bugün

uyku mahmuruyken ayrı bir tatlılar. gözleri de yeşilse...

görsel
görsel

sevilmemesini anlayamadığım sevimli hayvan. Sevmeyen insanların bir de hor gördüğü canlı.*
ramazanın etkisiyle sanırım bende bir kedi doyurma aşkı hortladı. bahçeye inip yemek bırakıyorum sonra onları gözlemliyorum yemek bitene kadar. aynı insan gibiler. hepsinin farklı farklı karakterleri var.
bir tanesi karnı doyduğu halde tasın başından ayrılmıyor, başkası gelip yemesin diye nöbet tutuyor resmen. onun ismini greed koydum. 7 günahtan açgözlülük olanı.
bir tanesi, iri bir erkek, mart ayının hala devam ettiğini düşünüyor herhalde... feryat figan miyavlıyor. onun ismi lust. yine 7 günahtan; şehvet.
bir tanesi, çok kendini beğenmiş. kırıtarak yürüyor geliyor tasa bakıyor, kokluyor. tavuğu dahi yemeden gidiyor! ismi pride. malumunuz; kibir.
bir tanesi çok agresif, bakışlarından bile korkuyorum baş başa olduğumuzda. diğer kedilere saldırıyor sürekli. ismi wrath: öfke...

geriye kaldı 3 kedi onları da getirebilirsem bahçeye film çekeceğim. billboardları şimdiden görür gibiyim; se7en cats. *
5 yıldır bereber yaşadığım ve dün itibariyle kaybettiğim güzel hayvan.. boşluğu nasıl dolacak hiçbir fikrim yok..
uyanık hayvan;

görsel
Bazilari nankor dese de ben asla nankor olduklarini kabul etmem. Alistirirsaniz ismini duyunca anlayacaktir ve gelecektir. Kapi, buzdolabi, firin acabilenleri de vardir.
kedi ne yapsın nankör olmamak için, terlik mi getirsin terlikten küçük iken, ya da hırsız mı kovalasın el kadar boyu ile. kedilerde gelir yanınıza, yalanırlar, sürtünürler sevdirirler kendilerini. sen onu beslemek bakmak için alırsın, o da sevilmek ister zaten. karnı okşansın, başı okşansın diye alınır kedi. sevilmek hoşlarına gider. hayvanlardan karşılık beklemek, verdiğiniz emeğin karşılığını almaya çalışmak nankörlüktür aslında. hiçbiri zorla gelip beni besle demez. hayvanları bu dereceye göre sıralarsak, köpekten başka bir hayvan göremiyorum karşılık beklenen. onca hayvan nankör diye nitelediğiniz kategoriye girerken, kedinin günah keçisi seçilmesi nedendir, anlamış değilim. bir balık kadar, bir su kaplumbağası kadar nankör değildirler. hayvanlar muhtaç yaratıklardır, size muhtaç olan bir varlığa kendi rızanız ile bakmak büyüklüktür fakat karşılık beklemek nankörlüktür aslında.
dinlediğim müzik türü ile ne kadar bağdaştırılmasından nefret etsem de gerçekten hiç haz etmediğim hayvandır. gelir bir de sürtünür ya böyle çok sinir olurum. hayır kesmiyoruz falan ama çok sinirimi bozar.
Hz. Muhammed (sav) ' in dört parmağının izinin baş taraflarında bulunan sevimli bir hayvandır.
çöp kutusundan dışarı en hızlı şekilde fırlayan hayvan.
az önce tarafından kovalanmış bulunmakta olduğum hayvan. Hayatımda hic bu kadar hızlı kosmamıstım lan. Ne diye dısarı cıkarsın ki bu saatte mınako.
kısaca boss.
kedilerin bıyıkları, sanılanın aksine sadece iki yana uzanmaz. aynı zamanda öne doğru da uzanırlar. yani bir kedinin suratında, en önden gelen şey bıyıklarıdır. sonra burnu (aslında kaşları) falan.

işte o önden gelen iki bıyık kümesinin kolunuza, suratınıza değdiğini hissetmek var ya, dünyanın en güzel duygusu.

