bugün

Çok enteresan bir şarkıdır. Gerçekten yaz sonu dinlendiğinde ''hassiktir ya hakkaten bitti bu yaz' dedirtir ve içine enteresan bir hüzün dolar..

(bkz: Mevsim biterken böyle aşklar da biter)
bir ibrahim sadri şiiri...

Yaz bitti
Sesin
Ay düştü
Mavi neonları söndü
Sahil cay bahçelerinin
Ortalıkta birkaç sarı yaprak
Yarım bir çay
Ve sadece hatıralar, var
Yaz bitti
Çekildi gözlerin lacivert sulardan
Ay gitti
Hani bu sondu
Hani ağlamak yoktu
Geride yosun kokusu
Ve sarkılan egenin
Geride korku
Yaz bitti
Ay düştü ellerimden
ismin
Şimdi
Şurada,
Üstünde
Şu
iskelenin
Yaz bitti
Sesin
Ay düştü içimden
Bütün şarkılar gibi kederli
Unutulmuş bir akşam tanışıklığı kadar derbeder
Her şeyi aslına döndüren bir ateş, aşk ve nâr
işte sonbahar
Yaz bitti
Çekerek içimden ne varsa
iyot kokan deniz kokan sen kokan
Rüzgarı saçlarına benzetmek
Ve saçlarını rüzgara verişini beklemek
Bir taburenin üstünde
Oturup seni özlemek bitti
Ay gitti ellerimden
Yaz bitti
Hadi ömre yürüyelim
Geriye şiirler kalsın
Belki kimsesiz anılar
Sevdanın yoksullarına dağıtacak kadar
Belki bir imbatla
Bir martı kanadında ya da
Yarım bırakılmış bir akşam şarkısında
En iyisi bir dalganın köpüğünde kalsın adın
Anlaşılan
Artık olmamalısın
Radyolarda şarkılar dinlemeliyim
Hangisi sana benziyorsa
Ben de biraz söylemeliyim
Güneşi avuçlarımıza bırakan
Bir temmuzun ardından
Yürüyüp gitmeliyim
Seni lacivert sularından çıkarıp egenin
Okyanusların bitimsiz mavilerine terk etmeliyim
Kimbilir
Belki de artık üşümeliyim
Hey sonbahar
Ben şimdi seni sevmeliyim
Yaz bitti
Sesin
Ay düştü
Mavi neonları söndü
Sahil çay bahçelerinin
Ortalıkta birkaç sarı yaprak
Yarım bir çay
Ve sadece hatıralar, var
Yaz bitti
son 1 haftadır dilimden düşmeyen şarkı. *
(bkz: kış geliyor)
bir mevsim daha yaşlandık anlamına da gelebilecek söz.
(bkz: nice nice yazlara)
yazın bittiği her yerde söylenir
söyleyenler inanır bir şeylerin sahiden bittiğine
yaz biter
eskir geceler, serin, hüzünlü
yeni mevsime hazırlık: ömrün teyel yerleri
bir yanı telaş, bir yanı ürperten yaz sonu ikindileri
çıkarır sizi dalgın derinliğinizden
yaşadığınızı duyarsınız teninizde
bir zamanlar okumuş olduğunuz kitapları özlersiniz
sıcak odaları, beyaz temiz yastıkları
ahşap panjurları
yaz bitti
bitmeyen şeyler kaldı geride

murathan mungan siiridir. bu da bir kısmı.
bir ülkü tamer şiiri ki başka şiirlere de el vermiş; mungan aynı adla haydar ergülen de eylül şiiriyle bayrağı almıştır ülkü tamer'den.

Yazın bittiği her yerde söylenir.
Böyle kırmızı kalkan görülmemiştir
Ölüleri örten yapraklardan başka.
Çünkü sahiden yaz bitmiştir,
Göle bakmaktan usanır insan,
Koru tutmaktan, yol gözlemekten;
Çadırlar toplanır, yaralar sarılır;
Durgun bir yolculuk, uzun bir şapka
Artık yaprakları beklemektedir.

Aşk mıdır kış gelince başlayan
Beyaz bir kılıçla yürüyen aşka...
Bırakmaz olur kuşlarını ülkeler,
Yazın her yerde bittiği söylenir;
Yorgunluklar çoğalır silahlardan sonra;
Kardan mezarları görülür ıssızlığın
Ölü öpüşlerin koyuluğuyla...
Aşk kalmıştır otlarda yılı götüren,
Cesur savaşçıları taşıyan kışa.

