bugün

Ahlak göreceli bir kavramdır iyi yaşamak istiyorsanız zamanınızda ve toplumunuzda belirlenen ahlak kuralları ile hareket etmeniz gerekir.
ahlak bir insanın suç teşkil etmeyen özgürlüklerini kısıtlamamak ve hoşgörüyle yaklaşmayı bilmektir aynı zamanda.
gerektiği kadar geniş çerçeveden değerlendirilmediği düşünülendir bu yüzden.
Ortak bir payda bulmak imkansız ama herkes bir başkasını rahatsız etmeme ölçüsünü bilse iyi olabilir.
Ahlaksızlık kavramını ikiye ayırıyorum. Dindarlar için ahlaksızlık ve sekülerler için ahlaksızlık kavramı. Dindarlar kendi inanç ilkelerine aykırı her şeyi ahlaksız bulur ama kendi dindarlar çatısı altında da ahlak kavramını bölüştürürler bunlar da dinde ortaya çıkan mezhepler ve ilkelere göre değişir. Bu insanlar için örtük, inanç farzlarını yerine getiriyor olma, helal para kazanma gibi ortak noktalar olsa da yine birbirinden ayrılırlar. Bunlar kendi içlerinde başörtü bağlama şekline kadar doğru yanlış etiketlemeleri yapıp doğru- yanlış ahlaki normları oluşturlar.

Örtünme örneğin. Burka, çarşaf, ferace, tunik… yani burka kullanan bir kadın takmayanı yanlış bulabiliyor. Çarşaf giyen feraceliyi, ferace giyen tunikliyi o da pantolon giyen bir kadını gibi.

Kadına değer biçmede yine dindar bir kesim eşlerinin çalışmasına, sosyal hayatına, giyiminde ya da farzlarını yerine getirip getirmeme konusunda esneklik sağlayabilirken diğer bir kesim ise daha katı olabiliyor. Kadınlar evden çıkma, belirli mesafenin dışına eşsiz gidememe ya da çok erken yaşta sadece dini eğitimi zorunlu tutma ve dışarıya kapalı olmakta ısrarcı olabiliyor.

Seküler ahlak çizgisiz bir ahlak fakat kesinlikle toplumun ilkelerinden dolayısıyla dinin ilkelerinden etkileniyor.

Dindar ahlak sekülerliği kafirlik, kıyamet alameti olarak görüyor aykırı yaşayanlara büyük öfke duyuyor. Seküler ahlakta din ahlakına baskıcı, sıkıcı insan doğasına aykırı, pasifize edici ve zorbacı bir yapıda olduğunun farkında.
temelinde doğruluk ve iyi niyet vardır...
Ahlak insanı en güzel gösteren kıyafettir bence.
kimi insanda bundan zerre bile yoktur.
ve bundan hayvanlarda da hiç yoktur!
Arapça yaratılış, huy anlamına gelen sözcüktür. Göreceli bir kavramdır. Yani ne olduğu kişiden kişiye değişendir. Psikolojideki karşılığı süperegodur.

Kim ahlak şövalyeliği yapıyorsa o en namussuzudur, en ahlaksızıdır... Hiç şaşmaz.
insanı insan yapan yegane şey..
sözlerin ve davranışların iyiliğinde ve inceliğinde saklıdır.
"Din" ahlakını unutacağını zannedenin iddiasıdır. Ahlak'ın temeli hiçbir nesnel yada öznel duruma mal edilmeksizin "aile"yı temsil eder. Eğer "aile" dinlerin iddia ettiği gibi yok ise, ispata mecbur olan dinlerin Ta kendisidir.

Ailelerini sokakta bulmuşçasına şu alçak dünya şart ve koşullarına layık bulanlar için ne söylesense az.

