bugün

"Biz sana bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve müslümanlara bir müjde olarak indirdik." (Nahl 89.)
Görüldüğü gibi bu ayette kuran kendini tefsir eden yani açıklayan bir kitaptır.
"Doğrusu Kur'ân, sana ve kavmine bir şereftir. ileride ondan sorumlu tutulacaksınız." (Zuhruf 44.)
Bu ayette de müslümanların mesul olduğu kitabın kurandan başka bir kitap olmadığı bilgisi verilmiştir. Yani tek kitap Kurandır ve kendini açıklar fakat iyi araştırılması gerekir bunun nasıl yapılacağını başlığın 67. Yazısında naçizane belirttim.

bir rivayetle örnek Verdiğiniz zina konusundaki ayetlerde hüküm kaldırılmışlığı yoktur. Şimdi ayeti inceleyelim.

Nur 3." Zina eden erkek ancak, zina eden veya Allah'a ortak koşan bir kadınla evlenir. Zina eden bir kadın da ancak zina eden veya Allah'a ortak koşan bir erkekle evlenir. Bu mü'minlere haram kılınmıştır."

Nur 5. "Ancak tövbe edip bundan sonra ıslah olanlar hariç çünkü Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."

Görüldüğü üzere nur süresi 3. Ayeti nur süresi 5. Ayet açıklar. Nur 3. Ayetten hüküm kaldırılmamış sadece tövbe ile hükümden kurtuluş olmuştur fakat tövbenin samimi olması şarttır, o samimiyette nur 5. Ayette belirtilmiştir ıslah olacak. Yani doğru davranışta bir devamlılık söz konusu yoksa hüküm iptalı yok eğer zina eden kişi tövbe etmezse mümin kişi ile zaten evlenemez.
Üstelik yazdığınız rivayetteki genç belli ki bir ayet okumuş araştırmamış oysaki kuran çok iyi araştırılmalıdır zaten kendi kendini açıklıyor. Nur 3. Nur 5. Buna bir kanıttır.
Din kurandan öğrenilir, rivayetten öğrenilmez.
Millet illa ateş bana da dokunsun diye kendini yırtıyor, tefsir = meal+izah ama adam illa meal illa meal çünkü bunu diyen kişi ya ateist ya mezhebsiz kuran az ilimle anlaşılmaz bazen ayetler, hadisler ayetleri tefsir eder.

Örnek çok Kuran'a hakim olmadan bu iş olmaz ustad talebe ilişkisi olmadan olmaz daha tabiin (sahabeyi görüp iman edenler ) zamanında ibni Abbas radiyallahu anhuma ya gelip bu ayetle bu ayetler birbirleriyle çelişiyor gibi geliyor dedi.

ibni Abbas ki tefsir ilminde zirve efendimizin aleyhissalatü vesselam duasına mazhar olmuş kıymetli sahabi dedi ki bilene rastladım.

Durumu izah etti adama, çok örnekler verilebir salt metin okumanın yanlış olması hatta mealcilik tavsiye eden sapık Mehmet okuyan bile yanlış duymadıysam tefsir mi yazıyor mu ? Ne.

Kuran kendisine inananı bile imtihan ediyor kaldı ki kuranı yüzüne okuyamayan adama git meal oku diyorlar bir örnek vereyim salt mealciliğin ne kadar yanlış olduğuna dair

Zina eden genç biri tevbe etmiş ve evlilik kararı almış bu arada meal okuyarak dine yönelmiş kendince, daha sonra bu genç nur suresi 3 okuyunca kendisinin yalnızca zina eden bir kadınla evlenebileceğini zannederek kriterlerini değiştirmiş tabi bu genç bir gün bir hocanın sohbetine katılmış sonra hocayla birebir görüşünce sohbet esnasında çocuk derdini anlatmış işte "ben de zina eden bir kadın arıyorum hocam" demiş hoca neden evladım ? Deyince hocam kuranda okudum öyle yazıyor demiş hocada "evladım o ayetin başka bir ayetle hükmü kalktı zina eden kadınla evleneceksin diye bir şart yok" demiş

