bugün

uluslararası edinburgh festivali kapsamındaki bir bölüm olan fringe,
Katılımcı sayısı bakımından başlı başına dünyanın en büyük sanat festivali sayılıyor. bağımsız tiyatro, performans, komedi sanatçılarının ve topluluklarının katıldığı bir etkinlik. Bu yıl Fringe kapsamında 250 farklı yerde 2000'den fazla gösteri yapılacak. 27 Ağustos'a kadar devam etmesi planlanan Fringe boyunca 18 bin 500'den fazla sanatçının sahneye çıkması bekleniyor. Festivale katılanlar 21 farklı ödül için yarışacak. Bu yılki festivale Frank Skinner, Paul Merton ve Ricky Gervais gibi ingiliz komedisinin ünlü isimleri de katılıyor.*
http://www.edfringe.com
Edinburgh Fringe Festivali bu yıl rekor sayıda izleyiciye ulaştı. 60.yılında, bir önceki yıla göre yüzde 10 büyüyen festival, toplam 1.7 milyon bilet sattı. Festivalde '18626' sanatçının 31 bin temsil yapıp 2 bin gösteriyi sahneledikleri düşünülürse tabii bu bilet rakamı da şaşırtıcı değil aslında. Festivalin komedi ödülünü Avustralyalı stand-up'çı Brendon Burns kazandı. Festivalin hızlı büyümesinin kaliteyi aşağıya çektiği yönünde eleştiriler de bu yıl dile getirilmeye başlandı. Festival yöneticileri ise bu eleştiriye cevaben Fringe'in bağımsız, kendiliğinden bir festival olduğunu, sanatçıların ve izleyicilerin gelmeye devam etmesi durumunda festivalin de büyümeye devam edeceğini hatırlatmakla yetindiler.*
lost un yaratıcısı olan j j abrams ın yeni bir dizi projesi. hikaye yine bir uçakta başlıyor, ama sefer numarası bu kez 657. * hava boşluğuna giren uçak sallanmaya başlar, daha sonra belli olmayan bir sebeple yolcuların bedenleri erimeye başlar. uçak yere indiğinde fbi duruma el atar ve olaylar gelişir. pilot bölümü 10 milyon dolara malolmuş. j j abrams ın geniş bir hayal gücü olduğunu düşünürsek maliyet normal karşılanabilir. işin içinde bu adam olunca bize de izlemek düşer.
ilk bölümünü gayet başarılı bulduğum yeni fox tv dizisi.
klişe bir dizi, ileride sarar mı bilmiyorum ama kimse lost kalitesi beklemesin. ayrıca pilot bölümü 1.21dk sürmektedir.
ilk dört bölümün ardından sarmaya başlamış dizi. aslında gayet güzel olmuş insana tükürdüğünü yalatabiliyor. *
--spoiler--

iki bölümdür dizide Jacob adının geçmesi lost ile birbirine mi bağlanacak durumlarını düşündürtmeye başlamıştır.

--spoiler--
--spoiler s1xe6--

beşinci bölümde tanıştığımız kel ve kaşsız olan gözcü altıncı bölümdeki olayda da, asansör düşmeden hemen önce asansörden inmekte, asansörün düşmesine neden olacak manyetizma problemi olan elemana göz ucuyla bakmaktadır şapkasını takarken. saniyelik onun yüzünü görebilirsiniz. gerçekten güzel bir ayrıntı.

--spoiler--
Sozlukteki lost fanatiklerinin, fringe ile lost arasindaki baglantilari ogrenince 70 sayfa entry girilecek olan dizidir.Diziden tiksinmeden once rahat rahat entry girebilirim.
güzel bir dizi olmuş, j.j abrams yapınca izleniyor zaten, bilmkurgu ve korku severleri cezbedecek sağlam bölümler var, oyunculuklar iyi, Anna Torv tatlı bir hatun, izliyoruz bakalım ama lost ineği gibi sağdıkça sağmasınlar yeter.
x-files in j.j.a. tarzında yeni versiyonu, harvard enstantaneleri içeren, bilim kurgu dizisi. ergenekon tadında türetilmiş düzen adlı örgütün yaptığı pis işleri temizlemeye gönüllü fbi ajanı olivia dunham, 1960 amerikasında fringe science adında, nazi carl clauberg tadında işler yapan prof walter bishop ve zeka düzeyi babasına yaklaşık oğlu peter bishop tan oluşmuş fbi takımının maceraları.
ilginç bir dizi. her bölüm yeni bir olay inceleniyor. yalnız birkaç bölüm devam eden olaylarda var. herşey "düzen" adlı bir seneryonun üzerine oturtulmuş ve the 4400 gibi her bölüm bir şeyler oluyor. dizi müziklerinde zaman zaman lost tınıları duymamız mümkün. izlerken senaristler bu kadar çok şeyi nasıl biliyorlar acaba demeden edemiyoruz. senaryo ilerlerde biryerler de lost ile kesişir mi bilinmez ama lost'un yanından bile geçemeyeceği kesin. hemen hemen bütün olayların neden boston'da cereyan ettiğini bir mantığa oturtamasam da izlenebilir.
bölüm 8 itibari ile her bölümü aynı gibi gelen lakin observer'ı yakalamaca çabasına girince de hayli eğlendiren dizidir. lost yokken bizi minik oranda idare etmektedir. eş - dost'un dediğine göre 9 ve 10. bölümden sonra harika bir hal alacakmış. bekleyeceğiz, göreceğiz.
--spoiler S1 x E9--

Dakika 8.44'de Olivia, kelebeklerden ölen elemanın çantasını araştırırken bir uçak bileti buluyor. Bilin bakalım hangi firmanın uçak bileti ???

