adını gothe pamuk olarak değiştirip o kitabı bir daha yazması gereken yazar.

and the nobel goes to...*
"On yılda bir askeri darbelerle karşılaşıyoruz. Allah'a şükür son 10 yılda böyle bir darbemiz olmadı. Ancak her gün, ordu bunu böyle yapmayın, bunu şöyle yapmayın diyor, ben bundan hoşlanmıyorum" seklinde aciklama yapan yazar.

http://www.radikal.com.tr...01.2009&CategoryID=77
romanları iyi ülkesini kötüleyen bir yazardır.
(bkz: yasin hayal) tarafından akıllı olması zikredilen yazar.
türkce yazdığı kitapları, 60 ayrı dile cevrilip 120 ülkede yayımlanan türkiyenin gelmiş geçmiş en büyük romancısı. kendisine çemkirenler onun bu ülkeye sağladığı faydanın ne kadarını sağlamışlar, ortaya ne koymuşlar acaba.

edit: türkiyenin en büyük romancısı demekle saçmalamışım. ama bir insanın sırf " bir milyon ermeni ve 30 bin kürdü öldürdük." demesi ile nobel ödülü aldığını iddia eden bir takım eblehleri görünce, ister istemez sinirle olayı saptırıyor insan.
(bkz: #4286362)
Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse Orhan Pamuk'un öyle "romancı falan değil bu adam." tarzında söylemlere pabuç bırakmayacak kadar romanla uğraşmış, her şeyden öte romana emek vermiş bir yazar olduğunu belirmek gerek. Türk edebiyatına "Kara Kitap" ı kazandırmış, "Cevdet Bey ve Oğulları" nı yazmış bir romancıdan bahsediyoruz. Dahası roman tarihini izlemiş, çoğu yazardan iyi okumuş, okuma eylemine değer vermiş biridir Orhan Pamuk. Ama şunu da söylemek gerek: Yeni yetme diye tabir edilen edebiyat meraklısı gençlerin hangi kıstaslarla olduğu belli olmayan göklere çıkarma eylemlerini de hak ettiğini söylemek pek doğru değildir.

Okumayanlara sadece ahkam kesenlere anlatmak lazım. Orhan Pamuk "Öteki Renkler" adlı yazılarının derlendiği kitapta medeniyetin merkezi olarak gördüğü Batı'yı yüceltirken - ki burada haklı olduğu yönler kısmen vardır Batı edebiyatın yükünü çekmiştir - Batı dışındaki kültür dairesini merkez dışı kabul etmiştir. Ve Merkezin dışındakinin yani Batılı olmayanın bunun sancısını çektiğini alenen yazmıştır. Ait olduğu kültürü merkez dışılıkla suçlamak bir yazar için ne kadar doğrudur Kamuoyunun takdirine bırakmak lazım.

Bunun Fredric Jameson'un "ulusal alegori" kavramından çok da farklı olmadığını söylemek gerekiyor. Edebiyat basit bir söylemin peşinden giderse ya da basit bir söylem edebiyatı aklama çabasına girerse bunun adı ne kültür ne bilim olacaktır.
301. madde yüzünden ağır hakaretlere maruz kalmış, türkiye'nin ilk nobel ödüllü yazarıdır. masumiyet müzesi adlı aşk romanı ise okunmaya değerdir.
benim adım kırmızıda büyük bir açlıkla gayliğin üzerinde durmuş bir portre çizsede osmanlıyı eleştirmek için yanlış anlaşılmayı göze almış cesur yazar. ermeniler konusundaki geçmiş çıkışları gösteriş ve çıkar amaçlı olsada ve birazda taklit bir yazar olmaktan kurtulamasada farklı bakış açıları getiren sansansyonel yazar.
bana görebir kitabın yazarı, hikayesi , kapağı, sayfa yapısı , yani her öğesi bir duygu bütünü oldugundan; kitabı yazarından soyutlayamayıp bir sanat eseri olarak düşünemediğimden yazılarını okumadığım yazar.
(#4857558)
hala bu zat-ı muhteremin bileğinin hakkıyla nobel ödülü aldığına inanan saflar var. acıyorum lan size.
dusunce ozgurlugu konusunda ne kadar geride oldugumuzu gormemizi saglayan, elestirilebilecek ama siyasi olarak linc edilmesi tamamen ekip calismasi olan nobel odullu yazarimiz. 100 yil sonra da dunya tarihinde adi gececek olan Turk yazari.
ermeni tezlerini -belli ki hırstan ziyade global goygoydan, liberal safdilliğinden- ziyadesiyle benimsemiş mr. president obama, meclis konuşmasının başında nobelli şahsı yerine hedo ile memo'yu repleyince üzüldü mü üzülmedi, tüm derdim tasam bu. çıksın söylesin.
keşke hiç nobel almamış olsaydı diyorum bazen, haketmediğinden değil, hayır; eskiden bu başlıkta insanlar kara kitap'ın büyüleyiciliğinden konuşurdu, bir sinema filmi tadında da olsa yeni hayat'ın sürükleyiciliğinden ve diğer kitaplarından.. eskiden de farkındaydı insanlar orhan pamuk'un eksiklerinden, ama nobel'den önce hiç değilse oturup orhan pamuk'un eliyle gösterdiği yerde ne olduğuna bakar ve tad alırdık, saçma bir şekilde gösterdiği yere bakmak yerine tam tersini yapıp ellerine bakıp da "tırnakları da çarpıkmış lan" demezdik.

