insanın olmazsa olmazlarındandır. her daim fazla olanının kötü olduğundan bahsedilir. ancak kişi oğlu hiç bir zaman az ile yetinemez ve her zaman daha iyisini, daha fazlasını ister. kıskançlık ve çekememezliği beraberinde getirir.

Başarı için hırs gerekli midir? az da olsa gerekli olduğu söylenebilir. ancak bunu azimli olmak diye nitelendirsek daha doğru olacaktır. hırs bambaşka birşeydir ve insanın gözünü kör ettiği anda artık hiç birşey eskisi gibi olmayacaktır.
"Bazen insanlar, kendini beğenmişlik ya da kibir sözcüğü yerine kulağa daha hoş gelen hırs sözcüğünü kullanarak kendilerini biraz temize çıkarmaya çalışırlar." demiştir Alfred Adler. ben de aynı düşüncedeyim, hırsın büyüdüğü yerde iyi niyet küçülmeye başlıyor. bu yüzden hırsı sahiplenip, savunan insanlara tam olarak yakın olamıyorum. sevmediğim hatta nefret ettiğim özelliklerden biridir.
kocaman bir yorgunluk.
ruhen ve bedenen çöküş.
uyku kaçıran.
yıpratan.
sessizlik.
kontrollü olduğunda başarıya ulaştıran ama kontrolü kaybedilirse uşağı haline getirip insanı mahveden dürtü.
insanlar hırslı değildir aslında, bir bebek ddoğduğunda hırs nedir bilmez dünya öğretir ona hırsı, adaletsizlikler, hor görülmek, önemsenmemek, bunlardır insanları hırsa sürükleyen.Bakın bana her gün hırstan kendimi yiyip bitiriyorum şimdilerde böylemiydim eskiden hayır.
Epictetus elindeki cevizlerin birazını bırak der eli çömlekte sıkışan çocuğa. Hırs sebeb-i hasarettir.
hırs çok kötü bir şey. hepinizde hırs var. mutlu olmaya çalışın, yaptığınız iş iyi olduğu için okusunlar. genel yayın yönetmeni olayım diye gazeteci olunmaz. bunu unutma. Diyor ilber Ortaylı.
hırsı, daha fazlasını elde etmek istediğidir. Fakat gerçekliği anlamış bir insanın hırsı, eksik parçaları bulmak ve tamamlamak içindir.
Direnmek, sürünmek değildir. Güçlenmek için durmak, teslim olmak hiç değil. Epictetus, elindeki cevizlerin birazını bırak der, eli çömlekte sıkışan çocuğa. "hırs sebeb-i hasarettir.

Pehlivanın kulağına," bu defa yeneceksin, "der. Kumarbazın kulağına," bu kez kazanacaksın." sandığın kulağına seçimleri fısıldar. Tacirin kulağına altın tozunu üfler. Hırs mı? Batmayan gemidir; batıran kaptanını. Hırs mı? Kıskandırır; boğa kulağı kesen matadorları.
iyi bir özellik gibi görünse de temelini kıskançlık oluşturur.
ya rabbül alemin beni bi' duygu olarak evren'e göndermiş olsaydı, olmak istediğim duygu bu olurdu.
aşırı motive edici bi' duygudur kendileri, severiz.
Fazlası gemiyi batıran, azı ise gemiyi asla ilerletmeyen duygu. Her şeyde olduğu gibi önemli olan dozu.

iki tür hırs vardır bence. ilki kendince koyulan hedefleri başarma hırsı. Diğeri ise “bu nasıl benim olamaz lan, ya benimsin ya Kara toprağın” hırsı.

ilkini tercih ediniz.
Hiç olmazsa olmaz, çok olursa hiç olmazdır.
Hırs,motivasyondan beslenir.
Bana göre üç tanedir.

Durağan hırs:hırsın artık anlamlı şekilde ilerlemekten ziyade yerini koruma aşamasıdır.

Geri hırs:hırsın zamanla azalarak sönükleşmesi ve yapamama korkusu ile durmaya yaklaşma aşamasıdır.

ileri hırs:hırsın zamanla artarak çoşkulu hale gelmesi ve başarabilme yeteneğiniz ile ilerlemesi aşamasıdır.
çevremdeki insanlarda görünce onlardan daha çok soğumamı ve uzaklaşmamı sağlayan şey.ne korkutucu bir şey. yazılışı bile itici. Allah başa vermesin.ewed
hayatı unutturur.

hırs, seninle beraber koşan partner gibi olmalı. muhabbetin artar birbirine destek olursun
ne sen onu geç ne de o seni geçsin.

