bugün

bazı şeylerin varlığını anlamamızı sağlar.
''şiir,edebiyat falan feşmekan şeysi...'' sloganına sahip bir fanzin.
severiz.

http://www.yokluk.net/
dünyada olmayan varlıklar.
her sabah yanındaki yastığın boş olduğunu görerek başlamaktır güne.
çift kişilik yatakta yalnızlıkla senin sarılıp uyumandır. yalnızlığına dokunmandır, yalnızlığın sana dokunmasıdır.
yokluk, o donduran buz, o söndüren karanlık;
büsbütün bilgisizlik ve tam bir unutkanlık... *
(bkz: bir ayrılık bir yoksuzluk bir de ölüm)
varlığın cazibesine kapılan insanoğlunun genellikle unuttuğu kavram. oysa yok olmaktadır asıl marifet ve huzur yokluktadır. attığımız her adım, konuştuğumuz her cümle var olabilmek için. nasıl da çırpınıyoruz var oluşumuzu kanıtlamak adına... bilmiyoruz ki yoklukların birleşimidir varlık denen şey. önce yok olmayı bilmeli insan, sonra yokluklarıyla yepyeni bir varlık olmalı, hem de en anlamlısından.
kisa bir film ile cok iyi anlatilmis durum :

http://video.8sutun.com/video.asp?vid=6633
valla derin düşününce insan, varolduktan sonra bikere birşeyin yokolamayacağını anlıyor.yav mesela bilincimizin açılmaya, olgunlaşmaya başladığı o çağlar varya; o ilk çocukluk anılarımız, ilk aşklarımız,yani bazı olaylar vardır ki uzun zaman geçmesine rağmen hatırlarız ya işte öyle olaylar.ondan sonra birine karşı duyduğumuz güçlü kin veya nefret.bu hissin kuvvetini kin duyan herkes bilir mesela.bir gülün kokusu, sevimli bir kedi,sayısız kez soluduğumuz hava ve opis ya da temiz koku(bulunduğumuz yere göre),o yediğimiz nefis, herbirinin tatları ayrı olan yiyecekler... sonra.. karşı cinsle olan beraberlikler ve o zevkin doruklarına çıktığımız o haz anları,partnerine-eşine karşı duyduğun tutku..

ulaşılan hayaller bi de ulaşılamayan hayaller.tabii herkes sonsuz sayıda ve sonsuz olasılıkta şey ister, hayal eder demi bunu herkes kabul eder. işte içimizde ukte olan bu yarım kalan yaşanmışlıklar.ee sonra biz biz,ahir zamanın şanslı evlatları,uzayı ve dünyanın dört bucağını keşfedebilmiş neslin çocukları,evrenin muazzam büyüklüğü ve düzenini kavradıktan sonra, sayısz, ve herbirinin şekli mükemmel bitkiler ve hayvanlar barındıran bu dünyayı gördükten sonra, nasıl nasıl yokluk?

bunca zihin süreci geçirdikten sonra bilinç bu deneyimleri tatıktan sonra nasıl olurda insan yok olur? bilakis bu tatların ve zevklerin fazlasını ister.bazı insanlar yokolmayı istediklerini söyleseler de aslında hiçkimse bunu istemez,herkes sonsuz yaşamı arzular.
sonradan meydana gelen varlıkların ilkelerinden birisi.
yokluk, bir şeyde yok olmayı kabul eden ve aynı zamanda var olan bir şeyin kendisinin bulunmamasıdır.
varlıktan gol yemiş mağlup.
yüreğinde zerre insanlığın olmaması, asıl yokluk işte.
kaybına kurban bir yol al dediler,
aldığım yoldan inciler fırladı.
yuvarlak, kaygan ve de meşin gibi
ve parlak,
bastığım her karesinde mayın oldu inciler bedenime.
ayaklarımın altında bir mermi gibi kayarken onlar,
sallantıda aldığım her nefes,
yokluğa bir adım kala böldüler bedenimi.
ikiye,
üçe,
ve hatta hiçe...
maddi imkansızlık, sıkıntı.
can yakar. boğazda düğümlenir sözcükler.
kendi kendini kandırmayı bırakma ve afyonlardan kurtulup rasyonel düşünmeyle ulaşılabilecek hayatın tek gerçeğidir.
(bkz: yoklukta gider)
Üşümek varsa bu sıcağın yokluğudur, Karanlık varsa ışığın yokluğu... Eğer her yer karanlık ve sen üşüyorsan işte bu onun yokluğu.
kişisel anlamda boşluktur. duyguda, duyumsanan algı gibi sessizce beyinde gürleyen sesi boş düşüncelerle kulakta çınlayan o cırtlak gürültüyü dinlersiniz.
büyük varlıktır azizim, yeter ki fark edebilesin...

(bkz: nietzsche)
Maddi yokluk:

Olay yeri dershanedir. Öğle tatili. Ard arda geçmiş 4 dersten sonra,
- Hadi kantine gidelim, kurt gibi acıktık len,
- Ben tokum, biraz önce yedim.

Duygusal yokluk:

Olay yeri bir üniversitedir. Kahramanımızın canı çok sıkkındır. Staj formu almak için sekretere çıkar.
Kahramanımız: Staj formu alacaktım ben,
Sekreter: internette var formlar, neden çıkıyorsunuz buraya anlamıyorum ki. Tabi armut piş, ağzıma düş.

Kahramanımız peki deyip odadan çıkmak için arkasını döndüğünde, koca koca gözlerle sekretere bakan, koca yürekli bir hoca görür.

Hoca: Çabuk, kızımız ne istiyorsa onu veriyorsun. Hatta iki tane veriyorsun.

Hoca kahramanımıza bakar ve gülümseyip odadan çıkar. Bir kaç saniye öncesine kadar, hayatın ne boktan olduğunu düşünen Kahramanımız, aslında hayatın o kadar da kötü olmadığını düşünüp, iki adet staj formunu alıp odadan çıkar.
anadan babadan iyi hocadır. insan daha iyi eğitilemez.
insanın ihtiyacı olan şeyin o anda bulunmamasıdır.

Tanrı'ya ihtiyacımız olduğunda bize güç veriyorsa demek ki bizim doğamızda bir tanrı var.

Mesela ben tanrı'yı öldürdüğümde bazı bazı onun yokluğunu yaşadım.

Yokluk aslında her şeydir. Kendimizi duygularımızdan soyutladığımızda orada sadece yokluk vardır.
allah'ın kudretinde olan sanatıdır. ibadet eden kulun ümididir.
yokluk, düşünsel olarak bir var olma biçimi.

insan içine çıkmak, gözle görünür olmak, ruha dokunmak varlıktan ayırt edici yönü.