Her yerde yazın bittiği söylenir,
Çürür çiçeklere yapışan kanlar;
Belki uzaktan iki atlı yaklaşır,
Belki yakından iki yaprak kalkar;
Akşamın örtüsü derelerde yıkanır,
Gökyüzünü görünce gecenin devi
Çıkarıp şapkasından yıldızlar saçar,
Cüceler bunu bilir, gürgenler bilir,
Aşkın uyumadığı her yerde söylenir.

ülkü tamer

yazın bittiği her yerde söylenir
söylenmeyen şeyler kalır geriye

ve sonra hiçbir şey olmamış gibi
ağır, usul bir hazırlık başlar
uykuya başlar yeni bir mevsime

orda burda, ev içlerinde, kır kahvelerinde, deniz kenarlarında
incelen yazın akşam esintilerinde
zaman usulca sıyrılır aramızdan
ta içimizde duyarız gelecek günlerin geçmişini
başka ne gelir elimizden
büyük bir uzaklığa gülümseyerek
geçiştiririz ıskaladığımız şeyleri

yatıştırır rüzgarlar
dışavurur içimizdeki lodosu, poyrazı, günbatımlarını
saklar bizi
gözlerimizdeki hüzne "dinginlik" adını verir
"seni iyi gördüm" diyenler
biz de iyi hissederiz kendimizi
elimizden başka ne gelir ki
köşe başları, akşamüstleri, kokular
tozar gider zamanın boşluğunda
karışır anların kuytu belleğine
belki sonraları bir gün
hatırlanır aynı kederle
yazın bittiği her yerde söylenir
söyleyenler inanır gerçekten birşeylerin bittiğine
yaz biter
eskir geceler, serin hüzünlü
yeni mevsime hazırlık ömrün teğel yerleri
bir yanı telaş, bir yanı ürperten yaz sonu ikindileri
çıkarır sizi dalgın derinliğinizden
yaşadığınızı duyarsanız teninizde
bir zamanlar okumuş olduğunuz kitapları özlersiniz
sıcak odaları, beyaz, temiz yastıkları
ahşap pancurları
yaz bitti
bitmeyen şeyler kaldı geride

yaz bitti
yaz bitti
yüksek sesle söylüyorum bunu kendime
her yerde söylendiği gibi
yaz bitti
yaz bitti
hiçbir şey hiçbir şey
hiçbir şey
yalnızca üşüyorum şimdi

murathan mungan
yaşar ın sözlerden çok müziğine,düzenlemesine,içindeki gitar sololarına dikkat çekilmesi gereken parçasıdır.tınılar,sololar hepsi ayrı ayrı güzeldir.defalarca dinlenmelidir.hele sonunda vokal kadının sesiyle başlayan bölüm olayı bitirmiştir.

mevsim biterken böyle aşklar da biter..
başka biriyle başka başka şehirler...
yazlikta son gunler.. eylul iyiden iyiye kendini hissettirmeye, sahili bosaltmaya baslamistir artik. insanlar birer ikiser ayrilirlar. arkadas grubu her sene oldugu gibi bu sene de garip bir huzunle eksilmeye baslamistir. aralarindan oyle biri vardir ki, her sene kucuk flortlerle tatli tatli yakinlasilan, iste onun da veda zamanidir. sahilde tek basina yururken rastlarsin ona, eller cepte, yuzunde buruk bir gulumseme.. bir kac bogaza dugumlenmis soz esliginde sarilir usulca veda opucugu kondurursun yanagina.. aramaya soz verirsiniz birbirinizi. oysa o gittikten sonra senin gozunden akan yaslarla denizin ustunde sektirdigin taslar, yerini sehrin gurultusune biraktiginda, okul stresi, kosusturmacasi alip basini gittiginde, bir yerden kulagina calinir bu sarki, ve gozunun onune getirir butun bir yaz keyfini. o zaman anlarsin nasil ozledigini.
içi acıtan şarkı.
aylin vatakoş'un 1992 yılında türkiye'yi eurovision'da temsil ettiği parça...
(bkz: aşk bitti)
(bkz: an itibariyle ekolü)
sonbahar baslangici.

(bkz: agaclar sonbahara hazirlaniyor)* *
''ya kalem bitti ne naz,
bu yalan gibi biraz,''

dizeleriyle insanı bir hoş eden şarkı. tabi yaşar'ın yorumuyla...
(bkz: yaz geldi) *
yaza yaza yaz bitti ama yaz biteyazmaktan fütursuzca sıkılmadı...

ve yaz bitti. "sen bana ben sana komşu evlerde " tadında bir yaz olsa da olmasa da; bu acı.ve gerçek. herşeyin sonu acı. yazın sonu daha bi acı...