takımdan ayrı düz koşu yapanlara selam olsun.
hırs dozunda iyidir fazla hırs insın sonunu getirir.
ehl-i kanaat ile ehl-i hırs, iki şahsa benzer ki; büyük bir zâtın divanhanesine giriyorlar. birisi kalbinden der: "beni yalnız kabul etsin, dışarıdaki soğuktan kurtulsam bana kâfidir. en aşağıdaki iskemleyi de bana verseler, lütuftur." ikinci adam güya bir hakkı varmış gibi ve herkes ona hürmet etmeye mecbur imiş gibi mağrurane der ki: "bana en yukarı iskemleyi vermeli." o hırs ile girer, gözünü yukarı mevkilere diker, onlara gitmek ister. fakat divanhane sahibi onu geri döndürüp aşağı oturtur. ona teşekkür lâzımken, teşekküre bedel kalbinden kızıyor. teşekkür değil, bilakis hane sahibini tenkid ediyor. hane sahibi de ondan istiskal ediyor. birinci adam mütevaziane giriyor; en aşağıdaki iskemleye oturmak istiyor. onun o kanaati, divanhane sahibinin hoşuna gidiyor. "daha yukarı iskemleye buyurun" der. o da gittikçe teşekküratını ziyadeleştirir, memnuniyeti tezayüd eder.

-mektubat, rnk
Evet hırs, zîhayat âleminde en geniş bir daireden tut, tâ en cüz'î bir ferde kadar sû'-i tesirini gösterir. Tevekkülvari taleb-i rızk ise, bilakis medar-ı rahattır ve her yerde hüsn-ü tesirini gösterir.

işte bir nevi zîhayat ve rızka muhtaç olan meyvedar ağaçlar ve nebatlar, tevekkülvari, kanaatkârane yerlerinde durup hırs göstermediklerinden, rızıkları onlara koşup geliyor. Hayvanlardan pek fazla evlâd besliyorlar. Hayvanat ise, hırs ile rızıkları peşinde koştukları için, pek çok zahmet ve noksaniyet ile rızıklarını elde edebiliyorlar. Hem hayvanat dairesi içinde zaaf ve acz lisan-ı haliyle tevekkül eden yavruların meşru' ve mükemmel ve latîf rızıkları hazine-i rahmetten verilmesi; ve hırs ile rızıklarına saldıran canavarların gayr-ı meşru ve pek çok zahmet ile kazandıkları nâhoş rızıkları gösteriyor ki: Hırs, sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise, vesile-i rahmettir.

-Mektubat, RNK
azı farz olup insanı hayata bağlayan, çoğu insanı vahşileştirebilen ve insanlıktan çıkaran duygu.
nefsin tüm isteklerine karşı boyun eğen his'tir.
nefs sürekli şeytani isteklerle insanın hayatını mahveder.
Kendini değersiz hissetme duygusu olmasa sıfır hırs bir insan olur çıkarım. Ama değersizlik hissi korkusu hırsımı hep tetikliyor.
meşru çabaya azim denir, gayrimeşru çabaya hırs denir.
maddesel ve dünyevi olursa sıkıntı... manevi anlamda, ukba'ya yönelik olursa alâ ve makul.
zevk almayi becerebilgin noktadan sonra bagimlilik yapar.

bir kumar oyunu ya da cok para kazanacaginiz bir is ya da bir kadin bunlar icin kaybedecek seyleriniz cok ama kazanacaklarinizi bir dusunun.

hirssiz hicbir sey olmaz benim dunyamda hicbir seyi basaramam. yeterince istemiyorsam sahip olamam gerisi bos.

bir donem donen ruletleri izledim uzunca bir sure her donusunde icimde volkanlar patlardi kalp atislarimi ensemde hissederdim kaybettiklerimi zevk alarak kaybettim.

sehirler degistirdim isler degistirdim. bir adam yataginda huzurla uyuyordu istedigi mevkide istedigi isi bulmustu yarin ilk is gunu olacakti. onu devre disi birakip yerine o ise ben gittim. cunku ben hakettim. neden etmeyeyim isimde ondan iyiydim. daha cok zevk alarak bunu bilerek calistim.

kadinlar ve o kadin kucuk histeri krizleri tirnaklarini derime gecirisi. vucudumda aradigi izler. hircin dudaginin kenarindaki vahsi tehlikeli gulumseme. tekrar gidisi aklinin bende oldugunu bilmem onu yataga kac kez gomulurken hissetim bunlara katlanabilir misiniz ben geri gelisini tum hirsimla bekleyerek katlandim. acilarimdan zevk almayi ogrenerek.