--spoiler--

mutlu son

--spoiler--
içerisinde bir çok twist barındıran bir senaryoya sahip, fena olmayan filmdir.
şaşırtan br aşk filmidir.
çok hoş sonuna kadar dikkatle izlenen aşk filmi.
Müzikleriyle dikkat çeken, Josh Hartnett'ın yakışıklılığını gözümüze gözümüze sokan, aşk filmi mi gerilim mi anlamakta biraz güçlük çekilsede izlemeye değecek filmlerden biri. izlemeyenler için filmin asıl fransız versiyonu olan L'Appartement'ı izlemek daha iyi olacaktır. Bazı güzel müzikleri için :

Maybe Tomorrow - Stereophonics
Flowers in December - Mazzy Star
The Scientist - Coldplay
yine yeni yeniden bir romantik film.izlenesi bir josh hartnett filmidir.
--spoiler--
spoiler
--spoiler--

2004 yılı yapımı olup benim bu sabah izlediğim filmdir. Çünkü dün indirebildim ancak. Uzun zamandır böyle vıcık vıcık olmayan, ilişkileri ağdalandırmayan, klişelere kaçmayan ama yine de insanın içini ısıtacak şiddette romantik bir filme hasrettim. Yüreğime su serpti bu film. Oh be dedim. Öyküsü, sıcaklığı bir yana bizim senaristlerin filmi bir kaç defa seyretmesini dilerim. Böylesine değişik ve çarpıcı bir kurguya,öyküye, oyunculuğa sahip filmlerin hastasıyım işte. Filmin başında kimler için üzüleceğinizi zaten biliyorsunuz. Ama filmin sonlarına doğru filmin içinde yaşanan başka aşklar için de üzülüyorsunuz. Üstelik kafanızda sorguluyorsunuz : Filmde kimin aşkı daha büyük diye... Kimin aşkı daha çok can acıtır diye. Benim favorim Alex oldu şahsen. Üstelik filmin sonuna doğru Alex'in Matthew'a Lisa'nın mektubunu verdikten sonra "Yaptığım şey için özür dilemeyceğim. Buna Katlanacak olan benim. Nasıl biri olduğumu anlamış oldun..." demesi Matthew'un da "evet, anladım" dediği sahne. Çok iyiydi. Kaldı ki filmin son sahnesinde video klipleri bile kıskandıracak bir sekans var ki bunun için bile seyredilir bu film.
Oyuncuları Josh Harnett, Diane Kruger, Rose Byrne, Matthew Lillard, Christopher Cousins, Jessica Pare... Hiç bir oyuncu bir an bile sırıtmıyor. Üstelik çevrildiği dönemde hiç bir otuz yaşında bile değilmiş. Filmin bir diğer ilginç özelliği ise 2004 yılı yapımı bu filmden hemen önce Rose Byrne ve Diane Kruger "Troy" da birlikte çalışmışlardı. Gerçi hatırladığım kadarı ile o filmde karşılıklı oynadıkları bir bölüm yoktu. Ama birinin sevgilisi (Paris) ötekinin sevgilisini (Akhilleus) öldürüyordu. Seyretmeyenlere şiddetle tavsiye ederim. Yazdıklarıma bakmasınlar. Herkesin etkileneceği bir sahnesi mutlaka vardır. Ülkemizde "Hep seni aradım" adıyla dvd'si çıkmış durumda.
saatlerce ağlamama neden olan, hiçbir zaman unutamayacağım ve hala deli gibi aşık olduğum eski sevgilimi tekrar ve çok daha yoğun bir şekilde hatırlatan güzel film... mutlaka izlenesidir ama benim gibi olacaksanız izlemeyin unutun gitsin...
final sahnesinde, the scientist'in girmesiyle birlikte, eşşek kadar adamı hüngür hüngür ağlatan filmdir. başka da bir şey demek gereksiz.
Şaşırtıcı olmasına rağmen, sonu başından belli olan filmdir. iyidir,hoştur.
entrikalarıyla değme türk dizilerine taş çıkartan bir aşk filmi.

ama bu öyle bildiğiniz aşk filmlerinden değil. karmakarışık bir öykü var ortada. ayrıca kötü kadın da tam bir fahişe.

çok sürükleyici ve finaliyle şaşırtıcı bir film. tavsiye edilir.
gerçekçi olmamış filmdir. bir sürü noktada takılabiliyorsunuz. kötü kızımız cep telefonu denilen aleti kullanabildiğine göre matt ve lisa neden telefona sahip değil, bu nasıl kopukluk diyorsunuz. burada bir kere yabancılaşıyorsunuz. anlatmak istedikleri varmış gibi duran ama anlatamayan bir film kısacası. coldplay'in şarkısı final sahnesine cuk oturmuştur ve matt ağlarken içimiz burkulmuştur ancak esas filmlerin arasında izleyebileceğiniz, pek de iyi olmayan filmdir.

gerçekçi bir film arıyorsanız london tavsiye edilir bunun yerine.
gecenin bir yarısı izleyip sonundada coldplay-the scientist çalan filmdir uyku falan kalmadı sanırım.film çok güzel diane kruger tam anlamıyla hayran bıraktırıyor.alexi sevemedik ailecek.
An itibariyle izlenmiş olup, oha lan ben nasıl yaşamışım bugune kadar bu filmi izlemeden dememe sebep olmustur.

