bugün
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası15
- selefi10
- yeşil gözlü erkek20
- fatih ürek ile elti gelin görümce12
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur8
- mühendislerin memur olmayı düşünmemesi24
- icardi1905 silik olsun kampanyası12
- başıboş köpek sorunu48
- anın görüntüsü15
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam9
- evleneceği adama evi üzerime yapalım diyen kız23
- yazarların en rum özelliği14
- bir kadınla yakınlaşmak15
- türkiyenin artık sefalet listelerinde yer bulması39
- yakışıklı motorcu müzisyen sempatik karizmatik11
- bik bik pilavı13
- klarnet calan sarapci koala 610
- israil13
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması11
- hoşlanılan kıza mesaj atma bahaneleri20
- icardi190518
- camilerin ahır yapılması24
- uludağ sözlüğü geliştirme önerileri11
- 183 yapılı yeşil gözlü beyaz tenli dalgalı saçlı13
- bu günlerde baykar'a saldırılmasının nedeni8
- isviçreden anayasa italyadan ceza kanunu alan ülke9
- ölen amcasını kredi için bankaya getiren kadın12
- israil'deki atatürk büstü10
- sözlükteki fosiller20
- kaybolan eşyayı bulma yöntemleri11
- uludağ sözlük yakıt tüketimi veritabanı8
- junkman10
- esra'yı aç esra yı11
- yeşil gözlü 180 üzeri kel olmayan erkek17
- sevişmek10
- türk erkeğinin seks konusunda rezalet olması29
- evli 2 kız kardeşin pubgde tanıştığı adama kaçması24
- cumhurbaşkanı olduğumda bakan yapacağım yazarlar9
- fuhuş operasyonunda veresiye defteri bulunması11
- merkez bankası'nın 818 milyar tl zarar etmesi22
- güzel sözlük kızları8
- eski sevgiliye dair bir anı bırak9
- evinde silah bulunduran yazarlar19
- bik bik'ın aşkı10
- mersin belediyesinin sahilde açtığı pub11
- yahudilerin hitler nefreti mide bulandırıcıdır12
- hakan ural tevfik göksu osman gökçek17
- monako yat kulübünde istakoz yiyen akp'li vekil20
- teleferik kazası11
- necmettin batırel8
entry'ler (339)
Yavuz Çetin - Benimle Uçmak ister Misin
Bence türümüzün yapması gereken en onurlu davranış, programlamamızı reddedip üremeyi durdurmak ve hep birlikte soyumuzu tüketerek kardeşçe bu haksızlığa son vermektir.
True detective
True detective
adını funda oteli koy
aklından gelip geçen bir yazın
ve akşam güneşlerinde orda burda
bir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıda
ince ince gezinen turuncu adamların,
adını funda oteli koy
sevdamızın da adını
ayakları dibinde gün batımının.
ve ağzında binlerce güneşin tadı
Dilinin ucunda yalnızca kendi adın,
çünkü sevdikce beni sen kendini tanıdın.
edip cansever - adını funda oteli koy
aklından gelip geçen bir yazın
ve akşam güneşlerinde orda burda
bir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıda
ince ince gezinen turuncu adamların,
adını funda oteli koy
sevdamızın da adını
ayakları dibinde gün batımının.
ve ağzında binlerce güneşin tadı
Dilinin ucunda yalnızca kendi adın,
çünkü sevdikce beni sen kendini tanıdın.
edip cansever - adını funda oteli koy
Birsen tezer- ne tuhaf.
