bugün

insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların “tecrübe” dediği şey budur. kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “tecrübeli” denir.

büyüksün sigmund baba.
bu orospu evladı yüzünden sapık oldum. önceleri sadece cok derine dalmadan 2 felsefik sözle basit solcu kızları tavlarım diye okumaya başlamıştım. şimdi, bu gece karakolluk olabilirim.........
Mutlu olmanın koşulu üretmektir.
Herkes yaşam tarzına göre yazmış entryi vay arkadaş. Psikanaliz kurucusu olan Avusturyalı bir nörologtur...
Psikanalizin babası.

Deli, uyanıkken rüya gören kişidir demiş ve bu sempatik tanımıyla, beni benden almıştır.
Şapşik!
görsel

Yerde bulduğu prezervatife,
kullanılmış "süper ego" dediğini duyan vardı,

Düğünde kıçını efemine tavırla oynatan amcalar, kusmak için tenha yer aradığında "id" der.

Biz it anlardık.

Kıvırcık saçlı Nazmiye önümden geçerken,
çaktırmadan eteğini yukarı çeker,
iç bayıltan güneş görmemiş dizlerinin üstünde, eteği yerine benim bakışlarım dolaştığında "ego" derdi.

Hiç konuşmadan, apartman girişinde ilk defa öpüştüğümüz aklıma geldiğinde vereceği cevabın "dürtüsel" olacağını tahmin ettiğim zaman kendisine sordum.

Sen kimsin.?

"Ben....senim.." dediğinde, çok şaşırmıştım aslında..

"Redingot giyen Kamuran"

"Şiiren"
(bkz: sigmund freud/#39967493)
Çocukluk amnezisi daha sonra nörobilimcilerin bir kısmı tarafından, hipokampal belleğin (dil ile ilgili olan) tam da Freud'un amneziyi işaret ettiği yaşlarda işlev kazanmadığını göstererek Freud'un bu teorisini yanlışlamışlardı. Fakat sonrasında fenomenal yaşantıların açıklanmasında, zihin teorisyenleri belleğin sadece hipokampal ve amigdal olarak kaydedilmediği bütün vücudun aslında hafıza izi taşıdığını ileri sürmüşlerdir. Yani Freud'un, daha doğrusu sonrasında Lacan'ın ayna olgusuna dair söyledikleri bazı çalışmalarca nörolojik olarak da doğrulanmıştır.

Ayrıca Freud'a göre utanma değildir o, "bastırma"dır. Bastırma meselesi çok uzun fakat utanç'tan çok daha farklıdır. Buna sonra değinirim.

Bilim insanları biyolojist olup herşeyi biyolojiyle açıklamaya çalışarak büyük bir hataya düşmektedirler. Biyoloji her zaman neden değildir bazen sonuçtur.

