Bazen kendi davranışlarımdan ve asla kontrol altına alamadığım mimiklerimden çok utanıyorum. Salak bir insan olduğumu düşünmüyorum ama yeni tanıştığım herkesin biraz salak olduğumu düşündüğünden eminim. Tabii bu sonradan yıkılıyor bununda farkındayım. Ama böyle oluyor olması beni çok üzüyor ve sinirlendiriyor.
gizlim saklım olmadığı için itiraf edecek bir şeyim de yok.
facesitting yaptırırken handjob yapılmasından hoşlanırım.
borsada arkama bir rüzgar aldım, hedefime ulaşmak için 2 gün daha pozitif seyretmesini bekliyorum.

eğer hedefime ulaşırsam başlık açıp 3 kişiye çekilişle ufak bir miktar para vermeyi düşünüyorum.
Sözlük yazarı olduğumu hiç kimse bilmiyor.
Gizli bir sır bu.
Siz yazarlar ve benim aramda.
zor günlerden geçiyoruz. hem bireysel olarak hem ülke olarak hatta ve hatta dünya olarak. ama tabii insanın derdi kendine büyük gelir hep. bu zamana kadar göz ardı ettiğim ne varsa bir bir çıktı karşıma, büyüyerek. sıkıldım, bunaldım, streslerden stres beğendim. tüm bunlar çok uzun değil öyle birkaç gün içinde oldu. sorumluluk almam gerektiğini öğrendim, boşvermişliğin iyi sonuçlar doğurmadığını. ama karanlık günlerin ardından doğan güneşler de varmış. bunu en iyi bu zamanda anladım. beni seven bir insan, kötü gün dostum, ailem varmış. onlar zaten vardı ama bu süreçte bazı varoluşlar daha bi derinden hissettiriyor kendini. umudum yoktu hayata dair, insanlara dair. ama bazen bi küçücük an insana hala umut var dedirtiyor. zor günleri atlatıp bir oh çekmeyi diliyorum. hayat cidden ne zor bazen.
Beynimde uğultular başladı yine. Az önce de korkunç sancılar girdi başıma. saçlarımi saldım hemen biraz rahatladım gibi. Yine de her an beyin kanaması geçirecekmişim korkusu başladı yeniden.
Gözlerimde de hafif bir baskı hissediyorum da şimdilik yalnızca bunlar.
işte kazanmaya başladım, sağlık, huzur hepsinde kaybetmeye başladım... amına koyayım böyle kaderin.
--spoiler--
"Reality is often dissapointing"
--spoiler--
Ekşi sozlugu aglama duvari olarak kullaniyorum.
Az önce bir itirafta bulundum. Ellerim, ayaklarım titriyor, karnıma dehşet sancılar giriyor, kalbim her an yerinden fırlayabilir gibi hissediyorum. itirafta bulunmuştan çok anksiyete geçiriyormuşum gibi geldi bana ama neyse. Şuan bunu paylaşmaya ihtiyacım varmış gibi hissettim. Bu kadar
Baya uzun bir şeyler yazmıştım.
"kimin umrunda" dedim. "kimsenin" diye cevapladım. sildim.
Ne kadar yorulsam da artık rahat bir nefes alarak geçiyor günlerim. Bakıyorum huzurluyum, biraz mutluyum belki her şeyi halletmedim ama bu savaşı da verdiğim için kendime sarılıyorum. Yanımda olan, bana destek katan ve hayatımda olduklarına hiç pişman etmeyen insanları daha da çok seviyorum. Belki bişeyler gerçekten düzelir hayatın akışını hiç bilmiyorum...
Her ölüm erken ölümdür.
Annem öldü.

Birşubatikibinyirmibir. Saat 13.48.
Sözlükte bir şeyler okurken düşüncelerinizi yansıtan bir entrye denk gelip “vay helal aynı benim kafadan” deyip beğenecekken yazarın kendiniz olduğunu görünce bir tuhaf oluyor insan. Yıllar geçsede bazı düşünceler hiç değişmiyormuş gerçekten. Gerçi Bir arkadaş bahsetmişti bu olaydan, onu da buradan kucaklayıp öpüyorum.
O teklife hayır dediğim için pişmanım sözlük.
ağlayın lan.
insanın hayattan zevk alamaması farkındalık eşiği ile alakalı bir durum gerçekten.

Anlayabildiğim her şey beni üzüyor.
Libidom yarrağı yemiş.
Yıllar önce bugünümü bana anlatsalar masal dinler gibi dinlerdim. Nasıl yüzümüzde ki çizgiler geceden sabaha olmuyor da yavaş yavaş biz fark etmeden gerçekleşiyorsa hayat da öyle. Olduğumuz yerlere vardığımızda sanki olması gerekenmiş gibi hissediyoruz. Oysa ki ondan önceki çalıştığımız cabaladığımız her bir saniye çok değerli geleceğimiz için. Bugün ne ile uğraştığımız yıllar sonra ki olacağımız yeri belirliyor.
Bir hafta öncesine kadar hayattan beklentim tamamen bitmiş, yaşadığım monotonluk bi hayli yıpratmış, ders, aile, arkadaş üçgeni fazlasıyla yormuştu. Bugün; çocukluğumda kaybettiğim yaşama sevincimi ve ilerisi için merak duygumu yeniden fark ettim. Biraz uzun kalır umarım.
Saf taklidi yaptığımı zannediyordum meğer gerçekten safmışım.
Eski telefonumda en son girdigim site uludag sozluktu. Kim bilir hangi baslik acik kaldi. Sozluge girdim ve batarya öldü. (bkz: sad story)
cengiz Kurtoğlu'nun bildiğim tek şarkısını dinleyip pıt pıt gözyaşı döküyorum. evet ben.
Annemin iyi olan son günlerinde, ben iş çıkışı arkadaşımla zaman geçirip, onu çok daha az arıyormuşum.