bugün

öyle bir zaman düşünün ki savaşlar sonucu toplumda kadın sayısı ve hatta dul sayısı haddinden fazla. batıda pek çok romancının konu edindiği bu sosyal gerçek, genelde kendisini kötü yola düşme dramlarında bolca gösterir. savaşa gitmemesi konusunda kocasına yalvaran kadının sonunda düştüğü durumlar, toplumsal güvencenin en azından kadınlar için olmadığı insanoğlunun o en uzun dönemlerinde çokça bilindik alışıldık manzaralardı.

islam için de çok eşliliği reddetmenin ne kadar imkansız olduğu buradan görülebilir. çok eşlilik en basitinden kadınlar için bir garanti, bir kurtarıcıydı. hz muhammed'in yaptığı evliliklerde de dul kadınları himayesine aldığını çok rahatlıkla görebiliriz.

afedersiniz ama 1000 yıl önce babası savaşta ölmüş bir çocuk olarak annenizin fahişe olmasını mı isterdiniz, yoksa çok eşlilik mekanizmasının işleyerek ailenize bir yardım eli uzatılmasını mı?

sosyal her olguyu dönemin şartlarına göre değerlendirmenin gerekliliği günümüzde unutulmaktadır. rusyanın yaşadığı ahlaki çöküntü acaba çok eşliliğin olduğu bir yerde bu kadar hazin yaşanabilir miydi sormak lazımdır. (dipnot: rusya'da bugün bariz bir kadın nüfus fazlalığı bulunmaktadır, biyolojik olarak normal bir dağılımda bile dişi nüfusun fazla olduğu görülebilir.)
tek evlilik sisteminde bile, çok eşliliğin gayrı-meşru bir şekilde uygulandığını düşündüğümüzde, aktif muhalefeti hak etmediğini anlayabileceğimiz sistem..hiç olmazsa bu uygulandığında kadınlar 'aldatılmış' olmaz...
ayrıca uygulandığı zaman ve mekanlar göz önüne alındığında, göründüğü kadar itici gelmeyecek olay...
ve ayrıca 'boşuna uğraşmayın beyler müslümanlıkta kusur bulamazsınız' dedirten olay..
2-3 yıl önce okuduğum islamiyet ve kadın türünden bir kitapta, bu durumu gerekli kılan şartları sayıyordu. bana da sartlar kabul edilebilir gelmişti; adamın saydığı gerekçeleri okuyup okuyup "yazık erkeklere, bak ne de fena dürtüleri varmış türünden" üzülmelere gark olmuştum. adam (yazarını hatırlamıyorum eski bir kitaptı; sarı kaplı. kitabı bulunca adını editleyeceğim) kadınların cinsel isteklerinin az olmasını buna rağmen erkeklerin bu tür isteklerinin fazlalılığını, kadınların daha bağlı yaratıklar olduğunu, kocasıyla yaşadığı sevişmenin hatırasını dokuz ay taşımalarını; erkeğin ise bu tür bağlılıklarının olmamasını, erkeğin bu dokuz aylık süre zarfında cinsel isteklerini tatmin edemezse karısını aldatabileceğini; o yüzden çok eşliliğin mantıklı olduğunu anlatıyordu. daha aklımda kalmayan ama yabancı dergilerden alıntılanan hayatlardan örneklerle erkeklerin bu mizacını haklı çıkaran bir sürü şeyler koyuyordu adam okuyucun önüne.

erkek olmadığım halde, -hatta bazen kendimi ve diğer insanları tanrı'nın köleleri olarak görüp de bu düzene alındığım halde- adamın örneklendirmeleri erkeklerin (çüklerine demeyeceğim; çünkü çük edeplidir, masumdur. bu sikten başka bir şey olamaz) siklerine düşkünlüğünü layıkıyla bana anlatabilmişti. ama bir erkeğin dört kadınla evlenebilmesi olarak da "adil" davranması gerektiğini söylüyordu. eşleri arasında maddi/manevi olarak adaleti gözeteceği konusunda kendine güvenmesi gerekiyordu.

