bugün
- aşık olmanın avantajları8
- yazarların sahip olmak istedikleri süper güçler18
- üstad kadir mısıroğlu9
- osmanlı yı yeniden kuracağız17
- uyudun mu yazan kız15
- iyi insan olmanın hiçbir işe yaramaması22
- gecenin şarkısı8
- hıdırellez11
- iyi geceler18
- depresyondan kurtulamamak10
- 4 mayıs 2025 fenerbahçe beşiktaş maçı38
- silivri'deki yapraklar alkışlıyor mu15
- gerçeği aramak10
- şeytan13
- bir sonra ki halife kim olacak14
- anın görüntüsü13
- hırsız vaaaaaaaaaar12
- hiçbir bant o yolsuzluk dosyasını kapatamaz13
- özgür özel'e atılan osmanlı tokadı16
- bir ilişkinin kısa sürme sebebi14
- o kadın polisimiz başörtülüydü20
- kader doğuştan yazılı bir şey midir12
- sırrı süreyya önder50
- ali koç11
- ramadan fahriden8
- 3 mayıs türkçüler günü14
- 13 yıl önceki fotoğraflarınız11
- 4 mayıs özgür özele saldırı30
- en sevdiğiniz sözlük ahmeti8
- stanley termos olmazsa ben pikniğe gitmem12
- kendini esmer sanarken birden sarışın olan kız19
- nihal atsız türkçülüğü vs atatürk türkçülüğü12
- akrep burcuyum soruları alayım9
- diyanetten skandal cuma hutbesi15
- 3 mayıs 2025 galatasaray sivasspor maçı16


entry'ler (132)
Ozlenilen dosttur kendileri...Yazıları olmadan sozluk oksuz kalmıstır.
(bkz: matrix) açık konuşmak gerekirse ilk seyrettiğimde bi halt anlamamıştım.
üniversite yıllarında geçen bir olaydır. aynı yurtta farklı odada kalmakta olduğum bir arkadaşımla yılbaşından önce birer adet milli piyango bileti aldık. anlaşmamıza göre kime çıkarsa şıksın parayı kırışacaz. neyse yılbaşı gelir. gecesinde eğlenilir, bi güzel uyku çekilir. arkadaşa göre nispeten daha erken kalkan ben ilk iş olarak oda arkadımın aldığı gazeteden büyük ikramiye için talihli numaralara baktım, tabi daha aşağı ikramiye kesmiyo, çıkmadığı için diğer numaralara bakmadım...
sonra sms geldi.
bileti birlikte aldığımız arkadaş "kardeş numaraları yolla da çıkmış mı bakıyım" demişti.
ben de büyük ikramiyenin talihli numaralarını yolladım.
2 dakika sonra telefonum çaldı arayan o arkadaştı. açtım, heyecanlı bir ses ile "oğlum koş bi odaya gel" dedi.
gittim odasına. duşa girmeye hazırlanmış yarı çıplak vaziyette "zengi olduk diye bağırdı". yurttaki diğer odalardan birileri çıktı. ben heyecanla "helal olsun kardeş sana mı çıktı" diyerek sarıldım...
hayır kardeş sana çıktı dedi.
afalladım...meğer arkadaş ona yolladığım talihli numaraları turkcellin yeni hizmetine sms olarak sormuş ve büyük ikramiyeyi kazandınız cevabı ile 10 dakikalığına yanlışlıkla zangin olduğumuzu zannetmiş ve tüm yurdu galeyana getirmişti.
sonra sms geldi.
bileti birlikte aldığımız arkadaş "kardeş numaraları yolla da çıkmış mı bakıyım" demişti.
ben de büyük ikramiyenin talihli numaralarını yolladım.
2 dakika sonra telefonum çaldı arayan o arkadaştı. açtım, heyecanlı bir ses ile "oğlum koş bi odaya gel" dedi.
gittim odasına. duşa girmeye hazırlanmış yarı çıplak vaziyette "zengi olduk diye bağırdı". yurttaki diğer odalardan birileri çıktı. ben heyecanla "helal olsun kardeş sana mı çıktı" diyerek sarıldım...
hayır kardeş sana çıktı dedi.
afalladım...meğer arkadaş ona yolladığım talihli numaraları turkcellin yeni hizmetine sms olarak sormuş ve büyük ikramiyeyi kazandınız cevabı ile 10 dakikalığına yanlışlıkla zangin olduğumuzu zannetmiş ve tüm yurdu galeyana getirmişti.
midesi olanlar için bile okunmaması gereken kitap (bkz: sodomun 120 günü).
fakir fukara fonunun mizahi şekilde yazılması. ayrıca yeni bir yazarmış.* hoşgelmiş.
