bugün

entry'ler (20012)

türk milleti tv seyrede seyrede terbiyesiz oldu

önceden insanlar tuvalet ihtiyacı için kuyular kazıyordu. pisliği toprağa gömüyordu. insan nüfusu ve iskan paralel artıp altyapı hizmetleri sunulmaya başladığında insan pisliğinin taşınması için kanalizasyon sistemleri oluştu.
basın yayın sosyal platformlar vb gelişen iletişim teknolojisini patlayan bir kanalizasyon borusu gibi düşünün.
içinde olan pisliğin ortaya yayılmasıyla çıkan kötü kokunun nedeni kanalizasyon boruları değil de içinden gitmekte olan pisliğin kendi kokusudur.
tv veya sosyal platformlar internet sayesinde insanlar yozlaşmadı.
insanlar yozlaştığı için bu yayınlar paylaşımlar yozlaştı.

seninle şöyle olabilirdik

https://www.youtube.com/shorts/rddNtMAgu3E

şanslıyız ki olmadık.

türk milleti tv seyrede seyrede terbiyesiz oldu

bunu diyen nörolojik bir rahatsızlık yaşıyor olmalı. mağaralara geri dönsek terbiyeli mi olacağız?
insanların içinde böyle laf etmeyin "manyak mısınız?" diye adama sorarlar.
tiktok veya Netflix ya da WhatsApp, x vb sosyal medyayı yasaklayalım. tüm tv yayınlarını keselim, böylelikle terbiyeli oluruz demek insanları köfte (terbiyeli sulu köfte) yerine koymaktır.
bilinen en eski meslek fahişeliktir. bu meslek ortaya çıktığında para bile icat edilmemişti. bırakın basın yayını modern anlamda yazı bile icat edilmemişti. bunun için kalkıp televizyon veya sosyal medya diye saçmalayıp yaşanan ahlaksızlığı değersizleşmeyi taş devrine dönmekle çözeceğinizi sanmayın.

peki bu insanlar neden televizyon ve sosyal medya-internet düşmanlığı yaparak tüm toplumsal çöküşün nedenini bu basın yayın paylaşım organlarına yükleyip bunları günah keçisi yapıyor?
aslında bu kızgınlık öfkenin sebebi kendileri, aynada yansıyan çirkinliğe verilen tepki. mankenin üzerinde olan beğendiği bir elbiseyi alıp giydiğinde yaşadığı hayal kırıklığı vb. bu tepki ne aynaya ne elbiseye, aslında kendine olan kızgınlığın öfkenin sebebi gibi, topluma duyulan nefret.

basın yayın paylaşım platformları insanların toplumların yapısını kalitesini yansıtan aynadır.
ben tiktok da yayın açıp bir kediye eziyet ederek öldürsem bunun için tiktok yasaklansa "yaptığım çok iğrenç kötü bir şeymiş" mi diyeceğim, hayvan da can taşıyor diye merhamet mi edineceğim de bir daha bunu yapmayacağım mı?

gündüz programlarında yayınlanan 3-5 kanalın programlarında yayınlanan 1-2 yaşında ufacık çocuklarını bırakıp başka adama kaçan ve bunu da yasak aşk, ilişki diye ihanetini açıklayan orospular bu tv programları yayından kalkınca bir anda annelik, namus, evlilik, kadınlık, ahlak, sorumluluk vb değerlere mi sahip olacak?

sormamız gereken soru şu "bu namussuzlar, ahlaksızlar, şerefsizler, orospular, hırsızlar, katiller, dolandırıcılar, sahtekarlar televizyon var diye mi oluyor, yoksa bu insan bile sayılmayan yaratıklar olduğu için mi bu yayınlar var?" diye zekanız yeterli ise düşünmelisiniz.
zekanız yetmiyorsa ahlak ve etik değer üzerine ahkam kesip mağaraya dönüp yaşamayla bu değerlere sahip olacağınızı sanabilirsiniz.

