bugün

Boğa güreşçisi,toreador.
freud'a göre erkeğin kendisine tehdit oluşturan daha kuvvetli bir dölleyiciden kurtulma içgüdüsünün ritüelinin erkek kahramanı. (salladım, ama başka ne gibi bir açıklaması olabilir.)

her haliyle eşitsiz bir dövüş. arenada ve kenarlardaki yedeklerle 15-20 kişiye karşı bir çift boynuz. yuh! insan utanır o hayvanın karşısına drag queen edasıyla çıkmaya, kılıç ve atlı süvariler eşliğinde kolpa güç gösterilerinde bulunmaya. boğayı tutan bir seyirci olsa bari.

düşündüm de, bu yıl us open'da baghdatis'le agassi'nin karşılaşması da tıpkı bunun gibiydi. (boğa dedim aklıma geldi)
uğruna bir ülkede iç savaş başlatmış kavram.
yıllar yılı odunla pişen, mis gibi taze ve sıcak kokularının etrafa yayıldığı, önünde mahallelinin yeni çıkan ekmeği almak için sırada beklediği kara fırınların ardından, çoğunlukla elektrikle çalışan, altı tırtıklı ekmekler çıkaran, kara fırın ekmeğinin tadını vermeyen ekmekler çıkaran ekmek fırını markası.
bayanların da yapmaya kalkıştığı fakat başarısız olduğu meslek.
(bkz: bayan matador)
futbolun daha bu kadar yaygınlaşmadığı hatta bile icat edilmediği dönemlerde hatta taş devrinden beri insan ve doğa arasındaki mücadelenin yansımasıdır boğa güreşi.

nasıl ki yazının bile olmadığı devirlerde yerleşik hayata geçilmediği ve atalarımız avcılık ile geçindiği dönemlerde vahşi hayvanatları avlamak ve karınlarını doyurmak için bir mücadeleye giriyorlarsa bu ispanyol geleneği bunun üst versiyonudur.

seyirciler boğa ile insanın savaşını seyrederler ve kendileri kah boğanın kah matadorun yerine koyarlar. bu özdeşleştirmeyi sinemada film seyrederken de yaparız. mesela atıyorum dallas dizisini izlerken kah kendimizi bobby ewing, kah pamela, kah sue ellen hatta jr ewing yerine koyuyorsak.

elbette medenileşme haraketleri neticesinde bu tip gösterilerin yerine insanı insanı yedirmek sanatı icra edilmiştir. biz de bunu her hafta dijitürkten naklen seyretmekte, buna premier lig, bundesliga, nba falan diyoruz...

yeteneksiz matadorsan boğa affetmez hatayı, cart diye takar boynuzunu.

sporcunun yeteneksizi ise insanlar tarafından hata yaptığına pişman edilir hayatı kararır.

matador ile sporcunun başarıları ayakta alkışlanır başlarına güller atılır, başarısızlıkların ise zemzem kuyularına işenir ve recm olunur.

bu recm taşla yapılmaz, toplumsal baskıyla yapılır ki bunun yanında taşla yapılan recm pamuk prenses gibi kalır.

antony quiin'in tek kişilik tango adlı matador filminin cekiminde arenaya çıkmasını anlatır. dublor kullanarak çektiği sahnede ahalinin onun taşaksız bir adam olduğu tezahüratı yaptığı bu suretle zoraki arenada boğayla iki üç gel git yapmasıyla -ki yusuf yusuf etmiştir kendisi- nasıl sevgi gösterilerinde bulunduklarını anlatır. sanki onu demin itin götüne sokan izleyiciler değildir de marslılardır.

vel hasıl-ı kelam postmodern cağda günah keçişi olan bu kişiler global ikiyüzlüğün bir kurbanıdır.
bir erje ayden romanı.
aynı şeyi senin anana bacına yapsalar hoşuna gider miydi?! diyeceğim insan.
jessy önadlı, kongo asıllı fransız ses sanatçısı. 2010 da ülkesi adına eurovision şarkı yarışmasında 12. olmuştur.
öldüklerinde inanılmaz mutlu oluyorum. kafa göz kırılıyor, acı içinde ölüyorlardır muhtemelen.
boğanın tarafını tuttuğumdan çok önemsemediğim canilerdir matadorlar fakat bu abinin canı fena yanmış

http://www.liveleak.com/view?i=cc5_1366061015
öldüklerinde, yaralandıklarında, acı çektiklerinde ve özellikle de gözleri çıktığında çok mutlu olduğum orospu çocuklarıdır. kadın olanlarına tecavüz etmek, erkek olanlarına ise onlara da tecavüz edin amk. matadorlara, bu vahşeti talep eden orospu çocuklarına, organizatörlerine büyük bir nefret duyuyorum. hepinizin anasını sikeyim. elimden bir şey gelmiyor. ispanyolları bu yüzden hiç sevmem. özgecan'ın katillerinden daha kötüdürler.
Geberip gittiklerinde pek bir mutlu olduğum, yaptıkları iş sebebiyle yaşamlarına zerre saygı duymadığım canilerin sözüm ona mesleğinin ismi.
Boğa güreşi cesur bir matadorla azgın bir boğa arasındaki bir tür erkeklik gösterisi izlenimi uyandırır. zaten bir bakıma boğa bacakları arasında sallanan o koca kara organıyla hep bir erkeklik simgesi olarak gözükmüştür, matador da onu baştan çıkarmaya çalışan bir dişiye benzetilir. süslü püslü, oynak mı oynak bir dişi, onu kovarmış gibi yapıp onun tarafından becerilmeye can atar, sanki bekaret kanına, boğanın boynuzlarının deştiği karnının kanına batmış gibi kıpkızıl örtüsüyle erkeği tahrik eder, kışkırtır, her hamlede yanından sürünerek geçmesine izin verir aşüfte. ancak boğa düştüğünde, dişisini kovalamaktan yorulup ayakları yere çakılı, baş eğik durduğunda, matador hor gördüğü aşığını cezalandırmak isteyen, terk edilmiş bir kadın gibi kılıcını kaldırır ve onu insanoğlunun en zayıf noktasına daldırır: erkek kalbine.
"matador"... ispanyolca kelime manası " katil " .
bazen işleri ters gider ....

görsel

görsel

görsel

görsel

boğa güreşleri islam ülkelerinde yapılsaydı ne gürültü
çıkardı değil mi ????