orhan pamuk'un avukatı falan değilim ama türkçesinin bozuk olduğunu söyleyenlere de şöyle karşılık veririm: anlatılan şey, şeyin nasıl anlatıldığından daha önemlidir bence ve özellikle kara kitap'ın eşi benzeri görülmemiş köhneliğiyle orhan pamuk harika bir düşperesttir.. düşperest olmak zor iştir. yazar olmak kolaydır. de'leri da'ları ayrı yazmak, devrik olmayan cümleler kurmak.. dikkat ettikten ve çalıştıktan sonra bunları bir embesil de yapabilir. bakın öss'de derece yapanlara, işlerinin en ehli olanlara.. toplum normlarına göre sonderece başarılı olduğu halde, özgün düşünebilme becerisinden yoksun angutlar sarmış etrafı ve bu döngü her zaman için farklı olanı aşağılamaya, anlamamakta diretmeye yatkındır: çünkü insanların yüzde 89'u fabrika üretimiymişçesine defaulttur, değiştirilemez özellikleri vardır ve bütün bu şempanzeler içinde orhan pamuk, huzursuz olmanın, yıkımla dolmuş taşmış siyah beyaz bir istanbul manzarasının insanın ruhunda nasıl çarpıntılar yaratabileceğini ve bunu nasıl anlatabileceğinin farkına varmış az sayıdaki kişiden birisidir. varsın cümleleri bozuk olsun, şartlandırma yöntemiyle en zor yetenek sınavlarından köpekler bile geçebiliyor. ve sizin düşüncelerinizin tersinde bir şey söyledi diye birisini linç edecekseniz, egonuz artık semaya yükselmiş demektir.

"bir tarafa ait olma güdüsü"nün ihtiyaçlarından oluyor bu ilkellik hep. orhan pamuk'un sözde ermeni soykırımı konusunda söylediklerine ben de karşıyım ama, nobel konuşması sırasında bu herif babamın bavulu konuşmasını tamamladıktan sonra kağıtlarını katlayıp, gözlüklerini çıkarıp, orda oturmakta olan kralın ve konukların arasında kendisini görüntüleyen en yakındaki kameraya dönüp buğulu gözlerle ve bozuk bir türkçeyle, "ve buradan geber marla singer ile bütün ailesinin de allah belasını versin, thank you dear friends" deseydi de bunlardan farklı düşünmezdim.

yüzüklerin efendisi filme çekildikten sonra çoluk çocuğun bile gandalf'dan bahsetmesinden dolayı gerçek tolkien okuyucularının kendi içlerine çekilmesi gibi bir durumu yaşattı orhan pamuk'un nobel'i alması.. siz daha hala şusu eksik pusu eksik diye konuşa durun, istanbul'u ve huzursuz olmanın ne demek olduğunu pek az kişi onun kadar güzel anlattı.

kara kitap gibi bir kitabı yazmış birisinin hayal dünyasına ve içinde yaşadığı şehri algılayışına her zaman saygı duyarım, kişiliğine saygı duymasam bile, ki resimde görülmesi gereken asıl nokta da budur.

kimindi bu laf hatırlamıyorum ama aşağı yukarı şöyleydi: "bana içinizden en dürüst adamı getirin, onu darağacına götürmek için on neden bulayim."

