bugün

alternatifleri yok...
Kula kulluk etmeyi ibadet sandıkları için.

Allah dostu diye hürmet ettikleri kişilere canlarını, mallarını, ırzlarını teslim ederken azıcık düşünemezler.

Din zannettikleri şeyin dibine kadar şirk olduğunu bile bilmezler.
Taptıkları kişilerin din dışı insanlar olduklarına ikna olmazlar.
düşünmedikleri, sorgulamadıkları ve sabit fikirli oldukları için tarikatlere girerler. Ve çıkmazlar..
Seyh in cebinde cennete gitmek için.

Gidersiniz gidersiniz aq hiç merak etmeyin.
Herkesin yazdığı bir parça doğru. Ortaçağda manastırlara girmek de aynıydı çünkü.
Çünkü inançlarına güvenmiyorlar. Onları sözde cennete taşıyacak sıradan kişilere bel bağlıyorlar.

Kur'an-ı Kerim, resul-i ekrem'in sünneti ve tertemiz Ehli Beyt'inin sevgisi her mümine yeter. Hiçbir tarikata, cemaate ihtiyacımız yok. Allah akıl, izan vermiş. Peygamberler, Peygamber efendimiz, kızı Hz. Fatıma ve soyundan gelen oniki imam ve hz. Zeynep dışındaki fani varlıklar -şehitlerimiz hariç- kusurludur. Kimsenin himmetine muhtaç olmadığımızı bilmemiz gerekiyor.

Allah'ın her şeye gücü yeter ve ancak o'ndan yardım istenir. Kula kulluk etmek islam'da haramdır.
Masumane gibi görünse de, kimi iş veya aş umuduyla, kimi aptal ve cahil olduğu için. bunun başka izahı yok kardeşim. ortalama her müslüman ibadetleri, haramı ve helali bilir. öyleyse nedir bu tarikat saçmalıkları?.

Mealen "allah'ın ipine topluca ve sıkıca sarılın. sakın firkalara ayrılmayın, sonra gücünüz söner devletiniz elinizden gider". Her tarikat ve cemaat kendini cennetlik, diğer tarikatı sapkın ve cehennemlik olarak tanımlar. Hâlbuki hepsi cehenneme çok yakındır.
Allah, kula daima yakındır, önemli olan kulun Allah'a yakın olabilmesi. Kul, Allah'a yakın olduktan sonra ne tarikate ne dergaha gerek vardır.
Cahil oldukları için, menfaatleri için, din üzerinden ticaretin ve siyasetin kazandırdığı servet için, bir şeyhin kıçını öperek onurlarını ayaklar altına almayı gözardı ettikleri için.
- Birey değiller, bir bütünün parçası olamadan var olamıyorlar. Bir adamın iradesi olsa, evleneceği kişiyi bile gidip tarikatına seçtirir mi?
- Tembel ve cahiller, toplamı 600 sayfa olan kutsal kitaplarını ömür boyunca tek bir kez okumuyorlar, birileri kendilerine doğruyu ve yapmaları gerekeni anlatsın diye bekliyorlar.
- Allah’a gerçekten inanmıyorlar ve illa fiziki/görsel kanıt yani mucizeler, doğaüstü insanlar, olaylar, tecrübeler arıyorlar.
Cehaletini dinin arkasına saklıyor. Sorumluluktan kaçıyor.
çünkü şeyhine uyması gerektiğini düşündükleri içindir ve özgür olmadıkları için. aslında şeyh de bir insan.
Götümü bir yere dayayayım, düşünmek zorunda kalmayayım, birileri benim yerime düşünsün bana söylesin ben de onu ölümüne savunayım diye. Zannediyor musun inançla alakası var. Aralarına girin denemek için, gördükleriniz karşısında ahlakınız bozulur.
Başlıca sebepler;
*Gelir adaletsizliğinden kaynaklanan fakir kimselerin artması.
*daha çok yükseköğretim olmak üzere, orta öğretim ve ilköğretim de ailelerinden uzak yaşayan öğrencilerin barınma sorunları.
*bireylerin kolay yoldan para kazanma ya da amiyane bir tabir ile “bir baltaya sap olma” fikri.
*Mahalle baskısı ile bireyin kendini günahkar hissetmesi ya da doğru yolu bulabileceği yanılgısı.
*yalnızlık hissinden kaynaklı güçlü gördüğü gruplara katılma arzusu.
Masonlar gibi menfaat için. Sorunca da tasavvuf falan diye maval okurlar.
sosyal çevreleri olmadığı için de olabilir.
* bir gruba dahil olmak . daha güçlü olabilmek
için . batı dünyası tarikatlerle doludur .
* dominikenler .
* cizvitler .
* masonlar .
* skull bones .
* Rose-Croix - rosenkreuz .
* töton şövalyeleri .
* Kappa Alpha , beta , delta , ipsilon ivs vs .
tabii türk milletinin aklına tarikat denilince
sakal traşı olmayan köylüler gelir . bizim ufkumuz
bilgimiz bu kadar . ne yapalım ???
insanlar binlerce yıldır çeşitli heykellere putlara yani somut şeylere tapmıştır. dinlerin evrimi sırasında tanrı olgusu soyut varlıklara dönüşmüştür. bu soyutlama insanların fiziksel olarak tapınma ihtiyacını yok etmemiştir. insanlar yine içinde bulundukları dinin çerçevesine sığdırdığı kadarıyla somut şeylere tapmaya devam etmiştir. kutsal mekanlar, kutsal kişiler, kutsal emanetler başına kutsal getirilebilecek her mekan, kişi ya da objeye tapınmaya devam etti insanlar. tarikatlar da kutsallığı kullanarak bu ihtiyacı karşılıyorlar. kutsal kişilerden olan şeyh bu insanlar için yeni bir puttur ve insanlar hala puta tapmaya devam ediyorlar. çünkü soyut kavramlar o kadar da inandırıcı değil.
türkiyede iş hayatı ikili ilişkiler üzerinde ilerler maalesef. x kişisinin y ile arası iyiyse x'in işleri tıkır tıkır ilerler. hatta yeri gelir birbirini de kollar bunlar. o yüzden de ne yazık ki kariyer hedefiniz varsa bir takım gruplaşmaların içine girmelisiniz. yoksa bitaraf olan bertaraf oluyor. bu durumun neticesinde de o gruplaşmaların ne kadar iğrenç olduğunu görmek beni çalışmaktan soğutur.
rasyonel ve bireysel değilsen kabileci ve duygusalsın demektir. içgüdülerle de hareket edince tarikata giriliyor işte. biatçılık inanan insanlarda görülür. inanç bilmeme isteğidir. sorgulayan insan asi olur. inanan insan ise koyunun teki olur.
sosyal bir varlığız. Bunun gereği olarak da bir yerlere mensup olma gibi ihtiyaçımız var ki bu ihtiyacımızın temelinde;Tanınma, bilinme, kıymet görme, takdir edilme, sevme ve sevilme gibi duygularımız yatar.
ekonomik buhrandan dolayıdır. parasızlıktan, işsizlikten dolayı millet açlıktan ölmek yerine, hayatta kalmak için erkekler mafyaya, tarikata katılıyorlar; kadınlar ise eskort oluyorlar.

https://www.youtube.com/watch?v=pYggCrb1-yE