bugün

Yok olma, bulunmama durumu, adem, ademiyet, fikdan, gaybubet, varlık karşıtı.
mecazi anlamda fakirlik anlamına gelen türkçe kelime.zira mecaz anlamı bu olmasına rağmen günümüzde en çok bu anlamında kullanıldığı görülmekte.
varken yokolduğunu düşünebiliyorum.
yokluğunu düşünürken varlığını görebiliyorum
ve bir masal yazıyorum. *
orhan gencebayşarkısı.
Ben Yokluğu yalnız bende sanırdım
Meğerse ne yokluk çekenler varmış
Derdimi herkesten aman fazla sanırdım
Yoklukla yaşarken ölenler varmış
Derdimi herkesten aman fazla sanırdım
Yoklukla yaşarken ölenler varmış

Ey gönlüm sen benden neler istiyorsun
Mutluluk yetinmektir bunu bilmiyorsun
Neden şu haline şükür etmiyorsun
isyan ediyorsun

Görmedin mi dünya hırsın kurbanıdır
Sende mi hırsla malum oluyorsun
Dünya gurbetinde birer misafiriz
Doğarken ne getirdin ne götürüyorsun ne götürüyorsun

Mutluluk hırstan uzak olabilmektir of
Mutluluk bir gönülde bir aşk demektir
Ömrün ilk adımları sevgiyle başlar of
Mutluluk nefret değil sevebilmektir

Hasret benim dert benim şu susmayan can benim
Derde öyle alıştım ki sanki ben dert dert benim
Derde öyle alıştım ki sanki ben dert dert benim

Sus gönlüm sus artık dertsiz ömür olmaz
Herşeye çare var ecele bulunmaz
Her derdin çaresi var ecele bulunmaz ecele bulunmaz

Doğacak ümidi henüz kaybetmedim
Kaybolan ümitlere bağlanıp kalınmaz
Dünya gurbet yeri bizler misafiriyiz
Bir yaranın acısı acıyla sarılmaz acıyla sarılmaz

Mutluluk hırstan uzak olabilmektir of
Mutluluk bir gönülde bir aşk demektir
Ömrün ilk adımları sevgiyle başlar of
Mutluluk nefret değil sevebilmektir

Hasret benim dert benim şu susmayan can benim
Derde öyle alıştım ki sanki ben dert dert benim
Derde öyle alıştım ki sanki ben dert dert benim
hiçliktir.
hukuki anlamda 'yokluk';
- yapılan bir işlemin maddi ve hukuki hiçbir unsur ve dayanağının bulunmaması anlamına gelir. bu halde işlem hukuk aleminde hiç doğmamış, ortaya çıkmamış sayılır. hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. eğer böyle bir işleme dayanılarak bazı icrai eylemlerde bulunulmuşsa bu eylemleri birer haksız fiil saymak gerekir.
(bkz: hukuki işlemlerde sakatlıklar ve yaptırımları)
Çocukken haftalar bana asırdı
Derken saat oldu, derken saniye
ilk düşünce beni yokluk ısırdı
Sonum yokluk olsa; bu varlık niye?

Yokluk, sen de yoksun; bir var bir yoksun
insanoğlu kendi varından yoksun
Gelsin beni yokluk akrebi soksun
Bir zehir ki; hayat özü faniye...

necip fazıl ın vefatından önceki son şiiri. vefatını şiirden saymazsak.
http://www.yokluk.net
(bkz: varlık)
öyle bir şey olup olmamasini tartişilmasi gereken bir konu. var desen de olmuyor yok desende
hukuksal bir terimdir.

hiç olmamış kabul edilen durumlar için kullanılır. örneğin; bir evlendirme memuru önünde gerçekleşmemiş nikah sayılmaz. bu durumda yokluk söz konusudur.
çekilmeden bir şeylerin varlığının kıymetinin bilinemeyeceğinin kanıtıdır.
bazen varlığın içinde olandır. sinsice gizlenmiştir, kendini en derin boşluklarda saklar, öyle bir kamufle eder ki dışarıdan bakıldığında ışığı ile aldatır. oysa kofluktan başka birşey değildir. hiç bile değildir aslında, hiç daha dürüsttür, direkttir, asla olmayacağını söyler. oysa yokluk bukalemun gibi önce ortama uyum sağlar sonra düşmanının içine siner sonra da kendine alıştırır... ama asla ve asla tamamen oyunu sonlandırmaz. kendini galip olarak ilan ettirmez. yemini salar, umut verdirir ve oyalayarak yok eder.
güzel bir orhan gencebay şarkısı. bu günlerde, çok şeyden elimi ayağımı çektiğim günlerde, çokça dinlediğimbir şarkıdır

ben yokluğu yalnız bende sanırdım
meğerse ne yokluk çekenler varmış
derdimi herkesten fazla sanırdım
yoklukla yaşarken ölenler varmış

ey gönlüm sen benden neler istiyorsun
mutluluk yetinmektir bunu bilmiyorsun
neden şu haline şükür etmiyorsun
isyan ediyorsun

görmedin mi dünyada hırsın kurbanını
sen de mi hırsına mağlup oluyorsun
dünya gurbetinde birer misafiriz
doğarken ne getirdin ne götürüyorsun