https://www.youtube.com/shorts/MfYwIjG6M7A

atv kapansa, program yayından kaldırılınca bunlar ahlak ve etik değerlere sahip olup utanma duygusu mu yaşayacaklar veya bu karakteri edinmeyecekler mi?
bu insanlar atv veya televizyon yüzünden mi bu değerlere sahip oldu?

gazze de savaşmak için 30 bin gönüllü alımı

bedelli yoksa gitmem ağa... daha dün evinde çarşafı üzerine giyip "kefenimizi giydik geldik, reis bizi afrin'e götür" diye sokağa çıkan ama seçimde "bedelli askerlik yoksa oy yok" diye cumhurbaşkanını tehdit eden çakma dinci milliyetçilere "alooo!" diyorum.

damadı döverek gerdeğe sokmak

takı takanın, bekar kalanın, isteyip alamayan veya gözü olan ya da kıskanın, eskiden kalan kin-garez-kuyruk acıyla damadı düğün/dernek/gerdek üçlemesinde yunan'a vurur gibi tekme sopayla gerdeğe sokmalarına şükür edin.
düşünsenize...
haberler, şok! şok! şok! arkadaşları düğün ggünü damadı gerdeğe sokarken damada tecavüz ettiler.
yok amk! bu kadar da olmaz ya demeyin, burası hindistan'laşıp son gaz afganistan'laşmaya giden bir ülke oldu.
artık olan-yaşananlara değil de olmayanlara, yaşanmayanlara şaşırır olduk. gelenek töre kültür adı altında düğünlerde yaşanan insanlık manzaraları ve sosyal medya paylaşımlarına, tv programlarında malum kanallarda yayınlara-yaşanmış olaylara yayınlara bakınız vermeye gerek yok.
bu rezilliğe lanet edeceklerine çıkıp bu rezilliği savunup, rezilliğe neden olanlara değil de bize "halkı aşağılamak" diye çemkirenlerle uğraşmak istemiyorum.

uykuya geçerken nasıl pozisyon alıyorsunuz

ben klasikçiyim abi, tabi ki sırt üstü yatıp bacaklarımızı açıyoruz (misyoner pozisyonu)
biraz da "kaderde varsa dikilmek, neye yarar üzülmek" boş vermişliği içinde olduğumuzdan pek önemsenmeyen konu.

zall ın sanki bizi istememesi

sözlük tıpkı pantolon fermuarım gibi, malumunuz olduğu üzere; kış aylarında vücut daha az su kaybettiği için ve yaz, kış düzenli olarak su tüketimi aynı olduğundan daha fazla çişimiz geliyor.
etek giymediğimiz için mecburen pantolonun fermuarını daha çok aç kapa yapıyoruz.
sözlükte tıpkı pantolonun fermuarı gibi aç kapa oluyor. en son 4 günlük falan sözlüğün kapanması ve yeniden açılması durumunda son 2 haftalık entryler silinmiş.

bir yandan sözlükte kalitesizlik, bir yandan yazarların seviyesizliği, bir yandan moderator takımının idrak yolları enfeksiyonu, saldım çayıra mevlam kayıra ortamında inanın yazmak bile gelmiyor insanın içinden...
neyse, artık esas yurdumuz anavatana (ekşi sözlüğe) dönüp orada daha fazla takılalım da biraz kafa dinleyelim.

ediüdü: sözlük hala düzelmemiş. sorunlar devam ediyor...

beklenen büyük istanbul depremi

Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel yangınında hayatını kaybedenlerin cenazeleri, morg kapasitesinin dolması nedeniyle bir piliç firmasına ait soğuk hava depolu TIR'a konuldu.
TIR üzerindeki kızarmış tavuk görselleri tepki çekince, brandayla kapatıldı.
yangında ölenleri kızarmış piliç reklamı olan soğutuculu tırlara (Frigofirik Araçlara) koymak...

yanlış anlaşılmasın, aciliyette ve imkansızlıkta tabi ki böyle bir uygulama yapılır. ölülerin kokmaması (vücut bütünlüğü açısından - ölülerin şişmesi, bakterilerle bulaşıya neden olacak istenmeyen durumlara, koku-çürümeye karşı vb) defin işlemi ile kimlik bilgileri belirlenip vasiylerin ölüsünü alması, ölüm raporları vb süreçler-durumlarda morglar yetersizse tabi ki piliç arabası veya dondurma arabası ya da gerekirse etrafta olan dondurma ve dondurulmuş yiyecek satan esnafın derin dondurucuları alınır ve sorun giderilir.

