bugün

bir de liseye en uzun öğrenci olarak gidip en kisa öğrenci olarak bitirenler de vardir. bu da ba$ka bir utanç sebebidir.
ilk sene sinifin en uzunu, en büyüğü olursunuz. lafiniz dinlenir, sözünüz geçer, sinifin popülerisinizdir. bir bakarsiniz seneye bacak kadar cocuklar sizin boyunuzu geçmi$tir. o zaman yerin dibinde hissedersiniz kendinizi.
eğer kızsa ve zayıfsa sınıfın "çıtıpıtı sevimli" kız karakteri oluverir hemen. eğer erkekse durum daha zordur. bir pozitif ayrımcılık söz konusudur. evet...
(bkz: deşmeyin)
hazırlıkta en kısa olup daha sonra her geçen sene uzayıp 4. senede yani lise sonda sınıfın en uzun 2-3 kişisi arasına girilebilir, panik yapılmaması gereken durumdur. * * *
sınıfın en fırlama gobeli olma ihtimali yüksek şahıs olması ile bununla birlikte mütemadiyen g.tten bacak nitelemesine maruz kalacak kişidir. aynı zamanda güdük, kopil, izmarit, mause, pire, 6.35 gibi lakapların muhattabı olur.
oldukça eğlenceli bir durumdur. çeşitli lakaplara kurbanda gitseniz * kısa ve küçük olmanın verdiği avantajları da kullanarak sınıfın gözdesi ve sevilen siması haline gelebilirsiniz.
ilk sınıfta sıranın sonunda değilken sıranın sonundaki elemanların boylarının uzamasından ötürü, sıranın sonuna kapak atmış bünyenin ruh hali daha bir vahimdir. herkes uzamışken o aynı kalmıştır ve bir önceki seneler dalga geçtiği elemanların pozisyonundadır artık.

yok yok o ben değilim. boyum uzun, kilom yerli yerinde. adım samuel 25 yaşım. ilginç, enteresan bir vücuda sahibim. hem cinsime ilgim yok, karşı cinsime de ilgim yok, hiçbir cinsime ilgim yok benim. adım samuel 25 yaşım..
genel olarak lise 1'e tekabül eden hadisedir bu en kısa olmaklık. çoğunlukla lise 2'nin ilk gününe; burun kırmızı ve şiş, ağız göz kaymış, ses; "höö! nobıyonoz lon? boni tonımadınız mo?" şeklinde ve tabii ki boy atmış vaziyette girilir. nefret ederim bu tipten de haa. hala anasının etkisinden kurtulamamış, gri pantolonunu göğüs kafesine kadar çekmiş halde gelir okula. ördek.

neyse devam edelim. lise 1'deykene, yani sınıfın g.tü yere en yakın şahsı olduğum dönem, deve gibi olmuş arkadaşlarımı, tee ortaokuldaykene kıvrımlı hatlara sahip olan hatun sınıfdaşlar ile fingirdeşirken, şakalaşırken neyi görüyodum. karılar arada bir benim için de "ay çok sefimli yaa." falan diyorlardı. kafamı okşadıklarını bilirim lan, çomar mı seviyosun abura koyim.

amma bir hatun vardı kiii. yanına vardığımda bana bir kelam ederdi; "vaudeville, uza.". bunu da öyle bir eda ile söylerdi ki. yüzüme bakmadan. ben de sanıyorum ki, ben uzar uzamaz basıcaz nikahı karıya. evde zıplayıp tavana neyi değmeye çalışıyorum. her daim yalancı çıkan uzmanların lafını dinleyip, yatmadan ve kalkınca boylu boyunca geriniyorum. futbol oynamıyorum boyu kısaltıyormuş davasından. otzbir bile çekmiyorum lan düşünsene fedakarlığı.

ertesi sene boy attık emme, gördük ki hatun 2 metrelik sırığı sevgili etmiş kendine. vardım yanına, yine; "vaudeville, uza." lafını duyunca anladım abura koyim. meğer karı s.ktir git anlamında uza diyormuş. uza, hadi bakim. hahah.