insan yeter ki bir kişiye ya da birisine kafayı taksın, artık bütün doğruları yalan olur o lanetlenmiş kişinin.
çoğu kişinin zannettiğinin aksine hala istanbul'da cihangir'de yaşayan, sadece yazları sanırım columbia üniversite'sinde dersler veren yazardır. ntv ile röportaj yapmıştı. "ben buradayım, balkonumda boğazı izliyorum, hiçbir yere gitmedim." demiştir.
bir kitabında "imam minarenin balkonundan ezanı seslendiriyordu" diyerek bizlere edebi kültürünün ne kadar ileri(!) olduğunu göstermiş olan yazardır.ezanı imam değil müezzin okur,ezan seslendirilmez okunur.ayrıa yasin hayal'in tehdidinden sonra pek bi ortalarda gözükmeyen yazar.kendisinden de büyük bir vatansever(!) olduğu için bir ricamız olacak;ropörtaj yapacağı gazetelere kurtuluş savaşı esnasında doğuda ermeniler tarafından türklerin nasıl katledildiğini,karabağ da azerbaycan türklerine yaşattıkları vahşeti ve otuz yılı aşkındır süren pkk teröründen dolayı hayatını kaybeden askerlerin arkalarında neler bıraktıklarını ve pkk nın nasıl köy basıp çoluk çocuk dinlemeden hangi tekniklerle katliam işlediklerini anlatabilir mi bir zahmet.madem "türkler bir milyon ermeni ve otuzbin kürt öldürdü" diyecek kadar bilgi sahibi.
insanı romandan soğutan şahsiyet. bir nobel edebiyat ödüllü yazarımız var ama onda da vatan sevgisi yok. ne yapim o ödülü ben. vatanını seven biri olsa da her romanını seve seve okusak.
sadece masumiyet müzesini okuduğum ve inanılmaz hayal kırıklığı yaşatan yazar. o nobel ödülünü nasıl aldıysa meçhul.
murat bardakçı'nın makalelerinde,kanıtlarıyla hırsızlıkla suçladığı yazar.bencede hırsız bu adam.nobeli sana verecekler tabi bana mı verecekler.ermeni lobisi sayesinde aldın o ödülüde.çakma entel seni.
nobel ödülünü fazlasıyla hak edecek derecede güçlü bir romancıdır. sessiz ev, kara kitap gibi romanlarını yazdığı dönemde, tartışmasız, dünyadaki en önemli aktif yazarlardan biridir. ne ki, benim adım kırmızı başlıklı romanından sonra, savruk bir kurgu ve üslupla, zorlama romanlar ve anı kitapları kaleme almış, hayranlarını derin bir hayalkırıklığına uğratmış, sıkıcı okumalara maruz bırakmıştır. ilkel ve duygusal milliyetçiliğin egemen olduğu bir toplumda, muhalif siyasi ve vicdani tavrı yüzünden vatan haini ilan edilmiştir. oysa ki kazandığı nobel ödülüyle, ülkesine, milliyetçi olduğunu söyleyen ve kendisinden nefret eden yığınlardan çok daha fazla hizmet etmiş ve halkını dünya nezdinde yüceltmiştir. ilkokulu zar zor bitirmiş ve hayatı boyunca üç roman bitirememiş kimseler tarafından kötü yazar olarak nitelenmesi sinir bozucudur. ilk kitaplarının güç okunması, başarısız olmalarıyla alakalı olmayıp, okur çoğunluğundaki roman sevgisi ve bilincinin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. edebi başarıya kavuştuktan sonra şımardığı ve şişkin bir ego geliştirdiği gözlerden kaçmamaktadır. bundan sonra iyi bir roman yazabilmesi ihtimali yok denecek kadar azdır. zira, idealizm ve samimiyetini büyük ölçüde yitirdiği sezilmektedir.
dört haftadır sabah için venedik'ten yazılar yazan yazar. sabah cumartesi ekinde yayınlanmakta yazıları.

http://www.sabah.com.tr/C...de_venedik_bienalindeydim
Sessiz Ev adlı eserinde yer yer 5 satırı bulan cümleleri ve kendine has anlatımıyla beni benden alan yazar.
Artık hain sıfatını sırtında taşıyan yazar. Kimileri bu yazara neden ''hain'' dediğini dahi bilmez. Yerinde olmak istenen son kişidir. Nobel ödülünü ülkemiza getirmiştir. Bunu hala kendi çıkarları için ''şerefsizlik yaptı da getirdi'' gibi söylemlerle karalayan Türk halkına selamlar olsun!

Evet lan! 1 milyon ermeni, 30 bin Kürt katledildi.

Bu gerçeği görmek istemeyenlere Turan selamı çakarım.
(bkz: 1 nesil yazar)
(bkz: caylak türk)