benim için asıl korkulan şey hiç kimsenin çıkıp "ya kardeşim, kızarmış piliç reklamı olan frigofirik araca yangında ölen insanı koymayalım. kapatalım bu reklamı da insanlar tepki göstermesin" diye kimse düşünememiş.
sosyal medyada tepkilerden sonra lütfetmişler de yangında ölen insanların cesedini koydukları araçların üzerinde kızarmış piliç reklamını kapatmışlar.

nasıl bir aymazlık ve liyakatsizlik, sorumsuzluk, düşüncesizlik içinde olduğumuzu görüyor musunuz?
istanbul depreminde neler yaşayacağınızı bu yaşanan depremler, seller, yangınlar vb afetlerde (aslında cinayetlerde) bakıp görün.
neler yaşayacağınızı hayal bile edemezsiniz.
sahi yaaa!
yangın için önlem almıyorsunuz anladık. itfaiye hizmeti verecek yapılanmaları da kurmuyorsunuz, onu da anladık. bari "bu kadar insan ölür" diyerek "ne olur ne olmaz canlıyı boşver, ölüleri düşünelim" diyerek bari morg hizmeti verecek bir hizmet düşünseydiniz.

ya allah deyip kafire tokat atmak

kafir de seni allah'ınla buluşturup büyük sevaba girer sonra; dikkatli olmak lazım.

sık meyve yiyen erkekte gizli eşcinsellik vardır

yok yani, biz muz yiyoruz diye ibne mi olduk? lan oğlum biz onu ağzımıza sokuyoruz kıçımıza değil.
akla gelen fıkra...

denizci yeni aldığı maymunuyla sefer dönüşü bara girer ve bira ister. denizcinin maymunu adamın omuzundan yan tarafta bilardo oynayanların masasına atlar ve bilardo topunu yutar.
denizcinin arkadaşları "maymun oyunumuzu bozdu, dikkat et, onu bağla" vs. diye isyan ederler.
denizci birasını içer ve bardan çıkar.
1 ay sonra sefer dönüşü yine bara gelir ve bira ister. bu sefer maymunun belinde bir kayışla denizcinin bileğine bağlıdır. denizci maymunu barın üzerine oturtur.
denizci birasını yudumlarken maymun barda duran fıstıkları alıp önce kıçına sokar sonra yer.
oradan biri maymuna bir üzüm tanesi verir. maymun üzüm tanesini alır kıçına sokar sonra ağzına atıp yer.
arkadaşları denizciyle dalga geçerler "senin maymun gay mi yoksa kafayı mı yedi?" derler.
denizci gayet sakin ve ciddi "geçen sefer yuttuğu bilardo topundan sonra böyle oldu. bir şeyi yemeden yutmadan önce çıkartabiliyorum mu diye kontrol ediyor" der.

true nun mesleği

adama demezler mi "sana ne mesleğinden? kızını mı gelin edeceksin yoksa sen mi varacaksın?" diye soru sorsalar ne diyeceksiniz?

allah ın bilinci evrene yayılmıştır

aslında herkesin ne kadar haklı ise o kadar da haksız olduğu bir konu.
inanç/tanrı olgusu bir ruhsal tetikleme mi yoksa genetik mi (The God Gene tartışmaları - hipotezi) tanrı-din inancı yaşayanlar için var olan bir gerçeklik mi yoksa tanrı-din inancı taşımayanlar için sanal bir olgu, yaşamın doğanın yansıması-yanılsaması mı?
herkesin her konuda haklı olduğu bir tartışma, çünkü herkes tıpkı suyun şeklini silindir bir kaba koyup "suyun şekli yuvarlak" dörtkenar bir kaba koyup "su kare" demesi gibi din-tanrı olgusunu tartışıyor.

