bugün

yaşamın bir bakıma bizim olmayan yüzü, kendi kurallarını koyan ve bizi o kurallara bağımlı kılan öteki yüzü, yaşamın bizim olan yüzünü törpülüyor ve bizi biz olmaktan uzağa itiyor.
https://scontent-a-fra.xx...7058f36df&oe=548C5AA8
aslında yoktur. sadece karmaşık kimyasalların tanımlanamadığı hedeler bütündür.
maliyetini kurtarmayan uğraş : yaşam.

der schopenhauer.
Onurla, şerefle ve namusla bitirilmesi düşünülürse, ölümden zordur.
"Yaşam çok zalim bir öğretmendir. Önce sınav yapar, sonra dersi verir."

Andre Gide
tutunmaya çalıştıkça sizden kaçan,
iyimser oldukça size vuran,
kimi zaman hiç bitmesin istenen,
kimi zaman neden devam ettiği merak edilen,
sonrası bazen sevindiren,
bazen ürküten...
inci sözlükte silinen bütün entry'lerin daha doğrusu zeykur sözlük ile alakalı bulunan entry'lerin toplandığı başlıktır.
Ölüm kadar basit olmayandır.
Ölümden eğlenceli ama bir o kadar can yakandır.
Yaşamla tecrübeniz olur ama ölümle tecrübeniz olmaz.
Seçimdir.
yaşam nedir? soluk alıp vermek mi? dokunmak mı? hissetmek mi? sevmek mi yoksa?.. takvimin bir yaprağında gözlerimizi hayata açıyoruz. mesela 12.05.1985 günü doğdunuz. tarihte siz doğmadan önce pek çok olay yaşandığı öğretildi size. şu yüzyılda şu gün şu savaş oldu, başka bir gün şu buluş yapıldı vs. iyi ama nasıl emin olabiliyoruz bizden yüzyıllarca önce bunların yaşandığına. kitaplar öyle diyor diye mi ?.. yakın tarihin başka şahitleri var. eski fotoğraflar, sonra kamera kayıtları, gazeteler... iyi ama bunları oluşturan yine insanın kendisi değil mi?

sonuçta herkes kendi dünyasında yaşar. zaman algısı, iç içe geçirilmiş yaşam perspektiflerinin bir ilizyonu olamaz mı? ya bundan yüzyıllar önce berkeley’in, hylas ile philonous arasında üç konuşma adlı eserinde ileri sürdüğü gibi madde diye bir şey yoksa?...

kutsal kitapta tanrının her şeyi her an varlıkta tuttuğu belirtilir. hz. muhammed bir hadisinde "insanlar uykudadır, ölünce uyanırlar" buyurmuşlardır. her an her bir zerreyi varlıkta tutan, zamandan münezzeh olarak her şeyi bilen allah için zaman ve mekan sınırı olmaması, kendisinde hiçbir değişimin mümkün bulunmaması, kendisinden başka bir varlığın mevcudiyetinin allah'a göre yok hükmünde olması cihetiyle, aslında geçmiş, şimdi ve gelecek kavramlarının tamamen hayal ürünü olduğunu, var olmuş ve olacak her ne varsa, allah'ın tek ve değişmeyen varlığının bir yansıması olduğunu, aslında hepimizin, bizler için varlıkta tutulan, iç içe geçmiş rüyaların görüldüğü bir uykuda olabileceğimizi düşünüyorum.

çizgi filmlerdeki bilgisayar oyunlarındaki karakterlerin bulundukları ortamı ve birbirini var sayarak davranması gibi bizler de aynı zaman algısı içinde karşılaştığımız diğerlerini ve mekanı gerçek olarak algılıyoruz. aslında bütün mevcudat, özelde bütün insanlar, aynı anda koyun koyuna rüyaya yatmış avareleriz. uykuya yatırılmış, alemi seyretmedeyiz… sınırsız, her şeyin kayıtlı olduğu bir kaynak var. yanı başımızda rüya gören biri misal, 400 yıl öncesini algılayıp o zaman ve mekanda yaşayıp öldüğünü görüyorken, biz, 2014 yılını, bir başkası belki 2100 lü yılları yaşadığını algılıyor. aslında 2000 yıl önce yaşanan, şimdi yaşanıyor olan ve 100 sene sonra yaşanacak şeyler diye bir ayırım yok. her ne olduysa zaten öyle olması gerektiği için olup bitti. tüm zamanlar, donmuş bir anda asılı, ancak zamanlar üstü o yüce varlığın görüp, bilip, varlıkta tuttuğu bir levhadan ibaret…

yaşam, allah'ın, hep var olan ve hiç yok olmayacak olanın, biz kullarını ihsanıyla imajine etmesi, bizlere alemleri temaşa ettirmesidir…
insanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır? (kıyame-36)
Mükemmel deneyim.

Kimse ölmese keşke kavgadan..
uğrunda ölebileceğin fikirler gerek sana, uğrunda yaşayabilesin diye: güçlü ol!
yanılsama.aptalca yaşanan. duygularla dolu,acı ve keder üzücü olanları. hep yeniden istenen,belki bu sefer farklı olurdu,eğer bir şansım olsaydı denmesine sebep olan.
artık anlamıyor mu insan yaşam bir yanı aydınlık bir yanı karanlık mutluluktan yoksun yaratılmış. aydınlık olanı biz yaratırız. karanlık hep vardı.
Doğum ve ölüm arasındaki ince çizgidir.
Küçücük bir bedenin yaşadığı ilk acı karşısında ağlamasıyla başlar yaşam. Ufacık bir bedendir. Korunmasız,ihtiyaçları olan,sevilmeye muhtaç ufacık bir bedenle başlarız yaşam yolculuğuna.

