bugün

bazilarinin korku filmlerinin en korkuncu diye nitelendirdigi, korkcaz diye kasip gulmekten oldugumuz sozde korku filmi.

(bkz: joooosshh where are you)
altarın oglu tarkan daki büyücü kadın goşa ya benzetmişimdir hep.
uzaktan akrabamdır kendileri. *
müthiş bir pazarlama tekniğiyle,gişede büyük hasılat yapmış,küçük bütçeli bir korku filmi...türünün en iyi filmlerinden biridir ,son sahnesine kadar gerçekten yaşıyormuşsunuz ve olayların içindeki kurbanlardan biriymişsiniz gibi gelir...devam filmi ise tam bir fiyaskodur
blair witch-2 de sinemada kahkahalarla kopmamızdan dolayı ve türünün kötü taklitlerinden biri olmasıyla ünlenen film.
çekilmiş en iyi korku filmi. ancak "bö!" "cö!" diye korku bekleyenlerin komik bularak komik olmalarını sağlayan filmdir.

ayrıca cannes film festivali' nde "award of the youth" ödülünü almıştır.
blair witch project 2 'nun soundtrackini marilyn manson yapmıştır.
alt yazisi hic bir yerde bulunamayan film.
edit: olan varsa gonderilirse cok sevinilir.
maliyeti 60.000 USD olup sadece amerika'da 140 milyon Usd hasilat yapan, reklamin nelere kadir olabilecegini bize gosteren filmdir.
en çok satılan film afişlerinden birine sahip filmdir.
sinema tarihinin en ucuz maliyetle çekilerek en yüksek gişe hasılatına ulaşan filmlerinden biri. filmdeki oyunculuklar gayet başarılıdır.

--spoiler--
Blair Cadısı hakkında belgesel çekmeye giden 3 sinema öğrencisinin kaybolup, sonunda Blair Cadısına bir şekilde yem olmaları anlatılmaktadır. filmin sonunda Heather'ın, burnundan akan sümükle yaptığı itiraf sahnesi, iğrenç olmakla beraber mükemmel bir monologtur.
--spoiler--
(bkz: blair witch)
(bkz: blair waldorf)
işte budur.*
Son sahnesi disindaki sahnelerini korkutucu bulmadigim film.
system of a down'ın rare parçalarından biridir.
Son kısmını izlerken donuma doldurduğum korku filmi.
başka bir benzeri için (bkz: paranormal activity)
gerilmeye hazır bir şekilde başlayıp gerilmeye şartlamış şekilde bitirdiğim bokum gibi film.tanım:hayalkırıklığı.
hiç tanımadığım bir insan evladının önerisiyle aldığım film. Össye çalışmayıp saatlerce bir umut cadı çıkacak diye bekledik, ama olmadı, hayal kırıklığı. Ayrıca reklamın ne kadar etkili olduğunun da bir kanıtıdır, babaannemin reklamını yapsam ancak bu kadar giderdi dedirtir adama.
1. flim insanın hayatını değiştirme etkisi yaratırken 2. flim 'bu ne ya' dedirte biliyor.
atmosfer etkisi maksimum seviyede olsun diye gecenin 02:00sinde gergin bir şekilde izlediğim film. öyle şeytan, şeytan çarpması, testere türü gösterip kusturan bir film beklemeyin sakın, filmin en büyük artısı izleyiciyinin hayalgücünü kullanarak yine aynı izleyiciyi korkutması. yani biraz şey gibi roman gibi, bir korku romanı okurken tüm unsurları kafamızda canlandırır, kan, şiddet ve ürkütücülük seviyesini yazardan çok biz ayarlarız ya, ha işte the blair witch project de aynen öyle oluyor. kulaklık takarak izleyin mümkünse, ormandaki en ufak bir çıtırtıyı bile duymak isteyeceksiniz.

ayrıca belirteyim diğer sözlüklerden okuduğum kadarıyla millet filmin sonuna tav olmuş, tamam filmin sonlarında cidden adrenalin tavan yapıyor ama benim için son derece belirsiz bitti film. filmin düşük bütçesine bakıp önyargılı olanlara dahil şiddetle tavsiye ederim. neyse sırada paranorval activity var.
rahatsiz edici bir film.
Filmin dogalligi bir anda sizi olaylarin icine cekip gercekmis havasi uyandiriyor.
Son sahnedeki belirsizlik ise filmi efsane haline getirmeye yetiyor.
'az masraf, çok kazanç' düşüncesinin başarılı bir uygulaması. insanoğlu'nun zaafı olan merak kavramının en güzel kullanılmış halidir. ayaklı gazete ile akıllara yerleştirilmiş ve zamanında çok para kaldırılmıştır.
scary movie'de çok sağlam dalga geçilmiş filmdir.
ilki korkulan şeyi bir türlü göstermeyerek insanı tırstıran ve filmin gerçek olaydan alındığı şayiası çıkartılarak düşük bütçesine rağmen gişe patlaması yapan ve ilkinin yaptığı patlama üzerine ikincisi de çekilen korku filmlerinin adıdır. bu bilgilere rağmen yine de izlenesi filmlerdir. özellikle ilki.
güncel Önemli Başlıklar