Yani bu daha bir şey değil Allah korusun çelişki buldum diye kâfir olsa bu hal üzere ölse ne olacak peki ? Yani bu mealcilik tam bir rezillik başka bir şey değil. tefsir tefsir tefsir

Tavsiye tefsir için ruhul Furkan tefsiri
Kuran kendi kendini açıkladığı için tefsirli meal okumaya gerek yoktur. Ayrıca internet var Girin kurandakidin.comA tartışmalı konularda kurandaki ayetlerin ne olduğuna bakın. Sonra girin kuranmeali.orgA tüm çevirileri görün, ayetin arapçasındaki kelimelere teker teker bakın.
Müslüman olup inancını araştırma/sorgulama Sorgulama isteği olan herkes mealini okuyor olmalıdır diye düşünüyorum. mevcut durumda okumayı-araştırmayı engelleyecek bir şey yok. ama şu olay yaşanıyor: meal yetmediğinde Tefsir e başvurmak istiyorsunuz, tefsir eden uzmanlardan hangisine güveneceğinizi şaşırıyorsunuz (bilmediklerimi tenzih ederim). çünkü elini atsan tarikat ehline çarpıyor ve Tasavvuf ehli, Kur'an-ı Kerim'i söylenmiş olup olmadığı net olmayan hadisler ile de yorumlayabiliyor(tefsir konusunda) ve bu da akıllara şu soruyu getiriyor: Kur'an'da onlarca kez bu kutsal kitabın bize yeteceği ve islam'ın bu Kitap ile nurunu tamamlayacağı belirtilmiş. o halde neden farklı tefsirler bulunuyor?

şunu da belirtmekte fayda var, tefsiri yapan ilahiyatçıların-alimlerin vs. elbette sünneti araştırarak ayetleri yorumlaması doğaldır, çünkü Kur'an ayetleri toplamda 23 senede indirilmiş ve Kur'an'da anlatıldığı üzere vahyin geliş zamanı genelde bir olay üzerine ya da ilgili olayın öncesine denk gelmiş. Örneğin; hangi sureydi hatırlamıyorum büyük ihtimalle Bakara suresi idi; ilgili surede Müslümanların Bedir savaşını kazandıkları ve tabiri caiz ise müslüman ordusu Uhud savaşında peygamberin komutasında olduğu halde, savaş sırasında peygamberin emri dinlenmediği için tam bir başarı elde edilemediğinden bahsediliyor. ama ilgili ayetin mealinden direk bütün olaya hakim olmamız mümkün değil. çünkü bu olayın bir öncesi-olay esnası-müslüman tarafı için bir sonucu-müşrikler için sonucu-her hayırda bir şer yahut her şerde bir hayır olması olayı vd. gibi gibi yaşanmışlıkları ve kıyamete kadar devam edecek etkileri var. ve daha benim okuyup idrak edemediğim anlamları da vardır elbette. dolayısıyla bu alimler-uzmanlar, bir tarih araştırmasına soyunuyorlar; çünkü öyle ayet var ki tarih bilmeden anca ''Allah Allah, bu ayet neyi anlatıyor?'' dersiniz. çünkü haklılar, çünkü her ayet bir derya adeta. anlamayı gerektiren o kadar şey var ki, arapça öğrenip Kur'an okunsa dahi Allah'ın Kur'an'ı idrak etmeyi kula nasip edip etmemesi meselesi de var.