(bkz: fak fuk fon)
(bkz: fak fuk fon)
halkının yoksul olduğu ama; bilinenin aksine kendini yurtdışında da olsa geliştirmiş siyaset ve bilim adamlarına sahip ülke. iran'dan önce nükleer gücünü geliştirmiş ve atom bombası yapan islam ülkesi. bölge itbariyle bakacak olursak çin, rusya ve hindistan'ın atom bombasına sahip olduğunu dşünürsek, karışmaya hatta kızılca kıyamet kopması mümkün olan coğrafyada olması da bir dezavantajdır.
benazir butto'nun suikasta kurban gitmesinden önce yaptığı konuşmada ülkedeki karışıklığı gidermek adına dış güçlerden yardım alacağını duyurması aslında bu ülke üzerinde dış güçlerin ne denli heyecanla bekledikleri gerçeğini gözler önüne sermektedir. keza siyasetçilerinin oxford ve harvard gibi lokomotif üniversitelerden mezun olduğunu, büyük ihtimalle öğrencilik yıllarında bile cia veya mossad gibi teşkilatlar ile dirsek teması halinde olduklarını düşünürsek ülkedeki iç karışıklığın sebebi açıkça anlaşılmaktadır.
abd, rusya, israil ve çin atom bombasına sahipken pakistanın atom bombası yapması özellikle cia ve mossad'ın tepkisini çekmiş ve tüm dünyada hızla yayılan islam fobisinin bir neticesi olarak, siyaseten ve bilmen güçlü fakat; halk ve ekonomisiyle çökmüş olan pakistanın etrafını birer akbaba misali sarmaya başlamışlardır.
benazir buttonun kocasının karışıklıktan faydalanması ve devlet başkanı olması demokrasiyle yönetiliyor denilen ülkenin siyasal sorunlarını apaçık göstermiştir. kaldı ki benazir butto'nun ölmeden önce yazdı denilen bir mektup ortaya çıkması hiç de inandırıcı değildir. ortaya bir mektup çıkıyor "benden sonra yerime oğlum geçsin yazıyor". oğul dediğimiz de yeni reşit olmuş biri. eğitimsiz üstelik. eğitimini tamamlansın diye oğul yurt dışına gidiyor ve yerine baba vekaleten bakıyor. bu vekillik zamanında da nasıl oluyorsa devlet başkanı oluveriyor.
hukukçularına gelecek olursak; bizdeki hukukçular gib birilerinden ya da bir şeylerden korkmuyor. darbe olduktan sonra çıkıp kenan evreni kutladıkları gibi kutlamıyorlar. pervez müşerref'e karşı cesur bir duruş sergileyip, cesur kararlar verebilen hukukçulara sahip bir ülkedir. hoş şu ara pakistan üzerinde dış güçlerin oynadığı oyunlara kendi kanunları gereği ses çıkaramamış olsalar da fırsatları olsa bundan korkmayacakları aşikardır.
butto suikastı hala çözülmüş değil, devlet başkanının nasıl iktidara geldiği muallak, atom enerjisini askeriyeye bağlı ayrı bir birlik ellerinde tutuyor ve ülkede dış güçler cirit atıyor...halk fakir, halk bilgisiz ve koyun gibi güdülmeyi bekliyorlar. ülkedeki karışıklığı düşünürsek osmanlı'nın son yıllarına benzemekteyse de millet olarak bağlarının kuvvetlenmesini beklediğim toplum olarak ifade edebilirim.
devlet ve siyaset güçlü olabilir ama halk; millet olarak güçlü olmaz ise dış güçlerin bir kuklası olması geç değildir.
benazir butto'nun suikasta kurban gitmesinden önce yaptığı konuşmada ülkedeki karışıklığı gidermek adına dış güçlerden yardım alacağını duyurması aslında bu ülke üzerinde dış güçlerin ne denli heyecanla bekledikleri gerçeğini gözler önüne sermektedir. keza siyasetçilerinin oxford ve harvard gibi lokomotif üniversitelerden mezun olduğunu, büyük ihtimalle öğrencilik yıllarında bile cia veya mossad gibi teşkilatlar ile dirsek teması halinde olduklarını düşünürsek ülkedeki iç karışıklığın sebebi açıkça anlaşılmaktadır.
