bugün

çok kötü ikilemlerdeyim. tüm kapıların arkası boş, bilmekteyim.
şu an fingirdeşiyorum...
Sözlükten çok kişinin ahını aldım sanırım. Ama ah almanın hayatı bok edeceği yönündeki söylemleri çürüttü aynı zamanda da. Aksine çok daha güzel bir hayatım oldu ve olmaya devam ediyor enteresan şekilde.
Hemcinslerimden hoşlanıyorum.
Gecenin 4 ünde vicdanım hayatıma "please wake up, this is not real" dedi, benle niye ingilizce konuştuğuna takılmadan arzu ettiğim maneviyattan ne kadar uzak kaldığım sillesi yedim yüzüme. Sillenin acısından mı, dilediğim yoldan uzaklaşmamdan mı yoksa vicdanı sızlamamdan mı anlayamadım ama saatlerce ağlamak istedim, fakat ağlayamadım.
insan neden bulunduğu, mutlu olduğu kaldırıma bakmaz da karşı kaldırımdaki gereksiz parıltıya takılır tarzı sorular sorup iç hesaplaşmamı genelleştirmeye çalıştım.
itirafı daha fazla uzatmadan duâ niyetiyle şu ezgiyi fısıldayalım "Tut elimden tut Ya Rabb, beni bırakma bana" ve Hz. Yunus (a.s) ' in duâsıyla bitirelim
" Senden başka ilah yoktur, seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim. Gerçekten ben kendine zulmedenlerden oldum."
Oral seksi kendimi bildim bileli yaparım.

Ent.
Şu an biri saçımla oynasın istiyorum ama yanımda biri olsun istemiyorum. Keşke sihrim olsa o zaman sihirle yapardım, of sihirsizlik çok zor.
Ne istediğimi pek bilmiyor olsam da ne istemediğimi gayet iyi biliyorum.
Daha bugün red edildim. Olsundu biz yine toparlarız. Hata da bizde yanlış kişilere tutuluyoruz.
Şu sözlüğe ilk katıldığım zaman liseli bir veleddim ,bugün ise okulum biteli yıllar olup müdürlüğümün terfisini kutluyorum .Zaman hızlı geçiyormuş ,yaşlanıyorum vesselam.
servise çıkar da giymek istersin diye koştur koştur yıkayıp kurutup katlayıp çantaya koymuştum sevdiğin pijamalarını. o çantayı iki haftadır boşaltamıyorum. her şey o kadar yarım o kadar havada kaldı ki gözümün önünden bile kaldıramıyorum. her gördüğümde midemde bir kramp. ne yapacağımı bilmiyorum bu çantayla. nasıl başa çıkılır bilmiyorum. bilmemek midemi bulandırıyor. kendimden tiksiniyorum. içimi kemiren suçluluk hissinden arınamıyorum. gidişatı idrak ettinden beri her fırsatta verdirdiğin o sözü tutamadım. bana kızgın mıydın bilmiyorum. herkese sordum doktorlara hemşirelere bir sana soramadım. kızgın mıydın? son günlerinden birinde beni güzel hatırla demiştin. herkese seni anlatmak herkesle seni konuşmak istiyorum. sen bilmezsin hastalığının nüks ettiğini ve dönülmez bir noktaya geldiğini öğrendiğim dönemde kızlarla sıradan bir buluşmada firuze dinleyip eşlik ederken hüngür hüngür ağladığımı. şimdi ağlayamıyorum ve anlatamıyorum da kimseye. benim annem çok deliydi, benim annem çok güzeldi. -di. geçmiş zaman. buna alışmak zorunda olmak ağzıma sıçıyor. bunu dediğimi duysan hiç yakışıyor mu ne biçim öğretmensin dersin, derdin. seni çok seviyorum ve affedemiyorum. kavgalarım ebediyen yarım.
Tek cümle ile özetleyemediğim bütün günleri özlüyorum.
Yakın iki arkadaşım, 3. arkadaşa karşı nasıl duygular hissettiğimi biliyorlar. Onlara artık bittiğini söylüyorum. Geçici bir şey olduğunu söylüyorum.

