bugün

allahsızlardır. tek tek bakıp anlamı çıkarmaya çalışmayın gülünç duruma düşersiniz zira çok farklı ve alakasız anlamları vardır. beş bin tane aktif kullanılanı mevcuttur. gazetelerin ve street language in vazgeçilmezidirler.
Bir kelimeye in on out up off gibi ekler gelince nasil olur da bambaska bir anlama donusebilir anlam veremedigim kaliplardir. Mesele see fiili gormek anlamina gelirken see off dediginde birini istasyona ya da terminale kadar ugurlamak anlamina gelir. Kisacasi ingilizce'ye niyetlenen birini aninda vazgecirmek gibi ozellikleri vardir.
uyuzluk verici söz sanatı.
ingilizcede çok önemli bir yer teşkil eden verb grubu. Büyük bir oranda halledildiği taktirde ingilizceniz ciddi bir seviyeye gelecektir.
canımdan bezdirmiştir. bir fiil önce başka bir fiile, öbürü bir başka fiile sonra hepsi birbirine... e bu ne ?
zamanla oturur, bol bol okuyup dili dile değdirmedikçe olmaz efenim olmaz..
yok mantık kur, yok çağrışım dene..
çocuk oyunu mu lan bu..
deyimsel fiil anlamında, iki ya da üç kelimeden oluşan kalıplar.

her dilde, birden fazla anlama gelen ya da görünen anlamından farklı fonksiyonlarda kullanılan kelime grupları olduğu gibi, ingilizce'de de bunlardan var. örneğin, türkçe'de kullandığımız 'kesik yemek' söyleyişi, gerçek manada kesmek fiiliyle ilgili değildir. kadro dışı bırakılmak kastedilir bu yapıyla. benzer şekilde, etekleri zil çalmak kullanımında da ortada gerçekten etek ya da zil bulunmamaktadır. dolayısıyla, ingilizce'deki deyimsel yapılara da çok şaşırmamak lazım. kaldı ki, binlerce deyimsel fiilden, çok kullanılan 100 tanesini bilmek bile günlük konuşma pratiği anlamında yeterli olacaktır.
liselilerin kabusu olan ezber konusu.
Belki aranızda ilk kez denk gelenler vardır, aman kardeşlerim (bkz: otomatik portakal) eğer öyleyse sakın yılmayın. Bu konuyu öylesine çalışmamalı bir phrasal verb'ü ezberleyip geçmemeli mutlaka ve mutlaka onun hakkında en az iki adet örnek cümle incelemelisiniz. Gerçekten hakkını vererek çalışıldığında üstesinden gelinebilir ve ciddi anlamda birçoğu kavrandığında ise sizden iyisi yoktur. Bunu fazla kaçırırsanız herhangi bir duruma tam uyan bir phrasal verb ün Türkçesi yerine ingilizcesi aklınıza gelebilir ve karşınızdaki insana cümlenin ortasında eö.. Ööö şey eö.. Neydi.. Hani var ya... Gibi şeyler diyebilirsiniz. Yalnız değilsiniz swh
hali hazırda tercümanlık okuyup, çalışan biri olarak konuşuyorum.

oturup tek tek ezberlemekle o iş olmaz.
ezberlemekle uğraşırsanız beyniniz yanar muhtemelen. cümle içinde kullanıldıkça, dizilerde falan duydukça çok rahat öğreniliyor ve zaten kelimeler ayrı ayrı farklı anlamlar ifade etse de bir araya gelince de birbirlerine yakışıyorlar. bu şekilde de kolay aklınızda kalıyor.
Ulan o kadar fiil varken neden aynı kelimeleri evirip çevirip başka fiillerin yerine kullanır ki bu adamlar. Get have up down for sigeee...
bir kısmı şöyledir:

bent out: aşırı kızmak
well up: fışkırmak
goose up: hızlandırmak
notch up: galibiyet veya başarı kazanmak
poop out: arızalanmak, çalışmamak
hang down: sarkıtmak
thrive on: iyi gelmek
let down: hayal kırıklığına uğratmak
jump over: üstünden atlamak
hinge on: bir unsura dayanmak/bağlı olmak
flop down: oturup/uzanıp kalmak
fury over: bir şeye büyük hiddet göstermek
throw out: kusmak
crank out: kalitesiz bir şeyi hızla üretmek/piyasaya sürmek
stoke up: artırmak
crackdown on: katı önlemler almak
pluck out: kopartmak
rake in: çok para kazanmak
thrash out: karara bağlamak üzere görüşmek
bring up: yetiştirmek
swoop on: baskın yapmak
put up: katlanmak, nazını çekmek
Pandemi yüzünden gönül verdiğim dil.

Bunu ingilizce’nin bir konusu gibi görmek bir hata, ezberle falan halledilebileceğini düşünmek ayrı bir hata.

Çünkü %90’ının zaten tek kelime karşılığı var ve çalışırken e bu dümdüz bu diyorsun ama dilin zenginleşmesi için kullanmak da, anlamak da gerekiyor.

Başlangıçta özer kiraz’ın videolarıyla çalışıyordum, iyi de gidiyordu. Ama bir yerden sonra yüklemeyi salmış.

Phrasal cards diye bir uygulama yükledim, bin tane kart var içinde. Ama yarısı örnek olduğundan 500 verb var aslında.

Yine de çok iyi.

Hepsini tek tek yazdım, amaç başlangıçta aşinalık yaratmak zaten ki duymadıklarıma yoğunlaşıp klasikleri es geçtim.

Şunu eleyeyim, şöyle özetliyim falan diyorum ama nerden baksan yüzde sekseni gayet kullanışlı.

Galiba romana, hikayeye, podcaste falan yüklenip tekrar tekrar üstünden geçmek en iyisi.
Ogrenilmez, yasanir...
ingilizce öğrenmeye çalışanların tanrı topunun belasını versin diye haykırdığı ağzına kürekle vurulması gereken pırasa kılıklı tipitiplerdir şüphesiz.. gazete ve dergilerde kendileriyle çok karşılaşılır..
çok fazla var zamanında ezberleyene kadar neler çektik bunları...selam ve get up ile.