abd, rusya, israil ve çin atom bombasına sahipken pakistanın atom bombası yapması özellikle cia ve mossad'ın tepkisini çekmiş ve tüm dünyada hızla yayılan islam fobisinin bir neticesi olarak, siyaseten ve bilmen güçlü fakat; halk ve ekonomisiyle çökmüş olan pakistanın etrafını birer akbaba misali sarmaya başlamışlardır.
benazir buttonun kocasının karışıklıktan faydalanması ve devlet başkanı olması demokrasiyle yönetiliyor denilen ülkenin siyasal sorunlarını apaçık göstermiştir. kaldı ki benazir butto'nun ölmeden önce yazdı denilen bir mektup ortaya çıkması hiç de inandırıcı değildir. ortaya bir mektup çıkıyor "benden sonra yerime oğlum geçsin yazıyor". oğul dediğimiz de yeni reşit olmuş biri. eğitimsiz üstelik. eğitimini tamamlansın diye oğul yurt dışına gidiyor ve yerine baba vekaleten bakıyor. bu vekillik zamanında da nasıl oluyorsa devlet başkanı oluveriyor.
hukukçularına gelecek olursak; bizdeki hukukçular gib birilerinden ya da bir şeylerden korkmuyor. darbe olduktan sonra çıkıp kenan evreni kutladıkları gibi kutlamıyorlar. pervez müşerref'e karşı cesur bir duruş sergileyip, cesur kararlar verebilen hukukçulara sahip bir ülkedir. hoş şu ara pakistan üzerinde dış güçlerin oynadığı oyunlara kendi kanunları gereği ses çıkaramamış olsalar da fırsatları olsa bundan korkmayacakları aşikardır.
butto suikastı hala çözülmüş değil, devlet başkanının nasıl iktidara geldiği muallak, atom enerjisini askeriyeye bağlı ayrı bir birlik ellerinde tutuyor ve ülkede dış güçler cirit atıyor...halk fakir, halk bilgisiz ve koyun gibi güdülmeyi bekliyorlar. ülkedeki karışıklığı düşünürsek osmanlı'nın son yıllarına benzemekteyse de millet olarak bağlarının kuvvetlenmesini beklediğim toplum olarak ifade edebilirim.
devlet ve siyaset güçlü olabilir ama halk; millet olarak güçlü olmaz ise dış güçlerin bir kuklası olması geç değildir.
eti yumuşak ve lezzetli olan balıktır.
halk tarafından fazlasıyla sevilen yağlı bir balık. yağ koymaya gerek olmadan kızarabilen, yağlı olduğundan ızgarası da güzel olan damak zevki.
ancak şu var ki seviyoruz, yiyoruz, biz yedikçe balıkçılar satılıyo diye çinekopları düzensiz şekilde avlıyorlar. bir ara piyasada lüfer bulunmuyordu yanlış avlanma yüzünden.
hemen hemen aynı boyda olmaları nedeniyle (bkz: barbun), (bkz: tekir)
ancak şu var ki seviyoruz, yiyoruz, biz yedikçe balıkçılar satılıyo diye çinekopları düzensiz şekilde avlıyorlar. bir ara piyasada lüfer bulunmuyordu yanlış avlanma yüzünden.
hemen hemen aynı boyda olmaları nedeniyle (bkz: barbun), (bkz: tekir)
her ne kadar doktorlardan korkmasam da, anladığım kadarıyla kendisinden korkmamı isteyen doktor yazar, yazar doktor.* sohbeti güzel, eğlenceli, sürekli koşturan dünya güzeli arkadaşım.
doktorların hastalardan bıçak parası alması veya en basitinden hastaya köpek muamelesi yapan 7 yıllık fakülte bitirmiş -ancak eşekliğin baki olduğu- doktorlardan korkmadığım kesin. ama kelimelerle ifade etmeye çalıştığım insanın görevini hakkıyla yapacağından emin olduğum için bu beni korkutur. açık bulmak benim işim. bulursam fena olur ama.*
doktorların hastalardan bıçak parası alması veya en basitinden hastaya köpek muamelesi yapan 7 yıllık fakülte bitirmiş -ancak eşekliğin baki olduğu- doktorlardan korkmadığım kesin. ama kelimelerle ifade etmeye çalıştığım insanın görevini hakkıyla yapacağından emin olduğum için bu beni korkutur. açık bulmak benim işim. bulursam fena olur ama.*
2004 yılında kdv oranı %0'a indirilen değerli taş. pırlantada %0 iken, en temel gıdalarımıza bile haşur huşur kdv ödememiz neden anlamak mümkün değil. zengin olan lüksüne vergi vermesin, fakir ezilsin. sonra oturup sosyal devlet naraları atalım ne ala memleket.