Böyle bir dünyayı ahlaken aklayabilmek, gerçekten ahlaksızlığın sınırlarını zorlamaktır.
Millet ahlakını pazara çıkarmış, herkes yine kendi ahlakını satın almış.
akıl pazara çıkmış, herkes kendi aklını beğenmiş. ahlak gibi bir kavramın öznel değer yargıları olmaz, nesnel ve kapsamlı ilkeleri vardır. en başta din gelir, kültürel v toplumsal normlar farklı olabiliyor.
Aktrollerde pek bulunmaz.
kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur." Yahu şu saçma sözü paylaşıyorlar irrite oluyorum. Ahlaksızlar da kendine iyi kılıf buluyor. Bunların kafaya bakarsak kimse doğruları söylemeyecek. Herkes her haltı yesin kimse doğruyu söylemesin.
"kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu odur." - nietzsche
..ve ahlakiliği mümkün kılan tek şey, özgürlüktür.
olması gerekendir. sanıldığının aksine ahlak o kadar da göreceli değildir çünkü belli bir tanımı vardır. toplumda nezaket kuralları çok önemlidir.
insanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına yol açan mânevî nitelikleri, huyları ve bunların etkisiyle ortaya konan iradeli davranışlar bütünü; bunlarla ilgili ilim dalı.

(bkz: TDV iA)
Toplumdan topluma farklılık gösteren hatta bireyden bireye dahi anlayış nüansları gösteren bir olgu olup, davranışları şekillendiren bir yapıya sahiptir.
Örneğin:
Bir toplumda erkekle kızın evlilikten önce cinsel birleşimi ahlaki kabul edilebilirken başka bir toplumda bu ahlaksızlık olarak nitelendirilmektedir.
arapça hulk kökünden gelir ve yaradılış demektir. Yani insanın yaradılışından ve özü itibariyle sahip olduğu bir olgudur. Bu olgu farklı tezahürlerle insana hatırlatılmıştır ki bunlardan en önemlisi dindir.

Din, insanın yaradılışının bilgisini bilmediği zamanlarda ona yaradılışını anlatma maksadıyla oluşturulmuş mistik ve bizim batınen kolayca anlayamayacağımız bir kavramdır.

Binaenaleyh ahlakın kaynağı yaradılıştır. Yani ahlak zaten sahip olduğumuz, o tek organizmadan ayrılmadan önce bizi biz yapan şeylerden biridir.

Ancak şu gerçeğin de ayırdına varmak gerek; evrensel yasalar gereği ahlakın ayrımına varabilmemiz için ahlaksızlığın da olması gerekir.
Tarih boyu üç tip ahlak oluştu.

Avcı-toplayıcı ahlakı.

Tarım toplumu ahlakı.

Sanayi toplumu ahlakı.

Dördüncü olacak olan bilgi toplumunun ahlak anlayışı internetle birlikte 90'lı yılların sonunda başladı.

22 yıllık bir travmayla yeni ahlakı algılamaya çalışan bir insanlık var.
safsatalar üzerine kurulu, kurallar manzumesi.

Aslolan insanlıktır, çevreye ve insana zarar vermeden yaşamaktır.
Uhrevi değil pragmatistir. Tüm yaratılmış baskı unsurları toplum için vardır ve bu toplum denen illet daha iyi nasıl işler üzerine açıklama barındırır.
Ahlak da bunlardan biridir. Temelde toplumun var olması ve varlığını devam ettirmesi için bir takım kurallar koyar. Bunların adı ne olursa olsun, kendini neye dayandırırsa dayandırsın hepsi aynıdir.
ister biri komşusunu tanrıdan korktuğu icin öldürmesin, ister devletten, isterse erdemli olduğunu düşündüğünden bunu yapmasın. Motivasyonu ne olursa olsun temelde öldürmemek bir gizli toplum yasasıdır. Çünkü herkes kafasına esenı öldürürse toplum değil kaos oluşur. işte bunu ister hukuk, ister ahlak, ister din, ister salt baskı, ister töre ile sağla. Fark etmez. Temelde pramatist yanı vardır. Çünkü sen de bir başkasının komşusundur. Öldürmemede uzlaşmak aslında bir nevi senin de varlık garantin.
Dilde güzel duruyor ancak iş fiilde görmeye gelince çoğu kişide hiçbir emaresi yok.