elbette objektif davranarak görevini icra eden uzmanlarımız da var, Allah onları eksik etmesin ve Allah onlara hayırlı uzun ömürler versin. henüz niyetlendiğim tüm eserleri okuyup araştıramadım; ancak Emre dorman ve caner taslaman adlı iki uzmanın bilimsel yaklaşımları dikkat çekiyor. çünkü birazcık tasavvuf biraz tarikat kitapları okumuşluğunuz ve anlamışlığınız var ise, ve Kur'an'ın mealini bir kez okumuşluğunuz var ise -farkındalıkla, anlıyorsunuz ki Kur'an bu ikisinden de çok farklı. bu ikisi Kur'an'dan beslenmeye çalışmış, kimisi başarılı olmuş(çünkü sadece Kur'an'ı anlatma peşinde), kimisi eserinin önsözüne 'Bu Tanrı'ının vahyidir', 'Bu yazılanlar bana ilham olarak geldi' gibi cümlelere yer vererek baştan kaybetmiş, ama popülaritelerinden ve okumayı sevmeyen takipçileri yüzünden bu yüzyıla kadar neredeyse Kur'an'dan daha çok sayılmışlar-sevilmişler(Allah affetsin). çünkü Kur'an okumak bizlere zor geliyor, düşünüyoruz ki hazırda bir şeyh de var Kur'an'ı anlatan. abdestli namazlı koskoca hoca yalan söyleyecek değil ya? halbuki Kur'an defalarca '' Kur'an'dan sonra hiçbir kitabın vahyedilmediğini, vahyedilmeyeceğini '', '' son peygamberin Hz. Muhammed (s.a.v.) olduğunu '' belirtmiş ayetleri ile.. insanlık ve müslüman cemiyeti açısından çok acıklı bir durum ve böyle bir cahillik Allah'ın hakikaten de sonsuz sabır ve rahmet sahibi olduğunu ispatlıyor..

toparlayayım efenim. Hal böyle olunca, bunları farkeden bir insan, tefsir araştırmasına girerken bile bilmeden şirke girmekten pekala korkabilir. ben işin uzmanı değilim, ilk kez hayatımda böyle bir işe girişiyorum ama kimi araştırsam genelde ya bir tarikate mensup, ya da ilgili ayeti yorumlamada referans alınan hadis kaynakları güvenilir değil. her biri ayrı ayrı sevdiği saydığı hocasına danışmış olmalı ki bugün elimizde kalan birbirinden farklı yüzlerce tefsir.

insan ömrü Allah isterse elbette her şeyi anlamaya yeter. ancak her şeyi -dünya hayatını bırakmak gerekir ve sadece araştırmak yetmez, o ilme talip olmak ve Allah'ın bunu nasip etmesi gerekir. ilme talip olmak yürek ister.

velhasılı kelam, kur'an türkçe okunabilir. ama yetmez.
görsel
(bkz: Mehmet okuyan)
Bazıları kuranın türkçesinin okunmasının avam Kesim için caiz olmadığını. Çünkü kuranda nasih mesuh Un yanı sıra müteşabih Ayetler olduğunu o yüzden anlaşılamayacağını söylüyor. Diyorlar ki ulemaYa danışın, onlar bilir.

Önce ali imran 7 yi okuyun ardından videoyu izleyin. Allah size düşünebilmeyi nasip eylesin.

"Sana bu muazzam kitâbı indiren O’dur. Onda Kitâb’ın temelini oluşturan "muhkem" (kesin anlamlı ) âyetler vardır, diğer bir takımları da müteşâbihattır (çeşitli anlamları olanlardır). Ama kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve te’vilini aramak (kendi keyiflerine göre yorumlamak) için sadece onun "müteşâbih" (çeşitli anlamlı) olan âyetlerinin ardına düşerler. Hâlbuki onların te’vilâtını (gerçek yorumunu) ancak Allah bilir. ilîmde rusûhu (derinleşmiş) olanlar da: “Âmennâ, biz ona imân ettik, hepsi Rabbimizin indindendir (katındandır),” derler. Gelgelelim, bunları ancak akıl sâhiplerinden başkası düşünemez."

https://m.youtube.com/watch?v=12ku1lka52A
Yukarıdaki yazımda belirtmeye çalıştım kuran anlaşılacak bir kitaptır ve türkçede okunabilir fakat iyi araştirilmasi gerekir özetle tekrar yazdım ki malum uzun yazılar pek tercih edilmiyor eğer okumak için vakit ayırdıysanız teşekkür ederim ve ne demek istendiğini de anlarsınız.
*** Bu yazı dikkatle okunsun lütfen evet biraz uzun ama sorularınızın yanıtını bulabilirsiniz belki...
Kuran türkçe okunabiliyor hatta başka dillere de çevrilmiştir, ingilizce, fransızca vs. Bu çevrimler sayesinde dünyanın çeşitli yerlerinden islamı eleştirenlere veya karşılıklı dinini değiştirenlere tanıklık edilir.

