bugün

televizyon tarihinin en farklı dizisi.

house md'nin güzel bir sonla bitmemesi gerektiğini söylüyordu birçok kişi. öyle de oldu. ne olursa olsun wilson ölüyor ve muhtemelen arkasından house da ölecek. eric'in de işi hiç kolay değil, çünkü house'un şartlı tahliyesine olursa olsun sakat bitti ve sorumlu tutulacak bundan.

klasik izleyici kesim için dizi mutlu bir sonla bitti. wilson-house dostluğu hiçbir zaman son sezondaki gibi aktarılmasa da oldukça yüce bir dostluktu ve bunu gösterebilmek gerekiyordu. ben motorla gezmeleri yerine bir dağ yamacında biralarını için güneşin batışını izlemelerini tercih ederdim mesela ama bu da fena olmadı. cenaze töreninde arkasından söylenenler de house'dan kimsenin nefret etmediğinin kanıtı oldu. chase karakterinin sekiz sezon sonra ödüllendirilişi, cameron ve taub'un çocukları, eric'in de olanlardan haberinin olması ile gerçekten mutlu bir son oldu.

gelecek sonbaharda bir boşluk yaşayacağım kesin. lost'un finalinden sonraki sezon alışmak da birkaç ay almıştı. şimdi de öyle olacak. himym ve tbbt bittikten sonra dizi izlemeyi bırakmak en iyisi. iyi etkilemiyor diziler beni.
9. sezondan ilk görüntüleri elimize ulaşan efsane dizi..

http://imgim.com/180254_4...40222376_1303766573_n.jpg
--spoiler--
4. sezon finalinde gözlerim doldu lan. çok sağlamdı yemin ediyorum ya. o nasıl bir ölmektir? o nasıl bir sevgiliyi ölüme gönderebilmektir? wilson'a sempatim ölü ozanlar derneği'nden var zaten ama, bu kadarı yapılmaz lan adama!
--spoiler--
finalinde dr house'ın ölerek herkesi yasa boğduğu güzel dizi. illa finalde birilerini öldürecek arkadaş bu amerikalılar. daha önce prison break te michael öldüydü lostta jack. ayıp la. bi kere de yaşasın bu adamlar. game of thornes da ned starka girmiyorum bile. evet.
müthiş tıp dizisi. daha tek bir bölüm izlemiş olmama rağmen hayranlıkla izlediğim ve bu yaz bütün sezonları bitirme kararı aldığım dizi.
bir dizi.**

hayatla ilgili kimsenin size söylemeyeceği ama bilinmesi hayati olan nasihatleri barındıran ve gregory house sözlerinden derlenmiş olan posterin linki efem:

http://9gag.com/gag/4661748

bunları bilmek ve düşünmek lazım azizim.
bağımlılık yapan dizi. kotam dolmasa uyumaz izlerdim. *
Bir arkadaşımın bu ne biçim dizi lan doğru düzgün güzel kız yok diyerek beni dumurlara uratmasına vesile olmuş dizi.
şu sıra 5. sezonunu izlediğim dizi. bir yandan finalini deli gibi merak ettiğim için bir an önce bitirmek istiyorum bir yandan da bitmesini hiç istemiyorum.
başlayacamda üşeniyom. yazın sıcağanda eski dizilere devam şimdilik.
finalde ağzı açık açık izlenerek biten bir dizi oldu

--spoiler--
sonunda house öldü mü kaldı mı? yoksa wilson ile gerçekten carpe diem felsefesine mi döndü bilinemez ancak gerçekten güzel bir finaldi. keşke bir sezon daha olsa denilen nadir dizilerdendi. her ne kadar lupus ve Sarcoidosis buna benzer hastalıklardan konuştukları zerre kadar anlamayan insanlar olsak da ( en azından tıpçı olmayan izleyici kitlesi olarak) yine de izlemekten keyif duyulacak dizilerdendi.
--spoiler-
"gregory house" karakteri ile tahminimce yeryüzünde yüzlerce belki de binlerce insanın olduğu gibi benim de hayata bakış açımı sorgulatmayı başarmış, olaylar, olgular, tanımlar, dogmalar ve diğer insanlar hakkındaki görüşlerimi ve onlara karşı almış olduğum pozisyonları yeniden değerlendirmeme fırsat sağlamış hayatımın yapımı.

ben bu dizinin sekiz sezon-yaklaşık 180 bölümden oluşan tamamını 10 ayda izledim. ve şimdi geriye dönüp eski ile yeni kişiliğimi karşılaştırdığımda, altı üstü bir tv dizisinin bir insanı bu kadar değiştirebildiğini şaşkınlıkla gözlemliyorum. house gibi olmaya çalışmıyorum, olmak da istemem. öte yandan da böylesi bir samimiyeti ve dürüstlüğü de kim istemez diye düşünmüyor değilim. mesela ne diyordu adamımız; "i'm fine, i'm just not happy (iyiyim, sadece mutlu değilim)". böylesi bir kabullenmeye benim de ihtiyacım vardı tam bunu izlediğim dönem. ya da; "if you talk to god you're religious, if god talks to you you're psychotic (tanrıyla konuşursan dindarsındır, ama tanrı seninle konuşursa ruh hastasısın)". her biri düşünmeye, tartışmaya yönelik muhteşem diyaloglar, gerçek hayatta olamayacak hazır cevaplar.

