bugün

yüksek lisans yapmak isteyen kişilerin girmek istedikleri bölümün akademisyen üyeleri tarafından bir nevi sorgulanması.* kimi üniversiteler ek olarak sınav da yaparlar.* bölümden bölüme, üniversiteden üniversiteye ve eğer ki kendi okulunuzdaki okuduğunuz bölümde giriyorsanız mülakata çok farklılıklar gösterir. açıkçası kimi mülakatlarda ''laylaylom'' tarzında bir tek çayınız eksik bir şekilde geçerken, kimisinde ise ''şu teorem nasıldı anlat bakalım?... bıdı bıdı bıdı...'' soruları eşliğinde soğuk terler dökebilirsiniz..

(bkz: neden yüksek lisans yapmak istiyorsun)
23 temmuz 2003 de saat 11'e dogru tarafima; yaklasik 2,5 saat once (tam saati 07:56) denizli'de 5,2 magnitudunde olan depremin olus mekanizmasinin soruldugu sinavdir.

not: once "hocam benim depremden haberim yoktu, cok olen var mi, biliyo musunuz?" demistim. hoca bir seyler derken de cevabimi hazirlamistim. hey gidi, tezimi verdirtmemislerdi *, yarimm kaldiydi o yuksek lisansim.
yüksek lisansa girip girmemek konusunda kararsız kalan arkadaş sınav saatini bilip sınav yerini bilmez. arkadaşını arayıp gidecektir. yalnız salak(başka bir şey demiyorum) cep telefonunu evde unutur. sonra cerrahpaşa'da olucak mülakat diyen hocaları yüzünden cerrahpaşa'ya gider ve ordaki mülakata girer. kompozisyon yazmaya başlarken yanlış yerdesin çapa'ya gitmen gerek derler. bu yine taksiye biner gider. çapadadır. 45 dakika sonra mülakata gitmiştir. haber çabuk yayılır ve içeri girdiğinde 10 kişilik bir mülakat hocalarının içinden biri;

-cerrahpaşadan gelenn kızzzzzzz der ve diğerleri gülümseyerek (burası yalan koparlar) bakarlar.

(bkz: bu bir göt oluşun hikayesidir).

bundan dolayı ters cevaplar verirsin ve çıkarken beni almazlar diyerek rahat bir şekilde çıkışta kime gitsem diye düşünürsün.

hayatta mülakattan ve masterdan daha önemli şeyler var. *
Normal koşullar altında, yüksek lisans bölümüne girme isteğinin nedeninin belirlenmeye çalışıldığı sınavdır. sebebi de, bölümün gerçekleştirdiği bilimsel çalışmaları yapmaya aday kişinin, o bilime gerçekten katkı yapabilecek birisi olup olamayacağının tespit edilmesi amaçlı yapılan mülakattir. Birçok okulda torpil döndüğünün ve makulun altında bir les puanıyla bile bu bölümlere girilebildiğinin bilinmesiyle birlikte, mülakatin toplam puandaki ağırlığının az olduğu okullarda, torpil konusunda daha az sıkıntı yaşanacaktır.
4 yıldır okuduğunuz bölümde yüksek lisans yaparak yola devam edecekseniz, bir de bu 4 yıl içinde yağmur yağarken küpünüzü doldurduysanız (iyi bir ortalama, sağlam les/ales, iyi kpds/üds) ve de hocalarla aranız iyiyse ne soralım seni biliyoruz zaten diyerekten ev oturması tadında geçip giden sohbettir.
(bkz: #1954622)
master tezi yazma eziyeti sirasinda insanin aklina en cok gelen andir.
öylesine yapılan bir sınav çeşididir. torpiliniz yoksa zaten kabul edilmeyeceksinizdir. genede bir umut diyerek başvurursunuz. siz soğuk terler dökerken akademisyenler kendini tanrı zanneder. üniversiteden sonra hayata ilk adım atışınız ise acı bir başlangıçtır. orada anlamış olursunuzki ne kadar bilgili, birikimli olsanız da, ne kadar haketseniz de birilerinin amca oğlu sizin hakettiğiniz yeri işgal edecektir.
mezun olduğum karadeniz teknik üniversitesinde, uygulanması halinde hocaların torpil yapacağını itiraf etmesi nedeniyle yapılmayan sınav.
okulunuzun en yüksek ortalamasına sahip olsanız da,ales puanınız ortalamanın oldukça üstünde olsa da, mülakatta sorulan soruya gayet net ve doğru olarak hatta jüri üyelerinden aferin alarak açıklama getirmiş olsanız da kendi okulunun *bile torpili olmadığı için öğrencisini almadığı,hala bütünlemesi devam etmekte olup ellerine çıkış belgeleri geçmemiş olanların kazanmış olduğu,kesinlikle torpilin had safhada olduğu bir sınavdır.
hakkiyla ve puanlariyla asla yuksek lisansa baslayamayacak olan torpilliler icin icat edilmis musameredir.*
adaletin olmadığı sınav.
gördüğüm duyduğum bir kaç mülakattan sadece birinde adilane bir uygulama olduğunu biliyorum *
zaten almayacakları, o kontenjanda yeri ayrılmamış bireye kimse bir şey sormayabilir, son derece yüksek puanlar ya da isteklilik önemli değildir, az bir şey olan kontenjanda yerin hazır değilse, "ee uzatmayalım gerek yok bu kadar vakit harcamaya" modunda geçer.
küfrettirir, dünyaya da, böyle sisteme de...
bir yuksek lisans programina muracaat etmis olan biri icin, ales puanindan, mezuniyet derecesinden daha onemlidir. zira neticesi basariya yuzde elli oraninda direkt etki edecektir.