Kuran türkçe okununca kişi ateist olacak diye bir kaide yoktur aksine kuranda olmayan uydurma rivayetleri eleyebilir. Böylelikle islamı ve kuranı öğrenebilir.

Fakat kuranı türkçe okurken bir kaç hususun üzerinde durulmalıdır ; öncelikle çevrilen kelimelerin anlam çeşitliliği araştırılmalıdır sonra kurandan bir konu öğrenilirken konu ne ise o konu ile ilgili tüm ayetler öğrenilmelidir. Bu 2 husus neden önemli açıklayalım.
* türkçe öğrenmiş bir yabancıya " damlaya damlaya göl olur " derseniz kişi anlamayabilir ve o kişi bu cümleyi araştırarak durumu öğrenir yani çeşitlilik araştırılmalıdır.
* mesela evlilik hukuku ile ilgili bilgilerin bir kısmı nisa 33. 34. 35. 128. ve 130. Ve bakara 231. Ayetlerde verilmiştir görüldüğü gibi bir konu farklı yerlerde olabilir ve evlilik hukukunu anlamak için bu ayetler birlikte düşünülmelidir. işte eğer bu hususlara uymazsaniz kuranı anlamakta zorlanırsınız.

Kişi diyor ki "ben kuranı türkçe baştan sona okudum", iyi de anladın mı ? Yukarıdaki hususlara uymadan bir şiir kitabı gibi okunursa anlaşılmaz tabii sonra cımbızlama kelimeleri seçer önyargı ile yaklaşır ve sonunda ateist oldum dersiniz çünkü anlamadınız ki... bunun zeka ile ilgisi yok sadece dil farklılığı ve araştırma ile ilgisi vardır kesinlikle bir emek harcanmalıdır.

isteyenlere kuranın emek vermeden, şiir gibi türkçe okunupta anlaşılmadığını ispatlayabilirim.

Kuran arapça, tevrat ibranice , incil aramice veya yunanca vs. Dilde yazılmıştır diller farklılık gösterebilir bu bir zorunluluktur çünkü kitaplar o dönemin insanlarının anlaması için onların dilinde indirilmiştir. Arapça kuran anlam bütünlüğünün değiştirilmemesi ve çevrim sırasındaki anlam kaymalarının olmamasi açısından önemlidir fakat bir üstünlüğü filan yoktur çünkü üstünlük bilgisi kuranda bildirilmemiştir.
Kuranı bütün olarak bilmeyen avam kesim için salt meal okumak caiz değildir çünkü kuran ayetlerinin bir kısmı başka ayetlerle nesh edilmiş hükmü kalkmıştır bununla birlikte yanlış anlamaya sebep verecek müteşabih ayetler vardır bunlar az ilimle olacak iş değil herkes okuduğundan bir şey anlar ancak mesele doğru olanı anlamak.

Hayatını bu işe adamış insanlar sofrayı kurmuşlar bu gibi yanlış anlamaya müsait noktaları izah edip kitaplarında beyan etmişler birileri de kalkmış ilim sahibi olmayan insanlara Türkçe meal okuyun kafanıza göre nasıl anlarsınız anlayın diyor zaten farkettiyseniz nerde Allah'a peygambere söven dinsiz zındık varsa bu meal okuma işini destekliyor

şimdi bazı insanların "bunlar kuran gizli kalsın kimse öğrenmesin din Katolik kilisesi gibi bir takım insanların tekelinde kalsın ya da haşa kuranda çelişki varda millet öğrenip ateist olmasın" gibi bir takım yanlış düşünceler gelebilir

Aksine ulema kuran doğru anlaşılsın için hayatlarını vakfetmişler gece gündüz kitap yazmışlardır. Tefsir demek meal+izah demektir yani kuranı hiç okumayın gibi bir şey haşa asla denemez aksine okuyun okutun diye tavsiye edilir yani din kimsenin tekelinde değildir olamaz böyle bir düşünce yanlıştır

Kuran az ilimle anlaşılacak bir kitap değildir kendisine iman edeni bile kendisiyle imtihan eden bir kitaptır ali imran suresi 7 buna delildir.