tanrı'nın erkekleri sik kafalı olarak yaratması gerekçesini bir kenara bırakarak, yürürlükteki hukukun çok eşlilikte maddi anlamda adil davranmaya izin vermediğini göz ardı etmeye kalkışmak götümüzle gülebileceğimiz bir şey olur. çünkü miras, soyadı, malvarlığı rejimi gibi hususlarda hukuk sadece resmi nikahlı olan eşe çeşitli hakları/yükümlülükleri vermiştir. dolayısıyla sikine düşkün erkeğimiz, "ama ben hepsiciğini datmin ediyordum" gerekçesini ileri süremez şu durumda. e doğal olarak da islamda çok eşlilik gibi bir durumun geçerliliğini halen koruması düşünülemez.

erkeğin sikini düşünüp karısına "ama aşkım biliyorsun inmiyor" türünden zırvaları ne kadar akıllı insan işidir? hıh işte tam da burada, islamiyet acaba birbiriyle çelişen hükümlere mi sahip sorusu akla gelir. 'erkeğin islama göre, saygılı, edepli, karşıdaki insana değer veren, kırıcı olmayan aksine yapıcı olan, hoşgörülü vs. tüm özellikleri aklı sikindeyken çevrimdışı konumuna mı geçiyor' diye insanın aklına takılır. insan her daim insan değil midir? azgınlıkta sınır tanımadığı bir anında tüm insani vasıflarını yitirebilecek kadar zayıf, basit bir mahluk mudur? tanrı şu an için soruma cevap veremez. ya da veriyordur ben duymuyorumdur. ya da en yakın zamanda tüm belaları üzerime salarak bana bir takım işaretlerde bulunacaktır. şimdilik bilemiyorum. ha bir de şu var; islam tüm zamanların/alemlerin dinidir. dolayısıyla değişmesi mümkün değildir. yürürlükteki devlet hukuku normları tanrı buyruklarını saf dışı edebilecekse tanrı neden öngörülü olarak bu emirlerini dolanmayı engelleyen daha başka emirler getirmemiştir? getirmemesinin nedeni insanlara esneklik tanımak mıdır? yoksa çok cağğğnımmm erkeklerimizi zor duruma sokup sabah akşam aynı yemeği yemek zorunda bırakmak mıdır?

konu nerelerden nerelere geldi; farkındayım. tanrı'nın adil olduğuna inanmak istiyorum. saygı duymak istediğim islamiyet'i insanların karalama kampanyalarına alet etmeleri konusunda allah'ın bazen çok esnek davrandığını düşünüp; üzülüyorum. "şunu şunu yaparsan çarpılırsın, taş olursun" türünden zırvalarla büyümüş biri olarak sorgulayıp da cevap verememekten korkuyorum. ondan bu asabiyetim. bunu sözlüğe neden yazıyorum? agnostik bir sevgilim olur da benim nedensiz suskunluklarıma anlam veremez diye.. * mazeretim var, asabiyim ben.
bir erkeğin en fazla 4 kadınla evlenebilmesi serbestliğidir. lakin çok eşliliğe bir kadının 1'den fazla erkekle evlenmesi giremez. yasak.
şartları vardır elbette. eleştirenlerin (daha doğrusu çamur atanların) ilk tezi budur. halbuki islamda çok eşliliği eleştiren kişilerin çoğu kendi karısı hariç herkesle seks yapabilmektedir.

not: bu kesinlikle çok eşlilik şarttır manasında bir yazı değildir. erkek adam, 1 taneyle yetinmeyi bilir. bir kalp 4 kişiyle paylaşılmamalı.
bir soru,iftira veya bilgisizlikten ötürü başka bir başlık altına koymam gereken yazımı,asıl yerine de eklemenin faydalı olacağını düşündüm. (#11580787)
Erkeklerin dinden esinlenerek haremlerini yaratmak icin bulduklari sebep.
çok eşlilik, dinle ilgisi olmayan sosyolojik bir vakadır. islam, bu işlere doğrudan müdahale etmemiş, bazı insanların tercihlerinin bu yönde olması durumunda, evlilik şartı getirerek kayıt altına almış ve serbestlik tanımıştır.
çok eşlilik islamın erkekleri kadınların üstün tutmasıyla alakalıdır zaten yanlış anlaşılmasın kadınlar çok eşli olamıyo erkekler olabiliyo oda kadının ses çıkartamaya yetkisi olmadığından böyle saçma bir şey olabilirmi ? evet malasef olabilir adil adaletli diye tanıdığımız kuran-ı kerimde erkeklerin üstün tutulmasının sonucudur bu.
son yıllarda en kafa karıştırıcı konulardan birisi olmuştur.

