Young, müzik kariyerinin başlarında California - Laurel Kanyon'da Joni Mitchell, the Byrds ve daha sonra 70'lerin rock tarihine adını yazdıracak olan diğer müzisyenlerle çalışırken, birçok şarkıcıya ve şarkı yazarına da ilham veriyordu. Bu arada, 1970'te San Francisco yakınlarında 340,000 $ karşılığında satın aldığı geniş bir araziye yayılan Broken Arrow çiftliğinden bireysel çalışmalarına devam ediyordu.

Neil Percival Young 12 Kasım 1945'te Toronto'da doğdu. Spor muhabiri ve yazar olan babası Scott, Neil'in başarısından yıllar sonra bile Kanada'da oğlundan daha fazla tanınıyor. Annesi Rassy, 1940'ta bir başkasıyla evlenecekken Scott için bundan vazgeçti. Evleneceği günün tarihini değiştirmeden damat adayını değiştirdi. Neil ve kardeşi Bob, Kanada kırsal kesiminde balık tutarak, avlanarak ve daha sonra Neil'in şirket hisselerini satın alacağı Lionel model trenlerle oynayarak büyüdüler. Neil ve ailesinin hayatı ciddi hastalıklara ve gerilimlere sahne oldu. Altı yaşında ciddi bir hastalık geçirerek ölümden dönen Neil, 1959'da babası Scott'ın sık sık kavga ettikleri eşini ve dolayısıyla ailesini terk etmesine de tanık oldu. Young, 1972'de bestelediği klasikleşmiş parçası 'Old Man'de (ihtiyar Adam)' babasından değil, bahçıvanından esinlendiğini iddia etti.

Winnipeg'de, müziğe daha ciddi olarak eğilmeye başladığı ilk gençlik yıllarında, country, doo-wop ve sonrasında Jimmy McDonough'a 'Tanrı ile Şeytanın el sıkıştıkları yer' olarak tanımlayacağı rock'n'roll'u dinledi. Aynı yerde, dostlukları uzun yılllar sürecek olan John Mitchell'le tanıştı ve kendisiyle eşit yeteneklere ve katılığa sahip gitarist Stephen Stills ile beraber Los Angeles'ta kariyerinin ilk başarılı grubunu oluşturacakları Buffalo Springfield'ın temellerini attılar. Grubun klasikler arasında yerini alacak olan şarkısı 'For What It's Worth' Stills tarafından yazıldı; Young ise, kalıcı eseri 'The Loner' örneğinde olduğu gibi daha çok topluma uyum sağlamakta zorlananlar üzerine eğiliyordu.

Grubun şöhreti her geçen gün artarken, Young, bir aktris olan Carrie Snodgress ile beraber yaşadığı sırada oğlu Zeke ve CP (beyinsel hareket bozukluğu) geçiren Pegi Morton 'la sürdürdüğü 28 yıllık evliliğinden ikinci oğlu Ben dünyaya geldi. 1970'lerin başında geçirdiği bir omurga zedelenmesi, yoğun çalışma temposunu ve sıkışık programını olumsuz yönde etkiledi.

Babasının ölümünden ve geçirdiği beyin anevrizması ameliyatının ardından Young, iki albüm çıkardı. Bu yaz, 30 günlük bir Amerika turnesi için tekrar yollarda olacak. Bu yıl da, her yıl olduğu gibi, San Francisco School'daki (iki oğlu da bu okula gitti) beyinsel hareket bozukluğu bulunan çocuklar için para toplamak amacıyla Bridge School'da konserler verecek.

Young, Springfield grubundan ayrılırken, merhametli davranarak gruba menajerleri Elliot Roberts'ı kovmaları gerektiğini son derece açık bir dille belirtti. Böyle hareket etmesinin temel nedeni, Roberts'ın kendisine menajerlik yapmasını istemesiydi. ikisi geçmişten bu yana her zaman beraberdi ve Young zor kararlar alması gerektiğinde bunları uygulayan, belki de onu en iyi tanıyan kişi Roberts idi. 'Neil etrafında iş bitirici insanları görmekten hoşlanır,' diyen Roberts şöyle devam ediyor: 'Bu tarz kişilerin, kendi yükünü azalttığını düşünüyor.' Young'ın politik tutumuna da bir anlayış getiren Roberts: 'Neil gazeteleri gerçekten okumaz; TV izlediğinde CNN'de Bosna Özel programına rastlarsa, iki gün içinde kayıt yapmak ister' diyor.

1984 yılında, 'Amerikalı oldukları için sürekli özür dileyen insanları görmekten bıktım.' diyen Ronald Reagan'ı destekleyen Young, müzik piyasasındaki liberallerin alay konusu oldu. Dört yıl sonraysa, siyah yurttaşların haklarını savunan lider Jesse Jackson'ın arkasında duran ifadeler kullanarak vatansever ve özgürlükçü kimliğini gözler önüne serdi. neil young'ın son albümü için;

(bkz: living with war)

Campbell Stevenson, The Observer

Çeviren ve derleyen: louis cyphre
"mazhar alanson gibi, mazhar alanson kadar iyi"
diyebiliriz...

