bugün
- sahi lozan'ın gizli maddeleri vardı ne oldu o iş11
- uzun boylu olmak10
- bozuk paralarla yapılacak şeyler28
- ortadoğu erkeklerinin sapık olması11
- anın görüntüsü39
- sözlük hanımlarının bugünkü kıyafetleri58
- excornist13
- queen ravenna bez bebek nana evliliği16
- evli erkekleri çekici bulan kadın8
- günün sözü13
- yazarları benzettiğiniz dizi ve film karakteri9
- erkeklerin sevdiği kızla cinsellikte zorlanması17
- güvercininiz olsa kime pislesin isterdiniz9
- kılıçdaroğlu 2028 de aday olmak istiyor9
- en zayıf yanınız16
- 0 0 711
- sözlük erkeklerinin bu günkü kombini20
- film önerileri31
- bir seferde kaç tantuni yersiniz9
- göbek nasıl erir17
- iç anadolunun çölleşmesi10
- bir sözlük kızının mesaj kutusu13
- dolar artışının ekonomik olarak etkisiz olması12
- cinsel ilişki şampiyonası11
- alet fotosu atılan hocanın derse devam etmesi8
- pandalar kuduz olur mu sorunsalı9
- beyaz atletle sözlüğe giren moruk16
- bir şarkı sözü der ki13
- lord marcus amoralist poyomsos17
- en güçlü yanınız11
- 13 yaşındaki beren gökyıldız'ın hali20
- dolar daha da artar mı17
- sözlük hukukçularına bir soru8
- karavanda yaşayan sözlük yazarları8
- karpuz seçerken dikkat edilecek hususlar10
- doların 23 35'e çakılması15
- çok yakışıklı olmanın zararları8
- bu yaştan sonra ders dinlemek14
- lord marcus ve mezuza konuşurken dinlemek8
- misafiri kaçırma yöntemi13
- birini son kez gördüğünü bildiğinde oluşan duygu10
- onlyfans21
- kemal kılıçdaroğlu16
- emdi dolar yardırur25
- açık oylayan kişinin profilini tebessümle okşamak8
- bacaklarını açarak oturan erkek25
- üsteki yazarın yaşını tahmin et15
- uludağ sözlük piknik etkinliği19
- 8 1 büyüklüğünde deprem8
- recep tayyip erdoğan17


entry'ler (2182)
saygısız tavırlara tahammüllü biri değilim, hiç olmadım ama artık eskisinden daha ters tepiyor.
genel tavrımız gibi hissettiriyor artık.
ben uyuyamadım daha sonra at...
hayatta sevgilimle veya eşimle doyasıya gezeceğim evreye gelmeyi çok isterdim, yeter artık tek gezmek...
biraz öyle gözüküyor...
kullanılmıyor arkadaşlar bi düzeltin...
kız kıza doğumgünü date'i.
ne yaşarsa yaşasın iyiliğini tamamen kaybetmeyen ama artık o kadar iyi olduğunu göstermekten çekinen birisidir, kırıldıkça duvarlaşan bir mekanizma oluşturan insanlar.
uzun yol itemlerinden biri...
çok s*kimde demenin kibar tabiri.
farklı olabilecek tonlarca ihtimalin birinin bile gerçekleşmemesi.
Yazmayı bırakalı çok olmuştu, içimde susturduklarımı konuşmadığım gibi yazmayı da bıraktım epey zamandır. Bir dürtüyle buna geri dönmem gerekiyormuş hissiyatına kapıldığım bir anda bu cümleleri kuruyorum şimdi. Kendimden uzaklaştığımı, kendimi bastırdığımı ve kendime gerçekten nasılsın sorusunu sormadığımı farkettim. Neden herkese bir o kadar yakınken kendime bu kadar uzaklaştım bilmiyorum. Hayatım en gözde kelimelerinden biridir bu ‘’bilmiyorum’’. Hayat sürecinde belki de kaotik fazla olayın döndüğü bir süreçten geçiyorum, hayatımın yeni bir sayfası ve adaptasyon sürecinde kim bilir ne kadar başarılıyım bilemiyorum. Kendimi ne kadar çok tanıdığımı söylesem de belki de yeni bir ben’i keşfetmek üzere bir yoldayım. Klavye sesi beni hem rahatlatır hem de tetiklerdi. Şimdi güzel hissettirdi.
Psikolojik tatsız süreçlerden geçtik, geçiyoruz hala ama içimde her şeyi bir kabullenmişlik var. Belki hayatımda mantık odaklı olduğum bir evreye geldim bu sebeple bir şeyler daha şaşırtmıyor beni. Baktığımızda ne kadar olasılığı içinde barındıran ve gerçekçi bir perspektif ama hala sindirilmemiş bazı noktalar var belli ki buda beni içten tetikleyecek şeylere tekabül ediyor. Güçlü durmanın vermiş olduğu psikolojik ve fiziksel yorgunluğu hissediyorum belki de her gün, bu kadar güçlü olmayı seçmeyebilirdim. Ben de kafamı birilerinin omuzlarına gerçekten yaslayıp ‘’yoruldum’’ demek isterdim. Yaptım hayatımda bunu belli zamanlarda; kimi zaman yanlış omuzlara yaslandım devrildim, kimi zaman kendimden nefret ettirildim güvendiklerim için. Hayata karşı hep mücadele içinde büyüyüp geliştim, kimselerin görmediği savaşları verdim hep içimde, çok anlaşılmak istediğim zamanlarda görülmediğimi hissettim sonra giderek içime gömülmeye başladım. Dertlerimi bir toprağa serdim sonra onu da kuruttum gibi hissettim.
