bugün

Kuranın türkçe okunmasının engellenmesi bir haçlı tezgahıdır. tabiki bu dini çıkarlarına kullanan din simsarlarının da işine en az onlar kadar yaramıştır. kuran tükçe okununca anlaşılır sorun da budur kuran anlaşılmamalıdır. anlaşılırsa okuyanları doğruya yönlendirir buda namerdin hoşuna gitmez en basit şekliyle budur cevap.
Anlaşılmasında koyunlar rahat güdülsün diyedir. Bir soru.
ameller niyetlere göredir derler.

bizi yaratanın zekasını bizim gibi sanan insanlar var ne yazık. her pisliği yapıp kuran' ı orijinal dilde okusan da sana yazılan bellidir.
gönlünden iyi şeyler geçiyorsa da istersen sanskritçe oku.

bazı tasavvuf ehilleri kuran' ın arapça değil rabça olduğunu söyler. içinde arapça' da karşılığı olmayan kelimeler olmasından mütevellit. bunu incelemek lazım.

islam dini bize çok katı kuralları olan bir din olarak öğretildiği için çoğu şeyi yanlış değerlendiriyoruz. cayır cayır yanacakmışız. kim söyledi? şu hoca efendi. Ancak tanrı' nın varacağı yargılar bunlar.
şahsen ben haşladığım patatesten üstünken, beni yaratanın benden ne kadar üstün olabileceğini önce bi düşünür sonra konuşurum.
Ya anlarsaniz! Duzenbazlarin işine gelmez bu...

Bilmedigin dilde allahin öğüdünü nasıl alırsın bilemiyorum.

Allah hidayet versin.
Sanırım başlıkta Kurani türkçe olarak mevlütlerdede sohbetlerde camilerde okumak demek istemiş..Kuran bozulmayan tek kitaptır ve orjinalini dinlemek feyz verir insana.Türkçe meali için Elmalılı hamdi Yazır'ın meali en iyi ve anlaşılır gelmiştir bana.
bi keresinde kurani kerim dinlerken aglayan bir musluman gormustum. bende muslumanim ama dinledigi ayetlerin anlami aglanilacak birsey degildi. ilginc gelmisti bana...
kuranın türkçe çevirisini (mealini) okumak günah değildir. neden olsun ki?

kuranı orjinal halini de mealini de okuyabilirsin hiç bir sıkıntı yoktur.
okuyup da bu ne lan tepkisi verdirmemek için. arapça yemek tarifini ezgili okusan amin deyip ağlayacak insanlara söz anlatmaya çalışıyoruz. yüzlerce yıl ayak üstü yemiş bu hocalarınız.
Türkçe okuyunca da laikçiler böyle laf konuşulmaz diye kızıyor ama.
(bkz: haçlılar kadar başınıza taş düşsün).

haçlılara bağlayanlar linke tıklasın.
kuran şiirsel bir dille yazıldığı için türkçe okunuşu orjinali ile aynı etkiyi vermiyor. mesela çok sevdiğim bir yazar olan edgar allan poe nun the raven` adlı şiirini ele alalım. şiirin ilk ve son kıtasını ingilizce-tükçe açıklaması ile vereceğim. akıcılık, fonetik v.s. orjinali ile aynı tadı vermesi hatta anımsatması bile imkansız. çeviri sadece anlamını fısıldıyor ruhunu değil..

The Raven

ilk kıta;
Once upon a midnight dreary, while I pondered, weak and weary,
Over many a quaint and curious volume of forgotten lore—
While I nodded, nearly napping, suddenly there came a tapping,
As of some one gently rapping, rapping at my chamber door.
Only this and nothing more.”

Ortasında bir gecenin, düşünürken yorgun, bitkin
O acayip kitapları, gün geçtikçe unutulan,
Neredeyse uyuklarken, bir tıkırtı geldi birden,
Çekingen biriydi sanki usulca kapıyı çalan;
"Bir ziyaretçidir" dedim, "oda kapısını çalan,
Başka kim gelir bu zaman? "

son kıta;

And the Raven, never flitting, still is sitting, still is sitting
On the pallid bust of Pallas just above my chamber door;
And his eyes have all the seeming of a demon’s that is dreaming,
And the lamp-light o’er him streaming throws his shadow on the floor;
And my soul from out that shadow that lies floating on the floor
Shall be lifted—nevermore!

Kuzgun bir an olsun ayrılmadı, oturdukça oturdu,
Oturdukça oturdu oda kapımın hemen üstündeki Pallas büstünde;
Benziyordu gözleri hayal kuran bir şeytanın görüntüsüne,
Vuruyordu kara gölgesini yere lambadan yansıyan ışık;
Kapalı kaldu ruhum bu kara gölgenin içinde,
Kurtulamayacak - Hiçbir zaman!
bir soru.
ibadet amacıyla türkçesini okuyana hiç rastlamadım ben de.
sanırım dogma olarak kalması, sorgulanmaması, anlaşılmaması için böyle kurulu bu düzen. elbette çeviriler yüzde yüz kusursuz olmadığı, dil yapılarında farklılıklar olduğu için arapça konuşmayı bilen birinin okuduğu kuranla, türkçe çevirisini okumak aynı olmaz. yine de bilinçli bir cahil bırakma söz konusu.

inandığın bir din var. o dinin peygamberinin tanrıyla iletişim kurduğuna inanıyorsun. seni yaratan tanrının, o peygambere yazdırdığı sözlerin anlamını hiç merak etmiyorsun. tanrın sana ne söylüyor? bilmiyorsun. üstünkörü inanmak yetiyor.

