bugün

sersemleştirir; " kimi sevsem sensin" dedirtir, küçük düşürür; " onursuzunum senin" diye inletir, sitem ettirir; "ben kandan elbiseler giydim senin bundan haberin var mı " diye ağlatır. işte böyle kötü huyları olan bir şeydir aşk ama gelin görün ki gönül aşka müpteladır ve asla hayır diyemez ona.
seks diye bir şey olmasaydı bu da olmazdı. ya da olurdu da 5 sayfa entry girilirdi.
her bedene yakışmaz aşk... ya "iki" beden dar gelip sıkar, yada bi o kadar bol gelip çirkinleştirir. ben aşkı üzerine yakıştıramayanlardanım. işte bu yüzden bazen çok rahatım, bazende enkaz.. ne mutlu gerçek aşkı üzerine yakıştırabilenlere.
beğendiğimiz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup aşk sanıyoruz.
şakayla ısırdığı an acıdan ağlasan bile, sonradan elindeki diş izlerine bakıp bakıp gülümsemek ve varlığına şükretmekmiş aşk.
yokluğun gizemi ve varlığın sırrıdır.

hiçliktir, yokluktur, daim varlıktır.

kendini yalnızca umut eylemek ama her şeyden umudu kesmektir.

her zaman can ve canandan uzak bir bilinmez iddiadır.

adı aşktır.
imkansız birini seviyorsan aşıksındır.
Aşk uzaktan sevmek, ona dokunamamak, ama ölene kadar sevmektir.
''ölünce sevemezsem seni'' diye düşünmektir.
annemin Allah belanı versin dediği gün başıma gelen şey.
aşk için ölmeli aşk o zaman aşk...
Doğru kişiyle, mutluluğun nirvanası. Yanlış kişiyle ruhun bedenden ayrılmasıdır.
Aşk bir insanı %100 doğallığıyla sevmektir. Birine aşık olduğunda, bir perde iner, aklın durur; sadece kalbinle hareket edersin. işte o perde kalktığında, aklın devreye girdiğinde; karşındakini hala seviyorsan o aşktır...
benim adım aşk.
iki sessiz bir sesli harften ibaret değildir sadece
ne şeklim belli, ne şemalim, ne de zamanım
ansızın dikiliveririm karşınıza
kalbinizin derinliklerinde demlenip süzülüveririm sevdanıza.
yazdayken kışı kışdayken yazı yaşamaktır!
ilkbahardayken sonbaharı , sonbahardayken ilkbaharı yaşamakdır?
çok garip bir şey bu aşk... eminim yaşım hepinizden küçüktür ama en acısını yaşadım ben aşkın . Daha ilk sevgilimden aldatıldım sonra sevdiğim çocuğu öpüşürken gördüm daha ne olsun nefret ediyorum aşktan
"Ayrıntılarına kadar eskiyiverir aşk"

c. Hakkı Zariç
fenerbahçe'dir.
nerede bir salak bulursa oraya konan.
"duygusal" fakirin çenesini yoran nane... ya da aç tavuğun ambar hayali misal... hep dilde hep hayalde, yok ben görmedim hayalindeki "aşk"a kavuşanı da aşk ile mutlu olanı da...
aşk mı ?
birşey değil.
en ummadığın anda en ummadığın kişiye duyulan histir aşk...
o geldi mi akıl gider...
o gelince zaman akmaz artık...
ve o gelince başka hiç bişey olmasın istersin...
gözlerine bakmaktan âmâ olur gözlerin...
onun adını söylemedikçe lâl olur dilin...
o yoksa olmak istemezsin dünyada...
o varsa anlamlıdır dünya da...
Sabah uyandığında yüzünde oluşan o şapşal gülümsemedir.
günümüz için;

çoğu insanın boşlukta kalan yerlerine yapılan yamadır. boşluğu doldurmak için zorlamayla sokulur.
Ben bir çocuktan gerçekten çok hoşlanıyorum. Aynı serviste ve aynı okuldayız. Evlerimizin arasında bir sokak var. Ben iki yıldır ona uzaktan bakarken o bugün resmen benle dalga geçti. Ağladım... Hiç bu kadar üzülmemiştim. Eğer aşk bu ise nefret ettim ben bu işten....
olay sol tarafda gerçekleşiyor. Ve sonunda erkek ölüyor.