şimdi uzunum. mahallenin bebeleri maç yaparkene, topu kafama indirdiler de; "ve top direkte patladııı." deyu bir laf duydum. baktım 10 deve içinde bacaksız piçin teki etmiş. "uza lan!" dedim. lafı g.tünden anladıysa, şinci evde tavana değmeye çalışıyodur.

not: lise çağında olup da g.tten bacaklı olan kardeşleriiim! bugün bir okan bayülgen, bir erdal acar, bir kenan doğulu neden idolün olmasın? haha. avun ibne avun.
(bkz: yarama tuz basmayın yaa)
(bkz: onemli olan boyu degil islevi)
ve bu sayede beden eğitimi derslerinde kızlarla aynı sınıfta soyunmak...
of ulan anlatsam kitap olur yeminlen. Gerçi kızlar hala soyunuyor benim yanım da ya neyse...
zor bir durumdur. lisede sınıfın en kısa boylu öğrencisi ben değildim. hatta deve gibiydim. ama sınıfımızda çok kısa boylu bir arkadaşımız vardı. birkan.. birkan 1.50 boylarında, zayıf bir vucuda sahip, üflesen uçacak bir çocuktu. ama bu özellikleri ona bazı ayrıcalıklar kazandırmıştı. mesela kimse birkan a kızmazdı. kimse ona şidet uygulamazdı, küfür edince güler geçilirdi. okulca üzerine titrenirdi birkan'ın. adamın her hareketi sanki 2 gün sonra ölecekmiş gibi sevgiyle karşılanırdı. birgün beden dersi için üzerimizi değişirken birkan ile sınıfta yapayanlız kaldık. birkan ın bebeksi teni hemen dikkatimi çekmişti... ama konumuz bu değil.

günlerden bir gün, ılık bir bahar günü.. havada da ılık bir esinti var fakat ben sınıftayım, böyle bir esinti var mı yok mu s.kimde değil. tuvalette 7 kişiyle bir dal sigarayı çevirmemin üstünmden birkaç dakika geçmiş. şimdiyse sınıftaki kızları taciz etmekle meşgulum. ders boş, herkes bir alemde. o coşku ve gürültünün içerisinde bir bağırtı duyuldu. 'lan bahçede birkan'ı dövüyorlar'. tüm sınıf pencereye yığıldı. harbiden okulun bahçesinde bir eleman birkanı yakasından tutmuş silkeliyor. o ufacıcık çocuğa el kaldırılır mı lan? sınıf olarak bir gaza geldik ki , bildiğiniz gibi değil. gazı fazladan alan 4 kişi birkan'I kurtarmak için üçüncü katın penceresinden aşağı atladı; üçünün bacağı kırıldı, biri iki hafta komada kaldı. geri kalanlar hemen koridora, ordanda aşağıya doğru koşturmaya başladık. koşarkende bağırıyoruz. birkannnnn.. birkan'ı dövüyorlar... çıplıkları duyan peşimize takılıyor. merdivenler birkan diye bağırarak koşturan insanlarla dolu. aramızda kızlarda var, onlarda koşuyor. ulan bayrak yarışı gibi. ama bu kızlar niye koşuyor? kızım siz niye koşuyorsunuz dedim. bizde o sınıfın kızlarını döveceğiz dedi kızlardan biri. o sıra farkettim ki kızlar koşarken göğüsleri çok güzel sallanıyor. hayatımın en güzel anlarından biri.

bahçeye indiğimizde eleman birkan ı tokatlamaya başlamıştı bile. sonradan çocuk saldıran kalabalığı farketti ama kaçamadı. çocuğun üstüne resmen çullandık. linç girişimi var okul bahçesinde. ama benim önümde çok fazla insan var, çocuğa ulaşamıyorum. lan çokta sinirliyim, dövmem lazım birilerini. bende dayanamadım, önümdekine vurmaya başladım. oda sinirle kendi önündekine. ama kimse arkasındakine dönüpte ne vuruyosun lan demiyor. elektrik oynuyoruz sanki. öle bir gazdayız ki aramıza karışan 110 kg lık okul müdürünü bile farketmemişiz. oda vuruyor önene gelene ama kimse sallamıyor. sonradan müdür farkettik ve dağıldık. müdür hemen olay yerinde yakaladığı birkaç kişinin ifadesini aldı. ifadeler sonrasında birkan'ı döven çocuğa street fighter daki sumocu gibi 4 metreden bir kafa attı. müdürün dahi birkan'ı korumasına o kadar sevinmiştim ki müdür yardımcısının o kadar insan arasından bana uzanan dhalsim vari tokatını hissetmedim...

