sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

bir noktadan sonra anana da karına da evladına da söverim hiç utanmam.
sövmeyi yargılayacağına neden bu denli sövüldüğüne bak.

Kimseye edecek tek kelamım kalmadı.
Mutsuz eden her kimse s.ktirsin gitsin modundayım. *

insanlar içlerinde bir uçurum taşıyor âdeta. Kimisi bir başkasını ve kimisi de kendisini oradan itebilmek için.
Ölüme son 5 adım vardır kim bilir.

Hiç çakılmadıysan uçurumdan düşerken iyi hissedebilirsin..

Bu başlığa her girdiğimde. En son girdiğim entry taslak halinde karşıma çıkıyor. Ya diyorum bir insan hiç bir gün mü değişmez. Dün ne hissediyorsam bugün aynı. Dibi görünmeyen kuyu gibi son 8 aydır düşüşüm devam ediyor.

Hangi aynaya baksam sen varsın.
Ne zaman kendime baksam ya ifadesiz bir yüz ya derin boşluğun.
Bir boşluğun bu kadar ağır tartması hayatın en tuhaf yanı olmalı.

Kaç ay geçti bilmiyorum,
Kaç gece kıvranarak uyuyakaldım..
Geçen zamanı bilmeye korkuyorum.
Nedendir bu kadar alışmak,
Hiç bilmediğin birinin gelip senden parça olması neden ?
Bilmiyorum.

Tam unuttum derken kendimi hayallerde bulmamın sebebi ne ?
Biraz gülümserken günün akışında
Dalıp dalıp gitmemin sebebi ne?
Bilmiyorum.

"Sebebi ne seni bir bıçak yarası gibi hatırlamamın ?
Sen böyle uzakken senin sesini duyup
Yerimden fırlamamın sebebi ne?"

Sinirden her yeri kırasım, dağı taşı sikesim var. Şu siktiğimin gününün bitmesi tek tesellim.

Kendimi kötü hissediyorum.

Çünkü kendisine sinirli olduğum birisi, yürürken yanıma gelip nasılsın rüya diye sordu. Yüzüne bile bakmadan, tripli tripli iyiyim siz dedim. Cevap vermeden hızla uzaklaştı.

çok mu kaba davrandım diye düşünüyorum. Valla pişman oldum. Nezaket kurallarını ne ara unuttum ben...

Bunalmış hissediyorum sözlük. Hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden. Önümdeki yol kapkaranlık ve o yolu az da olsa aydınlatabildiğim el feneri kaybolmuş gibi. Yalnızca uyumak istiyorum ancak bunu da yapamıyorum.
Bir an önce bunlar bir son bulmalı.

Bugün kendimi kötü hissediyorum. Neden bilmiyorum. Bir de tüm gün toplantıda bir ton iş yığıldı bana. Patlama noktasına geldim. Niye böyle oldu ya? Arada böyle bir geliyor bu his bana mutsuzluktan ölüyorum resmen.

Günaydıın. Bugün yepyeni bir başlangıç yaptım sözlük. Sabah erkenden uyanıp kendime güzel bir kahvaltı hazırladım tek başıma yiyor oluşumu önemsemeden. Günümü çok daha verimli kullanmayı umuyorum. Kimse benden fazla önemli olmayacak hayatımda. Daha birçok şey yazmak istiyorum aslında ancak uzatıp abartmaya gerek yok.

Hesabı silmenin vakti gelmiştir belki de. Bilemiyorum. Neysee.

Demin neşetten yazımı kışa çevirdin çalıyordu da kendi kendime neden bunun aksi bir parça bilmiyorum ki diye hayıflandım. Çünkü kışımı yaza çevirdin sevgili feride.

Dün sabah gördüm. Saçlarını yeni boyatmıştı. Pek de yakışmış yeni rengi sanki gülümsemen yansımış saçlarına dedim. Gülümsedi hep o utangaç haliyle.

- akşam saat kaçta alayım seni ? Yemek yapacağız di mi bana gelip ?
- 19.00 iyi dedi. Ok dedim. iki elim kanda olsa geleceğim..

Bu akşam eve gelip üstümü değiştirince fark ettim ki aslında bütün gece saçı göğsümde uyumuşum. Bir saç teli kalmış tam da kalbimin orasında. Demek ki bir ara uyuyakaldığımız zaman başı göğsümde iken kalmış o tel diye düşünürken mutlu oldum.