mesela,

sizde; ales 80, mezuniyet derecesi 70, mulakat da 60 puan olsun.
bir baskasinda ise; ales 70, mezuniyet derecesi 60, mulakat da 80 olsun.

bu durumda bu bir baskasi olarak anilan sansli sahis, siralamada zavalli sizin ustunuze cikiverecektir. zira onun kara kaslari, kara gozleri vardir.

boyle sitemin icine..

ha, simdi beni taniyanlar diyecektir ki; " kardesim, sistemi elestiriyorsun ama yeri geldiginde de bu sistemden faydalanmasini biliyorsun! sen ne ayaksin ! "

bak simdi guzel arkadasim..
başvurulan yüksek lisans programının niteliği, başvurulan üniversite, başvurulan program, kontenjan ve başvuru sayısı hatta ve hatta mülakatı yapan kişi veya kişilerin o günkü psikolojilerine insanı vezir veya rezil edebilen uygulama. şöyle ki:

eğer bir tezsiz yüksek lisans programına başvurduysanız mülakat soruları genellikle, "neden yüksek lisans ? neden bizim üniversitemiz ? neden bu program ?" gibi klişeleşmiş soruların dışına pek çıkmaz.

böyle bir durumda mulakatı yapan öğretim görevlinin kafası münferit nedenlerden dolayı bozuk değilse; örneğin bir önceki gece "bu gece olmaz rıfkı. çok başım ağrıyor." denilerek eşi tarafından reddedilmediyse, mülakat sınavı çoğu zaman formalite icabı yapılan bir görüşmeden ileriye gitmez.

ancak başvurulan program bir tezsiz yüksek lisans programı değilse işler biraz renk değiştirir.

yüksek lisans için başvurduğunuz üniversite, lisans eğitiminizi tamamladığınız üniversite ise ve siz de öğretim görevlileriyle arası iyi olan, tabiri caizse inek bir öğrenciyseniz durumu fazla yara almadan kotarabilirsiniz. aksi halde mülakat sınavının kalıcı psikolojik rahatsızlıklara neden olabilecek acılı, ağrılı bir süreç haline gelmesi kuvvetle muhtemeldir.
"kiminle çalışmak istiyorsun?", "bitirme tezin ne üzerineydi?", "hangi konuda çalışmak istiyorsun?" gibi soruların sorulabileceği sınavdır.
makine mühendisliği için konuşuyorum kimi bölümlerde bernoulli denklemi, sağ taraflı homojen diferansiyel denklem sorulabilirken, başka bir bölümde muhabbet de edilebilir. üniversiteden üniversiteye, bölümden bölüme göre değişir ama erkekler için takım elbise giyme klişesi değişmez.
girilmesi gereken sınavdır. ama ilk önce lisansı tamamlamak gerekir tabi.
Bazı bölümlerde bi adayın ales, dil ve okul ortalaması ne kadar yüksek olursa olsun, jürinin sırf başka bi adayı kayırmak adına 100 üzerinden 1 puan vererek o elemanı devredışı bırakabileceği sınav türüdür. * *
girdiğiniz mülakattaki hocalardan bir tanesini tanımanızın bile, sizden yüksek puan almış birisinin canına okumanıza yettiği sınav türü. bildiğin torpil işi.
kendini beğenmiş, göbeğini kaşıyan profesörlerin karşınıza geçip ''uzay kirliliği hakkında ne biliyorsun yavrum? '' diye saçma sorular sordukları sınav.
hem yazılı hem de sözlü aynı gün yapılanı vardır. torpil rivayetinden haberdardım ve başvurduğum okul lisansı bitirdiğim okul değildi torpilim de yoktu. sözlü mülakattan ağlayarak çıkanını da görmeme rağmen pek bir rahattım, torpil yoksunluğunun neticesi almazlar herhalde zaten hissiyatı da sebep olmuş olabilir buna. sonuç müspettir efenim. ales puanım çok yüksek değildi, lisans ganosu da yüksek değil. bir de yazılı sınava geç kalmıştım ben. buna rağmen aldılar beni valla.
torpil müessesesini canlı tutabilmek için yapılmış bir bypass yöntemidir.

