bugün

hem cumhuriyet hem de osmanlı zamanında yaşamış müzisyen, şair, düşünür.
ne karışırsın içkime şarabıma
sana zararım yoksa içerim
ikimizde gelsek kıldan köprüye
ben dürüstsem serhoşken de geçerim.

yüce insan, büyük zat, ünlü şair.
bir rivayete göre hiç ayık gezmedigi söylenen ney üstadı.
Zamanin Sadrazami Neyzen Tevfik'e Devlet Dairesinde katiplik teklif etmis. Neyzen, sonra ne olacak demis, Sadrazam katiplikten sonra gelebilecegi makami soylemis, Neyzen her defasinda sonra, sonra, sonra? diye sormus, sonunda makamlar sadrazamliga gelmis dayanmis, neyzen Ya sonra demis. Sadrazam, Padisah olursun diyemeyecegi icin "hic" demis. Neyzen, ben zaten simdi de "Hıc" im ne gerek var bu kadar zahmete deyip kabul etmemis.
Bu bilgi neyzen tevfik cd sinden alinmistir.
ihtiyarlik ile gençlik diyerek,
su hayati ikiye böldürme!
ey büyükten de büyük allahim,
benden evvel sikimi öldürme!
Rivayete göre, Neyzen Tevfik'e birisi el şakası yapmış ve ensesine okkalı bir tokat atmış. O da hiç oralı bile olmamış, arkadaşları ise alaycı bir şekilde "yediğin tokatla kaldın hiç birşey yapmadın bile" demişler. NEyzen Tevfik ise "ne yapayım bir eşek çifte atınca sende onu mu çiftelersin?" demiş
Hayatı boyunca sokaklarda yasamıstır bu adam*
marmara denizi kadar içtiği rivayet edilir.
ney çaldığı zaman ağlatan, neysiz yaşayamayan, deli diye hastaneye kaldırılıp neyi elinden alındıgında ranza demirinden ney yaptığıda söylenenler arasındadır.
sunulan o kadar imkanlara rağmen gülhane parkı ndaki kulubesinde yaşamaya devam etmiştir. sadrazamın hediye ettiği elmas işlemeli neyi sıkışınca satarım, ayıp olur diyerek kabul etmemiş olan büyük adam. büyük sarhoş.
yaşasaydı oturup iki duble rakı içmek istediğim kişilerden. (bkz: geç kalmak)
ahanda neyzenden en sevdiğim dizeleri yazıyorum ;

"ihtiyarlik ile gençlik diyerek,
su hayati ikiye böldürme!
ey büyükten de büyük allahim,
benden evvel sikimi öldürme! "

"bana yar olmayan devr-i devranın,
izzet-i ikramını sikeyim.
yansın ibneler alayı,
su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim"

"yürü güzelim endamını göreyim
sensiz geçen gecelerin ecdadnını sikeyim
ben mecnun muyum bir am için çöllere düşeyim
leylanın da mecnunun da anasını sikeyim"

"su-i tedbirimle yahu, öyle boklaştı işim.
ağzıma sıçtı felek, hem de sikti geçmişim."

"zevkine payidar-ı yoktur bu işin
sevişin gençler sevişin"

"örnek alma çiçek çiçek gezen arıyı
sonra pilin biter sikemezsin karıyı"

"olmuşu varken yeme meyvenin hamını
helali varken sikme namahremin amını"

"güvenme her dostunun yoğurduna sütüne
sonra sokarlar kazığı ta götünün dibine"

"aaah ah..
sokamadım şu hayatı tarzı biçime
sıçayım böyle hayatın içine"

"öyle hürriyete aşık ki kadınlar, hatta
hiç bir erkek olamaz onlara yol arkadaşı.
çıkar at çarşafı teklifine karşı, nitekim
donu fırlattı g.tünden, açacak yerde başı."

"kim siker valideyi köhne pederden başka
sıçan yok ağzımıza hükm-ü kaderden başka"

"insanoğlu tuhaftır her söze pek aldırmaz
ibne dersin kızar da sikersin aldırmaz."
tanri senin hamurunu necaset ile yogurmus
anan seni sicarken yanlislikla dogurmus

dizelerini soyleyen insan. kufuru bu kadar guzel kullanan bir baska adam yoktur herhalde. lakin bir suru abuk kufurlu siir de onun agzindan cikiyormuscasina soylenmistir. ustad'in cok fazla dizeleri yoktur.
kendine özgü yergilere sahip bambaşa bir zaattır..

ızdırabın sonu yok sanma, bu alem de geçer,
ömr-i fani gibidir; gün de geçer,dem de geçer,
ram karar eyleyemez hande-i hurrem de geçer,
devr-i şadi de geçer, gussa-i matem de geçer,
gece gündüz yok olur an-ı dem adem de geçer.

ram:boyun eğen
hande-i hurrem:şen gülüşler
devr-i şadi:sevinçlik devri
gussa-i matem:matemin kederi
an-ı dem adem:insanın soluk alma anı * *
bir rivayete göre; neyzen bir gün meyhaneden çıkarken eski bir dostu görmüş.
dost: aman tevfik bey, sizi böyle meyhaneden çıkarken görmek beni çok üzdü.
neyzen: hemen geri gireyim o zaman!!!!!!
yazarin notu: oha bea...
başka bir rivayete göre de; neyzen bir gün içkinin zararlarının anlatıldığı bi konferanstaymış.
konuşmacı: eşeğin önüne bi kova su, bi kova rakı koysan hangisini içer?
topluluk: suuuuuu!!!!
konuşmacı: peki neden?
neyzen: eşekliğinden......!!!!!!
(bkz: yok böyle bişey)
Turk milleti gariptir,
her lafı kaldırmaz,
ibne dersin kızar da,
sikersin aldırmaz...