arapça okuyup ne dediğini bilmemek, neye inandığını bilmemek demek bir nevi. öyle uygun görülmüş. yoksa, okuyup anladığı bir kitabı "saçma" bulabilecek insanlar yaratmaya ne gerek var, değil mi
ahmaklıktır, bu kitap ilk yazıldığında zaten insanlar okusun anlasın ve buna göre hareket etsin diye yazılmış ve arabistanda yazıldığı içinde arapca anlaşılması gerektiği için öyle kaleme alınmış. madem kuranın okunup anlaşılmasına gerek yok ve din simsarlığına ihtiyacı var o zaman neden ingilizce gönderilmedi yada kimsenin anlamayıp sadece muhammedin anlayacağı bir dilde.

bir diğer konuda sürekli türkçenin yetersizliğinden bahsedilir, tamam eyvallah arapça türkçeden zengin ama çinceden, ingilizceden, ispanyolcadan daha zengin değil neden amarikadaki bir camide kuran ingilizce okunmuyor madem günah olarak görülüyor.
Böyle bir durum yok. Arapça okumak bir tercih.
Burada kritik konu meal denilen kavram . Hz.muhammed ne zaman peygamber oldu 40 yaşında. Sene 610 lar. Yani biz nasıl göktürk kitabesini anlayamazsak bugünün arapları da anlamıyor. Açıklamaya mecbur olduğumuz dilsel anlamsal olaylar var.
Entry silindiği için** tekrardan yazmak istiyorum yüksel müsadenizle..
Öncelikle belirtmek isterim amacım trollük veya hiçbir dine saygısızlık değildir. Amacım; görüşlerimi sizinle paylaşmak ve doğru veya yanlışlığını anlamaktır. Sonralıkla; Ülkemizde kuran arapça okunmakta, okutulmaktadır. Lakin ülkemizde kuran okuyanların yüzde 90ı okuduğunu anlamamakta, sadece okumak için okumakta ve okuduğunun sevap olduğunu düşünmektedir. Allah kuran ı anlayalım ve uygulayalım diye gönderdi, öylesine okuyalım diye değil. Madem dilimiz Türkçe ve kimse arapça bilmiyor ve okuduğunu anlamıyor, Türkçe okumak neden günah olarak anlaşılıyor. Bu düzende yalan yanlış fetva vermekte kolaylaşıyor, her hocayım diyenler bi şeyler uyduruyor, zaten bizim millet arapça bilmiyor ya uydur babam uydur. Bizimkiler inanır. Neyse efendim velhasıl neden kendi dilimizde okuyamıyoruz kuranı, lütfen aydınlatın, güzel yorumlar yapın, buna çok ihtiyacım var çünkü. Yanlış düşünüyorsam eğer günaha girmek de istemiyorum. Okuduysanız eğer ki sanmıyorum ama yine de teşekkür ederim..
kur'an elbette türkçe olarak okunabilir ve türkçe olarak okunması günah değildir.
Ayetlerle açıklayalım da ondan sonra Türkçe de okunur diyenler çıkamasın.

Bu zuhruf 3:
"Biz, anlayasınız diye onu Arapça bir Kur'ân yaptık."

Bu da Yusuf 2:
"Biz onu Arapça bir Kur'ân olarak indirdik ki, aklınızı kullanıp anlayasınız diye."

Bak gördün mü senin inandığın dinin Allah'ı ne diyor?

Diyor ki bunu anlayabilesin diye Arapça yaptım ben. Yoksa anlayamazdın. En iyi dil Arapça diyor yani. Yoksa Araplara indiği için değil.

Şimdi ne düşünüyorsun ?

Edit: Yine eksilendim çok ayıp ettiniz haha. Ama bunlar Allah'ın ayetleri. Beğenir veya beğenmezsiniz ama kuran'da böyle geçiyor. Sanki ayetleri ben yazdım.
insanlar yazılanları anlayınca sorguluyor çünkü.
birader arap coğrafyasına indiği, orada araplar yaşadığı ve yine orada arapça konuşulduğu için arapça indirildi. 'siz anlayasınız diye arapça indirdik'deki maksat budur. araplara ingilizce inecek değildi ya! en iyi bildikleri, en iyi konuştukları dil arapça. Doğal olarak o dilde geldi. ayrıca arapça ifade kabiliyeti çok yüksek olan bir dil.
Çünkü bilmedikleri bir dili ezberlemek bizim insanımızın hoşuna gidiyor.
Kendi dillerinde okuyunca aşağılık hissine kapılıyorlar sanırım.
Neyse Zaten ben ihtiyaç duymuyorum.
https://youtu.be/gvs-75QpLt8
Izlemenizi tavsiye ederim.
anlam bozukluğu oluyor arada, ama türkçe okunması daha sağlıklı.
bir şey daha eklemek istiyorum: kur'an türkçe okunuyor. meal dediğimiz kavramdan bihaber bu arkadaşı mağaradan çıkarmak lazım.
Turkce okuyanlarin %90i ateist oluyor cunku.

Uye kaybetmek istemedikleri icin, arapca okunmasinin sevap olduguna inandirmislar.

Cunku biraz akli selim olan insan yazilanlarin evrensel degil, yalnizca ufak bir cografya da gecen olaylar silsilesi oldugunu anliyor.