bugün

entry'ler (749)

yıldız masalları

Hayatin bazi sahneleri vardir.
Mesela bir filmin basrol oyuncusu olalim.
Ve yildizlari sayalim.
Hic bir film yildizlari saymakla bitmez.
Goz takibi onemlidir,
illa ki hedefler butun yildizlari saymaksa gozunden kacan yildizlari hatirlatacak biri gerekir.
Boyle hikayelere yildiz masallari denir.
Yildiz masallari, yildizlarda yasayan yaratiklardan ibaret degildir.
Yildiz masali, ninniyle avutulup masallarla keklenen kalplerin tatminidir.
Herkese ninni fisildayan birileri olur hep,
Bazen hikayeyi o kadar erken bitirirlerki hikayeyi kendimiz tamamlarız
Nokta koyamadığımız hikayeler olurlar hep,
geç gelen noktalar gibi.
Nokta koymanın zorluğu orda belli olur,
virgüller hep zaman öldürücü işaretlerdir.
Beyin ölümü gerçekleşen kalbi makineyle hayatta tutarlar.
Sadece çevresindekilere, kalp çürür hesabı.
Bizim için noktalar bu akdar önemliyken,
ufacik bir noktanin kendini degerli hissettigi tek yer ise yildiz masallaridir.
Nokta napsın hesabı ? Onu düşünmeyenler utansın.
Alayına nokta ulan, kalp temizlensin diye değil,
bari nokta yalnız hissetmesin diye.
Virgül şımarmasın diye, şımarıpta kan almasın diye.
Tabii hikayeyi nokta virgül üstüne kurarsak,
Her noktanin yeni bir cumleye, son noktanin ise yeni yazilacak romanlara yol actigini goremeyiz.
X'e çok değer verirsen y'yi bulur, z olur eşittirin diğer tarafında kalırsın.
Onların toplamasına birbirini çarpması ifade etmez.
Çarpanlara ayrılmasını beklersin.

Neyse konumuza dönelim,
Hikayeyi biz yazmak istedigimizde sayfa sayisi bellidir, baskasi girince o masala sayfa sayisi degiskenlik gosterebilir.
Her masalin sonu izafidir, kimine tecrube, kimine mutsuzluk sacar.
Her yildiz masalinda oldugu gibi iki kisi baslar saymaya; seven ve daha çok seven
Güzel ve çirkin,
Karizmatik ve şirin
Sonra kopar kayış ve der ki ''sen say, işin bitince bana soylersin.''

Bunu duymak çay içirtir adama, yaz sıcağında bile harareti alsın hesabına
Aslinda bütün malvarlığın küçükken saydigimiz yildizlar kadar olsun istersin,
Sonsuz ve birden fazla saydigimiz coban yildizini istersin.
En cok yıldız senin olsun istersin, çünkü çocukken aşık olduğun şey yıldızlardır.
Bir an olsun kimseyle paylaşmak istemezsin,
çoban yıldızını birden fazla saymanın sebebide tam olarak budur.

Keske simdide en buyuk istegimiz tum yildizlar olsaydi.
Keşke şimdi de çocuk aklımız olsaydıda yıldızları isteseydik.

Ancak kaybettikten sonra tüm yıldızlara kavulabildik.
Keşke yıldızlara ihanet etmeseydik dersin.
Ne gerek vardı başka sevdalara, en güvenilir yıldızlardı dersin,
Keske hic büyümeseydik dersin,
Keske hic büyümeseydikte kanayan sadece dizlerimiz olsaydi hesabı.

----spoiler----

http://birkibrityak.blogs.../06/yildiz-masallari.html

----spoiler----

metalci olacak birisine tavsiyeler

20 yaşına kadar siyah t-shirt giy sonra giyme sadece metal dinle.

12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı

şanssız bir güne denk gelmiş maçtır. bugün geleneksel şampiyonluk turu atanı taşlama günü. yer kazan biranesi. tüm beşiktaşlılar davetlidir.

(bkz: büyük beşiktaş taraftarı)

bir kadına en çok yakışan şey

''geri dönmek istersen dön'' diyebilmek. gerçi demedi, sms paketi bittiyse demek..

sevgiliyi öperken hapşurmak

bir ''kulağını getir'' diyip geğirmek değil...

ben bu yazıyı sana yazdım

bu yazıyı sana yazdım her mesajımı siklemediğinde uyuyordum diyen sevgili.