net cümleyi hatırlamıyorum ama "başı dik ölünmez, başı dik yaşanır" dediği an ben kendimi house'a emanet ettim.

belki house m.d. bitti, belki gregory house karakteri kurgu idi ama neyse ki onun fikirleri gerçek, orada, onun gibi düşünen, onu yaratan, ona hayat veren insanlar güzel bir acı gibi gerçek. çünkü hepimizin dev gibi yıkılmaz kayaların arkasına saklanıp belki de yalana dayalı hayat geçirmekten ziyade düşünmeye, sorgulamaya, değişmeye ihtiyacı var.

iyi vardın, iyi ki varsın house.
Güzel diziler sıralamamda ikincidir.
-Sherlock
-house md
- dexter
.
babam olaydın bu kadar sevmezdim lan house seni, bitmeyeydin iyiydi.
bağımlılık yapan ve bitmesinden nefret ettiren dizidir. ailenden biriymiş gibi seviyorsun house'u. hep böyle bir doktorla karşılaşma isteği oluşturuyor içinde ve doktorların aslında böyle olmaları gerektiğini düşünüyorsun. bence mantıklı bir düşüncedir de. adam inat edip tanrı'yla bile yarışıyor. bastonunu öperim ben o adamın.
8 sezonunun bir bolumunu bile kacirmadan bitirdigim mukemmel otesi dizi....dizi bitti ama ilk defa bir diziden bir seyler alarak bitirdim... bu anlamda detay house izliyicileri ne demek istedigimi anlalar... zira house m.d. bir dizi degildi... bir felsefeydi.... ---- if you talk to god you are religious, if god talks to you you are psychotic --- everybody lies ---- seni cok ozleyecegiz house m.d.
bitmesine üzüm üzüm üzüldüğüm, kahrolduğum tek dizidir. neyin lupus, neyin beyin tümörü olduğunu hala çözemesem de, hapşuruktan bile korkmamız gerektiğini öğretmiştir. hele ki farklı bir kişilikseniz, kesin beyninizde tümör vardır bu diziye göre.
dr. wilson karakterinin roger federer-jim carrey karışımı bir şey olduğu dizidir.

görsel
görsel
görsel
divxplanet çevirmenlerinden birinin ilk sezon boyunca history'i hikaye diye çevirdiği dizi. hasta geçmişi anlamına gelen patient history'i gördüğü her yere 'hastanın hikayesi'ni yapıştırıyordu.
house karakteri diziyi heyecanla izletir. başlarda house'ın zekasına hayran kalırken * daha sonra gerçekten iyi olduğu kadar aksi olduğunu da anlarsınız. iyi yönlerini bile gizlemeye çalışır, aksi yönünün ortada olmasından sanki daha memnun gibidir. bitimi hem yerinde olmuştur hem de artık bir alışkanlık haline geldiğinden bitimiyle hafif bir üzüntü bırakmıştır.

--spoiler--

--spoiler--

hayır o değil de house kadar mesleği için yaşayan biri mesleğini kaybettikten sonra ne yapacak? hadi bir de wilson öldü diyelim sonra ne olacak , house onsuz ne yapacak? yine de arkadaşı için verdiği değer takdire şayandır fakat bunların yerine çocukça şeylerle uğraşmayıp hem wilson'un yanında olabilir hem de mesleğine devam ediyor olabilirdi. bir de son bölümde diziden çıkan çıkmayan herkes vardı hayır adam ölmüş * bi cenazesine de mi gelemedi cuddy? lisa edelstein diziden ayrılmış olabilir fakat yine de son bölümde kendisini de görmeyi beklerdik, ayıp etmiş bence.
yabancı dizi izlemek ve house izlemek apayrı şeylerdir. zira house dili farklıdır. ilk başlarda alt yazılara yetişemez hatta bazı yerlerinde durdurur öyle anlamaya çalışırsınız. sonlara doğru hızlanırsınız. ara verip tekrar izlemeye başlarsanız benim gibi tekrar bir alışma sürecine girersiniz.
mükemmel bir sherlock uyarlamasıdır.
biteli aylar oldu ama etkisinden çıkamadığım bir dizi. bu diziyi hafta hafta bekleme ya da sezon arasında bekleme heyecanını yaşayamayan izleyenlerine üzülüyorum açıkçası ama yine de izleyin lan. bu sadece bir dizi değil.
bitimine yaklaşırken eksikliğini hissedeceğimden dolayı "keşke başlamasa mıydım lan?" dediğim ve izleme sürecim boyunca bana ve izleyenlerine çok güzel şarkıları armağan eden tıp bölümü temelli gözüküp daha fazlasını içeren dizidir efendim.
insana tıp okumaya iten dizi. ama o kitapları ve 6 seneyi görünce vazgeçiyorsun hemen.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar