bugün

filolog, şair, yazar, filozof, denemeci, zor zamanda konuşan, yeteneklerinden şüphem olmayan zat-ı muhterem....
eski marksist şimdi müslüman..ama her zaman muhalif..müslüman yalnız kalmaz müslüman inzivaya çekilir diyen adam.. (bkz: mataramda tuzlu su) şiiriyle melankoli gecelerimin başkonuğu.. (bkz: erbain) kitabı toplu şiirlerini içerir...
turkcell in yeni hap yap para kap uygulamasıdır buna cenk ve erdemide alet etmiş olup isme özel bir takım abuk komikliklerle cep telefonu nu arayan kişileri dumur etmesine yol açan uygulamadır.
taşları yemek yasak adlı kitabındaki bakış açısından etkilendiğimi gizleyemeyeceğim yazar
son kitabında siir adlarının altlarının dolu olmaması ve 'ben o şiirleri daha sonra yazacağım şu an sadece başlıklarını yazdım okuyucularım ben bu şiirleri yayınladıkça kitabı doldururlar' a benzer bir cümle sarfederek çok ayrı tellerden çaldığını yine belli eden bir ton sıfat..
polis bir babanın marksist oğlu olarak başladığı fikir macerasına islam ümmetciligi ile devam edip son olarak islam-türkçülük sentezi olarak adlandırılan nurettin topcu nun önderlik yaptığı ekole yakınlasan, her daim sasırtan siyasi felsefenin büyük düsünürleri adlı kitabı fransızca'dan türkçe'ye rezalet bir şekilde cevirerek cemal süreyagibi büyük bir sairin boktan tercümelerine selam çakan, her büyük sair aynı zamanda iyi bir cevirmen değildir teorisini ispatlamak uğruna caba sarfeden, otobüs yolculuklarını pek bir seven sıfat yıgını..
son olarak da;

-tanrı türkleri daha üstün yaratmıştır

cümlesiyle polemik konusu olan ve islam-türkçülük sentezi ekolüne ne kadar yakınlaştığını daha bir belli eden şair..

'bir yaşama kaç ideoloji sığabilir?' sorusunun cevabı olmaya çalışıyor heralde..
öncelikle şair. türkçe'nin en önemli şairlerinden.

ismet özel şiirinin gücünü görebilmek ve çok tartışılan ideolojik dönüşümünü bir süreç olarak izleyebilmek için toplu şiirlerinin yayınlandığı erbain kitabını okumak yeterlidir.

şiirleri her dönemde, ifade gücü, kelime seçimi, imge yoğunluğu ve bütünlüğü açısından en üst seviyede olmakla birlikte bir "anlam"a, bir anafikir ve dünya görüşüne işaret etmektedir. ismet özel şiiri, bir anlamlandırma çabası ve bir arayış olarak düşünüldüğünde onu sosyalizmden islamiyete yönelten sebepler de daha sağlıklı değerlendirilebilecektir.

bunların dışında sadece bir düşünce adamı olarak bakıldığında bile ismet özel bu ülke için değerli isimlerden biri olarak öne çıkacaktır. anlamak isteyen ve farklı düşüncelere açık bir insansanız eğer ismet özel en kötü ihtimalle bir soru işareti bırakacaktır aklınızda.

kendi deyimiyle "nesli tükenmiş bir insan"dır ismet özel.
basit bir benzetmeyle ekleyecek olursak: özel bir insan...
sivas katliamını onaylayan açıklamalarıyla bu toprağın talihsiz bir şairidir.*
çevremde sürekli metiyeler dizilen ama benim bir türlü özelliklerine vakıf olamadığım yazar. Sanırım olamayan göremez doğru.
yanlış anlaşılmış; bazen de anlaşılmamış (zaman gazetesinde nuriye akman yazı dizisinden takip edildiği kadarıyla durumdan şikayetçide gözükmeyen)tabiri caizse ne isa ya ne musaya yaranamamış yazar/şair..
şair ismet Özel, TRT-2'de program yapmaya başladı. 23.09.2006 tarihinde ilk bölümü yayınlanan "Şiir, Türkün iklimi" adlı program her Cumartesi 21.30 da yayınlanacak.
kitapları için:
(bkz: waldo sen neden burada değilsin)
(bkz: taşları yemek yasak)
(bkz: tahrir vazifeleri)
(bkz: surat asmak hakkımız)
(bkz: irtica elden gidiyor)
(bkz: erbain)
(bkz: cuma mektupları) [1'den 10'a kadar]
(bkz: cinayetler kitabı)
(bkz: bir yusuf masalı)
(bkz: zor zamanda konuşmak)
(bkz: ve l asr)
(bkz: üç mesele)
(bkz: tehdit değil teklif)
(bkz: tavşanın randevusu)
(bkz: şiir okuma kılavuzu)
(bkz: sorulunca söylenen)
(bkz: neyi kaybettiğini hatırla)
(bkz: faydasız yazılar)
(bkz: bakanlar ve görenler)
(bkz: bilinç bile ilginç)
(bkz: çatlayacak kadar aşkî)
(bkz: henry sen neden buradasın) [1 ve 2]
(bkz: 40 hadis)
(bkz: of not being a jew)
(bkz: kalın türk)
(bkz: çenebazlık)
cok sıkı sairdir.

(bkz: cinayetler kitabi)
70lerin marksisti, 90ların islamcısı, 2000lerin türkçüsü.sıradaki ne acaba?
bugün tüyap kitap fuarında marmara salonunda paneli vardı ismet özel'in. panel boyunca duraksayarak ,sıkıcı ve monoton bir tempoda konuştu. sürekli ahkam kesti, ne kadar tevazudan uzak bir şair olduğunu anlamış olduk. arada doğru laflar etmedi değil.

