bugün

küreselleşen dünya beraberinde hiçde alışık olmadığımız yeni bir sistemi getirmiştir..hepimizin bildiği üzere dünya yavaşca ve bir o kadar hızlı bir şekilde küçük bir köy haline gelirken diğer yandan da buna inat bölgesel birlikler hiç olmadıkları kadar güçlü ve bir o kadar da etkilidirler..

yeni sistemin en önemli gereksinimi bilgidir..zira klasik doktirinin aksine kullanıldıkça tükenmeyen yegane varlıkda bilgidir.yine hepimizin kabul edebileceği üzere bilgi malesef ağaçta yada organik herhangi bir ortamda oluşmamaktadır..günümüz gelişmiş ekonomileri yakından izlendiğinde bilginin ve onun kullanımının en önem verilen kavram olduğu görülecektir.

bu bağlamda yüksek lisans öğrenimi daha çok bilgiye ulaşma, bilgiyi daha çok kullanma olarak tanımlanabilir..ne vakit kaybıdır ne boş bir şeydir.ne de askerlikten kaçmak için başvurulacak bir yöntemdir..hele hele lisans eğitimi ile kesinlikle karşılaştırılmamalı yada genelde okumaya yazmaya yönelik, entel dantel yayınları takip ettirten bir kavram kesinlikle ama kesinlikle değildir..yüksek lisans programı bireyin ilgi duyduğu istediği bir alanda uzamanlaşmasına yol aça n bir sürecin başlangıcıdır..bu süreç ardından diğer süreçler ile birey uzmalaşma yolunda ilerler..uzmanlaşma ise modern ekonomi sistemlerin temelini oluşturmaktadır..

normal lisans eğitimi daha çok ara eleman ihtiyacını karşılamak üzere geliştirilmiş bir sistemdir..zaten ülkemizde 4 yıllık lisans meğzunlarının portfoylerine bakıldığında buda gayet basit bir şekilde gözler önündedir.en basitinden iktisat fakültesi meğzunu bir insan gidip bankada memur oluyor..lakin banka memuru olmak yani ahmet amcanın faturasını yatırmak, ayşe teyzenin hesabına para yatırmasını sağlamak yada aykut amcanın havalesini yapabilmek için 4 yıl iktisat fakültesi okumanın hiç bir gereği yoktur ki zaten bankaya girildiğinde herşey sana verilen kurslarda gösterilmektedir..işin daha da kötüsü yine iktisat fakültesi meğzunu bir çok arkadaşımın bir gsm operatörünün müşteri hizmetlerinde çalışıyor olması beni kendime bir kere daha haklı çıkartmaktadır.

burda amacım kesinlikle lisans eğitimini hor görmek olmayıp sadece yüksek lisans eğitiminin önemini ortaya koymaktır.

ayrıca özel sektörde işe girmek için gerekli olmayan işlem tanımlaması başından sonuna kadar komik ve yanlıştır..bu kişinin özel sektörde ne iş yapmak istediği ile alakalı bir durumdur.yani tabikide müşteri hizmetlerinde telefonları cevaplamak için yapmana gerek yoktur..lakin aynı şirkette yönetim seviyesinde iş başvurusu yapıldığında gereği çok daha iyi anlaşılacaktır.
(bkz: yüksek lisans mülakat sınavı)
an itibariyle son semineri yazarak ders aşamasını tamamlamış biri olarak şunu söyleyebilirim ki, yaptığınız işin ne olduğunu en iyi siz bilirsiniz ya, hah işte yüksek lisans da öyledir. havalı durur, derecenizi yazdığınız makalelere falan koyarsınız, ama aslında siz reflü olup da sinir ilacı kullanmaya başlayana kadar ne çektiğinizi bir tek siz bilirsiniz.
çektiğiniz sıkıntıya değer mi? öğrencilikten ne kadar geç çıkarsanız o kadar iyi. ömrüm vefa ederse, doktora da yapıcam ben * * *
işsizliğin gelmiş geçmiş en güzel kamuflajı.
hayatımı bağladığım hede!
öylesine bağladım ki formasyon peşinde koşmadım kpss'ye girmedim
ne olsun diye düşünmedim bıraktım kendimi ilmin kollarına
ki asıl bıraktığım entrikanın hain çarklarıymış
bilemedim...
meslekte başarılı olmak veya en azından manevî tatmin için zaten okunacak ve akılda bazı tezlere ulaşmaya yol açacak kitapların resmî bir organizasyon içinde okunması ve bundan alınan kişisel faydanın yanısıra üstüne üstlük bir de unvanla ödüllendirilmektir.
(bkz: master)
sınavına girip kazansam da sözlükte yazılanlardan ötürü vazgeçtiğim eğitim türü. bir de akademik düşünmeyen bir adamın neyine be kardeşim. lisansta ebemizi ağlatmışlardı.
doktoradan vazgecirten bir sey. adami canindan bezdirir.
bitirdiğinizde sizinle birlikte mezun olanlardan bir adım önce olacağınız yer.
yurtdışında yapılanı hem akademik hem de psikolojik anlamda boy aynası görevi görür.
akademik anlamda bir özgünlüğün aranmadığı, yalnızca araştırma ve inceleme yeteneklerinin ölçüldüğü bunun yanında doktora çalışma konusunun öğrencinin zihninde oluşmasını sağlayan bir eğitim aşamasıdır.
artislik peşinde olanlar kendilerine sorulduğunda, "master yapıyorum" der onun için.
Daha çok öğrenmek ve öğretmek isteyenler için devam edilmesi gereken eğitim basamağıdır.

iyi bir üniversitede yapılacaksa eğer, sırf askerlikten kaçmak ya da hava atmak için çekilecek iş değildir.