Kader dedikleri hayat çizgisi belirler yolumuzu öle derler. Ne yaşayacağın doğduğunda bellidir derdi anneannem.

Hep karşısında durmaya çalıştım kaderimin. Dedim ki bana çizilen yolda değil kendi çizdiğim yolda yaşayacağım ben. insanların sölediklerini kulak asmadığımda,kendi bildiğimi okuduğumda kendi kaderimi çizer kendi yaşamımı yaşarım sandım.

Tek başıma var olmaya çalıştım. Ailem her zaman en kıymetlimdir ama bazen onları bile duymadım,dinlemedim. Yaşam dedim benim yaşamım!!!

Doğru ya da yanlış kararlar verdim. Her kararımın sonucuna razı oldum. Ben yaptım diyebildim her zaman. Benim kararım ve kimse bundan sorumlu değil.

Yaşam bir anını bile kaçırmamız gereken bir hazine aslında. O kadar çabuk geçip gidiyor ki!!! içinde yeri geldiğinde en büyük mutlulukları yeri gelince de en büyük mutsuzlukları barındıran bir parça.

Bir gün biticek ve bittiğinde insanlar arkanızdan 3-5 gün ağlayıp sizi unutucaklar. Belki bazıları ara ara hatırlasa da sizli hatıralar yavaş yavaş silinmeye ve yok olmaya başlayacak.

Yaşadıklarımız sadece bize kalıcak aslında. Ne yaptık? Ne kadar aldık? Ne kadar verdik? Kimi sevdik? Kimden nefret ettik? Sadece bizim parçalarımız olucak.

Bu kadar uzun ama aynı zamanda bu kadar kısayken yaşam mutsuz olmayı kabul etmiyorum. Kimsenin beni kendi mutsuzluğuna çekmesini, dertleri ve tasalarıyla boğmasını,bencilliklerinin acısını benden çıkarmasını kabul etmiyorum.

Yaşam!!! Sadece kendimize ait olan parçamız. Ben yaşamımı güzel insanlarla,mutlu şekilde yaşamak istiyorum. Yeri geldiğinde en büyük sıkıntıların altından kalkacağım ama yine de her koşulda mutlu olmayı başarabileceğim biz olacağımız insanlarla yaşamak istiyorum.

Heyy yaşam,seni çok seviyorum !!! Ne çıkarırsan çıkar karşıma ben yine de mutlu olmayı başaracağım.
Öylesine derttir, tasadır,acıdır her daim acıtır ama nedense bir güzeldir zaman zaman da olsa özeldir..
Anlamlar yükleyebildiğimiz kadar bizimdir..
sürekli düzen..
canlılar öldüğünde yenileri geliyor, düzen devam ediyor ve bu sürekli oluyor..

eğer birini seviyorsanız, ölene kadar severseniz, sizden sonra birileri onu severse ve bu sürekli devam ederse, sevimli bir yaşamınız var demektir..
eğer bir şey düşüyorsa, ölümüne kadar düşecekse ve ondan sonra da bir şeyler düşecekse, o bir şeyin düşlü bir yaşamı var demektir..
eğer biri güzelse, ölene kadar güzel kalırsa, öldükten sonra da güzelse ve o sürekli güzel kalacaksa, onun güzel bir yaşamı var demektir..

yaşam: sürekli düzen..
“yaşam konusunda bir fikrin vardı; içinde bir inanç, bir beklenti yaşıyordu; eylemlere, acılara ve özverilere hazırdın. ama yavaş yavaş anladın ki, dünya hiç de senden eylemlerde ve özverilerde bulunmanı istemiyor; yaşam, kahraman rollerine ve benzeri şeylere yer veren bir kahramanlık destanı değil, insanların yiyip içmeler, kahve yudumlamalar, örgü örmeler, iskambil oynamalar ve radyo dinlemelerle yetinip hallerine şükrettikleri rahat bir orta sınıf evidir.”
Herkese göre farklı şeyler ifade eden zaman.
Ne kadar basit bir cümle ,cümlelerimizin içinde bile söylerken vurgulamadan geçip gideriz.

Ne yaşamlar gördüm hiçlikten öte
Ne hayatlar gördüm yaşamak denmez bile
Her gün düşündüm yaşamak ne diye?
Cevap veremedim bile
Kafamda karmaşık sorular
Cevaplardan korkar olur ya insan
Ha işte ordayım!
Yaşamak mutlulukmuş öyle duyduk
Yaşamak inançmış
Yaşamak özgürlükmüş
Yaşamak elinde olan en büyük kudretmiş

Hayatınızı güzel yaşayın pişmanlıklar içinde geçirmeyin...
Baştan sona bir mücadeledir.
Zamanla, Sonla baş yer değiştirir.

görsel
"Yaşam güç kriz ve şok, azrail elinde boks cesetler âleminde mutluluğa dair bir liste yok, sen iste yok dün yalan bugün talan yarın kim bilir kimler yok"..
döngü. kendi kendimizi aldatmanın adı. gerçek diye saplantılı olduğumuz her şey. gerçek olması ya da olmaması onun dışında bir alternatifle test edilemeyecek, sınanamayacak ölümle sınırlandırılmış huzursuz süreç.
hülasa; gün be gün elden kayıp gitmekte iken, ölüm kadar çok düşünülmeyen ve popüler olamayan doğrudan bağlı olduğumuz kavram.