--spoiler--
"bizim akıllıların batı'ya özendiği üç şey var:demokrasi,insan hakları ve serbest pazar. demokrasi dedikleri abd'nin ırak'ta yaptıkları.insan hakları ise yalnızca yahudiler için geçerli. serbest pazar da hiçbir zaman serbest olmadı zaten."
--spoiler--
şair yönünün görkemliği ne yazık ki kişiliğine yansımamış.ayrıca kurtuluş savaşı'nın islami yönü ağır basan islamiyeti kurtarmaya yönelik bir savaş olduğunu söyleyerek saçmaladı resmen.
" sızıyı gideren su
suyun sızladığını kimseler bilmez "

diyerek sızlatır..
sosyalistlerle islamcıların birbirine göz kırptığı şu günlerde, safları terkedişini ayıplayanların sığlığına kapılarak kendisinden 'cuma mitinglerinde okunmak üzere devrimci ayet ve sureler' talep ettiğim şair. kadıköy'de birden karşıma çıkınca söylese miydim yoksa; halkın dostları barışsın be abi deseydim, marksist bebeleri lübnanlı analar emzirsin, ıraklı analar ninnilesin, filistinli analar büyütsün deseydim. yerinde bir davranışla fizyolojimiz için elzem bir yeriyle güler, "yoruldum dünyayı tanımaktan" derdi sanırım.(bu da böyle fantastik bir anımdır)
william ebenstein in siyasi felsefenin büyük düşünürleri adlı kitabını türkceye ceviren zatı muhterem, örnek alınasıca insan.
önemli şairin öneme değer şiirlerinden sadece birt tanesi de şöyledir:

ağzının bir kıvrımından cesaret bularak
ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım
kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar
kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak
onların yardımıyla dünyamıza acıdım.

dünya. çıplak omuzlar üzerinde duran.
herkes alışkın dölyatağı bersalarla ağulanmış bir dünyaya
benimse dar
çünkü dargın havsalamın
gücü yok bazı şeyleri taşımaya.
önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah
sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu
sakın styks sularının heyulası sanmayın
er gövdesinde dolaşan bulutun simyası bu,
biraz üzgün ve ömer öfkesinde biraz
öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz
ne kireç badanalı evlerde doğmuş olmak
ne ellerin hırsla yaban tutuşu
ne fabrikalarda biteviye üretilmekte olan kahır
dev iştihasıyla bende kabaran aşkı
yetmez karşılamaya.

insanlar
hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır
o ferah ve delişmen birçok alınlarda
betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır
çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim
şakaklarıma dayanınca güneş
can çekişen bir sansar edasıyla
uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum
kadınların sahiden doğurduğuna
toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum
nicedir kavrayamam haller içinde halim
demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm
bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü
su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum
duydum yağmurların gövdemden ağdığını.

sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden
aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan
sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları
bir harfin başlattığı yangın ile söndür
beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım
öyle mahzun
ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın.
Ian Dallas'ın "Gariplerin Kitabı" adlı eserini dilimize kazandıran, 70'lerde Marksist değil Sosyalist olan, 70'lerin ortasında islam ile şereflenen, 2000'lerde ise Türkçü olmayan, aslında hiç değişmeyen, kitaplarını okumayan ya da düşüncelerine vakıf olamamış kimselerce değiştiği sanılan, Hacettepe Fransız Dili ve Edebiyatı mezunu, Türk şiirinin en aykırı, en özgün, en çok sevilen, en çok nefret edilen şairi.
Türklük hakkında şu şiiri yazmış şair:

BEN TÜRK DEDiYSEM EĞER

Türkler dediğimde göndermelerim
Süprüntüleri şırfıntıları hamamoğlanlarını
Kapsadı kapsayacak
Sanıyorsan yanılırsın
Türklük şiir
Türkün eni Türkün boyu
Müslümanlığı kadar
Baksan bulacak mısın
Koskoca istanbul'da
Nef'î diye bir semt
Ama Bayram Paşa var.
" Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana Yarabbi
taşınacak suyu göster, kırılacak odunu
kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde
bileyim hangi suyun sakasıyım Ya Rabbelalemin
tütmesi gereken ocak nerde? "

der.
eskiden devrimciliği, şimdi islamcılığıyla kanayan şiirleri, kendi çöplüğünde peygamber olamayanın, bir ihbar sonucu başka çöplükte de benzeri dertten gidişine örnek şair;

kumaşı doğudan, dikişi batıdan, dinciye göre sabit-aycı külhan, devrimciye müptezel, öncesi ayyaş, sonrası ayış, arayış olan;

eski yandaşlarının sevmediği, yenilerinin güvenmediği, her şairin allahı her şaire böyle bir itici güc nasip eylesin! denilesi bu haleti ruhiyesinin (ruh durumunun) telaşıyla şiirlerinden düşen çiçeğin, hala hayatımızı yakabildiği, yangın kokan sivastaki bir düz yazısınınsa, insan yakmaya bir övgü sayıldığı rivayet edilen;

gelenekten yararlanayım derken gelenekten yaralanmış; eski mahallesinde ceplerini bilya doldurup, öteki mahallede utulmuş, yine de oturup şiir yazdığında en iyilerini yazmış, düz gittiğinde çocuklarını utandırmış, iyi şair, kötü politikacı.

madımak oteli cıvarında koltuğunun altında körükle yakalanmış, körüğü bağnazlık, şiirleri insanlık müzesine kaldırılmış şair.
"toparlanın gitmiyoruz" adlı konferanslar serisi bir hayli ilginçtir.şairlik ile türk olmaklığı da tarihsel olarak önemsemektedir.önemsemek ne kelime, ikisini aynı mütalaa eder.