(bkz: ihsan eliaçık) 'ın konuyla ilgili aydınlatıcı makalesi.

--spoiler--
islamda çok eşlilik ne allah'ın bir emri, ne de kuran' ın verdiği bir ruhsattır. kuran'ın hitap çevresi, daha çok ekvator kuşağı ikliminde görüldüğü gibi 'poligaminin' (çokeşlilik) yaygın olduğu bir toplumdu. kadınların durumu çok kötüydü. alınıp satılıyorlar, bırakın mirastan pay almayı kendilerine mirasçı olunuyordu. boşanmış bir kadının üzerine paltosunu (gömleğini, entarisini, şalvarını) atan erkek onu 'kapatmış' sayıyordu. bırakın şahitliği, evlenirken de boşanırken de onlara bir şey sormak zül addediliyordu. onlarla evlenmenin ve boşanmanın sınırı yoktu. kadınların son derece kötü durumlarını düzeltmek için işe buralardan giren kuran, evlenme, boşanma, miras vs. konularında da büyük reformlar yaptı. doğrusu kur'an ayetlerinin inişi sona erdiğinde, yani yirmi üç yılın sonunda bu işten tabiri caizse en kârlı çıkan kadınlardan başkası değildi. çünkü kuran'daki bütün kadınla ilgili ayetler onlara ya bir hak veriyor, ya da koruma ve kollama amaçlı hükümler ihtiva ediyordu.'' ilgili ayet şudur. 'yetimler konusunda adaleti koruyamayacağınızdan korkarsanız, sizin için temiz kılınan kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. eğer bu durumda adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız, bir tek kadınla yahut yeminlerinizin/sağ ellerinizin sahip olduklarıyla yetinin. işte bu, haksızlığa sapmamanız için en uygun yoldur. (nisa 3) 'demek ki ayetin sevk yönü, çokeşliliği teşvik değil; çokeşlilikten sakındırma, en azından dörde, üçe, ikiye hatta sonuçta teke indirme yönündedir. yani genellikle tekeşli evliliklerin olduğu bir toplumda giderek ikiye, üçe, dörde kadar çoğalma değil, zaten çokeşliliğin yaygın olduğu bir toplumda giderek dörde, üçe, ikiye hatta bire kadar azaltma amaçlanmaktadır. zaman içersinde bunu 'dörde kadar' izin olarak anlayan da olmuştur. burada ruhsat (izin) verilmiyor, bire kadar indirin deniyor. emir veya ruhsat yok bire kadar indirme tavsiyesi var. zaten çok eşli olan sahabede tam tersi 'cenab-ı hak bu kadar çokeşli olmamızı istemiyor, az eşli olmamızı, hatta teke kadar indirmemizi bizim için hayırlı olanın bu olduğunu söylüyor' diye anlamışlar ve dörder, üçer, ikişer, bire kadar… azaltmak suretiyle evliklerini sürdürmüşlerdir. ' 'görüldüğü gibi kuran'ın bu ayetini çokeşliliğe ruhsat' hatta teşvik olarak anlayanlar yanılıyorlar. burada ruhsat verildiği filan yoktur. çünkü konu erkeklerin tekeşle yetinememe sorununu çözmeye yönelik değildir. zaten böyle bir sorun da yoktur. ayetin ilk muhatapları zaten bol bol evlenmişlerdi. bu ayet indiğinde zaten sahabelerin çoğu çokeşliydi. şu halde çokeşlilik ne allahın bir emri, ne de verdiği bir ruhsattır. ruhsat sıkışana verilir. buradaki sıkışma tekeşle yetinemiyor olmalarından kaynaklanan bir erkek sıkışması değildi. bilakis mallarının çokeşli olanlarca yenmesinden kaynaklanan bir yetim sıkışması idi.
--spoiler--

detaylı bilgi için (bkz: ihsan eliaçık) http://www.tevhidnesli.de...26%23305%3Bn-d.oe.vme.htm
Kuran bu konuda açıkca ne der tam bilmiyorum. Birçok kişi farklı şekilde yorumlamış ama mantık olarak nüfusa bakıldığında ne dünyada ne de herhangi bir ülkede yada coğrafyada kadın sayısı erkek sayısının iki katı değildir. Örnek olarak Türkiye'de erkekler iki kadın almak istese ithal kadına ihtiyaç duyulacaktır. O zamanda ithal edilen yerdeki oran düşecektir. Düşününce teknik olarak imkansız olduğu zaten anlaşılıyor. Allah'ta bu durumdan haberdar olduğuna göre , ve haşa kendisiyle çelişmeyeceğine göre hatanın yanlış anlaşılma olduğu apaçık ortadadır. Zaruriyet gereken durumlar için böyle bir ayet vardır.
bu dünya'da da vardır. söz allah'ta:

Nur suresi 3. ayet: ''Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.''

http://www.kuranikerim.com/mdiyanet/nisa.htm
görüntüde tek eşlilerin kınadığı çok eşliliktir.
bana tek eşli bir adam gösterin çok eşliliği ayıplayayım.

he, savunuyor muyum dersen de kesinlikle hayır derim. seks odaklı ilişkiler solmaya mahkumdur. ruhuna dokunamadığın kadınların alayının kukusuna memesine dokunsan neye yarar. kabuktan ötesine ilişememişsin. daha ne?
islamın hoş görü dini olduğuna delildir.
bizim milletin işine geldiğinden bu konu açıldığında nedense çok dindar olunur.
günümüzde yanlış anlam çıkarılarak sulandırılan durumdur.
günümüzde yanlış anlam çıkarılarak sulandırılan durumdur.
1 kişi ile cima yapcaksın diğerleri senin adın altında kalıp korunup sahipsiz kalmamak için senle evleniyor. kaygısızlardaki adam gibi amk her gece başa bir karıyla yatsan iflahın kesilir .
kadın erkek ayrımının bariz görüldüğü vakadır. kuran her zaman gerekçe olarak gösterilir. orada yazan her şey kesinlikle doğru olmak zorundadır. ve madem bir kocanın 4 karısı olabilir neden en başta bir erkek ve bir kadın yaratıldığına inanılıyor. bu çelişkili bir durumdur eğer böyle bir şey gerçekten emredilmiş ise en başından kusurludur.
günümüzde uygulaması mümkün olmayan evlilik türü.
"kadının rızasına bağlıdır" diyenlerin ayet veya hadis delili getirmesi gereken uygulamadır.

islam'ı daha insancıl bir din haline getirmek isteyenlerin çabasına saygım var ama bu kadar da olmaz ki! elinde hiçbir delil yokken, 1400 yıllık uygulama ortadayken, gönlünden geçeni "islam'dır" diye anlatmak...
hijyenik, hukuki, örfe, töreye, ananeye uygun uygulamadır.

erkek kuma alırken karıdan izin almaz.
alan varsa delikanlı değildir, yüzüne tükürülmesi gerekir.

velhasıl, er kişinin 4 karıya kadar ruhsatı vardır efenim.
kimisinin "erkek dört kadının dırdırına katlanamaz" diye anlamlı bulmadığı islami ruhsattır.

şahsi gözlemlerime göre bu önermenin doğruluğu erkeğin tutumuna bağlıdır. erkek, allah'ın emrettiği, farz kıldığı gibi, dik başlılık eden eşini önce uyarıp, sonra yatak ayırıp, sonra döverse, yani gerçek müslüman erkek gibi davranırsa o kadar sorun çıkmıyor. tabi rekabetin mucizeler yaratan etkisini de küçümsememek lazım... fakat erkek allah'ın söz konusu farzını ihmal eder, ona göre amel etmezse çıralar gibi yanmıştır...

görüldüğü gibi allah, insan fıtratını herkesten iyi bilmesi hasebiyle, meseleleri böyle rayına oturtmuştur. işleri rayından çıkaran kimi müslüman erkeklerin kılıbıklığıdır.

not: pamuk eller ceplere beyler... böyle fetvayı cübbeli bile vermez... şu kardeşinizin kıymetini bilin...
muslumlerin gang bang anlayisidir.

uclu falan of fak yes. ben de muslum olacagim nereye basvuruyoruz.
ilk kadın evlenmeden evvel kuma getirilmeyeceği ahdini alirsa gerçekleşmez.

ayrıca adalet meselesi çok önemlidir.

feminist gibin konustum ama böyle.