sese bak!" deyip motorun ratatatasına geçiyoruz. Önemli olduğunu düşündüğüm bi' başka mesele anlatırken de "bak, kedi!" demesi beni yavaştan güldürüp uzun vadede süründürüyor. Hemen elendin, çık! Demesem de birikiyor bakalım.
ismet Özel'im de Özel'im.
Sinmeyek! Dedirtir.
Delirmek gibi bir hobiyle meşgulum, şu son ikidir gün.
Mütemadiyen umursar ve mütemadiyen boynu bükük kalırım. N'apalım, iç sesim hep "bu sefer!" hıı? Diyor.
Sevgili okur, gün içerisinde aklınıza kaç kez geliyor bu fikir?
Benim adıma, üç-beş yokluyor beni son zamanlarda. Birden sessizleşip bıçağı bilmem nerelerime saplayasım geliyor da sonra kan fışkıracaktı, yok telaş, yok kıyametti, yok iyileşme ihtimaliydi gözüm kesmiyor. Haricinde, ailemi geride bırakmak da korkaklığa kaçıyor. Ve bazen de sebepsiz çok fena yaşanılası geliyor, her şeye rağmen dünya. Aşık oluyorum, her şeye yeniden inanıyorum. ilk kez gördüğüm insanlar bana yürek veriyor. Taşı kaldırıp da altına bakınca karıncaların hışımla yürüdüklerini görüyorum... Bazen de ana/babama kızıyorum neden tam o esnadaki spermlerden biri de ben olmalıydım? Poşete bağlayıp ataydınız ya beni! Diyorum... Boş konuşuyorum be!!
Benim adıma, üç-beş yokluyor beni son zamanlarda. Birden sessizleşip bıçağı bilmem nerelerime saplayasım geliyor da sonra kan fışkıracaktı, yok telaş, yok kıyametti, yok iyileşme ihtimaliydi gözüm kesmiyor. Haricinde, ailemi geride bırakmak da korkaklığa kaçıyor. Ve bazen de sebepsiz çok fena yaşanılası geliyor, her şeye rağmen dünya. Aşık oluyorum, her şeye yeniden inanıyorum. ilk kez gördüğüm insanlar bana yürek veriyor. Taşı kaldırıp da altına bakınca karıncaların hışımla yürüdüklerini görüyorum... Bazen de ana/babama kızıyorum neden tam o esnadaki spermlerden biri de ben olmalıydım? Poşete bağlayıp ataydınız ya beni! Diyorum... Boş konuşuyorum be!!
Kimden geri? Kendimizi kendimizle karşılaştırsak yine mi geri?
Ben, içinde yaşadığım zamanı tınlayıp şu an için konuşmak istiyorum. Teorik olarak fevkalade bir ülkeyiz. Kağıt üstünde ne numaralarımız var! Haricinde şatafatlı yollar, köprüler, binalarımız ve dahi zenginlerimiz de yok değil lakin bunlar hep bütünün gösterilesi yüzleridir. Kayırmacılığın nirvanada olmasıdır yüreğimi burkan. Askeri düzenin nasıl bir egomanyak insanlarla dolu olduğunu kimler biliyor? israflar, bilmem her şeyin yolundaymış gibi davranılması... Kısaca:"iş, aş" deyip de kendini asan adamı hatırladınız mı? Tuhaf gelenekler, tuhaf insanlar... Yine de Türküz, Türkü çığırırız diyoruz.
Ben, içinde yaşadığım zamanı tınlayıp şu an için konuşmak istiyorum. Teorik olarak fevkalade bir ülkeyiz. Kağıt üstünde ne numaralarımız var! Haricinde şatafatlı yollar, köprüler, binalarımız ve dahi zenginlerimiz de yok değil lakin bunlar hep bütünün gösterilesi yüzleridir. Kayırmacılığın nirvanada olmasıdır yüreğimi burkan. Askeri düzenin nasıl bir egomanyak insanlarla dolu olduğunu kimler biliyor? israflar, bilmem her şeyin yolundaymış gibi davranılması... Kısaca:"iş, aş" deyip de kendini asan adamı hatırladınız mı? Tuhaf gelenekler, tuhaf insanlar... Yine de Türküz, Türkü çığırırız diyoruz.
Sade bir gün değil bize
Doğum günü çocuğu
Nefes alsan yeter bize
Doğum günü çocuğu
Takdirname getirirdin
Teşekkürü hor görürdün
Nice yıllar geçip gitti
Doğum günü çocuğu
Tuz ekerek kas yapardın
Her an doğru yol sapardın
Rehber oldun sen bizlere
Doğum günü çocuğu
ilim irfan hepsi sende
Ucundan da ingiliççe
Diyar gördün nice nice
Doğum günü çocuğu
Çay ağacın tanıştırdın
Bize sağlık alıştırdın
Aklımızı karıştırdın
Doğum günü çocuğu
Okur babam Alfer Adler
Öldü gitti Adolf Hitler
Zihnimizi açıverdin
Doğum günü çocuğu
94'ün baharında
Erkencikten geliverdin
Allah ömür versin sana
Doğum günü çocuğu.
Doğum günü çocuğu
Nefes alsan yeter bize
Doğum günü çocuğu
Takdirname getirirdin
Teşekkürü hor görürdün
Nice yıllar geçip gitti
Doğum günü çocuğu
Tuz ekerek kas yapardın
Her an doğru yol sapardın
Rehber oldun sen bizlere
Doğum günü çocuğu
ilim irfan hepsi sende
Ucundan da ingiliççe
Diyar gördün nice nice
Doğum günü çocuğu
Çay ağacın tanıştırdın
Bize sağlık alıştırdın
Aklımızı karıştırdın
Doğum günü çocuğu
Okur babam Alfer Adler
Öldü gitti Adolf Hitler
Zihnimizi açıverdin
Doğum günü çocuğu
94'ün baharında
Erkencikten geliverdin
Allah ömür versin sana
Doğum günü çocuğu.
Ankara'da bizi evine alan abiden tutun binilen tırlara kadar... Birçok otostop hatıramdan yalnızca ikisi, buyrun.
https://mustafauzbek.blog...duklarmz-otostop.html?m=1
Tokat
Çorum
Ankara
Eskişehir
Sivas
https://mustafauzbek.blog...duklarmz-otostop.html?m=1
Tokat
Çorum
Ankara
Eskişehir
Sivas