tıpkı bir eskimo cennet tasviri yaparken kendini cennette görürken ekvator bölgesi gibi cenneti tasvir etmesi, aynı şekilde ekvator bölgesinde yaşayıp sıcak ılıman iklimde biri cehennemi tasvir ederken insan yaşamının imkansız olduğu kutup bölgesi gibi görmesi...
fırının önünde yüksek sıcaklıkta çalışanın cehennem tasvirinin gerçekleşmesinde etken yanan ateş ise çölde yaşayan birinin, yeterli yemeği suyu olmayanın cennet tasviri de çeşit çeşit meyveler yemişler yemekler, gürül gürül akan ırmaklar olur.

oysa insanların en büyük genetik zaafı olan aptallığı ve bencilliği din tartışmalarında ortaya apaçık çıkıyor.
ufacık çocuklara tecavüz eden-edilen yere bakıp din adamı-din baronu-din temelli bir kurum olduğu için din suçlanıyor "islam budur" deniyor.
hristiyanlık ve yahudilikte de aynı insanlık suçları işleniyor. kalkıp hristiyanlık yahudilik islamiyet bu demek...
dinsiz olan bir din değil de ideoloji eksenli rejimler sistemlerde de bu insanlık suçları oluyor. buna göre dinsizlik olduğundan oluyor, din inançları olsa bu rezaletler olmaz diyebilir misiniz?

ben sarhoş arabaya binsem, trafik kurallarına uymasam, aracın bakımlarını yaptırmasam ve aracımla kaza yapsam "işte volvo böyle, insanları öldürüyor" mu diyeceksiniz?
üzümü şarap yapıp içtiğim için asıl suçlu üzümü yaratan ve bana bu üzümden şarap yapma aklını veren yaratıcıyı mı suçlayacaksınız?
elime tüfek alıp birini öldürdüğümde bu tüfeği yapan fabrika mı sorumlu?
bizde de olan tarımda kullanılan azot'lu gübreleri alıp bir kamyon dolusu azotu bombaya çevirip gidip bir binayı havaya uçarsam suçlu olarak azot fabbrikaları kapatılsın mı diyeceksiniz?

dikkat ediniz, din diyen ve dini ön plana çıkaran insanların davranışlarına bakınız. her kim olursa olsun din diyen ve davranan o insanın yaratıcı tasviri din inancı tamamen ahlak ve etik değerlerine göre biçimlenmiş olup öyle yaşanmakta.
bunun için birey olma kişilik edinmeye çalışın.
bir insanın yaptığını dine değil karakterine bağlayın.
yaşadığınız bir kötülüğü-yaşatılan bir kötülüğün kaynağı yaratıcı-din değildir. emin olun hırsız çaldığını din kisvesine sokup tanrı diyorsa yarın dinsiz olsa bunu ateizme bağlayacak.

ister bir din, ister bir idare ne olursa olsun "tanrı ve kral'ı yaratan insandır. insan değilseniz tanrı ve kral anlamsızdır" diye tercüme edebileceğimiz deyim akla gelirse; günümüzde din kötülüklerin ya gizlenme ya kutsanma aracı olmuş diyenler haksız mı?
sorun tanrının varlığı-yokluğu, inanmak-ret etmek değil. yaratıcı binlinci evrende olsa ne olacak olmasa ne olacak?
biz insan olamadık ve insanlık son 200 senedir her anlamda ve alanda gerileme döneminde.

diyanet işleri başkanlığı

18 yaşındakinin zinasına karşı çıkamıyorsanız, 7 aylık bebeğe tecavüze karşı çıkmak timsahın gözyaşlarıdır - samsun müftüsü hayrettin öztürk.
camiler ve din görevlileri etkinliğinde yapılan konuşmada geçen söz.