işin özünde Freud'u ciddiye almayın diyen insanlar, bugün klinikte aldığı atıfları; kültürel incelemelerde aldığı atıfları makale okumadıkları, araştırma okumadıkları için bilemezler. Freud ve Psikanaliz insadan davranışını açıklamaya dair en çok atıf alan bilimdir.
Psikanaliz düzlemde bakmakya çalışırsak eğer; anahtar, şapka, kapı kolu, fiş gibi şeyler daima erkeğin cinsel organını simgeler. Anahtar deliği, terlikler, priz, sandık,kutu, meyve, düğme gibi şeyler ise kadın uzvunu simgeler. Bu düzlemde rüyada sürekli bir şeyi yerine sokmak hissi genellikle tatminsiz hissini çağırır. Bu ise daha önce deneyimlenMemiş cinsel ilişki veya libido tatmini olmamış ilişki sonucudur. Nitekim yaşanmamış olan cinsellik duygusu bir tür hazımsızlık ve gerginlik belirtir. Bunların birikimi ise doyumsuzluk getirir. Doğal olarak, rüyada simgelenen yerleştirme Fikri, günlük hayata da etkisi olacaktır.
bir adet başlıktır. aaaa ünlü bi psikoanaliz kuramcısına dair başlık açılmış. hemen altına enyry girip,freud un yedinci daşşağından torunu gibi bilmiş bilmiş konuşup artistlik yapayım. hem bikaç artı alırım hemde belki sözlükte kız varsa onların dikkatini çekmiş olurum. belki bana verir.
"Erkek olsun dişi olsun, herkeste karşıt cinsin üreme organlarının izleri bulunur. Bunlar ya ilkel durumda ve her işlevden yoksundurlar ya da değişik bir işleve uymuşlardır." diyen üstad. *
Bugün şu sözüne rastladım; " insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların ' tecrübe' dediği şey budur. Kalbi ile bağlantısını kesmiş bir insana tecrübeli denir." Diye, rastlanılan tecrübeye o bağlantı kopamıyorsa ne denir onu söylememiş nedense aptalım ben diyip geçmek yetersiz geliyor ara ara geri dönde açıkla şunu be adam. Birde hep oscar mevzu bahis dünyamızda cinsellikle açıklık getirmesi bir şeylere normal değil mi dostlarım.
zamanında kendimi kendisine benzettiğim kişi. Hayatı açıklama isteğimiz, kafa yürütme stilimiz ve bunları yaparken hiç bıkmadan çok sistematik ilerlememiz ortaktı. Sonradan onun benden daha katı biri olduğunu gördüm. Güç isteklerimiz farklıydı ve onun bu yanlış güç saplantısı, kendini kadınlara dair fikirlerinde ele veriyordu. Heinz Kohut'a yöneldim ve ihtiyacım olan şeyi buldum.
"Sinir hastalığı belirsizliğe tolerans gösterememektir." derken, determinizm ve rasyonalizme gereğinden fazla değer verilmemesi gerektiğini çok güzel özetlemiş üstad.
her gün ismini görmekten/duymaktan bıktığım biri.
Döşü kıllı, sakalı gür, pipocu, haşin adam gibi adamdır.

Yatırdımı silker. Ulan onu demiyorum psikanaliz anlamında yatırır derdinize deva bulur.
psikolojide bir devrim yaptığını kabul etmekle birlikte fazla abartıldığını düşünüyorum.
insanı anlayan ama anlamasına rağmen anlamayan insanlara şavaş veren kişi.
Psikanalizin kurucusudur. Freud'a göre doğuştan getirdiğimiz iki temel güdü vardır: Saldırganlık ve cinsellik. Saldırganlık ve cinsellik, toplum tarafından hoş karşılanmadığı için bilinçaltına itilir. Fakat bilinçaltına itilseler de bu güdüler farkında olmadan insan davranışlarını etkileyebilir.
'Aşk yoktur libido vardır' tespitini belli bir yaştan sonra anladığım bilim insanı.
Kimse vermeyince her şeyi cinselliğe bağlayarak ağlayan biri.
Psikoloji için bir veli nimettir.

Günlük yaşamın psikopatolojisiyle tanışmıştım hem freud ile hem psikoloji ile. Kitabı da her Terimi araştırarak 9 ayda bitirmiştim. Öyle bir etki bıraktı ki bende bir ara insanları okuyacağım diye kafayı bozacaktım.
kitapları 2010 yılında 100. yılı doldurduğu için kamu malı haline gelmiş psikanalist.

bunu geçenlerde bir dergide okudum. sonra da kendi kendime demek ki adını bile hiç duymadığım yayın evlerinin freud un kitaplarnı basmalarının nedeni buymuş dedim. telif ücreti kalkmış olmalı, artık beleş...
Şu adamın adını anamdan babamdan çok görüyor ve işitiyorum. Sıktı artık.
görsel
insanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. insanların tecrübe dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana tecrübeli denir.
güncel Önemli Başlıklar