bugün

aşkı anlatmakta akıl çamura saplanmış eşeğe döner.
aşkı aşktan başka hiçbir şey söndüremez.

mevlana
insanın hissettiği en güzel duygulardan biri olan; tıpkı bir martının simide kavuşm...

bi' saniye kız arkadaşım arıyor.

- efendim aşkım?
bulaşıcı olmasının dışında geçicide bir hastalık türüdür, 15 ila 35 yaşına kadar ciddi semptomları olabilir fakat sonra bağışıklık kazanır bişi hissettirmez diye tahmin ediyorum.
bir vücut organından yazılmış birinci el mektup
beynim; aklımla mantığımın olduğu yer dedi ki: "her zaman benim dediğim oldu bu sefer kalbin dediği oldu ne oldu? ...bak gördünmü kalbine güvenme seni hep ortada bırakır.
ergenlik sivilcesi gibidir, sen saklamaya çalıştıkca o çoğalır, bakışlarınıza utanma hissi yükler.
Aşk bir kelebeğin kanadında
Aşk bir kuşun bakışında
Aşk bir güvercinin gagasında
Aşk bir anka kuşu'nun külünde
Aşk bir türkünün ardında
Aşk bir ozanın sazında
Aşk bir şairin sözünde
Aşk insanın özünde
Aşk sevginin yanında
Aşk yaşamın kenarında
Aşk damarın kanında
Aşk kalbin atışında
Aşk tohumun içinde
Aşk suyun hidrojeninde
Aşk fidanın gövdesinde
Aşk ağacın dalında
Aşk insanın gözünde
Aşk insanın güzelliğinde
Aşk insanın sözünde
Aşk sevgilinin yüreğinde
Aşk sazın telinde
Aşk mızrabın vuruşunda
Aşk şalpın ezgisinde
Aşk ozanın dilinde
Aşk panzerin ezişinde
Aşk hançerin acısında
Aşk silahın kurşununda
Aşk kalemin ucunda
Aşk meleğin kanadında
Aşk şeytanın ecelinde
Aşk allah'ın merhametinde
Aşk insanın yüreğinde
Aşk güneşin sıcaklığında
Aşk gecenin soğuğunda
Aşk atmosferin neminde
Aşk oksijenin içinde
Aşk memleketin hasretinde
Aşk gurbetin özleminde
Aşk ayrılığın acısında
Aşk kavuşmanın mutluluğunda.*
tuvalete giderken kuru çorabınla ıslak terliğe basmak gibidir, hem söver, hem sıçarsın.
(bkz: askin anatomisi)
nerede yitirmiştim ki, nerede bulayım?
uzadıkça uzayan sesini, gelirsen eğer avuçlarıma sığdırayım.
lütfen pencereden bakarken sarkma
gölgen, gölgem o an vurgun almakta.
hani beğendiğin bu parmaklar, her unutuşunla hatırlarsın
hatırladığın an sersemliğime doyarsın
yine de yok mu?

mecalin.
--spoiler--
Kalır adımızla
Bir sokak duvarında
Bir ağaç kabuğunda
Bir takvim kenarında
Kalır bir çiçekte
Bir defter arasında
Bir tırnak yarasında
Bir dolmuş sırasında
Kalır bir odada
Bir yastık oyasında
Bir mum ışığında
Bir yer yatağında

Kalır dilimizde
Yinelenen bir şarkıda
Bir okul çıkışında
Bir çocuk bakışında
Kalır bir kitapta
Bir masal perisinde
Bir hasta odasında
Bir gece yarısında
Kalır bir durakta
Yırtık bir afişte
Buruk bir gülüşte
Dağılmış yürüyüşte