mutluluk hırstan uzak olabilmektir
mutluluk bir gönülde bir aşk demektir
ömrün ilk adımları sevgiyle başlar
mutluluk nefret değil sevebilmektir

hasret benim dert benim
şu susmayan can benim
derde öyle alıştım ki
sanki ben dert dert benim

sus gönlüm sus artık
dertsiz ömür olmaz
herşeye çare var
ecele bulunmaz

doğacak ümidi henüz kaybetmedin
kaybolan ümtlere bağlanıp kalınmaz
dünya gurbet yeri bizler misafiriz
bir yaranın acısı acıyla sarılmaz

dikkatle dinlenmeli, uygulanmalı bence sözler.. kötü duygular, kin, nefret, kimileri tersini düşünse de, en fazla insanlarda olsa da, insan ayakışmayan, köpekçe hisler... kelp tahirdir diyeni ...
kaybolduğunda sana verdiğim isim.yokluk oldu adın.
en dibimde, ama nerede olduğunu bilmediğim bir yerlerde yaşatıyorum yokluğumu. soluk soluğa kalışlarımda içimdeki nefesiydi nefesimde hissettiğim. soluğuma ek, soluk -soluğa-... uyumadan önce konuşan iç sesti yokluk, yolda yürürken sohbet ederdi, dalga geçerdi benle ve güldürürdü bazen. asla doğmayacak,yaramaz çocuğumdu. şişirmezdi karnımı, midemi bulandırmazdı, başımı hiç döndürmezdi. heyecanımın nedeniydi. beni strese sokandı. "ah bir sus" derim, bakarım kendime vücudumda bir yerdeymiş gibi. yokluğum sus!
güldüğümde çıkan ses, ağladığımdaki yaş biraz ona aitti. hepsi benim olamazdı ya!
çıktığım yol, baktığım yer, sevdiğim adam, ailem, odam, aynadaki görüntüm biraz da onundu. paylaşırken kıskanmadım hiç çünkü bana yakın ve uzaktı. boğmuyordu beni, kafesine alıp kapağı açık bırakıyordu. sessizliği severdi, ne zaman bir boşluk bulsa hemen başlardı benle konuşmaya. üzerime atlar, boynuma sarılır, öperdi beni. yastıkla yüzümün en yakın olduğu anlar en sevdiği zaman dilimi olmalıydı ki beni uyutmazdı. sütünü verir onu mayıştırırdım. sabahları sinirli olurdu biraz. huyuydu sağdan kalkmak, değiş dedim dinlemedi. başına buyruktu, ukalaydı...
gözüm her daldığında, düşüncelere dalıp üzüldüğüm anlarda gıdıklayarak uyarırdı beni. beni kıskanmaz sevdiğimi severdi. yorulduğumda sustu çabuk uyudu. işte usluydu... öyle ki yeni olana "varım" dedik birlikte. şimdi sarıldı bana, yine konuşuyor.
susma sakın yokluğum, içimde bir yerde sakın susma. sustuğun an ölüm mü peki?
yokluk mu
yokluğun mu
yoksa
yok saydığın bir ömür mü
beni daha çok yıkar
yokluk için;
ben, "sen" derim...
varlığın hiçliği durumu.
bazı şeylerin varlığı yokken anlaşılır...
'fakirlik' anlamında da kullanılan kelimedir.
olmayış, olamayıştır.
yoklugun aynasında her görünen,,
yoklugun kendisiydi yoktum ben.! (hiçlemeler)

yokluk yanılsama degildir,, yeryüzünün neresine bakarsanız bakın onu görürsünüzi, yarı dolu bardakta olan diger yarım,, kıyafetlerin havanın içinde dolaşan boşluk yokluk degil midir?!
-yokluk bilmece degildir! asla cevabını bilemeyecegimiz sualdir.

ve 'yaşadıklarımız öldüklerimiz'se eger, hepimiz birer yoklugun ete bürünmüş hali degil miyizdir?

yoklugun aynasında her görünen,
yoklugun kendisiydi, yoktum ben.! (hiçlemeler)

yokluk varsa varlıktır, o zaman yoklukla ilgili söyleyenebilecek tek şey yok oldugudur.

(bkz: nihilizm)
biz insanların hiç bilmediği bir kavramdır. kaldı ki hayatta kullandığımız yokluk kelimesi varlığın istenilen şekilde ve istenilen yerde olmaması durumudur. 'hiçlik' anlamındaki yokluğu insanoğlu hiç tatmadığı için bilemez ve yokluk hayali, siyah bir boşluktan öteye gidemez. hiçbir şeyin olmadığı bir şey hayal edilmek istendiğinde dünyada varolan bir siyah getiriveririz gözümüzün önüne. bu yüzdendir ki kaç milattır insanların ortaya attığı sayısız din ve inanışlarda bir ölümden sonrası, meydana gelişten öncesi ve bunun başlangıç noktası vardır. yokluğu kabullenemeyen insan öldükten sonrada bir hayat istemektedir. kısaca kesin ölümden sonra oluşan şey yokluk olduğundan bunu düşünemeyen insan ölümden sonrasına mecburi inanır.