(#15392461)

uyuyordum diyen sevgili

Mesela bazı hakikatlar vardır; zamk kadar yapıştırır, hayat kadar apıştırır.

Örneğin, bir bukalemun avına yaklaşırken, avcı soyundan bir hayvan olmadığını anlayıp avından uzaklaşırmış. çok entresan dimi amınakoyim ?

işte bunu öğrenmemi sağlayan hakikat sensin mesajıma uyuyodum cevabını veren sevgili. Oysa ne de güzel başlardı çay demlenen günler.

Uyanır uyanmaz mesaj attım sana büyük bir heyecanla biliyor musun ? ve akabinde aynı mutlulukla kahvaltı ettim. annemgil yeni zeytinde almıştı, çay da vardı, üç şeker atmıştım. mutluydum kısacası birader. kahvaltı bitip sigara içmeye gidince baktım telefona, mesaj vardı; senden değildi. senden mesaj gelmediğini görünce saatin erken olmasıyla ''uyuyodur minnoşum'', ''yatsın bitanem'', ''ayyy ne tatlı uyuyodur şimdi'' gibi bin tane gereksiz iltifatta bulundum kanımca. ancak şunu anlayın canlarım, bu iltifatlar gece kırılan kumandanın sirenleriydi.

Öğlen güneşiyle vurdum kendimi sahile, müzik dinliyor ayağına mesaja cevap bekliyordum börtü böceğim. Ve sen mesaj attığında çılgınlar gibi eğleniyorum demeyi bekliyordum. Aslında bir yanım gerçekten eğlenmiyo değildi, diğer yanım alengirliydi. sen mesaj attığında oto-kontrol yapıp cevap vermeyecekti. neyse ki beynime ihtiyaç kalmadı, atmadın amınakoyim.

Beynim yine iyi düşünüyordu, seni koruyordu. Başlarda kötü şeyler düşünmek istemedim muhterem sevgili '' dün çok yoruldu demek '', ''sms paketi bittiyse tabii'', ''ha doğruuuu uykusu çok ağırdı'' gibi kendimi teselli eden bahaneler kullandım.
şeytan azapta gerek, solumdan belirip kafamı karıştrıyordu.

-uyuyo mu ?
+evet iblis abi
-umarım tek uyuyodur aflasşifasfşasşl
+abi çok çirkin gülüyosun
-20 saattir uyuyo dimi siafşlkaslikfalf
+yılbaşına 10 saniye geç gir abi, tek dileğim bu.

Oysa o kadar envayi çeşit çılgınlık sonrası akşam olmuştu, dizi izlemek istemiyordum. açtım discoverry'i, bukalemunlar izliyorum. anlam veremiyorum, çiftleşiyorlar, renk değiştiriyorlar, mama yiyorlar, su içiyolar ve ben mal gibi bunu izliyorum. aslında bakarsan çay da demledim, sigara tüketimindeki artış olmasa aman sabahlar olmasın. ancak bana bu belgeseli iki paket sigara içirte içirte izleten sevgili sana soruyorum;

neden her gelen mesajı senden sanmamı istiyorsun ?
neden napıyo diyene sorana uyuyo dedirtiyorsun ?
neden böylesin olum sen ?
neden günün 20 saati uyuyosun ?
bana cevap vermemek için mi uyuyosun amınakoyim ?
çok kere düşündüm neden cevap vermediği, ve çok düşündüm siklemediğin günün sonunda uyuyodum demeni.
kendi kendime cevap bulamadım,
kıtalarca dolaştım bu sevgililerden bi tarafın uyuma hastalığını öğrenmek için
ilk çine gittim
sonra hindistan'a
ordan bütün kıtaları dolaştım
bizim sokağa geldim, laz bakkala sordum
hatta ve hatta twitter tikilerine sordum
daha böyle bir aforizma yazamadıklarını söylediler
ne çinde ne hindista ne laz bakkalda cevap bulamadım bu huyuna.

oysa cevap versen ne güzel olacaktı. yarın seni bize çağıracaktım.
ben jedi, sen padawan; ışın kılıçlarımızla sucuk pişirirdik ay yüzlüm.
çay da demlerdim sonrasında.
peki şeker ister miydin ?
belki çay sevmezsin diye şarapta almıştım.
içtikten sonra karanlık tarafa geçmezmiydik ?
geçerdik tabii,
sonra sen giderdin
uyurdun
siken tarafın mutluluğu ve yorgunluğuyla uyurdun
ve ben uykumu kaybettim sen uyuduğun andan beri
uykum kaçtı
sende mi brütüs ?