soundtrack zaten fena. iyki yapmışlar *
48939002768173652356257 kere izlediğim film *~
izle izle doyulamayan bir olayı bize bir çok açıdan aktaran soundtrack'i uymuş mükemmel film.
maliyeti az, etkisi çok, harika film.

bu entryi okuyan sevgili arkadaşların, entry biter bitmez, bir internet sitesinden açıp bu filmi izlemeleri durumunda, hiç pişman olmayacaklarını, hatta bu entrye şuku vermek için filmin 2. kısmında pause yapıp geri döneceklerini garanti ediyorum.
müzikleri süper olan film. özellikle aqualung- strange and beautifulun çalındığı sahne defalarca izlenesi.
"yok artık" dedirten ve film boyunca sevgilime bu kızlar böyle, bak ben sana demiştim dediğim film.. izleyin pişman olmazsınız. zira uzun zamandır izlediğim en güzel filmlerden biriydi.
3. ye izlediğim filmdir..

güzel film..

şimdi soruyorum sözlük hangisi matheww e daha aşık..

lisa mı alex mi..

elbette alex.
başlarda sıkıcıdır.
ama izlenebilir.
filmdeki mazzy star'ın şarkısına değinmeden edemeyeceğim ama güzeldir zaten, ve en sonda çıkan colplay şarkısı da etkileyici olmuştur.

en sonunda birbirlerine kavuştu ama matthew ve lisa. iyi oldu.
olan rebecca'ya oldu ama. aşık değilken neden sürdürmüş matthew onla, yazık etmiş.

ama yine de sevindirir en sondaki buluşma.
izlenebilir, ama birine platonik aşık veya yeni ayrılmışken değil.

not: şarkının adı da, flowers in december; şimdi rast geldi.
--spoiler--

ne kadar romantik olursa olsun benim gözümde bi konuda sınıfta kalmış filmdir. arkadaşım madem aklında biri var, unutamadın ve çok aşıksın neden başka birinin günahına girersin ki?

--spoiler--
aşkın ve yalnızlığın bir kadına neler yaptırabileceğini gösteren en iyi filmlerden biri. en azından sonunda kavuştular. coldplay the scientist çalması filmi gözümde yukarlara çıkarmıştır. diana kruger ve josh harnett ın oyunculuğu da harikaydı.
mükemmel olay örgüsüne ve senaryoya sahip güzel bir aşk hikayesi. başlarda biraz sıkıcıydı ama ilerledikçe film insanı sarıyor. josh hartnett yine iyi bir performans gösterdi, diane kruger sadece güzelliği için oradaymış gibiydi. rose byrne'ın performansına ve güzelliğine hayran kaldım.

--spoiler--
hikayeden etkilenmem için öncelikle başroldeki esas kıza benim aşık olmam lazımdı ama ben rose byrne'ın canlandırdığı "alex" karakterini daha çok sevdim. bu yüzden benim açımdan biraz sönük bi finaldi. hatta matthew'in nişanlısı bile daha güzel görünmüştü gözüme.
--spoiler--

sonuç olarak güzel bir film, dikkatli izlenmesi gerek.
Yine yeniden tutkuyla izlediğim film. Karşıyımdır aslında romantik filmlere birçokları daha doğrusu fikrini ideoloji olarak benimsediklerim * der ki romantik filmleri erkekler izlememeli , bir garip durur erkekler de. Ama izletiyor be dostum.

--spoiler--
Senaryosu bizim yeşilçam filmlerini anımsatsa da hatta bir yerinde yok artık 2 yıl geçmiş ve hala kızı kovalıyorsun ee o 2 yıl süresince aklın neredeydi ? Öyle naif ve hoş bir kızın facebooku bile olmaz mı ? Bir dürteydin Josh. Bunları düşündüktan sonra aklıma Josh Harnett'in Diane Kruger o buluşmaya gelmedikten sonra ki ruh hali geliyor odasına gitmiş ağlıyordu çünkü kızın onu terk ettiğini düşünüyor Türk erkekleri gibi gururunu ayaklar altına alıp " Lisaaaaa geri dööööööönnnn seni çoooook seviyorum beeeen " demiyor. Yalçın abiye katıldığını düşündüm de bir an Josh Harnett'in aman allahım.. 2 yıl sonra yine aynı yerde wicker parkta büyük ihtimalle Lisa ile görüştüğü bir şey paylaştığı yerleri gördükten sonra duyguları yeniden depreşti çünkü gördüğü o yerlere Lisayı , Lisayla yaşadıklarını çapalamıştı.

Ah ne güzeldi kavuştukları an. Filmin başından beri Josh Harnett'in Lisayı bulma çabaları bulamadığı zamanlarda yüzünü buruşturup gözleri dolması.. Bir Diane Kruger , Josh Harnett fanı olarak çok yakıştırdım ikisini gerçek hayatda da birbirleri gibi insanlar bulsalarya la. Oyuncu kadınlar illa zengin alakasız iş adamları kıçı kırık yönetmen tayfası , erkekler çoğu porno filmlerde oynamış manken bozması kadınlar.. Olmuyor yakışmıyor. Siz filmde olduğu gibi güzelsiniz. Neyse bir erkek olarak fazla duygusallaştım iyi değildir. Kendime gelip özüme dönüyorum. Odun mod : on .
--spoiler--