Ulema bunları öngörüp avamın yanlış anlayıp ebedi hayatını zarara sokmaması için meal değil tefsir okumaya teşvik etmislerdir.
Türkçe de okunur ki. Ama anlam kısıtlanıyor. Hatta yer yer tam karşılığı bulunamıyor bir kelime için cümleler kuruyoruz. iki dili de bilen anlar. arapça nerdeyse tüm dillere göre daha iyi daha zengin ve derin bir dil. arapça bilmeyen cahiller oylamasın mesajımı. her ne kadar türk olsam da arapçanın kat kat daha üstün bir dil olduğunu söylemek zorundayım doğruyu saklayamam.

konuya gelince türkçe de okunur ama bir ayetten birkaç farklı anlam çıkıyor. türkçeyle bunu yazamazsınız ancak arapçada olur.
işte bu gibi sıkıntılara sebep olmasın diye salt metin değil tefsir okumalıyız

(bkz: #36035920) örnekte görüldüğü gibi bir takım sıkıntılara (küfre kadar götürebilir) sebep olabilir, ayetlerin izahlı hali olan tefsir tavsiye edilir.
Kur-an indiğinde insanlar arapça konuştuğu okuduğu bildiği icin o ayetlerde "anlayasınız diye" yazilmis oraya farkında mısınız acaba. O ayetlerde bir aşağılama yada gunahtir deme durumu yok yani. Kaldı ki mealler var ve kimse bunları okumanın gunah oldugunu soylemiyor. Guvenilir kaynaklar bulun. Ona rağmen Ne bileyim uydurma olmadığını derseniz arapça öğrenebilirsiniz. Yeter ki laf salatası yapmak değil ogrenmek isteyin.
Kuran arapca da okunmuyor. Kuran okuyan ve mukemmel arapca bilen 2 insanin anladigi seyler ve yaptigi ceviriler farkli oluyor. Git bak bugun hala kuran da turban var mi diye tartisir dururlar. Muslumler iste, yapacak bir sey yok.
Okuyun bu kitabı. Özellikle Türkçesini okuyun.
Bir reçete okunsun diye yazılmaz, uygulansın diye yazılır. Uygulamak için anlayacağınız dilden okuyun.
görsel
Bi de kuran okumaya ibadet diyenler var. Şimdi eğer bu sünnetten geliyorsa sen devam et, o senin ibadetin. Ama eğer kuranda yazan kuran okumanın faziletlerinden bahseliyorsa, kuran "okuyun" diyor, "bilmediğiniz bir dilde, beceremediğiniz sesler çıkarmaya çalışın" demiyor.
Bu insanın ne hedeflediği ile ilgili. Eğer bir insan anlamak istiyorum diye samimi olarak yaklaşıyorsa türkçe iyi yani aslına en uygun bir versiyonu okuyup öğrenir.

Arapça bilsen bile o dönemin kelimelerini ve anlamlarını dil yapısını bilmen lazım. Profesörler bile mesrebine göre kelimelere anlam yüklerken sen anadil düzeyinde arapça öğrenip üstüne o dönem Arapça'dan aslına uygun ceviri yapabilecek duruma geleceksin de okuyacak anlayacak ve uyguayacaksın.

En başa dönersek her şey niyet.
bu zuhruf 3:
"biz, anlayasınız diye onu arapça bir kur'ân yaptık."

bu da yusuf 2:
"biz onu arapça bir kur'ân olarak indirdik ki, aklınızı kullanıp anlayasınız diye."