Böylesine vahşice bir olaya verilebilecek en sempatik isimlerden. şöyle ki, gelin deyince insanın aklına toplum tarafından kabul görmüş güzel şeyler geliyor. bazıları bu olaya her ne kadar, gelenek, görenek, töre gibi bakıp zorundalık olarak ifade etse de bu yapılan çocuk istismarının ta kendisidir. pedofili demek ne denli doğru olur bilmiyorum. ancak olan bitene bakılınca demekte de sakınca yok sanırım.
bu konuda ise insanlar Yeterince duyarlı olamıyorlar, haberdar oldukları kadar tepki verebiliyorlar. bu yüzden ciddi derecede bir farkındalık yaratılamıyor. Çogu sivil toplum örgütünün bu konu hakkında ciddi çalışmaları olsada seslerini geniş kitlelere duyuramıyorlar. ancak sokaklarda ve konferanslarda anlatılabildiği kadar.
bu konuda ise insanlar Yeterince duyarlı olamıyorlar, haberdar oldukları kadar tepki verebiliyorlar. bu yüzden ciddi derecede bir farkındalık yaratılamıyor. Çogu sivil toplum örgütünün bu konu hakkında ciddi çalışmaları olsada seslerini geniş kitlelere duyuramıyorlar. ancak sokaklarda ve konferanslarda anlatılabildiği kadar.
Sesinde ne var biliyor musun
ev dağınıklığı var
ikide bir elini başına götürüp
rüzgarda dağılan yalnızlığını
düzeltiyorsun
dizelerinde, bunu ben yazdım dercesine kendini belli eden şair.
ev dağınıklığı var
ikide bir elini başına götürüp
rüzgarda dağılan yalnızlığını
düzeltiyorsun
dizelerinde, bunu ben yazdım dercesine kendini belli eden şair.
farkında değildik sadece, zaten kirli olan da dünya mıdır orası tartışılır. nasıl büyüdükçe kirleniyorsa dünya gün gelir ölürüz, temizlenir böylece. ölünce tekrar iyi biri oluruz belki de.
Bir beyaz gemiydi ayıran onları
kadın güvertedeydi, adam rıhtımda
şimdi unuttum yüzünü kadının
adamın gözleri aklımda
Kana bulanmış bıçaklar gibi
Uzun kirpikleri ıslaktı
Adam dertli, adam darmadağın
dokunsalar ağlayacaktı
Adam bitkindi, adam seviyordu
kalan kederdi, giden gemiyse
Taş olduğu içindir dedim
rıhtım taşları Erimediyse
derken bir düdük öttü ansızın
bembeyaz gemi gitgide ufaldı
korkunç yalnızlığıyla başbaşa
rıhtımda bir adam kaldı
Ümit yaşar oğuzcan
kadın güvertedeydi, adam rıhtımda
şimdi unuttum yüzünü kadının
adamın gözleri aklımda
Kana bulanmış bıçaklar gibi
Uzun kirpikleri ıslaktı
Adam dertli, adam darmadağın
dokunsalar ağlayacaktı
Adam bitkindi, adam seviyordu
kalan kederdi, giden gemiyse
Taş olduğu içindir dedim
rıhtım taşları Erimediyse
derken bir düdük öttü ansızın
bembeyaz gemi gitgide ufaldı
korkunç yalnızlığıyla başbaşa
rıhtımda bir adam kaldı
Ümit yaşar oğuzcan
sade dili ve akıcı konusuyla bir oturuşta okunabilecek kitaplardan. italyan yazar Italo Calvino'nun savaşı ve zulmü bir çocuğun bakış açısıyla anlattığı eseri. kahramanımız pin diğer çocuklar gibi kendi yaşıtlarıyla vakit geçirip anlaşmak yerine büyüklerin yanında olmayı tercih eden çocuklardan. yaptıklarıyla etrafındakileri güldürmeyi ve eğlendirmeyi biliyor. gelişen olaylar boyunca küçük bir çocuğun neye sevindiğini, nelere üzüldüğünü, çoğu zaman kendince haklı kızgınlığını ve nefretini görmek mümkün kitapta. böylesine faşizan bir olaya farklı bir bakış açısıyla yaklaşmış sıkılmadan okunabilecek kitaplardan.
