(bkz: biz bu milletin ta kendisiyiz)

en başında hem sosyolojik hem de toplum bilimi adına ülkemizi en iyi açıklayan cümleyi kurmuştu zaten sayın cumhurbaşkanımız. neye neden şaşırıyorsunuz ki ?

Eski otomobilleri elektrikli motorlarla donatan ingiltere merkezli firma.

http://www.charge.cars sitesinden de takip edebilirsiniz.

Ya ben sizin vizyonunuza sövsem 6. Nesil yazarlık gider. Sizin yaptığınız arabaya küfretsem bende bu şans varken beni de bulur marka değerimizi zedeliyor bu diye mahkemelerde süründürürsünüz. o yüzden istemeden de olsa kibar konuşacağım.

1960’ların canavar mustanglerini alıp ford lisansı altında konfor güvenlik ve altyapı gibi donanımları günümüz seviyesine getiren bu nacizane firma arabaya ilk görsellerden anladığım kadarıyla tesla altyapısına sahip elektrikli Bir motor, batarya ve alt ekipmanlarla donatmış.

350 kwlık motor tekerleklerde 1200 nm gibi devasa sayılabilecek torka sahip. Aiwd denilen bir sistemle tekerleklere gönderilen bu güç aracın arzu edilirse dört tekerlekten çekişle arzu edilirse de arkadan itişli şekilde kullanılabilmekte.

Yapılan tüm bu uygulamalar aracı 3.99 saniyede 0 dan 96km hıza * Çıkartabiliyor. Menzil olarak da yaklaşık 200 mil olarak sitede belirtiliyor.

Şimdi... tüm bunları göz önüne alarak bu arabayı almaya karar verirsek ingiltere fiyatıyla 300.000 sterlin ödememiz gerekiyor.

Elektrikli bir muscle almaya karar verdiniz, türkiye için vergiler nakliye ıvır zıvır hariç 300.000 sterlinde buldunuz verecek, elimize ne geçiyor ? “Redline” da vızıldayan bir mustang. Egzoz sesi ? Yok. Zincir tahrik 8 silindirin kükremesi ? O da yok. Kırmızı ışıkta vitesi boşa alıp gaz verince arabanın sağa sola sallanması ? O hiç yok. Ne var ? Bir kovan arı sesi. Sebeb ? Dünya kirlenmesin.

8 milyar yaşındaki dünyada denk geldiğimiz dönemin anasına avradına söverek aranızdan ayrılıyorum.

Allah firma gibi belanızı versin. işallah batarsınız.

Bmw 1 serisi kırmızı çizgimdi. Anasını siktiler afedersiniz. Aylar sonra içimi dökmeye geldim.

Muhteşem bir otomobilin, sahip olduğu bütün özellikleri elinden alınarak, haklı sebebler ile olsa da bitirilmek üzere olduğu modeldir. Mükemmel formu (hatchback), kusursuz zf şanzımanı, 50:50 ağırlık donanımı ve belkide en önemlisi arkadan itişi ile gerek tasarım olarak, gereksede bmw’nin felsefesi olan driving pleasure’ı en çok hissettiren otomobillerden birisi idi 1 seri bmw.

Ancak her nasılsa, bmw, 1 serisinin satış rakamları açısından bakıldığında devasa farkların olmadığı segmentlerinde araçlarını alan insanların %80’inin arabayı alırken arabanın arkadan itişli olduğunun farkında bile olmadıklarını iddaa ederek aracın çekişini yanlış yere koymaktan (fwd) çekinmediler. Hadi arkadan itişe ok. Bir nebze. Maliyet diyebilirsin, arka koltukta tünel sebepli oluşan daralma konforu azaltıyordu diyebilirsin (sanki bmw 1 serisi insanların önde 2 arkada 3 kişi uzun yolculuklar yapması için tasarlanmış bir araba, 1 serisi sahiplerinden kaç tanesi hadi bagajlarla 5 kişi doluşup 800km yol yapalım derki ?) zf’nin neresi battı acaba ? O abuk sabuk ön tasarım nedir ? Neden 2 serisinin (özellikle de x2) küçüğü olarak tasarlanmış olabilir acaba ? X2 istesem gider 400 milyar verip mal gibi 1.5 önden çekişli araba alırım. Neden bmw mottosunu yaşayabileceğim küçük (nispeten) formlu, arkadan itişli, ister efendi efendi spor destekli hayvani koltuğuma yayılıp pamuk geçişli zf şanzımanla keyif yapabileceğim, ister 1.5 136 ps bile olsa arkadan itişin ve zf şanzımanın müthiş geçişleriyle virajlı yollarda redline da gezebileceğim bir arabayı alıp audi a3 ya da mercedes a serisi formuna soktunuz ? A3 istesem audiye giderim ??