-peki buruder, yazın hakkını vermek için naptın, yazı yaz gibi yaşadın mı ki içleniyorsun? hayır içleniyosan geçerli bir mazaretin olsun, asabi olmak şıklar dahilinde değildir ve özgünlük iyidir -

deli midir nedir!!!

ve yaz bitti. biten tüm yazları hatırlatır gibi bitti. teker teker giderdi yazlıkçılar.sakinleşirdi kumsallar.akşamları satılan bira sayısında gözle görülür bir azalma...ben bira içmezdim o zamanlar.dondurma çekirdek su neyimize yetmiyordu? sonra tam olarak neyimize yetmediğinin farkında olmasak da yetmediğini anladığımız zamanlara geldik. bira olmalıydı.
-içine kül dökelim olum, daha çok kafa yapıyomuş- çağlarındaydık ve alenen salaktık. avaldık .saftık. aşık olduk sonra. aşıktık.salaktık.kör ve kütüktük.

ve yaz bitti. her mevsimin ayrı bir tüzelliği var tüm özel aşklaşmalarda.yaşayıp tüketmek lazım. tüketmek kelimesini sevmedim ben hiç. hepimiz tüketiciyiz, hepimiz yavşağız gibi bir algı yaratıyor. neyse ne, düşünmek istemiyorum şimdi bunların hiçbirini. şu an bir yer olmak isterdim. evet bir -yer-.bir kasaba.rüzgar essin yağmur yağsın insanlar beni terketsin fakat deniz etmesin...fantazyaya hacet yok derse -yukarılar- tamam neyse, o yer'de olayım bari derim. bir uzak deniz kıyısında. sonbaharın yavaştan geldiğinin habercisi olan tüm klişelere ama dahası bir senfoni dolusu anıya sahip bir yer.orada olmak? şimdi.ışınlanmak. düşüncesi bile güzel. düşününce seviyorum. yalanın talanın manası da yok, karla karışık bir yağmur gibi acıyla karışık bir keyif de alıyorum. şimdi o hafiften rüzgarlı kasabada, tek başıma, geçmişin ayak izlerini aramak isterdim. bir ev görürdüm. durur durur bakardım. bir balkona her gece her gece her gece her gece her gece bir çiçek atardım. bakar bakar ağl...

neyse ekstra yağmura ve acı sosa hacet yok. maestro yaylılar girsin artık lütfen:

yazlar geçiyor üzerimizden.biz yaşıyoruz.
sensiz yazlar geçiyor ve biz yaşadık diyoruz?!?
biz geçiyoruz. yazlar ölüyor.
biz daha genciz.olsun...
daha çok ölürüz. daha çok yaşarız.

şehrine döndüğünde, kıyafetlerinin arasından dökülen kum tanelerini gördüğü anda şaşıran ve hüzünlenen o küçük kız gibi kal. ben öyle hatırlıyorum seni zira. -zira kelimesine ihtiyaç duymadığımız zamanlardı, edebi değildik, gayretinde hiç değildik.bir çocukluk vardı. bir gençlik vardı. bir umut vardı. bir yaz vardı. şimdi yok.. edepsizce bir edebileşme gayreti var.- sen bana bakma. ben bana bana bakarım. yazlar biterken sen hiç bitme. kal.kal.kal.o dünlerdeki gibi...


ve yaz bitti.anılar artçı şoklarda.titremek geliyor.gidiyor.geliyor.gidiyor.
ve yaz bitti. sükut. hepsi bu. susmak iyidir. hoş geldin ya şehr-i eylül...
her güzel şeyin bir sonu vardır ...
birdenbire duyulduğunda, takvimlerde görüldüğünde insanı birkaç saniyelik düşünce yolculuğuna çıkartan olaydır. diğer mevsimlere nazaran yaz mevsimi daha hızlıdır. ya da bize öyle gelmektedir.
nereye, daha karpuz kesecektik diyesim gelen durum.
35 dakika önce olan şey.
an itibari ile eylül ayına girilmiş ve yaz bitmiştir. vatana millete hayırlı olsun.
dünya nın güneş etrafındaki dönüşüne göre bakarsak daha gerçekleşmeyen durumdur. bunun için 23 eylülü beklemelisiniz*
esra ceyhan ın ekranlara dönmesiyle yüzümüze tokat gibi çarpacak, alnımıza mıh gibi çakılacak gerçektir.
lütfen bitmesin ne olur diye yalvartan cümledir.