birbirinden yetenekli oyuncuların yer aldığı, yaşanan döneme ait olaylarını mizahi bir üslupla anlattığı haldun taner eseri. şehir tiyatrolarında gösterimi devam eden oyun, gerek içinde bulundurduğu eleştiri yönünden gerekse oyunculuk açısından kesinlikle görülmeli. yönetmenliğini can doğan'ın yaptığı oyun 2 perde 2 saat 40 dakika boyunca sıkılmadan izlettiriyor kendini. müzikal oluşu da apayrı bir güzellik. oyun boyunca 31 Mart olayı ile başlayıp 1960 yılının ortalarına kadar devam eden sürede ,beraber büyüyen vicdani ve efruz'un paralel olarak ilerleyen yaşantıları ele alınıyor. bir yanda vatanına milletine bağlılığını her seferinde dile getiren ve her daim vicdanının sesini dinleyen vicdani diğer yanda ise kendi menfaati uğruna her şeyi yapabilecek biri olan efruz. böylesine iki karakter yan yana gelince neler olur varın siz düşünün artık.
Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?
orhan veli kanık
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?
orhan veli kanık
kodu yazıp run butonuna bastıktan sonra işlem bitene kadar geçen süreyi ölçen matlab fonksiyonudur. tic komutu ile başlanır ve istenen kod yazıldıktan sonra sonuna toc komutu eklenir. geçen zaman bu şekilde gözlemlenip işlemlerin daha hızlı gerçekleşmesi adına kodumuzda gerekli değişiklikler yapılabilir.
Özgürlük ve bağımsızlık kaygısı, ancak hala umutla yaşayan bir varlıkta duyulur.
inan bana büyük acı yoktur, büyük pişmanlıklar, büyük anılar yoktur. Her şey unutulur, büyük aşklar bile. Yaşamda aynı anda hüznün ve coşkunluğun bulunuşu bundandır. Olayları görmenin ancak belli bir yolu vardır ve zaman zaman ortaya çıkar. işte bunun içindir ki, yaşamında büyük bir aşka, mutsuz bir tutkuya sahip olmuş olmak yine de iyidir. Bu en azından bizi çökerten nedensiz umutsuzluklar için bir korunmadır.
insanın ya çok büyük umutsuzluk içinde yaşaması gerekir ya da çok büyük bir umut içinde. Belki de her ikisinde birden.
Ölme korkusu, insanın içindeki yaşayan şeye olan sınırsız bağlanmayı açıklıyordu.*
inan bana büyük acı yoktur, büyük pişmanlıklar, büyük anılar yoktur. Her şey unutulur, büyük aşklar bile. Yaşamda aynı anda hüznün ve coşkunluğun bulunuşu bundandır. Olayları görmenin ancak belli bir yolu vardır ve zaman zaman ortaya çıkar. işte bunun içindir ki, yaşamında büyük bir aşka, mutsuz bir tutkuya sahip olmuş olmak yine de iyidir. Bu en azından bizi çökerten nedensiz umutsuzluklar için bir korunmadır.
insanın ya çok büyük umutsuzluk içinde yaşaması gerekir ya da çok büyük bir umut içinde. Belki de her ikisinde birden.
Ölme korkusu, insanın içindeki yaşayan şeye olan sınırsız bağlanmayı açıklıyordu.*
yusuf atılgan'ın zebercet karakterine kafalarda canlanan şekilde hayat verebilmiş oyuncu. ömer kavur yönetmenliğinde çekilen filmde rolünün hakkını vermiştir. yaşamasa da olurmuş dediğimiz bir karakter zebercet, anayurt oteli'nde sıkışıp kalan hayatta nerdeyse hiçbir amacı olmayan yaşantısıyla. yeri geliyor bir havlu bile orada olduğunu daha çok hissettiriyor. işte böylesine silik bir karakter ve bunun altından yüz akıyla çıkabilmiş bir oyunculuk.
"Sevmek ne uzun kelime!" (C.S.)
1972 yılında hastanede yatan eşi zuhal tekkanat'a yazdığı mektuplardan oluşan,onüç günün mektupları, eserinin sahibi büyük usta. kitabın yeni baskılarında bunlara ek olarak farklı zamanlarda yazdığı 24 mektuba daha yer verilmiş.
Kahvenin önünden otomobiller geçiyor. Bir tane de at arabası. Seni düşününce o atı da seviyorum. Çay içiyorum. Artık ıhlamur içeceğim. Ne yumuşak, çağrışımlı, bağışçı, düşçül şeydir ıhlamur. Evimizin önünde bir ıhlamur ağacı olsun. Sen saksıda da yetiştirebilirsin ıhlamuru. Gece yatakta Memoyla hep seni konuştuk. Susunca seni sustuk. Uyuyunca seni uyuduk. ...