(kedileri insanlardan daha çok sevdiğim doğrudur.)
http://thechive.files.wor...3.jpg%3Fw%3D499%26h%3D422
1.5 sene neredeysem yanımda olmasından dolayı 15 gün ayrı kaldıktan sonra bir kedinin bir insana nasıl aşık olabildiğini gördüm. Ben bu kadar sevgiyi annem harici hiçbir insanoğlundan göremedim. Hiçbir havva kızından. Hiçbir nefes alan bir varlıktan diye uzar gider. 15 gün yoktum diye gideceğim diye korkmasını mı anlatayım? yoksa her gittiğim yere peşimden gelmesini mi? uyurken gözünün önünde olayım diye yanımda kıvrılıp yatmasını mı? veya 6 saat hiç dur durak bilmeden gır gır gır gırlamasını mı? öpe öpe yalaya yalaya bitiremedi beni. Ve bir insanın bu kadar sevildiğini görmek karşıdaki bir kedi olması bile o kadar güzel ki. Kediler nankör hayvan diyenler sevgi vermeyi mi bilmiyorsunuz? Evet kedimi sevebilecek ve aşık olabilecek kadar seven, kızım diye öpen hastalıklı bir beyne sahibim. Bu dediklerimi de kedi beslemeyen, sevmeyen insanlar anlayamaz o yüzden düşünmeye bile çalışmayın nolur??!!
türkmen dilinde kabak.

- kedili mantı yer misin?
+yok almayım.
nick yiyen hayvancağız.
*vay amk bildiğin tanım lan bu, ilk kez yapıyorum heyecanımı mahzur görün. mutlu oldum.

edit: lan formata uysun dedik ama gene sıçtık, 1100 küsür entry var okuyamam hem de bu başlıkta, hiç uğraşamam. varsa yapacak bir şey yok. başlık içinde ara tara varsa bilmiyorum onu da.
Minik burunlu, minik ve sevimli patileri olan, insanda hırpalayarak sevme isteği yaratan güzel canlı.
uyurken aşık olunan canlıdır.

görsel
Meslektir.
Nefret ettiğim ender hayvan. Lan ibneler ufacık kuşlara niye saldiriyonuz oğlum, ayıp değil mi ?
Bir lokma ekmege minnet etmeyen asil hayvandir. insanlar kendileri sadıkmıdır ki hayvanlardan sadakat bekler bilinmez. Cocuğu dogdumu, erkek arkadaşı oldumu, taşınacaksa, sıkıldıysa çeşitli bahanelerle pet shoptan aldıkları hayvandan kurtulan tipler bir de tutup, ayy ben kedi sevmem köpek severim köpek Sadık olur demezler mi tüylerim diken diken olur.
(bkz: hayvanlarla konuşmak mümkün olsaydı/#16655785) ...

hakkında uzun bir yazı bile yazarım belki ama..

içimden gelmediğinden değil de, anılar denen o acı verici kareler yüzünden işte.

kedin olunca sanki o seni sevmiyor da, sen ona sevgiler veriyorsun. köpek de ise tamamen tersi durum.

"merak kediyi öldürür" lafından nefret etme sebebim. başka bir duygum yok o cümle için. kendini gerçekleştirdiği için, olasılıkları hep oldurduğu için bunca sevmeyişim o cümleyi, ne kadar doğru olabildiğini bana gösterdiği için malesef..

tahmin edilmez bir şeydin sen kedi! nelere sebep olmuşsun zamanında, oldun hatta ..

mutluluğumun sadece ve bir sebebi de sendin, ekranda görünce kanalı değiştirmeme sebep olan da!

bazen mutluluk sebebi, bazense hüzün, sıkıntı, pişmanlık..

keşke'lerle iyi kiler'imin karışımı bir şey.

not: evet , böyle bir yazının sebebi de özlediğim bi' tanecik kedi..

ve, aklıma düşen bir söz, şarkı işte.

"Ben özlemedim ki seni kedi özledi
Çağır onu gelsin diye bana kedi söyledi.."
bir garip hayvan. şimdi görsellerde görünce aklıma geldi hergele. kız kardeşim herhalde hayatı boyunca 4-5 tane sokak kedisine bilumum et, peynir, süt takviyesi falan yapmıştır. öyle ki o sırada bunları fitness yapan adama versek herhalde brad pitt'in fight club'daki hali olurdu. neyse, asıl sıkıntı bu hergeleler 2-3 ay gerekli besini aldıktan sonra basıp gidiyor olması. hatırlıyorum kardeşimin çok üzüldüğümü bu yüzden. apartman kapısında çıkar çıkmaz paçana yapışan kedi, 2 ay sonra seni görmüyor bile. ipneler çok üzdünüz kardeşimi.
apartmanımızın altında dolaşıp, ayları gelmemesine rağmen aptalca sesler çıkartan sevimli hayvanlar. bebek ağlamasının daha senfonik halini her gece dinletiyorlar. cam açık uyumak yemin ediyorum eziyet oldu. bunlara yazın susuz kalmasınlar diye kap koyan ellerime nefretle bakmaya başladım. evin yakınlarında ki marangoza rica ettim, hızarlarını görünmeyecek yerlere koyuyorlar.