bugün

almanca biliyorsanız almanya'dan daha rahat hissedeceğiniz şehir. hele de bir yaşlıya adres, otobüs filan sorun allaaaaaaa, o amcacık nasıl mutlu olur hem genç hem de almanca konuşuyor. uzun uzun anlatır hatta sizi o durağa götürür.
Dayandığımız yer.
(bkz: Grüss Gott). sık sık duyacaksınız.
Falco - Vienna Calling

https://www.youtube.com/watch?v=OnP-b_IVdT0
Avrupa'yi şehir şehir gezseniz adı bu kadar az anılmasına rağmen en büyük ihtişama sahip şehirlerden bir tanesidir. Şehirde yasam kalitesi çok yüksektir, refah çok yüksektir. Bize 10 15 yıl sonra gelecek yenilikler, adamların hayatinin içindedir.
Avrupalıların italyanlara neden 'fakir' dediklerini anladığım şehirdir. Güvenlik yok denecek kadar az, kontrol yok, özgüven tavan ve buna rağmen her şey bu kadar mı güzel işler bir şehirde. Soğuğunu bile insana alıştırıp kendine aşık eder.
(bkz: gezilecek yerler)

(bkz: çerkez dayı/#30898659)
Kuşatıp da alamadığımız yer.
ilk görüşte vajina diye okunabilecek başlık.

(bkz: bu ara fena boşladım). as know as.
Merkezindeki aida cafe de cream shinet (umarım doğru yazmışımdır ama böyle okursanız onlar anlar) tatlısının mükemmel olduğu Avusturya şehridir. Kesinlikle gidilip görülmesi gerekir. Mozart çikolatalarıyla ünlüdür ama ben beğenmedim turist tuzağı resmen. Giden olursa bana üstünde "there is no kangoro(kangurunun ingilizcesi böyle mi yazılıyordu) in austuria" yazan kahverengi yeşil bir çanta var ondan alırsa çok makbule geçer 20 euro bişey merkezde ünlü Mozart çikolatalarını satan içerisinin hafiften d&r ye benzediği bir dükkandaydı. ben gelince parasını veririm. Saolun saolun.
Avrupa'nın kraliçesi.
bir defasında uçağa bir saat kala iptal etmek zorunda kaldığım, ikincisinde uçak biletimi 1 hafta öncesinden yaktığım ve 3 yıldır bir türlü gidemediğim şehir. kısmet olursa bu mayıs'ta ordayım.
Opera fiyatları uçmuş şehir. La traviata'nın en ucuz bileti 49€, the barber of seville 103€, Romeo et juliette 175€ kolum gibi anlayacağınız.
kruvasan'ı, kahvesi, soğuğu ve operaları ile tanınan tarihi dokusu bozulmamış şehir.
aylık kişi başına 3 bin euro ortalama gelire sahip insanların yaşadığı şehir. ayakkabı bakayım dedim, spor ayakkabı. hani bizim burada çakma zenginlerin tornadan çıkmış gibi dadandığı nike airler var. en ucuz ayakkabı idi gördüklerimin arasında. 125 euro.bizim buradaki fiyata denk geliyor zaten. anneme bir ayakkabı alayım dedim, gözüme kestirdim birisini gittim baktım 240 euro imiş. e babama kaşkol alayım dedim pradadan 340 euro. neyse böyle işte. geliştik biz, uçuyoruz kalkınıyoruz.

Stephansplatz bölgesinde, viyana' nın çarşısında yani, dom duomo şeklinde farklı dillerde farklı yazılan hristiyanlığı yaymakla görevli havarilerin her birisi adına büyükşehirlere inşa edilmiş katedrallerden birisi olan o iki kuleli katedralin önünde uzanan meydan ve caddenin çevresinde aberlaa , sacher , demel veya central adında herhangi bir cafe görürseniz kendinizi hiç kasmadan girip pasta yiyin kahve için.

Neden kasmadan diyorum, dışarıdan sanki sizi aşan girmemeniz gereken bir yermiş gibi havaları var. Önlerinde duran arabalardan anlarsınız zaten. Lakin mesele öyle değil. adamlar kıraathanelerinden pansiyonlarına kadar standartı, kalite standartını bir tutmuş. Bizdeki gibi insanlar onlarca statüye ayrılıp kendilerine uygun lanse edilen mekanlara doldurulmuyorlar. Yerlerini tarif edemeyeceğim spesifik olarak, lakin o meydanda ara sokaklara falan girerseniz mutlaka karşınıza çıkacaklar. girin, piyano miyano var içeride, iyiler. 10 euro öder çıkarsınız maksimum.

sonra, levante diye bir türk restoranı var bu civarda, dolce gabbana' nın tam karşısında, furlanın oralarda. yiyecek sıkıntısı çekiyorsanız, kendi damak tadımıza hasret kaldıysanız girin buraya. kaliteli, etleri bizim etlerden biraz farklı tabii ama hijyen mijyen pişirim servis anlamında on numara. çalışanları da türk. Birisiyle hemşehri bile çıktım. ikinci gün çıktığımda eleman izinliymiş yalnız, görüşemedik bir daha.

güzel şehir vesselam.
bir prag mıdır? değildir.