(bkz: oceanic flight)
--spoiler S1 x E9--
--spoiler--
insanlarla öküzler birbirinden bir kaç dna ile ayrılır
--spoiler--

güdüren, şaşırtan, sınır bilimine boğan, enteresan bir yapımdır..zevkle izlenebilitesi oldukça yüksektir..
(bkz: lostfringe com)
(bkz: torsten frings)
efsanevi dizi lostun yaratıcısı jj abrams son dizi projesi.

lost izleyen her bünye dizinin etiketinde jj abrams ın ismini duyunca birazda olsa heycanlanmıştır. açıkcası ben baya bir heycanlandım. hani yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır diye bir laf varya o hesap işte. neyse efenim gün geldi dizi yayınlanmaya başladı bizde hemen takibe aldık tabikide diziyi.

ilk bölüm biraz vasat gelmedi desem yalan olur. ama halen aklımda "yok abi abrams yaptıysa kesin vardır bir numarası" fikri durmaktaydı. öyle hemen ilk bölümden bok atmak olmaz dedik. neyse efenim bu izleyen zamanlarda diğer bölümleri izledikçe kafamızdaki bulutların rengi hafiften griye daha sonra siyaha dönmeye başladı.

adı geçen dizi bugüne kadar ortaya çıkan bir çok dizinin bir karması. şimdi o dizilerin adını tek tek vermeye bu dizi ile aralarındaki ilişkiyi açıklamaya gerek yok sanırım. aslında gerek var ama şimdi uğraşamıyacam onunla. çok merak eden varsa otursun izlesin kendisi görsün.

neyse efendim zira 5 bölümden sonra bıraktım bu diziyi. ondan sonra ne oldu ne bitti hiç bilmiyorum aslına bakarsan hiç de merak etmiyorum.

daha güzel projelerde buluşmak dileği ile diyor bu gece yayınlanacak lost s05 e03 ü dört gözle bekliyoruz efenim.
Bir dizi için yaratılmış en iyi karakterlerden birini (bkz: Walter Bishop) içeren yabancı dizi. Walter Bishop karakteri için gerek senaristlerin gerekse karakteri canlandıran John Noble'ın çok çalıştığı apaçık ortada. Hareketleri olsun ya da birbirinden şahane replikleri olsun diziyi izlenebilir kılan en büyük etmenlerden biri. Ayrıca nacizane fikrimdir, Olivia Dunham'ı canlandıran Anna Torv da rolüne çok yakışmaktadır.
Dizinin bu haftaki bölümünün Amerika'da 13 milyon kişi tarafından izlendiğini düşünürsek J.J. Abrams yine yaptı yapacağını diyebiliriz rahatlıkla ve bunda cast'ın büyük etkisi olduğunu eklememiz lazım
jj abrams'ın abd hakkında ortaya atılan bazı iddialardan yola çıkarak bizlere sunduğu dizidir. bilindiği gibi vietnam savaşı sırasında çoğu abd askeri salgın hastlaıklar sebebiyle öldü ve bir kısmı da savaştan sonra çok farklı kanser çeşitlerine yakalandı. bazıları bunların abd'nin vietnam savaşı sırasında biyolojik silah projeleri çerçevesinde kendi askerleri ve bölge halkı üzerinde yaptığı deneyler sonucu olduğunu iddia ediyor. zaten dizide de walter bishop abimiz sürekli hükümetin kendisine verdiği projelerden bahsediyor. gerçeklik payı var mıdır? bilemem. abd bunları gerçekten yapmış olabilir mi? dizideki kadar abartılı olmasa da evet. kendi insanları üzerinde deney yapacak kadar acımasız mı? kesinlikle evet. bence bu dizi sadece bir dizi olmaktan çok öte ve gün geçtikçe daha da ilginçleşip çok ciddi bir hayran kitlesi oluşturacağa benziyor.
http://www.fringetr.com
--pilot bölüm ilk 3 dakikalık spoiler--

uçaktaki yolcuları cin çarpar

--pilot bölüm ilk 3 dakikalık spoiler--

(bkz: ve olaylar gelişir)
evet her bölüm birbirine benzer şekilde sonuçlanıyor olsa da, eğer yeni bir lost beklentisiyle izlemiyorsanız oldukça keyif verecek dizi.
jj abrams'ın fringe ile yapmaya çalışıgı şey diziye çizgi roman mantığını taşımak olmuştur. buna başka örnekler var mıdır? mutlaka vardır hatta çok çok daha başarılı prodüksiyonlar elbetteki var ancak gerçek kötüler, kötü gibiler ama iyi olabilenler, ajanlar,çatlak profesörler, köstebekler, eski sevgililer, eski düşmanlar-yeni dostlar,olmazsa olmaz mizah + aşk, senin benim gibi ezik yaşam formlarının doğa üstü olarak adlandırabileceği türden her nanenin bilimsel olarak açıklanması ve izleyicide "yok artık daha neler" ile "ulen olabilir de aslında ya" git gellerini yaşatabiliyor olması çok keyifli.

Her izlediğin, gördüğün, yediğin, vs şeye hayatında gördüğün "en en en ultra nane" damgasını vurmayı takıntı haline getirmemişsen, çok keyifli izlersin fringe'i, çok da güzel vakit geçirirsin.
insanin kanini donduran muhtesem bir dizi.