Kalır bir sokakta
Bir genel telefonda
Bir soru yanıtında
Bir komşu suratında
Kalır bir pazarda
Bir kahve kokusunda
Bir tavşan niyetinde
Bir çorap fiyatında
Kalır bir yosunda
Bir deniz kıyısında
Bir martı kanadında
Bir vapur bacasında
--spoiler--
aşk bir aptalın karın ağrısıdır.tek çaresi defi hacet etmek.
en basit tanımıyla aşk; hoşuna giden bir bedene hayalindeki ruhu yerleştirip ona öylece kapılıp gitmektir. insanı bütün benliğinden koparır. aşık olmadan önce hayatında ne varsa hepsi bir anda yok olup gider gözünde. bütün dünyanı aşık olduğun kişinin etrafında döndürmeye başlarsın. aşık olduktan sonra mantık kavramı artık senin için geçerli bir kavram olmaktan çıkar. kötü olan yanı da bunun farkında olmamandır. bitmeye mahkumdur. ömrü yoktur. bittikten sonra da, bambaşka bir insan olur çıkarsın. hayattaki en güzel tecrübelerden bir tanesidir.
aşk bir yandan hayata tutunmak.öte taraftan da hayattan kendini soyutlamaktır.
aşk dört kişiliktir; bendeki ben, sendeki sen, sendeki ben, bendeki sen.
her defasında başıma geldiğinde ayarını kaçırdığım hissiyat. istemiyorum artık. beni beklemediğim zamanlarda, istemediğim kişilere vurma.
karlı bir cumartesi sabahına, sapanca'da, gölün kenarında sessiz bir odada, yanında uyanmak.
aşktır işte, yaşamaktır.
2 kişiyle başlayan, genelde 3 kişiyle son bulan acınası bir duygu.
--spoiler--

yok hacı aşk maşk. heyecan var sadece. heyecan ile sevgi bir araya gelir. aşk sanarsın. heyecan biter sevgi de biter.

--spoiler--
dünyanın karşılığını eğer gerçekten alıyorsanız en tatlı duygusu eğer alamıyorsanız dünyanın en acı verici işkence veren bir insan halidir...
siz hiç midenizde gitmek bilmeyen bir yumruk hissi hissettiniz mi?
gecenin bir vakti hayaliyle uyandınız mı, yahut sabah gözünüzü ilk açtığınızda işe geç kalma değil de onu kaybetme korkusyla uyandınız mı?
onun el yazısının olduğu küçük pusulayı bulduğunuzda heyecanlandığınız oldu mu?
çok özlediğinizi farkedip bir yerden buluğunuz resmini açıp baktığınızda gözleriniz buğulandı mı?
telefonu, kapıyı, e-postları ondan geliyor umuduyla açtınız mı?
karşınıza oturmuş sizli-bizli konuşurken yutkundunuz mu?
elleriniz terledi mi? *
her cümlenizde "acaba o şimdi..." diye yüzlerce soruları sorduran düşünceleri iç geçirdiğiniz oldu mu?
şarkıların tınılarını değilde sözlerinin etkisine kapıldığınızı farkettiniz mi?
şiirler kulağınıza daha bir anlamlı gelmeye başladı mı?
onun kokusunu ezberlediniz mi?
akışkan bir konuşmaya sahipken kekelediğiniz oldu mu?
daha bir güzelleştiğinizi hissettiniz mi?
daha önce hiç yaşamadığınız bir ruh haline girdiniz mi?
yeşil daha yeşil, mavi daha mavi, kelebek daha kelebek, bulut daha bulut, deniz daha deniz göründü mü gözünüze?

gibi abuk sorulara subuk cevaplar verdirendir.
nike mağazasına girip, şu toplardan alıcaz ama önce denememiz gerekiyor diye mağazada voleybol oynayıp, topu almadan kaçmaktır. * *
acıdan başka bi bok vermez. eninde sonunda elinizde sadece acı kalır çünkü.
acısını çektirir. sonra daha güzelini sana yaşatır. *
yavaş mı hızlı mı ayırt edemediğimiz şekilde büyüyorduk. diziler izliyorduk abilerimizi ablalarımız görüyorduk park köşelerinde mahalle kenarlarında özeniyorduk. işte aşkta buydu bizim için merak ettiğimiz hayal ürünü güzel günlerdi.