bugün

David fincher in yönetmenliği bırakması vaktinin geldiği filmdir.Benjamin button ve zodiac isimli sıkıcı gereksiz yapmacık kendini beğenen filmlerine bir yenisini daha eklemiş fincher.Hepimize geçmiş olsun arkadaşlar.Bir sonraki projesinin ejder dövmeli kızın yeniden çevrimi olduğunu düşünürseniz belki bana hak verirsiniz.
--spoiler--
If you guys were the inventors of Facebook you'd have invented Facebook.
--spoiler--
bu kadar yüksek bütçeli, türkiye'de 100'den fazla sinemada vizyona girmiş bir filmin türkçe altyazısını kim yazdıysa tebrik etmek gerek. basit bir spell check programıyle bile 1 dakikada düzeltilebilecek birçok hata barındırıyordu filmin altyazıları.. bu kadar özensizlik, düzensizlik resmen sinema seyircisiyle dalga geçmektir. filmin türkçe'ye düzgün çevrilmeyen repliklerini eleştirebilseydim keşke ama, yalan yanlış yapılan çeviriyi düzgün yazsaydınız keşke. internete iernet yazmak gibi basit ötesi hatalar gerçekten sinir bozucu düzeydeydi.
mükemmel bir filmdir. özellikle newyorkta 5 minare yi izledikten sonra bu fikrim pekişmiştir. filmin akışı, seyri beni çok etkilemiştir. şarkıcılıktan gelip dur bide film yapayım diyen kişiler tarafından yazılmamıştır. pulp fiction gibi özgün, insanı saran orjinal bir tarzı vardır bu filmin. vermeye çalıştığı mesajlarda çok anlamlıdır. beni etkileyen başka bir özelliği ise yaptığı işte en başarılı olan birinin hikayesini anlatmasıdır. kesinlikle izlenmesi gereken bir filmdir ısrarla tavsiye edilir.
10 dakika bakmak için açıp, trent reznor katkısıyla sonuna kadar sıkılmadan izlediğim, hızlı diyalogları hoşuma giden film.
vasatın altında zuckerberg, hırs ve harvard yağcılığı yapan film.
ayrıca şöyle bir yorum da yapılmış:http://eskiyeniarasi.blog...010/12/feysbuk-filmi.html
Facebook'un kuruLuş hikayesi...

-- Uyarı! Filmi kendi çapımda yorumladım spoiler içeriyor azıcık--

FiLm hep böyLe tanıtıLdı, ben buna katıLmıyorum izLediğimiz şey Facebook'un kuruLuş hikayesinden çok Facebook kuruLurken Mark'ın yaşadıkLarı... Fikirden öncesi, aşamaLarı, fikrin geLişi, uyguLama ve yaratıLan etkiye kapıLmak... GeneL oLarak böyLe böLümLendirebiLeceğimiz fiLmin temeLinde bence Facebook'tan önce Mark Zuckerberg yatıyor. David Fincher ve Aaron Sorkin Mark'ın zekasını ve hırsını anLatmaya öyLe daLmışLar ki adamakıLLı bir "sosyaL ağ" eLeştirisi biLe göremiyoruz... Hatta fiLmin özü için eski usuL başarı ve ihanet öyküsü biLe diyebiLiriz. Düzen tarafından dışLanmış bir dahi kendini düzene kabuL ettirme yoLLarını öyLe hırsLa deniyor ki sonunda kendi yeni bir düzen yaratıyor ama geriye dönüp baktığında bir arpa boyu kadar biLe yoL kat etmediğini görüyoruz. MiLyonLarın içinde yaLnız ironisi birkez daha deşiLiyor...

Diğer yandan Mark'ın çok boyutLu karakteri, etrafındakiLerLe diaLogLarı o kadar ustaca kurguLanmış ki birçok noktada kitLeniyorsunuz. BöyLe zeki bir insanı normaL konuşmaLarda anLamanın zor oLması yetmezmiş gibi bir de biLgisayar diLi ekLenince fiLmin aLgı boyutu farkLıLaşıyor. Ama bu durum bence fiLmden kopmaya değiL aksine fiLmi daha bir hevesLe izLemeye neden oLuyor... Bu açıdan ise fiLmi birçok biyografik yapımdan ayrı tutmak gerekiyor. Zira biyografik yapımLar, geneLLikLe sessiz ve sankinLiği iLe dikkat çekerken bu fiLm takibi zor diaLogLarıyLa dikkat çekiyor. Mark'ın diaLogLarındaki kopukLuk ise birçok dahinin sorunu oLan "dış dünya"ya uyum sağLayamama probLeminden kaynakLansa da kişiLiğinin temeLindeki "takıntı"Lı haLi çok geçmeden anLaşıLıyor. Bu takıntıLı haLin eksiLerini ve artıLarını gördükten sonra ise insan ister-istemez ikiLemde kaLıyor...