(bkz: heart of gold)
(bkz: rockin in the free world)
(bkz: down by the river)
country home sarkısına ölünecek insan.ayrıca
(bkz: down by the river)
pearl jam'in el öpmeye koşturduğu, "godfather of grunge" adını almış, tıngır tıngır country, şıngır mıngır blues, mırıl mırıl folk ve cayır cayır rock yapabilen nadide insan. tee ne zamanki live aid konserinde bilumum vatandaş cayır cuyur davullu mavullu konser verirken sırası geldiğinde boynunda mızıkası elinde gitarıyla zıplaya zıplaya sahneye çıkıp "keep on rockin' in the free world" diye bağıra bağıra şarkısını söyleyerek tüylere diken çektiren şahane adam. iki oğlu birden beyin özürlü doğmuş, evveli yıl kendi de ağır bir beyin ameliyatı geçirmiş bahtsız kişilik. kurt cobainin intihar notuna dizelerini yazdığı öyle acayip adam. ronnie van zant'ın, "southern man"a ayar babında "sweet home alabama"yı yazdığı ama sonrasında da büyüklüğünü kabulen konserlerinde tişörtünü giydiği yüce kişi. albüm sayısı (csn tayfasıyla beraber yaptıkları, artı filim müzikleri falan) elliyi geçmiş şarkı makinesi. öünde ceket iliklenmeden durulmayacak kişilerden, kanadalı ozan adam.
it s better the burn out than to fade away demis sahsiyet.
(bkz: country home)
luke young ın abisi. 402 maç bournemouth da oynadıktan sonra bu yıl weymouth a kiralık olarak gitmiştir. ayrıca 91-94 yılları arası tottenham hotspur da oynamıştır.
dead man in soundtrack ini hazırlayan müzisyen...

ayrıca;

http://profile.myspace.co...ile&friendid=24111697
en son albümünü 2007'de Chrome Dreams II adıyla çıkarmış, 63 yaşında, efsane sıfatını hakeden bir insan. bir çok sanatçıyı etkilemiştir müziğiyle. muhalif bir insan olması ve yardım konserlerinin de önemli bir ismi olması saygınlığını arttırır.
şahsımda en iyi parçası;
(bkz: hey hey my my)
ölmeden bir canlı canlı göreydim denilengillerin en başında gelen efsane. santana geldi, clapton, rammstein, eksik de olsa alice in chains ve daha niceleri geliyor ama...
(bkz: burdan organizatörlere sesleniyorum)*
unplugged performansında 3 dakika mızıkasını arayarak yardırmış abimiz. (bkz: godfather)
bu ses var ya kesinlikle önceki yaşamımda peşinden koştuğum ses. beni gerçekten derinden etkiliyor. hüzün de veriyor, umutta. garip işte.
heart of gold ve harmonikasıyla tanıdığım insandır.
dinlerken türkiye ile amerika arasındaki farkı anlayabiliyorsunuz amına koyayım orada adamlar zamanında country home falan yapmış heart of gold yapmış bizimkilere bak müslüm gürses ibrahim tatlıses. sonra bu ülke niye gelişmiyo. gelişmez tabi sen bi tane oduncu gömlekli amca çıkarmamışsın tarih boyunca tabi gelişmez. neil young'dan nerde bu memlekete bağladığım için de kendimi kutlamam lazım ama elimde değildi kusura bakmayın.

bu country home çok harika bir şey. öyle böyle değil anlatamıyorum. soloya bak bee.

edit: ordaki adamlar grunge ın temellerini atarlar. bizimkiler çiğ köfte fabrikası. fark burda aq fark burda
Cortez The Killer, Down By The River, Cowgirl In The Sand, my my heyhey, old man ve niceleriyle dinlenir de dinlenir. Bıkılmaz usanılmaz. Dünya kadar albümü vardır. Hastasıyız.
keyifle ve kolaylıkla çaldığım bikaç şarkının bestecisi, halk ozanı. bi de bi arkadaşım bana ilk kez nirvana(grunge olan) dinlettiğinde neil younga benzetmiştim ki yılın tespiti gibiydi bu, daha sonra kurt cobain'in en çok ilham aldığı kişinin neil young olduğunu hatta intihar mektubunda kendisinin bir sözünü alıntıladığını öğrendim. kurt öldü ama neil hala yaşıyor. bence bi terslik var.
günümüzün country müzik ilahlarındandır. heart of gold ve harvest moon 'daki mızıka soloları müthiştir.
işte budur! http://www.youtube.com/watch?v=tY5x8pF512k
Live at Massey Hall 1971 resitali mutlaka bulunup dinlenmelidir.
insanın entel kimliğini unutturacak kadar abartarak salyalar saça saça yuh mk adamlar ne müzik yapmış derecesinde iyi. o derece
şarkılarında bir garip kalp kırıklığı bulunan adam.
bulaşıcı kalp kırıklığı; şarkı seni kırıyor, sen başkasını.
Thomas Young ile akrabalığı olmayan insandır. (Bkz:çift yarıkta girişim deneyi)