Bu ayetleri türkçe kuran okumak için delil olarak gösteriyordum. Allah diyor ki araplara, "size anlayasanız diye arapça gönderdim". Dolayısıyla türklere ne diyor zımnen: anlayasınız diye türkçesini okuyun. Aklınızı kullanın.

Neyse ben böyle düşünürken bazı "düz" akıllıların "orda arapça diyo, arapça okunmalı" şeklinde düşün(eme)düklerini gördüm. Araplar da böyle düz manık. Allah senin kuranı anlamamanı istemiş belki.
işyerinde şöyle bir muhabbete sebep olmuştur :

b=ben
m=müdüre

b: yani sonuçta Türkçe okumak dini ve Allah'ın emirlerini anlamak için en mantıklı yol.ne okuduğunu anlamak bilmek lazım değilmi.

m=aaaa olurmu tabiki arapça okuyacaksın, arapça kutsal dil.

b: e yani herşeyi anlatan Allah birtek arapça bilmiyordur herhalde.türkçeyide anlıyordur?

m=yok hayır olurmu Türkçe okunmaz kuran, ben boşunamı gittim öğrendim, Türkçe olmaz hem sen ne demek istiyosun.

b: sus pus + mavi ekran

o esnada etraftan kulak misafiri olan bir iki bayan daha "aaa olurmu tabiki arapça" tribine girdikten sonra bu milletin neden bu kadar geri ve cahil olduğunu anladım:

sebep kadınlarımız geri ve cahil (sonuçta çocuklarını onlar yetiştiriyor)
kuran neden türkçe okunamasın? kuranın bir çok ayeti hiç mi akıl etmezsiniz? hiç mi düşünmezsiniz? şeklindedir sadece bu ifadeler bile kuranı anlayıp üzerinde düşünmek gerektiğini gösteriyor. amaç buysa tabiki kendi dilinde okuyacaksın dümdüz arapça okuyup geçmek hiçbir şey katmaz insana sadece psikolojik olarak tatmin eder malesef bir çoğunun tek yaptığı bu. Ve kendini bilir kişi sayanların teşvik ettiği şey de bu çünkü onlara göre kuranı yalnızca onlar anlamıştır ve ne denildiği de onlardan öğrenilmelidir aksi taktirde size yakmayan kefen satamazlar.
Isteyen okur, istemeyen okumaz. Neden okuyorsun diyen olmaz herhalde.
Okunuyor da kimse okumadığı için böyle oluyor.
Tevrat neden ibranice indi ?

Evet arkadaşlar kutsal kitaplar ilk hangi kavme inmişse onların dili esas alınmıştır kuran arapça indi çünkü hz muhammed bir araptı ve ilk muhattabı araplardı.

Onun haricinde latince bile okunabilir sıkıntı yok yani.
Meallere el mi kodular kardeş haberim yokta.
bu zuhruf 3:
"biz, anlayasınız diye onu arapça bir kur'ân yaptık."
e bu din araplara gelmiş işte. arap olmayanlar nasıl okuyup anlayacaklardı o zamanlar özellikle? yani bu şu anlama geliyor bunu başka dile çevirirsen başka anlamlara gelir ve doğal olarak zamanla değişime uğrar özellikle arap olmayan kesim için. gerçi arap olan kesime bakınca bizden daha fena haldeler belki değişince daha düzgün hale gelmiş olabilir. ama kimse değiştirildiğini kabul etmiyor nedense. olaya sadece ilahi açıdan yorum yapıyorum yoksa ilahi bir durum göremiyorum maalesef. olmuşsa bile kutsallık bırakmamış kimse.
la soktuumun kavatları bu topraklara 300 yıl matbaayı sokmayıp

osmanlıyı batırdılar. sana türkçe okutur mu hiç ?

bir insanın geçinmesi için bugün mim 2.500 lira şart.

imama 3000 işçiye 1200 yeter sana diyor.

daha da bir şey anlamadıysan.

http://www.youtube.com/watch?v=-1vUwJ_ET-Q
güncel Önemli Başlıklar