7 aylık bebeğe tecavüz edilmesine isyan edenler ikiyüzlü, bunlar laf söylemeye bile hakları yokmuş. 18 yaşında gelmiş insanlar gençler kalkıp nikahlı olmadan sevişmeleri-sex yapmaları (zina) ile 7 aylık bebeğe tecavüz etmek aynı şeymiş.
ben kalkıp 18 yaşında bir kızla sex yapmamla 7 aylık bebeğe tecavüz etmem aynı şeymiş. benim 18 yaşında kızla birlikte olmam - sex yapmam nasıl kimsyi ilgilendirmezse 7 aylık bebeğe tecavüz etmem de kimseyi ilgilendirmez.

bırakın aklı, zekayı, ahlakı, etik değerleri, vicdanı, utanma duyusunu... insanların koyduğu beşeri hukuk, allah'ın koyduğu islam hukukuna göre bir şeyler yazacağım da...
kalkıp dine saldırıyor diyecek o kadar çok embesil (zeka yetersizliği) var ki...

uzun entry yazamamak

bilgisi kültürü eğitimi tecrübesi muhakeme yeteneği anca x/twitter muhabbetine yeten kişilerin...

aman canım diktiret diyerek boşverrmiş, doğru-yanlış önemsemeyen, değer vermeyen, yaşanılanı-yaşadığının ne olduğunu fark etmeyen; fark etse bile ciddiye almayan...

aptallarla tartışmak istemeyen ki malumunuz, aptallarla muhatap oluyorsanız lafın tamamını söylemeniz - yazmanız gerekir; dangalakların zeka seviyesine inip anlayacağı dilde bili içeriği paylaşmak istemeyen, söylediği - yazdığı bir sözü 2-3 satırda bitireceğini 10 satır yazmaya katlanamayan biri...
vb nedenlerle olabilir.

biliyorsunuz, aklı zekası yeterli düzeye erişmemiş insanlarda evrensel veya lokal olarak ahlak ve etik değerleri tam oluşmaz.
bir insan eğer evrensel bir ahlak ile etik değere ulaşmamışsa yapılan her eleştiri, karşı görüşü, ret etme-kabul etmemeyi küfür olarak görür.
eğer akıl ve zeka olarak yetersizlik toplum geneline sirayet etmiş da tercihli bir cehalet yaşanıyorsa artık her eleştiri hakaret olarak görülüp cehalet kanunlarla yasalarla korunur.
yasalar öyle bir hale elir ki...
artık çalana hırsız, sadakatsize orospu, insanların bilerek ölmesine neden olana katil, aklı inkar edene cahil, liyakatsize iş bilmez, yalan söyleyene yalancı, sözünde durmayana dönek, insanlığa sığmaz davranış söylemlerde bulunana namussuz (namus kavramı insanlara özel bir olgudur) diyemezsiniz. derseniz "hakaret etti" diye yargılanırsınız - insanlar yargılanmıştır da...

örn: ortaçağ Avrupa'sına bakın.
bir din adamının yaptığı kötülüğü söylemek tanrının buyruğuna karşı gelmek, bir kralın zulmüne haksızlığını dillendirmek krala karşı gelmek olarak görülüp her türlü eleştiri tanrı ve krala karşı küfür hakaret deniliyordu.
o zamanlar din ve kabile kültürüyle oluşan düşünme bir kalıp içinde cereyan ettiğinden bu kalıp dışına çıkan her söylem eylem tanrı ve kralın mutlak hakimiyeti, doğruluğuna karşı yapılan düşmanca bir eylem-inkar-isyan olarak görülmüş insanlar engizisyon mahkemelerinde tanrı yasası denilen (şeriat) hukukla veya kral'ın kanunlarıyla yargılanıp kelleri celladın baltası altında veya vücudu bir direğe bağlı ateştin içinde yanarken ya da zindanlarda çürürken insan kendini bulmuştur.
tüm felaketler kötülükler tanrının takdiri kutsal ceza olarak görülüp sorumlular kendini tanrılaştırdığı için hesap vermemiştir.

neyse ki günümüzde artık bu cehalet, akılsızlık yok.
akıl ve zeka olarak yeterliliğimizle insanlık artık evrensel bir ahlak ile etik değere ulaşmış durumda.

değil mi?