Mark kadar etkiLi oLmasa da geri pLanda gördüğümüz Eduardo, Sean ve WinkLewos kardeşLerin etkiLeri de hissediLir derecede fazLa... ÖzeLLikLe WinkLewoss kardeşLerin kendi ikiLemLeri, çatışmaLarı fazLasıyLa görüLmeye değer. Ufaktan ufaktan "başkasının gözünde Harward'LıLar" fikrine göndermeLeri fark edeceğiniz bu kardeşLerin hayatLarı da pek göründüğü gibi değiL asLında... Mark ve Eduardo dostLuğunun buLunduğu haLLer ise (evet maddenin haLLeri gibi çok değişkendi fiLmde) tartışmaya açık konuLar. Eduardo'nun Mark'ın dünyasındaki yeri çok sık değişiyor. TemeLde aynı gidi duruyor ama bir zaman sonra anLıyoruz ki öyLe değiLmiş... Burada Eduardo'nun Mark'ın hırsLarına kurban gittiğini söyLeyebiLiriz beLki ama Eduardo'da göründüğü gibi mi gerçekten?

Sinematografiye dönersek; Fincher'in sahneLerini ve mekanLarını sevdim, adam yine sanatını konuşturmuş ama Sorkin'in senaryosunu hernekadar ayrıntıLardaki hassasiyeti iLe dikkat çekse de "modern zamanda hırs ve ihanet" fikrinden öte birşey oLduğunu düşünmüyorum. ELeştireL kısmı eksik. Oyuncu performasnLarı zaten fiLmin en büyük artısı, Jesse Esisenberg ve Andrew GarfieLd fiLmin Lokomotifi gibi, inandırıcıLıkLarı çok yüksek ve karakterLeriyLe bütünLemişLer gerçekten... Sonuç oLarak fiLm için birçok izLeyicinin kuLLandığı "dönem fiLmi" sıfatını kuLLanırsak fazLa abartmış oLuruz, ama "dikkat ediLmese gereken bir yapım oLduğu kesin" diyebiLiriz sanırım...

NOT: Gerçek Mark Zuckerberg fiLmi izLemiş ve şu satırLarı söyLemiş: "ÜrünLerimizi 500 miLyon kişinin kuLLandığını düşündüğümüzde, 5 miLyon kişinin izLediği fiLm çok fazLa kayda değer değiL."
oldukça ağır i$leyen, bitse de gitsek tadında, imdb'nin puanlama konusunda insanı yanıltan bir yapısının olduğunun kanıtı olan, modern bir bulu$ olarak lanse edilen 'the facebook'u her anlamda ele alan, dostluk kavramını yeniden ele almamızı sağlayan david fincher filmi.
hackerlığı özendiren bir film olmuştur.özenmeyin efendim.
altı üstü feysbuk hikayesi işte diye izlemeye başladığım ama daha açılış sahnesinde beni çarpan film olmuştur. filmi izlememdeki tek amaç girişimcilik dersime motivasyon katabilecek olması idi. çok fazla bişey beklemiyordum ama filmin sonunda sinema sanatına bir kez daha hayran kaldım. öncelikle filmin yönetmeni david fincher'i kutlamak lazım.

filmi izlemeyen okumasın
mark'ın hikayesini az çok biliyordum filmden önce ve bu elemanı pek de sevmemiştim. tipi başta çok itici idi ve ezik birisi olduğunu düşünüyordum*. filmden sonra ise artık eminim. mark'ın ikizlerin fikrini çaldığı da kesin bence ve en yakın arkadaşına attığı kazıkta tescilli. facebook'u sıkıştığı üniversite kampüslerinden çıkartıp tüm dünyaya yayan ve dolayısı ile facebook yapan kişinin sean parker olduğu su götürmez bir gerçek. özellikle the'yı atın sahnesi muhteşemdi. bu arada keşke filmin de the'sını atsalarmış*, çok güzel bir gönderme olurmuş. bunlar daha 1 milyon dolar kazanmayı hedeflerken facebook'un potansiyeli gören ve 1 milyar dolar hedef koyanda sean'dı. eminim ki gerçek hayatta da böyle olmuştur. ayrıca filmde geçmeyen başka şeylerde olmuştur gerçek hayatta. bu çocuğun arkasında hangi güçler, hangi küresel firmalar, hangi gizli servis örgütleri vardır, kimbilir? bir noktadan sonra öyle elini kolunu sallayarak, ev partileri düzenleyerek o firmayı büyütmezler sana. filmde bu noktanın pas geçilmiş olması büyük kayıp.
sean parker'ın ana katalizör olduğuna şuradan da eminim ki eleman napster'ın kurucusu imiş. bu napster'ı yeniler bilmez ama kısaca torentlerin atası olan site diyebilirim. internet sürecine baştan sona şahit olmuş benim devrem ise napster'ı saygıyla anacaktır. hatırlıyorumda o zamanlar için nasıl mucizevi bir siteydi. 56k modemle, bir şarkının inmesini 1 saat beklediğimiz zaman olurdu.bence napster, internet dünyasında devrim niteliğinde bir site idi ve telif hakları meselesi olmasa ve kolay taklit edilir yapısı olmasa şu an dünyanın en büyük internet şirketlerinden birisi haline gelmişti.
sean parker'ın facebook'u görür görmez, onda ki potansiyeli keşfetmesine dikkat edin filmde. çok önemli bir sahnedir o da.
ayrıca kürek yarışı sahnesi ve ikizlerin centilmenliği de takdire şayandır. ben o ikizlerin yerinde olsam ergen mark'ın kafasını kırardım, bir dakka bile beklemeden.