sınıfa döndüğümüzde birkan'ı kurtarmıştık. o ufacık, şirincik yavrucağa acı çektirene cezasını vermiştik. ulan vermiştikte oda bizim yaşımızda adamdı be. liseden bir arkadaşla dolanırken bu lavuğa rastladık; lisenin bitiminden 4-5 sene sonra. abi karı kız işleri zor olur fazla takma kafana diye nasihat verdi bize. boyuda uzamış ibnetörün ya şekil yapıyor. sinirlendik, uzun uzun küfürler ettik birkan'a. şekli şemali bozuldu mekanda.

şimdi; bu yazının anafikri şudur ki..ben bu yazının anafikrine sokayım. anafikir falan yok.
(bkz: orta sıranın en önüne oturmak)
ilkokulda sınıfın en uzun öğrencisi olmanın verdiği hissiyat gibi bir şey olsa gerek.
lisede sınıfın en kısa boylu öğrencisi olup basket takımında kaptan olabilirsiniz. sınıflar arası turnuvada şampiyon olup kupa bile kaldırabilirsiniz. valla lan.

(bkz: tophane anadolu teknik lisesi) *
en uzun boylu öğrencisi olmaktan iyi bir durumdur. mesela ben lise 1 de 1.80 dim ve hala 1.80 im. lisede herkesin size hasta olması üniversitede 1.80 boyla idare etmek durumunda kalacağınız anlamına gelir. kısa olup sonradan uzayınca sevinebilmek en iyisidir. * *
bir kötü yanı da en ön sırada oturmak zorunda kalmaktır. bu da sınavlarda kopya çekememe, derslerde uyuyamama, burnunu karıştıramama, porno dergi okuyamama sebebidir. kötüdür.
ilerki yıllarda ortamın uzunlarından olma ihtimalinin yüksek olmasıdır.* *
kotu bir sanssizlik olarak nitelendirilse de, bkz lardan anlasilacagi uzere yararlari da olabilir.

(bkz: amateur)
(bkz: voyeur)
(bkz: pantyhose)
(bkz: upskirt)

(bkz: atom karinca)
(bkz: ne sen sor ne ben söyleyeyim)
eğer kızsanız sınıfın bıcırığı olmak demektir. yalnız cinsiyet ayırt etmeksizin çeşitli lakaplar * takılır ve bazen içten içe kırıcı esprilere maruz kalırsınız. okul biterken yıllığa yazılanlar hep boyunuzla alakalı espriler barındırır. sınıfın hep en önünde oturursunuz. hele bir de ta ilkokuldan beri yaşınızda boyunuzda sınıftan küçükse artık ufaklık muamelesi görmeniz kaçınılmaz olur. ve uzama fırsatınız olmadıysa * bunun bir de şu versiyonu mevcuttur;

(bkz: üniversitede en kısalardan biri olmak)
(bkz: üniversitede yaşı küçük olmak)
birde yaş ne kadar büyürse büyüsün, hep birilerinin maskotu olursunuz ki sanırım en acı verici tarafı da budur.* *
istiklal marşı okunurken en ön sırada bulunurlar. Çakı gibi durmak zorundadır ve müzik öğretmeninin el hareketlerini izlemek zorundadır. Eğer hareketleri izlemezse sonradan müzik dersi ve matematik dersi ile başı belaya girebilir.*
gocunulmaması gereken durumdur. kısa olmak da güzel bir şeydir. millete hep kafa yere paralel biçimde bakılır, saçlar daha uzun görünür. hoştur yani, üzülmemek gerekir. **