bugün

aşkların en güzeli ...
aşkın en saf ve yalın hali ... !
güzeldir abicim, kim ne derse desin güzeldir.
bak şimdi bir kızı gördün uzaktan, bakışlar ayrı çekici, duruşu ayrı çekici, bir içim su ya.. böyle için gıdıklandı tamam mı?
gidiyorsun yanına;
- naber?
+ bu kim ya!?
- ya ben şey..
+ neyse...
kız salağın biri çıkıyor. iyisi mi takıl sen rüyalarınla.
ne demiş aşık veysel üstad;
- seversin alırsın karın olur, alamazsın kara sevdan olur..
en aci cektirici,en ogretici ama aynı zamanda en guzel asktir.*
platonik aşk aşkların en güzelidir. sadece sen seversin. ama fazlası zarardır. kendimden biliyorum. çok uzun sürerse(mesela 7 yıl gibi) o zaman çok acı verir. çünkü aşk olmaktan çıkıp saplantı boyutuna ulaşmıştır.
eğer birini karşılıksız seviyorsanız en büyük düşmanınız umuttur. ama en yakın dostunuzdur da aynı zamanda. bir umutla rahatlar, bir umuutla hep acı çekersiniz.
yaşadığınız tüm aşkları yaşamadığınız bir aşkla kıyaslamaktır sürekli. bu öyle hastalıklı bir şeydir ki; hiç yaşamayacağınız bu aşk kapkara bir yağmur bulutu gibi sizi takip eder. yağmasını istersiniz. iliklerine kadar ıslanmak ama o bulut sadece gölgesini gösterir kendisi yoktur. ve siz kupkuru hayata devam edersiniz. ve başka hiçbir yağmur sizi ıslatmaz ilikleriniz kadar sadece öyle bir yağar geçer. siz o kara buluta aşık; o bulut başka yerlerde başka toprakları ıslatır. işte tam bu yüzden bir deniz kızı olmaya karar verirsiniz. şu sevgisi hayatından daha önemli olan küçük deniz kızı gibi bir köpük olur okyanusa düşersiniz. oraya yağar o kara bulut diye. ama yağmaz o bulut. sen başka ülkede yağarsın başka coğrafyada deniz kızı yapayalnız okyanusta. bulutun elleri yoktur hiçbir zaman kurtarmaya gelmez.

bence aşk budur.
herkesin yaşaması gereken gerçek aşktır.
insanı belli yönlerden tecrube kazandıran aşk.abartılmamalıdır !
(bkz: beşikt aşk) *
tonik karıştırılmış aşktır. cin ve tonik gibi. buz gibi olur büyük ihtimalle.
en güzel,en tatlı aşktır. platonik aşık olmamış insan en güzel duyguları hiç tatmamış demektir. her gece onu düşünerek ağlayarak uyumak,onu sevgilisinden delice kıskanmak,onların her yakınlaşmasında ondan nefret etmek yerine ona bir kez daha bağlanmak,size yaptığı her haksızlıkta bile ona ne kadar ihtiyacınız olduğunu düşünüp ondan vazgeçememek,o sizin varlığınızdan bir haber sevgilisiyle saatler geçirirken onun için hıçkıra hıçkıra ağlamak... işte tüm bunları yaşarken bir bakmışsınız ki o hayatınızın en önemli parçası oluvermiş onsuz,onu düşünmeksizin yaşamak imkansız hale gelmiştir. *
saatlerce belki pencereye çıkar da yüzünü görürüm umuduyla beklemektir, ama kötü müdür ?
hayır değildir, belki üzer, ama bu saatler sonunda sevdiğinin yüzünü bir kez görmek bile herşeyi unutturur insana.*
kişinin bile bile lades demesi.
ölümcül hastalık...
her insanın ömrü hayatında bi kere de olsa tatması gereken durumdur.bazılarına aşkların en güzeli gelirken,bazı insanlara da ızdırap tadı verir.
(bkz: aşk doktoru)
yakın olup da ona dokunamamak, sevip de sevilememek,...

hayattaki en berbat duygulardan birisidir.
"aramızda yarım metrelik mesafe vardı
ama
bin ışık yılı kadardı gözlerinin bana uzaklığı
beni hiç görmeyen gözlerinin..."

diyor, köşedeki adam.
en güzeli en son olanıdır .
* olan biteni anlamasın diye aşık olunan kişinin gözlerine bakamamaktır.
Hani küçük çocuklar vardır sevgisini ve ilgisini bir tarafa çekmek için uğraşırlar bende küçük cocuklardan biriyim.Sevgimi ona göstermek için tüm eğlenceli oyunlarımı sundum. Ben sundukça içimdeki sevgi büyüdü o güldükçe içimdeki aşk cesaretlendi onun gözleri parladıkça ona olan ilgim arttı. bende o küçük cocuklardan biriyim işte. o benim platoniğim olarak kalcak. ve içimde git gide büyücek.. çaresizcede olsa ne kadar uzakda kalsak ona olan ilgim hep aynı kalacak...
adamın a*ına koyan bir olgudur.
shirödinger'in kedisinin içine düştüğü ürkünç durum...

hem var, hem de yok olma hali..

onu düşününce varsın, onsuz ise bir hiçsin...
konuşmadığın zamanlarda msndeki ileti geçmişini okumaktır.
"ülkemizin hastalığı" denilebilir kısaca.