allah ın bilinci evrene yayılmıştır

https://www.youtube.com/shorts/CcI42I3nf7k

o kadar yayılmış ki... allah için kullandığımız sıfatı insan için kullanıyoruz.
unutmadan, böyle din inancına sahip olmaktansa dinsiz olmayı tercih ederim. neden dinsiz olduğumu mevlam anlayacaktır...

mhp ne milliyetçisi sorunsalı

ne milliyetçisi olduğunu yazarsam başım belaya girer. demokrasi, hak, hukuk, liyakat, sorumluluk olmadığı ülkede yaşıyoruz.
neyse... mhp ne milliyetçisi sorusuna "türk milliyetçisi" diyelim de hep birlikte gülelim.
malumunuz ki ağlayacak halimize gülmek milli sporumuz olur.

otel denetleme yetkisi kimde 10 güne açıklanır

yasaların belirlediği - yasalara göre oluşturulan kanunlar, yönetmelikler, mevzuatlar-yetkiler hemen öyle okuyup anlaşılmaz.
örn: ben bu başlıkta yazılanı okuyup anlamam 3 gün sürüyor. söz konusu yetkileri belirleyen maddeleri okuyup anlamam en az 3-4 ay sürer. koskoca devletin kanunları bunlar, hemen anlaşılır mı canım?
tabi ki inceleme araştırma yapılacak ve kanunların ne demek isteği uzman ekiplerin araştırma soruşturma değerlendirmesi ile anca 10 günde açıklanır.
aslında 1-2 ay sürer de neyse ki hükümetimiz bu konuda çok cansiperane bir gayretle insan üstü emekle süreyi 10 gün olarak belirlemiş.
artık bundan sonra yetki kimde belli olacak, bu gibi durumlarda şu bu işini yapmadı diye afaki suçlamalar ithamlarda bulunmayacağız.
10 gün sonra kim yetkili, buralara ruhsat veren, denetleyen, kontrol eden ve uygunsuzlukta, yetersizlikte buraların işletme haklarının kaldırılması - kapanması gibi cezai muayedeler kimin sorumluluğunda göreceğiz.

21 ocak 2025 bolu kartalkaya otel yangını

bu gibi tesisler belediyelerin değil bakanlığın sorumluluğundadır. bunun için yayın yasağına uyun.

unutmadan rtük de yayın yasağı furyasına katılmış haber kanallarının kulağına fısıldamış...

rtük "Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Bolu Kartalkaya’da yaşanan yangın faciasıyla ilgili bir açıklama yayınladı: "Meydana gelen yangın hepimizi derinden üzmüştür. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Yangın haberi gelir gelmez devletimizin ilgili kurumları konuyla ilgili tüm gerekli adımları atmış, soruşturmalar derhal başlatılmıştır. Yangının çıkış nedeni ve diğer konularla ilgili incelemeler devam etmektedir.

Yaşadığımız bu üzücü olayda yayıncı kuruluşlarımızdan ilgili bakanlarımız ve diğer resmî kurum ve yetkililer tarafından yapılacak açıklama ve bilgilendirmeleri esas almalarını önemle rica ediyoruz.

Ülkemizdeki radyo ve televizyon yayınlarının denetlemesine esas 6112 sayılı Yasaya göre, medya hizmet sağlayıcı kuruluşlarımızın sorumlu yayıncılık anlayışıyla hareket etmeleri gerekmektedir. Medyamızın, halkı yanlış yönlendirmemek adına kurgusal görüntülerde yer alan kesinliği meçhul olan bilgilere riayet etmemesi, resmî veri ve açıklamalara dayanmayan içerikleri yayınlarında kullanmamaları son derece önemlidir.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak beklentimiz, kamuoyunda sağlıklı kanaat oluşumuna yardımcı olan görsel ve işitsel medyanın kendisinden beklenen sorumluluk bilinciyle hareket etmesidir." demiş.

ümit özdağ ın gözaltına alınması

apo dışarı, ümit özdağ içeri...
2. ergenekon dalgası başlıyor.

akp seçmeni

akp'li olmayanı böyle...
dünsenize, bir de akp'li olsa...
neyse ki akp'li değil.

https://www.youtube.com/shorts/sXE234bMgJk