bugün

çağımız gençliğinin vebasıdır, kurtulmak şarttır.
depresyon belirtilerinden biridir.
aslında ne istediğini bilmemektir.
yaşamanın, hayatta olmanın anlamının yitirildiği durum. acıklı bir hal alabilir.
(bkz: sozluk duygusali)
depresyon belirtisidir. kendisini dine vererek üstesinden gelebilir laikçi kardeşler pekala...
(bkz: ironiden anlamayan nesile aşina değiliz)
hayattan keyif alamamanın sonucu, okuduğum kaynaklara göre depresyon belirtisiymiş. bilmiyorum belkide şuan ruh halim depresyon habercisidir. ama gerçekten artık eskisi gibi tad alamıyorum hayattan. yediğim yemekten, gezdiğim tozduğum sokaklardan, izlediğim filmlerden, okuduğum kitaplardan, dinlediğim müziklerden kısacası hiç birşeyden artık eskisi gibi zevk alamıyorum. huzurum kaçtı, tadım kaçtı. ve bu uzun süredir böyle.

bazen düşünüyorum bunların nedeni nedir diye.. çünkü etki tepkiyi doğururmuş. belkide şuan herşeyin sorumlusu hayatta istediğim hiç birşeyin gerçekleşmemesi olabilir. çok üzüldüm, çok ağladım, çok kırıldım belkide bunlar bu yaşadıklarımın toplamıdır. yaşadıklarımın bir sonucudur. belkide bu huzursuzluğu ve mutsuzluğu hakediyorumdur. sanki böyle bir daha mutlu olamayacakmışım gibi hissediyorum...*
saçmalık.
hayattan keyif alınmaz zaten. öyle şeyler yapacaksın ki keyfi sen üreteceksin. sen alacaksın.
Şuan içinde bulunduğum durum.
Alamıyorum abi mutsuzluk var içimde , hayatımda kimse yok . Sığınacak bir limana ihtiyacım var , gemi su alıyor.
Bir depresyon başlangıcı sayılabilir. Almiyorum sözlük alamıyorum. insanlar beni çok yordu. Hayat beni çok yordu. Bu genç yasta boyle olmamalıydım.
yalnız insanların durumudur.
dönem dönem fakirliğin bastırıp hiç bir boku alamayıp hayata isyan.
hayatta her an keyif almak beklentisi holywood'un beyin yıkamasının sonuçlarından biridir.
video oyunu oynamayan kişinin içinde bulunduğu ruh halidir.
assassin's creed (özellikle syndicate) oynaması tavsiye edilir.
Küm ne derse desin şuan ki ben.
Neden kendini asmayı denemiyorsun?
Tam okul bitti, iş güç sahibi olduk, ekonomik gücümüzü kazandık, hayatın tadını çıkaracağız derken ciddi anlamda kötü geçen bir 2020 yılı...

Corona bir yandan, sevdiklerimizi kaybetmemiz bir yandan, düzgün bir ilişkimizin olmaması bir yandan, gelen kış mevsimi bir yandan... Ay bir yandan sen bir yandan sar beni demiş ünlü düşünür frank ibo ama sarılamıyoruz çünkü corona var...

Akşam eve gel, yemek ye, haberlere bak, kitap oku, film izle yapacak şeyler o kadar kısıtlı ki... Zaman geçmek bilmiyor...

Bu karantina hiç iyi olmadı...
Son zamanlarda overdose yaşadığımız durum.

Zerre kadar zevk alıyorsam namerdim.
karantina olmasada keyif alamiyorduk, Türkiye sınırlarında keyif bir lüks.
Şimdi tüm dürüst insanlar çıldırmış durumda. Yalnızca, vasat ve yeteneksizler yaşamdan keyif alıyor.

Fyodor Dostoyevski
saçmalık, anlamsızlık ve ince düşüncesizlik içerisinde ölüme doğru yara alıp yuvarlandığını fark eden herkesin yaşadığı tecrübe.
istediklerim benden kaçıyor gibi geliyor. istemediğim ne varsa her gün maruz kalıyorum. saygının ve kibarlığın zayıflık ve sahtelik olarak görüldüğü, ciddi konuşup düşünenlerin güldürmediği için dışlandığı bomboş ve sıkıcı bir dünyada yaşıyorum. kadınlar biri emretmiş gibi hep aynı, belli tiplerle çıkıp yatıyor. dışarıda mafya dizileriyle büyümüş gençliğin atarlı giderli, ilgi çekme isteğiyle yoran görüntüleri var. ülkenin ekonomisi ve bazı şeyleri eleştirmek gerekirken eleştirememek insanı daha çok üzüyor.
sevmiyorum bu hayatı. sadece boşverip geçmede ustalaşmış kişilerin mutlu olduğunu düşünüyorum. ben boşverip geçemiyorum.
bir şeyler içimize sinmediği içindir. içimize sinmeyen şeyleri değiştirmemiz gerekir.
Yaşla alakalı olabilir. Birçok duyguyu, heyecanı deneyimliyorsunuz belli bir yaşa kadar. Haliyle hayat sıkıcı olabiliyor zamanla.

Buna rağmen, sizi tatmin edecek, hayata bağlayacak, heyecan yaratacak yeni uğraşlar, hobiler illa ki vardır.

Öyle kös kös oturup sözlükte pineklemekle tabi ki keyif almazsınız hayattan..
Hayat kendisinden sürekli keyif alınacak bir şey değil, inişleri ve çıkışları olan bir yol olduğu için ara sıra olması gayet doğal bir durum.
ara sıra değil de süreklilik halini alınca insanda parmağını oynatma isteği bile bırakmayan durum. herkesin birbirini kapışıp seviştiği günümüzde 15 senedir yalnız bırakılmak bile bu hayattan soğumak için geçerli ve saçma bir sebeptir. o kadar çok saçmalığa maruz kalıp pozitif şeyler hissedemeyince elbette insanda ne yaşama sevinci kalıyor ne de heyecan. can sıkıcı, anlamsız bir süreçte öylesine yuvarlanıyor.