bugün

orhan pamuk

nobel ödülünü fazlasıyla hak edecek derecede güçlü bir romancıdır. sessiz ev, kara kitap gibi romanlarını yazdığı dönemde, tartışmasız, dünyadaki en önemli aktif yazarlardan biridir. ne ki, benim adım kırmızı başlıklı romanından sonra, savruk bir kurgu ve üslupla, zorlama romanlar ve anı kitapları kaleme almış, hayranlarını derin bir hayalkırıklığına uğratmış, sıkıcı okumalara maruz bırakmıştır. ilkel ve duygusal milliyetçiliğin egemen olduğu bir toplumda, muhalif siyasi ve vicdani tavrı yüzünden vatan haini ilan edilmiştir. oysa ki kazandığı nobel ödülüyle, ülkesine, milliyetçi olduğunu söyleyen ve kendisinden nefret eden yığınlardan çok daha fazla hizmet etmiş ve halkını dünya nezdinde yüceltmiştir. ilkokulu zar zor bitirmiş ve hayatı boyunca üç roman bitirememiş kimseler tarafından kötü yazar olarak nitelenmesi sinir bozucudur. ilk kitaplarının güç okunması, başarısız olmalarıyla alakalı olmayıp, okur çoğunluğundaki roman sevgisi ve bilincinin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. edebi başarıya kavuştuktan sonra şımardığı ve şişkin bir ego geliştirdiği gözlerden kaçmamaktadır. bundan sonra iyi bir roman yazabilmesi ihtimali yok denecek kadar azdır. zira, idealizm ve samimiyetini büyük ölçüde yitirdiği sezilmektedir.