Biraz da kahinliği olan günümüzde herkesin en az bir dörtlüğünden feyz alması gereken usta.
gunumuzde kullanılan kufurlerin %90'ının yaratıcısı oldugu rivayet edilen zat-ı muhterem..yine rivayet odur ki "S.ctı Cafer bez getir,sulu s.ctı tez getir!" sozu de ona aittir..zamanında yasamıs cafer de gercek bir kisiliktir
bu kadar doğru ve güzel nasıl konuşulabilir dediğim, keşke yaşasaydı da karşılıklı rakı içmek kısmet olsaydı dedirten, hayatımın en favori dizelerinin yaratıcısı, büyük üstad.

üstad'ın en sevdiğim dizelerinden biri. inanılmaz argo ama bir o kadar da doğrudur:

örnek alma çiçek çiçek gezen arıyı
sonra pilin biter sikemezsin karıyı

olmuşu varken yeme meyvenin hamını
helali varken sikme namahremin amını

güvenme her dostunun yoğurduna sütüne
sonra sokarlar kazığı ta götünün dibine
hiç bir şeyi önemesememsiyle albert camusa içki felsefesiylede charles bukovski ye benzettiğim aşmış adam.. değeri ne kadar bilinmiştir tartışılır neyzenin. devletin verdiği her türlü imkana rağmen gülhane parkındaki kulubesini bırakmamıştır. sadrazamın hediye ettiği elmas taşlı neyi almamış, ''sıkışır satarım size ayıp olur efendim'' diyerek geri çevirmiştir...

mehmet akif'in çocukluk arkadası. son yıllarda neyzen içiyor diye araları bozulmuştur. ama mehmet akif ondan 15 sene önce sirozdan ölmüştür.. bu olayı anlatan dörtlüğü ağlama sebebidir..

velhasıl bütün rakıların korktuğu adam. hiç in azab-ı mukadesi. o bodrumdaki heykelden bir gün ney sesi gelecek. buna eminim..
bir ortamda çalmaktan neyi çatlattıgında, muhabbet bölünmesin diye bira şişesiyle ney sesi çıkarıp insanları kendinden geçirmye devam etmiş ney ustadı.
Askerde büyük sorundur içki yasağı, bigün tuvalette demlenirken komutana yakalanır..
Komutan; "buldun mezenin iyisini, içersin tabii" der..

Üstad cevap veremediği tek lafın bu olduğunu söyler..
sürdürdüğü fakir hayatını çoğu zaman sokaklarda boynuna astığı osmanlıca 'hiç' anlamına gelen dövizle oturup uzun ney taksimleri icra ederek kazanmış düşünür, şair, hayat filozofu.
Hayyam kadar Tevfik, Tevfik kadar Hayyam...
"Bir gün Atatürk neyini dinlemek ve sohbet etmek için Neyzen'i köşke davet etti.
Ağabeyimin üstünü başını iyice temizleyip, Atatürk'ün huzuruna yolcu ettik.
Atatürk, Neyzen'e iltifat ederek masasına oturtmuş, birlikte yemişler, içmişler, konuşmuşlar. Sonra da Neyzen Tevfik, ney ile Ata'yı da büyüleyen parçalarından uzun uzun çalmış. Atatürk, bu gösteriden çok memnun olmuş ve "Üstat Neyzen"; demiş. "Bize müstesna bir gece geçirttiniz. Biz de size yardım etmek isteriz. Dilediğiniz bir şey varsa, size yardımcı olalım." deyince, Neyzen, "Anneme, kardeşlerime söyleyin, benim nüfus kağıdımı bana versinler Paşam" cevabını vermiş. Atatürk bu cevabı alınca önce şaşırmış. Sonra da katıla katıla dakikalarca gülmüş ve "O kolay, onu hallederiz. Başka bir dileğiniz varsa onu yapalım" diye ısrar edilmesine karşın başka hiçbir şey istemeden çıkıp gelmiş.
Tabii yine de zarf içinde kendisine küçük bir hediye takdim edilmişti."

"Hakikaten ağabeyim, içip sağda solda düşer kalır, cebinde duran nüfus kağıdını da düşürür, üstüne kayıtlı evi, kandırır elinden alırlar diye nüfus kağıdını kendisine vermezdik. Bu olay onun çok gururuna dokunur ve aklına geldikçe nüfus kağıdını ister ve bizlere kızardı. Ata'dan da bu nedenle nüfus kağıdından başka bir şey istememişti ve bize olan kızgınlığını bu şekilde cevaplamıştı."

Kaynak*: Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul, Atatürk'ten Hiç Yayınlanmamış Anılar Truva Yayınları, s. 135, 136
kaynak*: http://www.cagatayyolda.n...rum/showthread.php?t=2629