ama bu avrupa'nın ikinci en güzel, gezilesi şehri olmadığı anlamına gelmiyor elbette. keşke tekrar gidebilsem.
"vajina" diye okuduğum başlığa sahip entry.
--spoiler--
viyana'da bir tek sanat söz konusu olduğunda herkes eşit haklara sahipti; çünkü sanata sevgi duymak, viyana'da herkesin görev ve sorumluluğuydu..
--spoiler--
bir kaç saat önce geldiğim şehir. ayağının tozuyla tabirine şu anda çok uyduk.
ben şahsen çok sevdim gidin, görün, şinitzel yiyin, rose şarap için. keyiften dört köşe olacağınız bir avrupa başkenti.
öncelikle birinci bölgeyle başlayın stephan platz harika bir kilise önünde opera dinleyebilirsiniz. sonra opera binası, belvedere sarayı görülmesi gereken yerler arasında.
ama hiç bir şey yapmadan küçük sokaklarında dolaşabilirsiniz, harika kafeleri var. bol güneşli günler viyanayı daha bir çekici yaptı gözümde, şehrin yaydığı duyguyu sevdim. bir asalet var havada. istanbul'dan sonra orası az stresli, insanın ve gülümsemenin değerini yeniden anladım.
onuncu bölge mesela daha çok göçmenlerin olduğu bir bölge, türk yemekleri yemek için gidilebilir. çok istemesemde bir gece orada yemek yedik. avrupa'da yediğim en başarılı türk mutfağı. çok değiştirmeden yapıyorlar. o da geçerli not aldı. bir de dikkatimi çekti çok dondurma yiyorlar. dondurmacıların önünde kuyruk var. burada sokakta dondurma yalama muhabeti bile var ya. şaka gibi zihniyetleriz. neyse viyana diyorduk
otelim de 19. bölgedeydi çok nezih bir bölge. bölgeler neye göre ayrılmış onu bilmiyorum ama numaraların ve konumların arasında bir bağlantı yok orası kesin.
avm kültürleri yok insanlar dışarıda, konserde, tiyatroda. toplu taşıma bedava, taksilerde uygun, araba kiralayıp diğer şehirleri de gezebilirisniz.
matersburgda şahane arkadaşların varsa da koşa koşa gidilir.
viyana bir daha gidilecekler listesine eklendi..
görsel
görsel
görsel
görsel
bana göre, avrupa'nın en güzel şehri.

ülkemi çok sevmeme rağmen ileride imkanım olursa tereddüt etmeden yerleşeceğim tek avrupa şehri.

tanım: avusturya'nın başkenti.
aynı zamanda şehrin birçok tabelasında almanca'nın yanında boşnakça/hırvatça/sırpça ve türkçe'de yer alır. en büyük azınlık türklerdir.
elinizi sallasanız türk'e çarpan güzel şehirdir..
güzelliği refah ve düzeninden gelir..
bunun dışında budapeşte bir şehir olarak bence en güzel şehirdir..
ama manyak dolu amk yeri..
Hakkındaki yorumların bir ayarı tutmadığı şehirdir.
Viyana içim genelde kasvetli bir hava kasvetli bir mimari bolca sanat faaliyetleri ve sıkıcı bir hayat diyenlerde fazladır.
Uygun bir zamanda keşif yapıp tahlil edeceğim şehirdir.
avusturya'nın başkenti ve en büyük şehridir. iş seyahati vesilesiyle haftasonu gezme imkanı buldum. tarihi yapılara ilgisi olanlar için bir cennet gibi. güncel hayat tam bir saçmalık. gündüz çalış, akşam yemek ye, bira iç, git yat. bu kadar. pazar günü her yer kapalı. yemek kültürleri yok; müthiş bir domuz eti tüketimi var ve her yer domuz kokuyor. hatunları tam biblo, al karşına izle. ama detaylara inmeye başladın mı işler değişiyor. mesela metro bahçesinde ağaç arkasında hacet gidereni de gördük.

en önemli izlenimim şu; diğer milletlerden olanlar birleşip avusturyalılara hizmet ediyor. yani, italyanın biri gelip pizzacı açmış. garsonlar da çeşitli ülkelerden. tek bir avusturyalı çalışan yok amk. bizim iş yaptıracağımız firma avusturya merkezli. fakat şu an toplantıda patronları haricinde avusturyalı yok. rus, çek, alman, hırvat, italyan vs alayı.

viyana'ya gidenlerin yorumlarına bakın. "şu gece kulübüne gitmeden viyana'ya gittim demeyin", "şu bardaki biradan tadın mutlaka", kızlar süper kendileri teklif ediyor vs. açık konuşuyorum. külliyen yalan. viyana'nın tek albenisi, mimarisi. hepsi bu.

graz izlenimleri birazdan...
Osmanlı devletinin platonik aşkı.
sanat dolu bir avrupa şehri olmasının yanında hüznü çağrıştırır insana. soğuğu bir kasvet çöktürür insanın üstüne, hem havası hem insanı sebebiyledir bu soğuğu. ve uzaktır aynı zamanda gidemezsin çıkamazsın, üzülürsün ama neden olduğunu anlayamazsın.
güncel Önemli Başlıklar