Otomobiller hala dünyadaki bir çok insan için keyif nesnesidir. Buna tecavüz etmeye çalışsanız da bu böyledir çalışmasanız da. Özel okul pelinsuları anlamıyor diye bir arabanın elinden herşeyini almanız bana koymaz. Gider ikinci el 1.20 lci alır gene yanlarım. Ancak yarın “0” otomobil satışlarınız patlak basket topu gibi yerde sekmeye başlayınca siz kaybetmiş olursunuz, ki işallah kafanızı vura vura f30 lci de rwd opsiyonu getirirsiniz. Yoksa 1 serisinin rakipleri arasından seçilmesini sağlayan en baba 3 özelliği alırsanız sizi elegant görünüşte audi, konfor ve rahatlıkta mercedes gondikler siz de elinizde o abuk sabuk ön far tasarımıyla bu fwd şaşiyi neremize soksak diye düşünmeye başlarsınız.

Allah belanızı versin.

Sonuçları açıklanan sınavdır.

evimizin direği, gözümüzün nuru crate'miz. nakliye uçağının peşinde nice yiğitleri ''önümüze düşsün'' diye koşturan, takımları takımlara kırdıran, içerisinde birbirinden farklı mucizeler barındıran gizemli kutumuz.

(bkz: pubg) oyunun gizli öznesidir. bir nakliye uçağından atılan ve oyuncuların savaş sırasındaki durumlarını direkt olarak avantaja çevirebilen silahlar ve zırhlar çıkan bu kutu uğruna savaşılacak kadar değerli ve güzeldir.

viva el pozo.

(bkz: erken boşalma)

ne koçyiğitler harap etmiştir geçmişten günümüze.

an itibarı ile kapalı olan hava sahası. (teknik anlatım eksikliği cahilliğimdendir.)

günlük liveatc ~https://www.liveatc.net/search/?icao=saw*https://www.flightradar24.com~ girdim ki aaaaa (burada şaşıran nişantaşı kızı gelsin gözünüzün önüne) ? istanbul hava sahasında allahın kulu yok. ne iniş için yaklaşan, ne kalkışa hazırlanan ne de iniş prosedürlerini tamamlamaya çalışan.

olm bunlar ince ayrıntılar. siz hayırdır gece gece ?

edit; dedikten sonra atatürk'e (ist) bir iniş formuna giren ve kalkış yapan uçak belirdi ancak emin olun günlük standartların onda biri bile değil uçuş yoğunluğu. hele sabiha bildiğiniz dükkanı kapatmış gitmiş görünüyor.

edit 2: ist kalkışlar başladı ama eski yoğunluğunda değil.

(bkz: ergenekon destanı)

vw çatısı altında bulunan bugattinin üretim başlangıcından bu yana müşterilerle buluşturduğu 47 bugatti chiron araç için geri çağırma (recall) yayınladı.

ancak bu çağırmanın normalinden (doğal olarak) biraz farklı olduğu görülmekte. zira bir marka bir araç için recall duyurusu yaparsa, arabayı servise götürürsünüz ve en iyi ihtimalle size muadil bir araç verip tamir süresi sonuna kadar kullanmanızı isterler. durum bugattide ise şöyle; bugattinin uçan doktorlar (flying doctors) adını verdiği üst düzey bir teknik ekip sizi ayağına çağırmak yerine sizin yanınıza tam teşekküllü olarak (bildiğiniz araç taşıma tırıyla alet edavatıyla) gelecekmiş, aracınızı özel araçlarla servise taşıyacakmış, serviste aracın değişmesi gereken parçayı ücretsiz olarak yapıp aracı size teslim edeceklermiş.

zenginlik mi daha güzel almanlık mı bilemedim.