Ben bu hissi ömrümde hiç yaşamadım. Bir eve, bir yere, bir insana yüzde yüz ait olma hissini. Evet inkar edemem; sevdim, sevildim, belki büyüsüne kapıldım bir yerin, bulunduğum evde huzur doldum belki bir an ama işin sonunda hep geçti. Merak ediyorum birine, bir şeye tamamen ait olma hissini, belki hiç tatmadığımdandır ya da bunun farkına varmadığımdandır bilemiyorum. Veya bağlandığım somut şeylerin bile benden kopartıldığında nasıl hissettirdiğini bildiğim için bunu hatırlamamak üzere unutmuşumdur bilemiyorum…
Hayatı çeşitlendirmekten hoşlandırıyorum, tek düze yaşamak bana göre değilmiş gibi geliyor. Her zaman detaylar ve çeşitlendirmek önemli. Çoğulluktan yana bir yalnızlık hali. Yalnızlığında yaşarken huzursuzluk yaratan bir bireyselliğe evrilmiş gibi. Kendi başına kurulmaya endeksli bir hayat döngüsünün içine insanları katmaya çalışmak gibi. insanlar yürüdüğümüz yollar boyunca hep yanımızda olur, rolleri kadar kalır veya giderler. Bu gerçeklikle büyüyüp gelişen bir noktadayız. Ama kendime sözümdür, herkes bir gün gitse bile ben gitmek için aceleci davranmayacağım. Eğer ki özüme döndüysem, kendime hoş geldim…
Psikolojik tatsız süreçlerden geçtik, geçiyoruz hala ama içimde her şeyi bir kabullenmişlik var. Belki hayatımda mantık odaklı olduğum bir evreye geldim bu sebeple bir şeyler daha şaşırtmıyor beni. Baktığımızda ne kadar olasılığı içinde barındıran ve gerçekçi bir perspektif ama hala sindirilmemiş bazı noktalar var belli ki buda beni içten tetikleyecek şeylere tekabül ediyor. Güçlü durmanın vermiş olduğu psikolojik ve fiziksel yorgunluğu hissediyorum belki de her gün, bu kadar güçlü olmayı seçmeyebilirdim. Ben de kafamı birilerinin omuzlarına gerçekten yaslayıp ‘’yoruldum’’ demek isterdim. Yaptım hayatımda bunu belli zamanlarda; kimi zaman yanlış omuzlara yaslandım devrildim, kimi zaman kendimden nefret ettirildim güvendiklerim için. Hayata karşı hep mücadele içinde büyüyüp geliştim, kimselerin görmediği savaşları verdim hep içimde, çok anlaşılmak istediğim zamanlarda görülmediğimi hissettim sonra giderek içime gömülmeye başladım. Dertlerimi bir toprağa serdim sonra onu da kuruttum gibi hissettim.
Ben bu hissi ömrümde hiç yaşamadım. Bir eve, bir yere, bir insana yüzde yüz ait olma hissini. Evet inkar edemem; sevdim, sevildim, belki büyüsüne kapıldım bir yerin, bulunduğum evde huzur doldum belki bir an ama işin sonunda hep geçti. Merak ediyorum birine, bir şeye tamamen ait olma hissini, belki hiç tatmadığımdandır ya da bunun farkına varmadığımdandır bilemiyorum. Veya bağlandığım somut şeylerin bile benden kopartıldığında nasıl hissettirdiğini bildiğim için bunu hatırlamamak üzere unutmuşumdur bilemiyorum…
Hayatı çeşitlendirmekten hoşlandırıyorum, tek düze yaşamak bana göre değilmiş gibi geliyor. Her zaman detaylar ve çeşitlendirmek önemli. Çoğulluktan yana bir yalnızlık hali. Yalnızlığında yaşarken huzursuzluk yaratan bir bireyselliğe evrilmiş gibi. Kendi başına kurulmaya endeksli bir hayat döngüsünün içine insanları katmaya çalışmak gibi. insanlar yürüdüğümüz yollar boyunca hep yanımızda olur, rolleri kadar kalır veya giderler. Bu gerçeklikle büyüyüp gelişen bir noktadayız. Ama kendime sözümdür, herkes bir gün gitse bile ben gitmek için aceleci davranmayacağım. Eğer ki özüme döndüysem, kendime hoş geldim…
gece kahvesi.
gamsız tarafıma denk geldiğinde çok muhtemel bir senaryo ama diğer türlü ben sakin bir insan değilim arkadaşlar.
şimdi bir tane.
moduna göre oje seçen biri olarak buna net bir cevabım yok ama genele vurduğumuz için siyah diyorum.
içimdeki eril enerji...
gelen kargo veya kurye ise o heyecanın tadından yenmez.