bugün

Ben bunu yaşamadım. Benim uzaktan hissettiğim aşk değil hayranlıktı. Aşk ancak karşılıklı duygusal temas kurmaya başladığımızda hissettiğim bir duygu.
stefan zweig in bilinmeyen bir kadının mektubu kitabında anlatılan aşk ki hayatımın en onemli kitaplarından biridir. belki de en onemlisi.
sadece cesaret edememek düşmanımız değildir. maddi konularda bir hayli düşmandır.
Kişinin meşgul olduğu hayatı boyunca ilk boşlukta karşısına çıkacak ruhsal duygu.
Gerçekten çok zordur..
görsel
görsel
benim gülşen'e olan aşkım örnek olarak verilebilir bu duruma.
kendisini hiç sevmeyen bir insanın yaşayabileceği aşktır. özsevgi önemli.
şizofrenik aşk.

masum ve güzeldir ama.
Platonik aşk tam bir enayiliktir. siz "o şimdi napıyor, acaba" diye düşünürsünüz. o ise tam da o sırada belki de başkasıyla sevişiyordur ve sizin aşk acınızın aksine çok mutludur, hatta zevkten dört köşe dir. kusura bakmayın ama dost acı söyler. sizi bir kere sevmeyen insan bir daha ömrü boyunca sevemez. boş yere kendinize umut aşılayıp, zamanınızı harcamayın. önünüzdeki güzel fırsatları görün ve değerlendirin.
Böyle dertlere girmek yerine bırakın aşkı işinize gücünüze odaklanın ve kendinizi yıpratmak yerine kendinize vakit ayırın. işiniz varsa işinize odaklanin, yoksa kendinize bir hedef belirleyip o hedefe ulaşmak için çalışın. Spora gidin, kendinize bir hobi edinin hatta kendi başınıza dışarıda gezin, eğlenin. Böylece zamanla ruhsal ve fiziksel olarak gelişeceksiniz ve siz kızları değil kızlar sizi görmeye başlayacak.
Eğer olur da o uzun süredir sizi takmayan ve aşkınızı umursamayan insan gelir de sizinle sevgili olmak isterse reddi basın gitsin. Çünkü siz çok daha iyilerine layıksınız.
Aşkların en güzeliymiş. Dert yok, tasa yok,kavga yok, saçma sapan görüşlerle başa çıkmak yok. Bi için acır o kadar.
gereksiz yere kendinize işkence etmenin başka bir yolu.
kendi varlığını bile gösteremeyeceğin kişiye platonik aşık olmak vardır ki en boktanıdır. yer bitirir insanı. düşmanımın başına gelmesin...
Aşık olunan kişinin haberi yoksa bence eğlenceli olabilir. Lisede yaşardık böyle şeyleri. Sanırım o zamanlar bir kalbim vardı.
karşılık bulursa bütün büyüsü bozulur.
''Kolomb, Amerika'yı bulduğunda mutlu değildi, ararken mutluydu".
genelde çok acı çekilen bir aşktır.
onun her düşüncesine katılmak her ne kadar da size uymasa da o düşünce.
kalabalık bir ortamda, görüş açınızda olmasa bile onun sesini herkesin içinden ayırt edebilmek...
Platonik aşkı defalarca yaşayan biri olarak söylüyorum;

Bir kişiye aşık olduğunuzda o aşkın platonik aşk olduğunu anladığınızda siktir edin gitsin.Yoksa üzülen hep siz olacaksınız.
Ortaokulda terk ettiğim.
Mefhumu yani.
Ah lise yıllarım.
Dört beş sene önce başıma gelen zor durum.
siz, sizden haberi olmayan birini severken o her gece başkasının altında inler. zor bir durum.
siz mal gibi o kız için ağlarken kendisi sabaha kadar ''daha hızlı aşkım'' diye inliyor, bilin de ona göre çekin acınızı.
Bir çeşit takıntı hastalığıdır. Psikolojik açıdan bir kabul görme/ait olma sendromu olabilir.
insanın en güzel dönemidir, aynı zamanda en alıngan en kırılgan dönemdir de, platonik his beslenen kişinin bir hareketinden dünya anlamlar çıkartırsınız.
geceleri onun hiçbir zaman fark etmeyeceği kelebek etkisi yapacak davranışlarınızı planlarsınız falan falan.
aptalların seçtiği ilişki türü. bak dostum gelmişsin 20-30 yaşına bundan sonra daha kaç sene yaşayacaksın? sen beklersin o beklemez birisini bulur. bekledikçe o kişiye kafayı takıyorsunuz belki o kişiyle sevgili olsan sana hiç uygun olmadığını anlayacaksın. hayır en kötü ne olabilir red yersin. akabinde gönlün rahat şekilde silebilirsin o kişiyi kafandan.

insan 3 yılda 300 tane insan tanır ve eminim sana en uygun olan kişiyle de karşılaşırsın. böyle mallıklar yapmayın.