--spoiler--
https://www.google.com.tr...KjAA#imgrc=G7E4ghveMnsLlM:
--spoiler--

lan entry'nin sonuna geldik yeni aklımıza geldi. geri çağırmaya neden olan arızalı parça ''Koltuk sırtlık braketlerindeki arızalı kaynaklar''

orası arabanın neyiymiş lan diye sormayın. hiçbir fikrim yok.

kaynak neydi ? kaynak emekti. https://www.topgear.com/c...tti-does-recalls-properly

Muhtemelen birkaç ay sonra sahibinden com’da muadillerine göre 100-150 bin tl uyguna (bkz: ferrari f12berlinetta) bulmamızı sağlayacak kaza.

Tramersiz, boyasız, çıtır hasarlı servis bakımlı.

978,333,902 saniye, 271,759 saat, 377 ay olmuş. 31 yıl. olalı bayağı zaman geçen gün. kutlu olsun. *

galatasaray'a gelme iddaaları tvlere kadar düşmüş futbolcu.

eğer okuyan yetkili var ise; eğer gelirse; önce maça gidemeyeceğimi bildiğim halde takıma katkı katkıdır diye aldığım pasoligi sonra bein sports'u iptal ederim. akabinde bir daha sezonluk en az 200-250 lira storelara para bırakma işinden vazgeçerim.

sonrasında arda okuyorsa; doğduğun gün dahil olmak üzere galatasarayımda iyi ki varsın dediğim günleri bir güzel unutur çıkma ihtimalin olan her maçında korsan izleyeceğim her maç yayınında sana küfür ederim. ana avrat dümdüz hemde.

anne lan. anne. annene laf söyletme arda. gelme galatasarayıma.

reklamlarda ''hayat kurtaran teknolojiler'' şeklinde tanıtımını yaptıkları özelliklerin, gerçek hayatta da işe yaradığını gördüğümüz araçları üreten marka.

örn: https://www.youtube.com/w...u0fs&feature=youtu.be

görsel

Hayırlı geceler efendim. Malum işsizlik uykusuzlukla birleşince bünye abuk sabuk şeylere sarıyor. Bendenizde bakayım flightradar a ülkem sınırlarında kimler jettison yapıyor kimler radio failure çekiyor diyerek girdim. Hava trafiğinin diğer günlerden çok farklı olmaması ( katar havayollarının devasa a380leri, kargo uçakları, thy’nin ve bilumum firmanın uzun uçuşları) canımı biraz sıksa da haritanın alt taraflarında görünen bu iki arkadaş dikkatimi çekti. Genelde 300-350km arası hızla uçan, irtifa olarakta 4000-5000m arası irtifalarda uçan, standart uçaklardan farklı dönüşler alçalışlar, yükselişler yapan bu iki kafadar flightradar gibi biz sıradan insanların hava trafiğine her an bakabileceği bir programda görünmelerinin yanı sıra ne bir transporder koduna ne de kalkış iniş meydan bilgilerine sahipti.

Halihazırda paylaşacak kimsem olmayınca ben de kendimi sözlüğe atmış bulundum.

Şimdi sorular;

1) be amına koduğumun gerizekalıları, bunlar havadan gözetlemede kullanılan siha-iha gibi nerede olduğu, ne yaptığı izlediğiniz-takip ettiğiniz kişiler tarafından bilinmemesi istediğiniz aletlerden ise neden flightradarda.
2) değiller ise; mesela eğer helikopter iseler orada bu saatte ne tür bir olay var veya neden uçuyorlar. (ve yine neden public bir programda görüyoruz)
3) her ikiside değilse lan bunlar gerçekten ne ?

patlayan sözlük.

bakım makım yapıyolla heralde.

Hesap benim duvar benim olduğuna göre buraya biraz içimi dökebilirim sanırım.