sonuç itibari ile eminim ki gerçekler birebir bu filmdeki gibi değildir ama ana şablon böyledir ve eminim ki gerçekler daha sıkıcıdır. sinemanın bu anlatım ve yeni bir dünya yaratma potansiyeline hayranım. gayet bilinen ve sıradan bir hikayenin bu kadar sürükleyici ve güzel anlatılması, kurgulanması harika birşey.
ödül almış filmlerden yola çıkarsak altın küre/oscar almaması için hiçbir sebep yok. david amca denklemi çözmüş. inception ve black swan'a yazık olacak.
film boyu büyük işler dönüyor, roller değişiyor, büyük paralar konuşuluyor vs vs. ama onca hengamenin arasında insanın kalbini sıkıştıran tek şey var; mark'ın duyguları. hani spoiler falan da olsun istemiyorum ama te sean ile iş konuşurken bile aklı hala daha malum yerde. sean iştir, paradır, şudur budur diyor. mark her şey tamam da bahsettiğin kızı unutabildin mi diyor. insana dokunuyor bu yönüyle.
--spoiler--
"you are probably going to be a very successful computer person.but you're gonna go through life thinking that girls don't like you because you're a nerd.and i want you to know from the bottom of my heart that that won't be true.it'll be because you're an asshole."
bu lafları yemiş olan genç zuckerberg de "öyle olmaz böyle olur" diyerekten feysbuk'u kurar.olay bundan ibarettir.ancak film on numaradır.entry'e bakıp filme bok attığımı düşünmeyin .film izlenesi dersler çıkarılası bir filmdir.
--spoiler--
yeri gelmişken başka bir kadın da şöyle der mark'a;
--spoiler--
You're not an asshole, Mark. You're just trying so hard to be.
--spoiler--
şimdi bu mark üçkağıtçı mı sorusunu aklıma getiren film.
soundtracki çok sağlam olan * filmdir. yapımında kevin spacey amcanın da katkıları vardır. deneyimsiz bir oyuncu kadrosuna rağmen vasatın üstündedir.
--spoiler--
gece kulübü sahnesinde sean parker ve mark zuckerbergün diyaloğu şahane.
--spoiler--
2 saat süren bu filmde facebook un kurucusu Mark Zuckerberg in hayat hikayesini ve ünlü sosyal paylaşım sitesinin kurulma aşamalarını anlatıyor.
izlerken 'bu genç yaşta harvard da neler yapıyorlar, helal olsun adamlara' dediğim filmdir.
izlenir...
ama boş vakitte.
sıradan bir hollywood filmi.
filmin en güzel yeri başlangıç sahnesiydi. böyle güzel ayar veren kızlara da ayrı hastayım.
izle 2 saat işte, o kadar filmi. nokta.
bir saate benzetilirse, "akrebi, yelkovanı olan velakin saatin kaç olduğunu söyleyemeyen" tanımlamasına uyacak film.
--spoiler--
filmde benim en çok dikkatimi çeken olay victoria's secret'ın kurucusu olan adamdı geleceği göremeyip 4 milyon dolara satmış firmayı şuan milyarlar ediyor. yinede golden gate köprüsünden atlayıp intihar etmesi acı olmuş.
--spoiler--
izledikten sonra facebook hasabımı kapatmama sebep olmuş filmdir.
http://inci.sozlukspot.com/e/27169979/

inci network frangman.
--spoiler--
hakkında yorumları okudukça beni şok eden film. birçok yerde ortalamanın çok üzerinde beğenilmiş, imdb puanı da 8.2 . ya benim sinema bilgim çok zayıf, ya da insanlar david fincher in filmi olduğu için beğenilmesi gerektiğini düşünüyorlar. ben bu kadar sıkıcı, bu kadar gereksiz bi film görmedim arkadaş. zaten film paso mahkemede geçiyor, dialoglar çok uzun ve sıkıcı. facebook un nasıl kurulduğunu öğrenmek için bu filme 2 saat katlanmaya gerek yok ki . ha soundtracki güzel evet. ama sadece o kadar.
--spoiler--
Halkımızın apaci network'e çevirdiği, asıl amacı karı kız kovalamak değil, insanların dostlarıyla iternet üzerinden iletişim kurabilmelerini amaçlayan internet tabanlı platformlardır.
filmi izledikten sonra facebook'a bakış açınız değişebilir sitenin ardındaki entrikalar aklınıza gelir sanki daha bir değerlenir facebook. evet en azından ben böyle hissediyorum.
güncel Önemli Başlıklar