bugün

sevgiliyle göz göze başışırken, el ele tutuşurken romantizmin doruklarına çıkmak için okunabilecek şiirlerdir.
Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su.

"Bilmiyorum devreden kubbe mi su rengindedir, yoksa gözyaşlarım mı kubbeyi kaplamıştır."
ilhan Berk, Ümit Yaşar Oğuzcan, Atilla ilhan, Nazım Hikmet, Cemal Süreya gibi yazarların en güzel örneklerini sundukları şiirlerdir.
git de ölü spermli elleri tutsun seni
git de mastürbasyonlarında başrol verenler düşünsün seni
git de uçkura düşkün dudaklar tatsın seni
git de uyandığında beline kadar çekilmiş içki kokan çarşaflar sarsın seni
git de orgazm sigaraları boğsun seni
git de yırtık condomlara anlat derdini
ve git de doğmamış ; doğacak piçler tekmelesin rahmini..

bekar evinde kor sinek
(bkz: keşke yalnız bunun için sevseydim seni)
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
siyah gözlerine beni de götür
daha dokunmadan kurudu irem
çöllere bir türlü yağamıyorum
yeni bir koşuşun başlangıcında
biraz deprem sonrası
biraz şehir hülyası
bir kalp yangınından geriye kalan
siyah gözlerine beni de götür

artık bu yerlere sığamıyorum
pembe uçurtmalar yollandığından beri
sarardı tiryaki menekşeleri
sonbaharın tozlu kafeslerinde
sevgi turnaları yakalıyorum
turnalar gidiyor; ben kalıyorum
avareyim, asûdeyim, yorgunum
bilmiyorum neden sana vurgunum
erzurum garında banklar üstünde
uyku tutmuyor karanlıkları
yitik düşlerimi kovalıyorum
gölgeler gidiyor; ben kalıyorum

binbir türlü kokuyorsa yaylalar
siyah gözlerine beni de götür
baharın koynundan koparıp sana
ipek bir mendile sardığım yüreğimle
şehzade gülleri gönderiyorum
umutlar kalıyor; ben gidiyorum

bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini
kaptanları sorgulayan
yanından geçen küheylanların
korku tûfanına yakalandığı
siyah gözlerine beni de götür
güneş ülkesinden gelen yiğitler
benzeri olmayan bir dünya kursun
cellat, ayrılığın boynunu vursun

usul usul intizârı çürüten
bu hercai diken, bu çılgın arzu
sürüklüyor imkânsız muştuların
eşiğine gönül vâdilerini
bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
düşüyorum tanyerine
ya topla yaralı kırlangıçları
ya da bu vefâsız şarkıyı bitir
özgürlüğe giden tutsaklar gibi
siyah gözlerine beni de götür
Nurullah Genç
aspirin hapı gibi,
kız götün kapı gibi,
akşama hazırladım,
baltanın sapı gibi.
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

fazla naz yaparsa 2. kıta çıkar ortaya...

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?

(bkz: necip fazıl kısakürek)/ (bkz: beklenen)
sana büyük bir sır söyleyeceğim zaman sensin
zaman kadındır ister ki
hep okşansın diz çökülsün hep
dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına
bir taranmış
bir upuzun saç gibi zaman
soluğun buğulandırıp sildiği ayna gibi
zaman sensin uyuyan sen şafakta ben uykusuz seni beklerken
sensin gırtlağıma dalan bir bıçak gibi
ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın
bu durdurulmuş zamanın işkencesi mavi çanaklarda kan gibi
bu göz susuzluğundan sen yürürken odada
bense bilirim büyüyü bozmamak gerektiğini
daha beter seni kaçak
seni yabancı bilmekten
aklın ayrı bir yerde gönlün ayrı bir yüzyılda kalmaktan
tanrım ne ağırdır sözcükler asıl demek istediğim bu
hazzın ötesinde sevgim hiçbir zararın erişemeyeceği yerde bugün sevgim
sen ki benim saat-şakağımda vurursun
boğulurum soluk alıp vermesen
tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın
sana büyük bir sır söyleyeceğim her söz
dudağımda bir dilenen zavallı
acınacak birşey ellerin için kararan birşey bakışının altında
işte bu yüzdendir sık sık seni seviyorum deyişim
boynuna takabileceğin bir tümcenin o parlakca kalp kristali
kaba konuşmamdan gücenme benim bu konuşma
ateşte şu tatsız cızırtıyı çıkaran sudur o kadar
sana büyük bir sır söyleyeceğim bilmem ben
sana benzeyen zamandan söz açmayı
bilmem senden söz açmayı bilir görünürüm
tıpkı uzun bir süre garda
el sallayanlar gibi gittikten sonra trenler
bilekleri sönerken yeni ağırlığından gözyaşlarının
sana büyük bir sır söyleyeceğim korkuyorum senden
korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşam üzeri
el kol oynatışından söylenmeyen sözlerden
korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan korkuyorum senden
sana büyük bir sır söyleyeceğim kapat kapıları
ölmek daha kolaydır sevmekten
bundandır işte benim yaşamaya katlanmam
sevgilim.

louis aragon
(bkz: the crystal ship)

bilinçsizliğe kaymadan önce
bir öpücük daha almak isterim
saadete doğru başka bir parlak şans
bir öpücük daha
bir öpücük daha

günler parlak ve acı dolu
zevk suyunla beni koru
Kaçıp gittiğin günler acıydı,
Tekrar görüşeceğiz,
Tekrar görüşeceğiz.