Ancak ne bitti, ne de geçti. Aksine başlangıçta fiziksel olan hisler zamanla duygusal olmaya başladı. Kurtulamıyorum. Açılamıyorum. Öylece duruyorum işte...
Insanın kendi içinde yaşadığı hisler daha çok kendi ruh dünyasıyla ilgilidir. Gözünde büyütür de büyütürsun. Ulaşılmaz, sanki dünyanın en güzel varlığıymis gibi görünür. Ama duygular ortaya dökülüp, gönül rahatlığa kavuşunca onun da sıradan olduğunu görürsün. Bu aslinda üzücüdür.
Biraz az konuş. Dinlensin azcık, geçer.
Dilinden inşallah, maşallah, allah düşmeyen hatunların daha verişken oldukları gibi bi gerçek var.
Bugün birkaç twitter iletisi okudum, dün değil önceki gece haberci rüyaların görüldüğünü, gelecekteki eşimizi gördüğümüze vesaire dair. Normalde böyle şeylere asla inanmam.

Ancak gördüğüm rüyayı hala hatırlıyorum. Gerçekte Evli ve çocuklu olan bir tanıdıkla bir işimi halletmek için bir binayı arıyorduk. Rüyamda onun evli olduğunu aklıma bile getirmemiştim. Sonra işimi halletmeme yardım ediyordu. Ben binadan çıkarken onun elini tutuyordum. O bana bağırıyordu, ben evliyim, mahvettin evliliğimi diye.O an ne yapacağımı şaşırıp kalıyordum, çünkü dedim ya onun evli olduğunu unutmuştum.

Her neyse inşallah twitter falcıları yanılıyordur. Allah ım sen esirge.
Yarın yine bugünkü haşladığım tavuktan cıkarttığım kemikleri çöp konteynerlarının yanına “nizami” bir sekikde poşet içinde ama hayvanların yiyebileceği şekildr bırakacağım. Eğer aynı adam yine gelip alıp çöpe atarsa s.ktim onu bu sefer hakkaten. Özellikle erkeyeye yatıp bekleyeceğim hadi bakalım.
Biri iki gün önce görülen rüyalar haberci vb yazmış.
Açıkçası hayrolsun tam 2 gün önce gördüm.

Ve israil, Filistin olayları ile de ilişkili daha farklı şeyler vardı.
Sabah baktım Filistin israil'e dalmış.

Bilemiyorum Altan..
Küçükken Kalamarların halka şeklinde olduğunu zannediyordum. Yani tabakta ki şekliyle denizde yüzdüğü şekli aynı..
şu iki gün önce görülen haberci rüyalar gerçekse ben de 3 kişiyi öldürdüğümü gördüm. hattta bir tanesini parçalara ayırmıştım. hayırlısı diyelim madem. onu geçtim gereksiz bir insan da bana rüyamda yardım ediyordu. rüyada bile sonunda güvenilmez oluşunu hatırladım. geç olsun güç olmasın. uyandığımda gerçekten birini öldürdüm mü diye beynimin içini yoklamadım da değil. ne çeşit bir psikopatım ben ya.
Bugün 7 yıl önceki eski sevgilim beni aradı. Bayağı konuştuk. O da Adana ya taşınmayı planlıyormuş. Hayatında biri varmış ama emin değil anladığım kadarıyla. Kendisine biraz tavsiye verdim sevgilisi için.

Her neyse itiraf bu değil. Kendime çok şaşkınım. Normalde eski sevgiliyle arkadaşlığa sıcak bakmayan biri olarak onunla bu şekilde arkadaşça konuşabilmek tuhaf. Çok level atlamışım bu konuda ben *
Uludağ sözlüğü özlediğimi fark ettim.

uzun süredir aktif bir şekilde bu mecrada takılmıyordum.

bir de futbolla aram yoktur.
Çok dertliyim sözlük offf... Öyle böyle değil ya of! Askerlik kağıdım geldi, yolcuyum yakında. Kız arkadaşımı ardımda bırakmak zor gelecek. En çok bana koyansa asker sevgilisi sikmekle ilgili yazımı 30 kişinin artılaması... Gel de git askere kızı burada bırakıp. Üzgüncük...
bir arkadaşım; arkadaş demek de fazla gerçi, bir tanışın diyelim kız arkadaşıyla bir kaç kere seviştim.

ama asıl itiraf bu değil. asıl itiraf zerre pişmanlık duymuyor olmam.