Aşağıda anlatacağım olay, kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünü olabilir. (Olmayadabilir)

ilişkilerimizin birkaç detay, problem haricinde bitme sebeblerinden biri olan aldatma mevzuunda söylemek istediğim şeyler var. Bunlardan en önemlisi değerli romalılar, ilişkiniz var ise ve karşınızdaki ile aranızda sevgi kalmamışsa saygıyı bitirmemeniz gerekmekte. Her ne yaşanırsa yaşansın her ilişki güzel başlar ve ilişki sürecinde mutlaka yüzünüzü gülümseten ve “allahım, sana bu günleri gösterdiğin için şükürler olsun” dediğiniz anlar vardır. Bunlara istinaden ilişkinizin bitiminden sonra bile her ne kadar inkar edilse de bu güzel anlar hatırlanır, saygı sevgi çerçevesinde bitmiş ise ilişki gülünür belki efkarlanır ve hayata devam edilir. Ancak ilişki taraflardan birisinin ihaneti ile bitmişse işte o zaman ne o güzel başlangıçların ne de o beraber geçirdiğiniz güzel günlerin kıymeti kalmaz. Daha da fenası, aldatan kişinin karakteri, haysiyeti ve şerefi üzerine düşünüp durmaya başlarsınız. En kötüsü ise karşınızdaki insanın sevgiye, bağlılığa ve ilişkiye olan inancını yitirmesine sebeb olursunuz ki bu her insanın mutlu olma sağlıklı ilişki yaşama hakkını elinden aldığınız için “kul hakkına” girebilir. Doğal olarak ne geçirdiğiniz günlere olan inancınız ne de karşınızdakinin inanırlığı, güvenilirliği üzerine saygınız sevginiz kalır. (Neye inanırsa inansın kişi) inancı kuvvetli insanlar bir de şunu söylerler; dünya yaşattığın her şeyi sana yaşatacaktır. Adalet bir gün elbet seni de bulacak. Ben pek inanmam ama dursun. “Artık seninle aynı paralelde ilerlemek, hayatımın geri kalan günlerini seninle geçirmek isteyemiyorum-istemiyorum. Kusura bakma. Her şey için teşekkürler, hoşçakal” demek inanın çok kolay ve çok daha saygı duyulası, hatta ve hatta “ayrılılan” kişide olan sevginin devamını bile sağlayabilecek basit, insani cümlelerdir. Ve sizi yüceltir.

(Son paragraf) Sosyal canlılar olarak, insanlar içerisinde belli bir düzende yaşama mecburiyetimizden, insan olarak, kimseyi sevmek zorunda olmadığımız gibi, aynı ortamda iletişim halinde olduğumuz insanlara olan saygımızı bitirmememiz çok önemli. Ve tabii ki onların bize olan saygısını kaybettirmememiz. Çünkü sıfatlarımızı insanlığımızın üzerine yapıştıran bizler, sahip olduğumuz sıfatları ancak insan olarak yaşayabilir-yaşatabiliriz.

Ölümün olduğu dünyada ilişkilere bu kadar önem vermek ne derece doğrudur tartışılabilir. Zaten zaman her yaraya her zaman merhem olmuştur. Bu sebepten, insan olarak kalmamız ve sebeb olduğunuz her acıyı, mutluluğu misli ile yaşamanız dileklerimle * Bir başka iç döküşte görüşmek üzere sevgiyle kalın.

An itibarı ile atv de yayınlanan film.

Çevirisini siktiklerim film başladığından beri ısparta ısparta diyip duruyorlar.

(bkz: yapacağınız işi sikeyim)
(bkz: sparta)

“izlemeyin adam sikiyorlar” maçı. Şu saatte özlenilen kadından gelen mesaj gibi oldu. Muazzam futbol seyri.

(bkz: caps or it didn t happen)

Yapanın da yaptıranın da yazılımında çalışanın da amına koyayım.

4 saattir yüklemeye çalışıp yükleyemediğim oyundur efenim. Hafta bitmiştir, haftasonu için eğlencelik, birazda aah ah nerde o cc generals günleri diye özlenip oyun bulunmuş bilgisayara indirilmiştir. Çeşitli kurulumlardan ve hata vermelerden sonra oyun hata vermekten sıkılıp olacakli hatasız kurulmuş ve o kutsal simgeye biradan bir fırt daha alınarak çift tıklanmıştır. Sonuç ? Açılış ekranında kalınıp kendi kendine kapanma. 4 saat. Allah belanızı versin.