https://twitter.com/#!/birkibrityak

14 şubat 2012 sporting braga beşiktaş maçı

anaya babaya küsülürde beşiktaş'a yine de küsülmez, tam da bu yüzden rakip kim olursa olsun Beşiktaş'tan ümit kesilmez. bunun böyle bilinmesi gereken maç, inanıyorum ki haftalardır duran taş bugün tam olarak braga'ya dikilecektir. yenilsen umrumda mı? şereftir bu yolda senle yürümek...
(bkz: hep kol kola)

belkiler sokağı sakinleri

bir blog sayfasında bulunan 6 farklı parçadan oluşan değişik bir kısa hikaye

http://birkibrityak.blogs...ler-sokagi-sakinleri.html

renkli külü olan sigara

http://birkibrityak.blogs...anin-siyah-akrepleri.html
blog sayfasında bulunan kısa bir yazı. güzel ve samimidir.

ışıktan vazgeç yürü karanlığa

birkibrityak blog sayfasında olan tatlı ve güzel bir yazı.

--spoiler--

http://birkibrityak.blogs...azgec-karanliga-yuru.html

--spoiler--

en beğenilen blog sayfaları

http://birkibrityak.blogspot.com

kendi bloğum olsa da beğeniliyor bazı yazılar arkadaş.

gece 03 00 da ateşlenen sigara

vay arkadaş kay aydır yazmıyordum bir gireyim de şu sigarayı anımsatayım maksatıyla girdim hiç kimsemi unutmaz. böyle yfak bir mutluluk oldu içimde. tam bir sene önce o kadar sebepsiz mutsuzluk varken tek mutlu eden andı çok gereksiz ve değersizdi ama bir çok kişiyle bu sigarayı içmek mutlu ederdi. uludağsözlüğü bu kadar kıymetli yapan neredeyse bu sigaraydı. bu geleneğin hiç bitmemesiyle dileğiyle, zamanında bana denilen bir sözle '' geçmeyecek acı yoktur sıkma canını '' diyerek iyi geceler demek isterim.

gece 03 00 da ateşlenen sigara

uzun zaman sonra arkadaşımla sabah etmeye yeltendiğimiz bir gecede aylar öncenin efkar dağıttıran ayini. evet 3 sigaracıları derdi özel mesajla her acı geçer diye harbi geçiyormuş.
(bkz: bir sigara daha)

20 eylül 2011 fenerbahçe manisaspor maçı

fener'in ofsayt olmayan golü varda manisa'nın yok sanki. şike yapan başkanını hala koruyan koyun sürüsü gibi protesto eden sşncap kadar iq sahibi taraftardan çift taraflı bakmalarını beklemedik zaten.

kaçarşı

(bkz: merdiven)

22 eylül 2011 bursaspor beşiktaş maçı

bursalı taraftarlar valiyi protesto edecekleri maçtır. hala vali bursa'ya inönü'de olduğu gibi bir merdiven yaptırmamıştır.

(bkz: asansör kullanmaz severler merdiveni)

15 eylül 2011 beşiktaş maccabi tel aviv maçı

yaşa ey şanlı şerefli beşiktaş,
yaşa ey tek sevgilim beşiktaş,
dün gecede gözlerim doldu ağlıyorum lan beşiktaş,
aslolan şereftir, şeref ise sapına kadar beşiktaş.

ben simao'nun dönen topunda 90+4 de sivok tamamlar o da ofsayt olur yine boynumuz bükük eve döneriz diye bekledim. biz seni böyle sevmiştik. tüm sevincimiz yenilsende taraftarın seni alkışlamasıydı. teşekkürler lan beşiktaş.

bir de basın olay çıkıcak beşiktaş ırkçılık yapacak diye alengirli muhabbetler yarattı. sabah en ırkçı başlıkları atanlarda yine onlardı. deplasman otobüsünde hep konuşuruz, basın sadece o gün köşesini doldurmak için her şeyi yazar.

bu basın traş, forza beşiktaş!

(bkz: forza beşiktaş)

kokoreçciye gidip kötfte ekmek yiyen insan

arkadaşlarıyla zorla götürülmüş ve kokoreç sevmeyen insandır.

- abi ne yiyelim
+ kokoreç
- ben yemem abi
+ he ama burcu, pelin, ece, cansu onlarda kokoreç istiyor
- tamam gidelim abi
+ mezarcı ibne

yazarların keşke yapmasaydım dediği şeyler

(bkz: son bira)