Bu eziyeti çekmeyi mantıklı kılacak tek gerçek 'başka bir şey yapamam, yaparsam mutlu olmam, bunun için yaratılmışım' cümlesini yürekten kurabilmektir.
lisans donemi boyunca ogrenilen bilgilerin pek fazla birseyden ibaret olmadiginin anlasilmasina neden olan egitim donemi.
(bkz: yeni baslayanlar icin yuksek lisans kilavuzu)
yavaş yavaş hayatımı karartmaya başlamış olan bu yıl başladığım eğitimin bir aşaması.
işsiz üniversite gençliğinin şu sıralar diline pelesenk olmuş kelime. evet piyasalar berbat, dünya krizde, şirketler bırakın işçi almayı, mevcut personelini ya işten çıkartıyor ya da daha düşük maaşlarla çalıştırıyor. mezun üniversite gençliği ne mi yapıyor? bir çoğu işsiz ve kimliksiz bir biçimde baba evinde ev hanımlığı yapmakla meşgul.

Mezuniyet sonrası psikoloji biraz boktandır, bir çıkış yolu bulamadığınız zaman hem zaman kazanmak hem de kendinize yeni bir toplumsal sıfat yakıştırmak için master yapmayı tercih edersiniz çünkü hala öğrenci psikolojisinden sıyrılamamışsınızdır. bir iş bulur bulmaz master'ı bırakacak binlerce insan şimdi master yapıyor. olaya benim gibi idealist pencereden bakan kişilerde bu anlayış yüzünden ortada telef oluyor.

Bu durumdan sadece üniversiteler karlı çıkıyor çünkü 10 kişilik bir master programına 100-150 kişi müracat ederse (ki bir çok program için geçerlidir bu söylediklerim) ve başvuru ücretinin fahiş derecede pahalı olduğunu, kazamadığınız takdirde o paranın iadesinin mümkün olmadığını yaaşdım ve gördüm. Ayrıca ortalıkta dönen torpil muhabbetlerini de bu olayın içine sıkıştırırsam iyice mideniz bulanmış olur. iyisimi hiç denemeyin, uğraşmayın, yazık etmeyin kendinize...
sadece cv'nizde yazması için değil, gerçekten size birşeyler katmasını düşündüğünüz için alınması gereken eğitim.
türk insanının anlık kara dönüştüremediği eylemlerde olduğu gibi yüksek lisansta da ne işime yarayacak mantığıdır. bir kaçış yolu değil bir hedef olmalıdır.
sadece askerliği biraz daha ertelemek için yapılıyorsa gayet yararlı bir programdır. hem iett pasonu da almıyorlar. bir de burs da alabiliyorsun. tanım mı? süper birşey...

not: üniversite öğrencisiydim artık boştayım. ailem çok tepkili...
özellikle üniversite son sınıf ögrencilerinin konuştuğu konu. birçoklarına göre amerika da yapılması farzdır. *
fen edebiyat fakültelerinin çalışma alanı olmadığından, eğitimin pratik alanda aktif olabilmesi için, tercih edilir fefçiler tarafından. sosyoloji ve antropoloji mezunları için (antropoloji için alan biraz daha geniştir) insan kaynakları, yönetim organizasyon gibi işletmenin daha spesifik dallarında yapılması farzdır. ales sınavından en düşük 55 almalısınız ve genelde master için bütün okullar dil sınavı ister (kpds-üds- yerse toefl). ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde başvurabilirsiniz ancak ilkbahar dönemi başvuruları her okulda olmaz ve bütün bölümler için başvuru açılmayabilir. master'dan sonra, akademik kariyerinize doktora programıyla devam edebilirsiniz ancak araştırma görevlisi olabilmeniz için "kadro" açılmalıdır. her doktoraya devam eden veya her yüksek lisans öğrencisi "paralı akademisyen" değildir,bu noktayı özellikle belirtiyorum. 60 ales notuyle master programına kabul edilebilirken, kadro için 70 ve üzeri not almış olmanız gerekli.

kişisel olaraksa, ağustosta başvuracağım program. bilmem söylememe gerek var mı, eğer kabul edilmezsem b planım yok, elimde 80 lerde 90 larda uçan ales notları da yok daha da önemlisi, liseden beri zekasından şüphe duyduğum insanlara ne kadar zeki olduğumu kanıtlamaktan gına gelmiş vaziyette. cinnet geçirtir insana.
insanın kendini geliştirmesi açısından ve eğitim göreceğiniz yüksek lisans programının yanında üniversitenin farklı kültürel etkinliklerine de ( dans, spor ..) katılmanızada yardımcı olan eğitim basamağı. fakat öğretmenseniz ve ek olarak yüksek lisans yapıyorsanız ( özellikle ilk sene devam mecburiyetinden dolayı, tez aşaması biraz daha kolay ) işiniz cidden çok zor.
bende diploması olup bir işime henüz yaramayan türkiye de sadece işverenlerce kağıt parçası olarak algılanan eğitim.
tezsiz olanların fiyatı hayli yüksek.öyle ki marmara'da 8 bin gibi bir rakam söz konusu.