örnek:

üniversite yüksek lisans programlarına başvuru için mülakat sınavı uyguluyor.

siz: "nasılsa alesim 90, okul ortalamam 90. mülakattan 0 bile alsam yüksek lisans garanti." diye düşünebilirsiniz.

yanlış.

kafası bir tek torpil yapmaya yarayan makale, ders anlatım tekniği, bilimsel araştırma v.s den bi sik anlamayan türk akademisyenler bu konuya da çok güzel bir çözüm getirmiş.

isterseniz alesten 100 alın, lisans ortalamanız 100, üds niz de 100 olsun, eğer mülakattan taban puanın altında alırsanız eleniyorsunuz.

vay amk.
Ales'in, okul ortalamasının belirleyici olmadığını bilen üniversitelerin de uyguladığı mülakattır.

Ales çarpma bölmedir, Okul ortalaması Oğlum iTÜ'ye gidenle Uludağ üniversitesine ;hatta uludağ üniversitesinden bile daha beter üniversiteler var bu ülkede; bir olur mu? olmaz.

Ha tabi bu mülakat sınavı torpil için de kullanılır. Bu ülkede hiçbir şey amacına göre kullanılmıyor. lakin Okul ortalamam 100 ben kesin yüksek lisansa girmeliyim mantığındaki üniversiteli de okul ortalamasının amacını bilmiyor.
Mülakattan geçmek için jüri üyelerine fiyakalı bir referans mektubu götürmeniz yeterli olabiliyor. Ancak yüksek lisans yapmayı tekrar düşünn. Çünkü iş hayatınızı, sosyal hayatınızı ve ruhsal sağlığınızı etkiliyor.
ales denilen sınavın muhakeme ve temel matematik yeteğeniği ölçmede uygulandığını bilmeyen kodamanlarca uygulanan sınavdır.

ayrıca yüksek lisans için her akademisyen adayının bilmesi gereken yabancı dil sınav sonucu, ve en az 4 yıllık performansınızın, ders çalışma, kavrama, araştırma becerinizin de kısmen ölçüldüğü lisans ortalaması da kullanılır.

oğlum. tamam mülakat da adam gibi uygulandığında geçerliği olan bir sınav. elbette yazılı sınavlar kadar değil. ama geçerliği var işte. illa yapacaksan yap.

ama bana gelip de "mülakatta taban puan şart" deme. madem mülakatı geçemeyen yüksek lisansa alınmayacak mülakatın ağırlığını yüzde 70 yap.

mülakatın ağırlığını yüzde 10 tutup taban puanı koymak "ben adamlarımı seçtim. yatırdığın başvuru ücreti de döner sermayeye gidecek. ohh. kebap" demektir.

ha bi de mülakatı adam gibi yap, puanlama anahtarını, sorunun geleceği alanları belirle. eğer imkanın varsa kamera kaydı tut, objektif ol. uzay mühendisliği mezununa tarihten sorma.

senin yaptığın yazıktır, günahtır, kahırdır.
üniversiteden üniversiteye, bölümden bölüme değişir zorluğu hatta kişiden kişiye. yaşadığım deneyime dayanarak seri bir sınav olabileceğini söyleyebilirim. 3-4 hoca sırayla "bu nedir? şu neydi? bu adamı hiç duydun mu? bilmem ne teorisi hakkında ne biliyorsun?" gibisinden soruları daha cevaplarınız bitmeden arka arkaya yöneltebilir. evet kesinlikle lafınız bitmeden bir diğer soru gelir ve bu tip seri mülakatlarda "nasılsın?, neden yüksek lisans? niye burası?" gibi şeyler sormazlar direk alanla ilgili soru yağmuruna tutulursunuz ve sıradaki sıradaki arkadaşını gönder deyip mülakatı sonlandırırlar. ancak puanlamada adil davranırlarsa sorun yok.**