özgürlük palavraların nerede söyle bana,
asla ölmeyen alanlardır sokaklar,
beni nedenlerden kurtar
sen iyisi mi ağla,
ben iyisi mi uçayım.

kristal gemi dolduruluyor,
binlerce kız, binlerce heyecan,
zamanını harcamanın milyonlarca yolu;
döndüğümde,
seni arayacağım.

jim morrison
Sevgilim kızma sakın

ve lütfen yanlış anlama

kırmızı rujunu sürünce

paramın yetmediği

elma şekerleri

geliyor aklıma..

sunay akın.
sevgiliye, insanın kendi sesinden ve tüm duygularını anlatırcasına şiir okumak istemektir. kendi yazdığım tüm şiirleri ve can yücel'in tüm şiirlerini okumak istiyorum.
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek.
Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...

Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak.
Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?
Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana...
Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte.
Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek...
Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.

Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?
Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak...
Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.
Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?
Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek.
Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak.
Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde.
Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.

Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?
Nereden bileceksin?
Sen benimle hiç olmadın ki.
Olsaydın avuçlarım terlemezdi...
Isırmazdım dilimin ucunu...
Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.
Korkmazdım yollarda yürümekten.
Islanmazdım yağmurlarda...
Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.
Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize...
Ve her kulaçta haykırırdım seni..

Ama sen hiç benimle olmadın ki...
Ya aklın başka yerlerdeydi ya yüreğin...
Can Yücel

sözler anlamsız kalır..
böyle de yazılır mı be can abi? böyle de yazılır mı..
cemal süreya'nın sevda sözleri.
ÖZLEMEDiM SENi

Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

Sıcaklığını bulmalıyım
dokunuşlarını, kenetlenişi
Terimizle sulanmalı yeryüzü
güneş terimizle ışıldamalı sabah olunca

Apansız fırtınalar çıkmalı
sarsılmalıyım

Özlemek
yanında olmak isteğidir
gülüşünü görmek biraz da
Hiç özlemedim seni

Saçlarına gül takmam
bir ırmak gibi akıtırım ovaya
soluğunla yanar
dudaklarımın bozkırı

Akkor halindeki ufuk
bakır bir tel gibi eriyip gider
kraterler ortasında kalırım

Toprak yarılır birden
su kirlenir

Ürpertir bu coğrafya
bu serüven
ikimizi bir anda
yaşadığımı duyarım

Hiç özlemedim seni
Özlemek dostluktandır
dostluğundan öte bulmalıyım seni

Ahmet Telli
Sevgiliye, en özel anlarda okunabilecek şiirlerdir.

Aşk kalbimi yakan bir volkan gibidir,
En sevdiğim tatli kazandibidir.
Leyla sev beni sokma müşküle,
Seninle kaşık atalım iki tabak keşküle. (bkz: tosun paşa)
karşımdasın işte...
bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
tıkandığım o an,
elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...

köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
bakış açım belli oldu yine.
geride kalan ardından bakar gidenlerin.
bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
dağlara çarptım her esişimde.
yollara küfrettim her gidişinde.

demiştim sana hatırlarsan:
"önemli olan zamana bırakmak değil
zamanla bırakmamaktir..."
şimdi bana, geçen o zamanın
unutulmaz sancısı kalır.

gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...

nazım hikmet ran
en kararlı ses tonumla
bir gömleğim bir donumla
burdayım işte sat beni
kullan kullan at beni.(abbatay)
içimden geç.
içimi sil.
artık özlemek istemiyorum.

Neye el atsam piç ediyorum.
Yine de fiyakalı durumlar peşindeyim hep.
En sert içkileri kaçırıyorum soluk boruma bilerek.
Her yıl ilkokula başlıyorum.Her gün yeni bir krallık kurup öldürüyorum kralını gece yarısına doğru.
Uzatmaya gerek yok;sen olmayınca yapamıyorum.
GiZLiCE SEVGiLiM

Rüyalar bile geceleri bekler
Gizlice görünmek için
Yüreğimdesin, saklısında içimin
Gizlice sevgilim

Kimse bilmesin üzgünlüğümü
Taşırım ölümüm gibi bu duyguyu
En gizli kuytularında ömrümün
Bir yer var gizlice sevgilimin uyuduğu

Gizlice sevgilim, yaşam kadar acı
Canımı tutuşturan özlem gibi
Özlüyorum derin yok oluşta
Gizlice sevgilimi.

ataol behramoğlu
...elimden tut yoksa düşeceğim...
yoksa bir bir yıldızlar düşecek...
eğer şairsem beni tanırsan...
yağmurdan korktuğumu bilirsen...
gözlerim aklına gelirse...
elimden tut yoksa düşeceğim...
yağmur beni götürecek yoksa beni...
geceleri bir çarpıntı duyarsan...
telaş telaş yağmurdan kaçıyorum...
sarayburnu' ndan geçiyorum...
akşamsa eylülse ıslanmışsam...
beni görsen belki anlayamazsın...
içlenir gizli gizli ağlarsın...
eğer ben yalnızsam yanılmışsam...
elimden tut yoksa düşeceğim...
yağmur beni götürecek yoksa beni...*
Uzunca zamandır görmeyeli seni
Bir başka kadın,bir hoş olmuşsun
Kollarıma alıpda sarmayalı seni
Beyaz peynir gibiydin,kaşar olmuşsun...
Seni bulmaktan önce aramak isterim,
Seni sevmekten önce anlamak isterim,
Seni bir yaşam boyu bitirmek değilde,
Sana hep yeniden başlamak isterim...
Özdemir ASAF.
görmeyeli kadın bir hoş, bir hoş olmuşsun,
beyaz peynir gibiydin, kaşar olmuşsun. *