bugün

Damarlarında gerçek serumuyla gezen yolcunun gözbebeklerini büyüten korkuyla taş kesilmiş an. inkar ettikleriyle tepetaklak olmuş sersem bir an. içinde başıboş sözcüklerin hologramlaştığı, şaşkınlık yelpazesinin küçük girdaplar yarattığı an. Başdönmeleri yaratan açık görüş açısını kısırlaştıran an.

Benim boşluğuma tutun, gerçekliğinin kayıplarını onarayım. Sabırsız taşın çatlayan hücrelerinden açılan mavi bir dilekle buluşsun ellerimiz. Kollarımı açabildiğim kadar büyük değilse nasıl sevgim, ellerimi göğe kaldırabildiğim kadar da güçlü değil bu isteğim. Ayakta kalarak diz çökebilen ruhuma söz geçiremem, ayazda kalmış gerçeğini iyileştiremem.
(bkz: veritaserum)
gerçeğin serumu olsaydı eğer daha da mutsuz olurdu aşk acısı çeken aşk hastaları diye düşünülecek bir durumdur.
kendine devamlı yalanlar söyleyen kişi için en acı serumdur. kaçmakla sonuçlanır her zaman.

+ nereye kaçıyorsun?
- şu ilerdeki yalan mağarasına. oraya sığınacağım
+ dikkat et. kolundaki iğne batmasın bir yerine.
- ahh canım benim. ne kadar da düşüncelisin!