internet yazısı için buyrun:
http://www.mevzuatbankasi...sp?kategori=1&id=3542
internet yazısı için buyrun:
http://www.mevzuatbankasi...sp?kategori=1&id=3542
yanındaki insandan nasıl bir bilgi öğrenirim diye çalışan koca adam. öğrenmenin yaşı yoktur tabi. karşısındakini dinleyen, saygı gösteren en önemlisi değer veren şahsiyet.
dalgacıdır aslında. benim gibi ciddi insanların tarzını ilk başta anlamama ihtimali çok yüksek olsa da, 15 yıla dayanan tanışıklığımız 10 yılı geçen dostluğumuz hatta kardeşten öteliğimiz sayesinde tarzını anlamak benim için zor değildir. ayakların nereye götürdüğünü bilmeden gece yarılarına kadar yürümek, vatanı kurtarmak veya yeni bir şey paylaşmak bambaşkadır.
tatile gitmişiz geziyoruz. deniz, kum, güneş,- benim hatuna rapor verme işi yüzünden takılamasam da- ecnebi hatunlar. git tatilini yap kardeşim ne geliyosun gece gece yürüyelim diyosun... velhasıl kelam yürüdük. kemerin yüzde bilmem kaçını turladık. adana dürümcü bulup bir anda o rusların bütün cazibesini unutup masa başında vatanı kurtarmaya koyulduk. güzel anılardı, dostluğun tadını çıkarmaktı ama gel gör ki yaşlanıyoruz.
bir çoğumuzun tipi liseli ergen gibi görünse de artık koca bir adam olduk. sorumluluklar bindi tepemize. deniz spor formalı hayattan tek beklentisinin mahalle maçında gol attıktan sonra "mutu mutu mutu" diye bağırmak olan çocuk kalmadı...*
yarının ne olacağını bilmemek şeklinde tanımlanacak bir hayat seninki. nereden nereye. ramazan bakkalından top mu çalsak diye konuşurken bir bakmışız ki ispanyada su pahalı, ulan anasını sattığımın fastfoodcusunda bile tuvalet paralı diye konuşmaya başlamışsın.*
hangi ara o kadar kitap devirdik. bilgilendik, adam olduk. ya da okuduk cehalet gitti ama eşeklik baki kaldı.*
gece gece nerden efkar bastıysa bilmiyorum. özledim lan. sadece seni değil çocukluğu. küçük olduğunu bilmeyi. takım elbiseyi giydiğimde, ceketini ilikleyen insanlardan; tşört giydiğimde, büyüyünce ne olacaksın diyen insanlardan sıkıldım belki de.
her şey statü. her şey...*
statünün girmeyeceği tek yer 10 yılı aşan dostluktur. işte huzur denen şey bu. en kısa zamanda görüşecez inşallah
dalgacıdır aslında. benim gibi ciddi insanların tarzını ilk başta anlamama ihtimali çok yüksek olsa da, 15 yıla dayanan tanışıklığımız 10 yılı geçen dostluğumuz hatta kardeşten öteliğimiz sayesinde tarzını anlamak benim için zor değildir. ayakların nereye götürdüğünü bilmeden gece yarılarına kadar yürümek, vatanı kurtarmak veya yeni bir şey paylaşmak bambaşkadır.
tatile gitmişiz geziyoruz. deniz, kum, güneş,- benim hatuna rapor verme işi yüzünden takılamasam da- ecnebi hatunlar. git tatilini yap kardeşim ne geliyosun gece gece yürüyelim diyosun... velhasıl kelam yürüdük. kemerin yüzde bilmem kaçını turladık. adana dürümcü bulup bir anda o rusların bütün cazibesini unutup masa başında vatanı kurtarmaya koyulduk. güzel anılardı, dostluğun tadını çıkarmaktı ama gel gör ki yaşlanıyoruz.
bir çoğumuzun tipi liseli ergen gibi görünse de artık koca bir adam olduk. sorumluluklar bindi tepemize. deniz spor formalı hayattan tek beklentisinin mahalle maçında gol attıktan sonra "mutu mutu mutu" diye bağırmak olan çocuk kalmadı...*
yarının ne olacağını bilmemek şeklinde tanımlanacak bir hayat seninki. nereden nereye. ramazan bakkalından top mu çalsak diye konuşurken bir bakmışız ki ispanyada su pahalı, ulan anasını sattığımın fastfoodcusunda bile tuvalet paralı diye konuşmaya başlamışsın.*
hangi ara o kadar kitap devirdik. bilgilendik, adam olduk. ya da okuduk cehalet gitti ama eşeklik baki kaldı.*
gece gece nerden efkar bastıysa bilmiyorum. özledim lan. sadece seni değil çocukluğu. küçük olduğunu bilmeyi. takım elbiseyi giydiğimde, ceketini ilikleyen insanlardan; tşört giydiğimde, büyüyünce ne olacaksın diyen insanlardan sıkıldım belki de.