Madam aldığım biberleri güzelce kızarttı. Optalidon ve pil de aldım. Beyaz çizgili giysin de çantamda. içim titrer senin istediğin bir şeyi yerine getirirken.
*
içim titrer. ...
1972 yılında hastanede yatan eşi zuhal tekkanat'a yazdığı mektuplardan oluşan,onüç günün mektupları, eserinin sahibi büyük usta. kitabın yeni baskılarında bunlara ek olarak farklı zamanlarda yazdığı 24 mektuba daha yer verilmiş.
Kahvenin önünden otomobiller geçiyor. Bir tane de at arabası. Seni düşününce o atı da seviyorum. Çay içiyorum. Artık ıhlamur içeceğim. Ne yumuşak, çağrışımlı, bağışçı, düşçül şeydir ıhlamur. Evimizin önünde bir ıhlamur ağacı olsun. Sen saksıda da yetiştirebilirsin ıhlamuru. Gece yatakta Memoyla hep seni konuştuk. Susunca seni sustuk. Uyuyunca seni uyuduk. ...
Madam aldığım biberleri güzelce kızarttı. Optalidon ve pil de aldım. Beyaz çizgili giysin de çantamda. içim titrer senin istediğin bir şeyi yerine getirirken.
*
içim titrer. ...
Oldukça basit bir senaryo üzerine oturtulmuş iyi oyuncularla birlikte siyah beyaz olarak çekilmiş hoş bir film olmuş. gerek çekim tekniği gerekse konusu itibari ile çoğu izleyici tarafından sıkıcı olarak nitelendirebilir. izleyince beğenmedim diyecek kişi sayısı azdır herhalde. sık sık gülümseten repliklere sahip. insanların hayalleri, samimiyetsizlikleri üzerine kurulu bir yapısı var. türünü sevenlere tavsiye edilir.
isveç menşeili death metal gruplarından. diğerlerine göre oldukça farklı bir tarzları var. dinleyincede hemen fark ediliyor zaten. 98 çıkışlı Chaosphere albümü tam anlamıyla bir başyapıt olan grubun yaptıkları müzik türünde öncü olduklarını söyleyebiliriz.
güzel rüyalar gördüğümüz de, güzeldi ama garipti deriz nedense. kabus deriz kötü olanlarına. ağlatırlar bazen garip olanlar da kabuslar kadar. bazen söyleyemediklerimizi söyleriz güzel olanlarda, bazen de görmek istediklerimizi görebiliriz. tuhaflığı bundan kaynaklanır belki de.
Fragmanı ve afişine bakılınca kovboy filmini andıran izlemeye başlayınca aslında farklı bir konusu olan gerçek hikayeden uyarlanmış zamane filmi. oyunculara bakılacak olursa matthew mcconaughey filmi sırtlamış desek yalan olmaz. film için öyle bir hale girmişki tanınacak gibi değil. bu performansı ile şüphesiz oscar'ın en büyük adayı gibi görünüyor.
filme gelecek olursak, iki saate yakın bir süresi var ve bu süre içerisinde izleyiciyi biran olsun sıkmadan kendini izlettiriyor. yer yer güldüren bazen de hüzünlendiren bir havası var. kısacası drama filminde olabilecek herşeye sahip. izleyipte pişman oldum diyecek olan yoktur.
filme gelecek olursak, iki saate yakın bir süresi var ve bu süre içerisinde izleyiciyi biran olsun sıkmadan kendini izlettiriyor. yer yer güldüren bazen de hüzünlendiren bir havası var. kısacası drama filminde olabilecek herşeye sahip. izleyipte pişman oldum diyecek olan yoktur.
fazla maruz kalındığında baş döndüren kokulardan. bu koku tarif edemediğim bir şekilde mutlu ediyor beni nedense. belki de eskiyi hatırlattığındandır bilinmez.