Ne basitmiş mutlu olmak.

Aslında yemek yapmıyoruz. Daha doğrusu o yapıyor ben izliyorum. ilk gelişinin akşamında olsa gerek ona ;

- lütfen otur ben hallederim misafirsin demiştim. O da bana ;

- olur mu öyle şey ben seni seviyorum. Burası benim de evim demişti. Sanırım o an içimde havai fişekler patlamıştı. O andan beridir ben mutfakta yardım istemesi haricinde pek de karışmıyorum. Eve gelince ben sadece rakı ayarlamalarını yapıyorum. O hemen girişiyor bir şeylere. Meyve, meze.. hepsi sevgiyle ve hızlıca yapılan şeyler. Ne de olsa zamanımız kısıtlı hayatta. Birbirini yaşamak varken uzak durmak neden ?

Şimdi 5 gün göremeyecek olmamın tek tesellisi sevgili evlatları ve ablası ile ufak bir tatile çıkıyor olması. O da teselli olsun diye işte. Yoksa 5 gün seni çok özleyeceğim.

Ben de seni çok özleyeceğim dedi. Her sabah kokun ruhumda uyanacağım, emin ol dedi.

Öyle olacağına eminim Feride. Çünkü hayatımın en uzun 5 gününü geçirmek zorunda kalacağım senin sayende.

Dün bir ara kalbim çok hızlı atarken bakıştığımız bir an hem de eli tam kalbimin üstünde iken işte o an benim tüm ömrüm boyunca olmak istediğim tek yerde idim sanırım.

Çok özleyeceğim seni. Hele ki sen gidince dünyanın öbür ucuna, söz verdim geleceğim. Kimler için ne yollar gittim. Kıtalar mı durduracak sanki beni sanıyorsun ?

iyi ki varsın Feride.

Çok sarhoşum sözlük...

Deniz kenarında bayağı içtim.

Bir kızı ve oğlu olmuş sözlük. Duyduğuma göre kızı neredeyse benzerimmiş. Önceleri bebeğinin bana benzemesini isterdi ancak şu an bunu istiyor olup olmadığına emin değilim. Neyse, artık önemsiz ve hayat çok güzel.

Yavaş yavaş kendimi çözüyorum. Eskiden yalnızca neyi istemediğimi bilirdim ancak şimdi sayısı az görünüyor olsa da ne istediğimi biliyorum.

Bugün taksim'de infu bir fotoğrafçı tam kaldırıp beni çekecekken dur dur çekme dedim. Adam şok oldu. Niye yaa ne güzelsin çekeyim instaya atacağım dedi. E millet hoplaya zıplaya kabul ettiğinden şaşırdı tabii.
Yok depresyondayım istemiyorum dedim.
Eminim hala depresyonla fotoğraf çektirme arasındaki bağlantıyı düşünüyordur.

benim garezim kendime sanırım.

Karşıdaki apartmana at hırsızları taşınmış. Alkol alıp bağıra bağıra şarkı söylüyorlar üstelik. Eskiden çok sevimli bir aile yaşıyordu.

Bir patikanın en tepesindeyim ve
hayatımın el frenini indirdim
evet efendim, indirdim.

ilk dakikada bir kadın,kız bulup s*kecek durumdayım o kadar azgınım.
Ve kafam bok gibiydi bulanıktı bir ton kıskandım dik dik baktım hepsine garip bir gündü.

Dün gece selami şahine vokallik yapan bir hanımefendiyle tanıştım. Mavi gözlü keyif dolu motosikleti de pek seven biri.
Uzun uzun sohbet ettik.
Müzik konusunda Birçok noktada hayallerimiz ve arzularımız aynıydı.
Numarasını aldım.
Kafamda güzel şeyler var.

Sevgiden, sevgiliden, sevilmekten umudumu kestim.

Yalnız olmam gerekiyor demek ki.

Suda boğulan bir balık gibi hissediyorum kimi zaman.
Yerim aslında doğru ancak zarar veren şeyler var sanki.

Ayyay ye koko cambo, ayyay yee.

Çocuktan sonra salıncak sırası bende.