her şey statü. her şey...*
statünün girmeyeceği tek yer 10 yılı aşan dostluktur. işte huzur denen şey bu. en kısa zamanda görüşecez inşallah
benim gibi alt yapıdaki gençlere yönelmiş, her bir futbolcuya ayrı antrenman programı yapmaya çalışan hastalar için çok önemli olmasa da rakiplerin yaptığı transferleri seyretmek açısından önemli olan football manager'da en sevilen dönem... ne kadar çok seviliyorsa transfer yapmadığım için fans denen zımbırtılar bana karşı ayaklandılar. iki sezon iyi sonuçlar aldım yönetim kovamadı tabi. üçüncü sene sakatlıklar yüzünden ve transfer yapmadığım için oynatacak oyuncu bulamadığımdan başarısız olunca kovuldum tabi. meğer ne önemli işmiş bu ya. transfere doymak isteyen arkadaşlar için m.ctiy ve chelsea tercih edilebilir. kimilerine göre bu takımlar antipatik olsa da transfer dönemi için harika bütçeleri ile yüzünüzü güldürür.
üniversitede bir dersin hocası * artık dalgınlıktan mı rahatlıktan mı bilinmez çoğu kez fermuarının açık olduğunun farkında olmazdı. bu durum amfide ön sıralarda oturan, not hazinemiz olan kız tayfasını rahatsız etmişti. kızlar; "artık söyleyelim rezil edelim şu herifi" diye aralarında konuşmaya başlamışlardı kantin köşelerinde.
günler geçti...ahali bir gün hocayı biri çok fena rezil edecek diye beklerken fakültenin en hanımefendi kızlarından biri, hoca yanına geldiğinde "hocam bi bakar mısınız dediğiniz kanun maddesi şu madde mi acaba" diye sordu. hoca bakmış ki kızın elinde fermuarınız açık yazmakta*...hoca hiç bozuntuya vermeden kürsünün arkasına gidip fermuarını çekmiş, tabiki kız da çaktırmaz durumu.
ben dahil kimse olayı anlamamıştı ama hanımefendi dediğim kızın yanındaki dedikoducu arkadaşları* tüm fakülteye yaydı.
kimine göre utanılacak durum, kimine göre ise yiğidin malı meydandadır. *
günler geçti...ahali bir gün hocayı biri çok fena rezil edecek diye beklerken fakültenin en hanımefendi kızlarından biri, hoca yanına geldiğinde "hocam bi bakar mısınız dediğiniz kanun maddesi şu madde mi acaba" diye sordu. hoca bakmış ki kızın elinde fermuarınız açık yazmakta*...hoca hiç bozuntuya vermeden kürsünün arkasına gidip fermuarını çekmiş, tabiki kız da çaktırmaz durumu.
ben dahil kimse olayı anlamamıştı ama hanımefendi dediğim kızın yanındaki dedikoducu arkadaşları* tüm fakülteye yaydı.
kimine göre utanılacak durum, kimine göre ise yiğidin malı meydandadır. *
kızıl sultan 2.abdülhamit'in kurduğu terör örgütleri olması hasebiyle bir çok insan sempatiyle bakmaktadır. ancak terör ve vahşet ne olursa olsun kabul edilemez. abdülhamit de katliam yapılması için kurmamıştır zaten.
ben dahil bir çok yazarın örnek alması gereken şahsiyet. özeleştiri yapabilen ve bunun sonucunda yıllardır emek verip yazdığı yazıları bir çırpıda silebilen değerli dostumdur. hepimiz boş yazılar yazıyoruz. hatta senden fazla boş yazıyoruz ama senin gibi olamadık be dostum. ben dahil bütün yazarların okunmaya değer yazılar yazması dileğiyle...
gurur duyması gereken kızdır. bir çöpçü maaşıyla çocuğunu üniversite okutabilen babanın elinden öpülmesi gerekir.
artık deri mont mu olur deri battaniye mi olur bilmem ama bi hayvanın derisine sahip olmak o dönemde bir ihtiyaçtır.