bugün

yetmiyor bazen yazmak, konuşmak ve hatta sessizlik bile.

zaman akıp gidiyor, öyle çaresiziz ki karşısında, bir parçasını kopartıp kendine saklamak ve birine göstermek istiyorsun. işte bu hızsızlığın adı fotoğraf. Günahını bana sormasınlar, "neden" demesinler, pişman değilim.
Aklın ve yüreğin aynı düzleme geldiği anda denklanşöre basma sanatıdır.
Fotoğraf hayatımızda olmazsa olmazlar arasındadır. Yaşam biçimidir.
hayat damarlarından biridir fotoğraf, fotoğrafçı için.
--
fotograf çekme alışkanlığını kazanmak,sadece yaşamak değil yaşarken çevremizi algılamak ve yaşamımızdakileri önemsemeyerek yaşamak.
Anı birlikte yakalamak amacımız.
Her insan fotoğraflarda güzel çıkmadığını düşünür. Aslında belki de en güzel oldukları yer fotoğraflardır. Öyle dururlar çünkü yalan söylemezler, bırakıp gidemezler, nankör olamazlar, arkandan konuşamazlar, kalbini kıramazlar, seni aldatamazlar, ihanet edemezler. Gerçeğinde bu yazılanların hepsini yaparlar, fotoğraflar sadece susar, bakar. O yüzden gelmesin gidenler. Bir fotoğraf göndersinler yeter.
Bir de fotoğrafa "başarılı" demek kafası var. N'aptı fotoğraf, üniversiteyi mi kazandı, yüksek lisans mı yapıyoR, napıyoR?
canon d500'ünüz varsa uğraşması son derece keyif veren hobi.

cep telefonu kamerasıyla pek keyif vermiyormuş.

edit: canon 500 d imiş yahu yanlışlık yapmışız. roketadama saygılar.
bazen bir fotoğraf çok şey anlatır sahibine..
her çektiğim portrede ruhlarını aldığımı düşünsene...
en güzel anı olduğu rahatlıkla söylenebilir. bir an ölümsüz kılınmıştır artık ve yüzyıllar sonra da birinin eline geçebilirsiniz ya da geçebilirler. * eskiden fotoğrafların hepsi baskıdan geçip, elden ele dolaşabilirken daha değerli olduğu da söylenmeden geçilmemelidir. zaten her şey eskiden güzel değil midir hep? ve öyle kalmayacak mıdır? şimdi de bir gün eskiyecekse her zaman söylendiği gibi anın kıymeti bilinmelidir.
Resmine baktığım güzel kız, genç kız
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni
Eski bir albümde durursun yalnız
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni

iki harf, bir imza, bir tarih; garip
Besbelli üçü de mutsuz muzdarip
Aklımı zorlama karşımda durup
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni

Bilemem aradan geçti kaç sene
Memleketin nere, kimsin adın ne ?
''Hatırla'' diyerek bakma yüzüme
Unuttum, Unuttum, Unuttum seni.

- ABDURRAHiM KARAKOÇ -
her önüne gelenin eline fotoğraf makinesi alıp çektiği değildir fotoğraf. sanattır. zordur da.

bu fotoğrafı çok aradım ve mükemmel olduğunu düşünüyorum. görsel
bir pilli bebek parçası
sözleri

bir siyah beyaz fotoğrafım ben
tozlu raflardayım eski albümlerde
yağmurlu günlerde
alçak gönüllü bir su birikintisiyim

şehrin karanlık sokaklarında
donu düşük çocukların yaptığı
kağıttan bir gemiyim
yüzüyorum, yüzüyor muyum
bilmiyorum, bilmiyorum

bir günbatımıyım güneyde
bir akşam vaktiyim
ucuz bir şarabın şişesiyim denizde
yüzüyorum, yüzüyor muyum

biliyor musun,
bir gün bir yağmur sonrası
siyah beyaz bir fotoğraf
bulacaksın yerlerde

işte o an,
bir kıpırtıyım yüreğinde
ve iki damla yaş olacağım
güneşli gözlerinde, gözlerinde
resim ile karıstırılmaması gerekendir.
fotograf anı yakalar.
diyafram ,enstantane ve iso uyumunu görmek için deneme yapabilmek için.

http://www.canonturk.com/...stantane-simulasyonu.html
çok güzel slow bir pilli bebek parçası.
çok büyülü kağıt parçaları ya da veriler.
en küçüklüğümden beri severim fotoğrafları ben. hep hayalim fotoğraf makinesi sahibi olmak ve bununla ilgili işler yaparak mutlu olmaktı. o süper makinelerle ne güzel sihirler açığa çıkarılabilirdi. bir yazar gibi,bir şair gibi birçok insanın hayatına ufak dokunuşlar yapabilecek güzelliği sağlayacaktı bana çünkü.
fotoğraf dünyası çok büyülü. (basılmış hali) baktığında bir kağıt parçası ama öyle büyülü bir şey ki somut olandan soyut olana uçuruveriyor insanı. bir bugündesin bir geçmiştesin.. sanki zaman makinesi gibi. bir kağıt parçasından burnuna kokular gelebiliyor, gözlerine yaş dolabiliyor, en neşeli anında ya da en üzgün anında içine sevinç dolabiliyor. bazen sevdiğinin özlemini hissettiriyor bazen de artık sevmediğinin ne kadar değersiz olduğunu fotoğraflardan anlayabiliyorsun. eskiden büyülü olan kağıt parçası sihrini kaybedip gerçekten kağıt parçası olabiliyor. ne koku veriyor ne duygu seli yaşatıyor. albümü bir daha açmamacasına kapatıp kaldırıyorsun böyle durumlarda ve gözler büyülü, sihirli olanlara; hikayelere, anılara dönüyor tekrar.
yaşananların sadece bir gölgesi gölge ki sadece şeklen aynısı.
olmasa daha mı iyidir acaba dedirtir bazen. üstünden zaman geçtikçe güzelleşir ve nedense güzelleştikçe yarattığı özlem ile daha bir can yakar.
resim demek değildir.
1800lü yıllarda fotoğraf gibi bir buluşun hayali için: " insan Tanrı'nın suretinden yaratılmıştır ve Tanrı'nın sureti de insan icadı olan hiçbir makineyle yakalanamaz... akıldan geçirip dilemek bile dinimize küfür sayılır." diye yazmıştı City Adviser adındaki yayın. (s.6) Tarihteki ilk fotoğrafı çektiği kabul edilen Joseph Nicéphore Niépce'nin fotoğrafçılık alanının günümüzdeki hale geleceğini bilseydi City Adviser'ın dediklerine inanmayı tercih ederdi.

Fotoğrafta insan sureti dışında herhangi bir şeyin çekilmesi saçma bulunurken manzara fotoğrafları kartpostallarda yerini almış ve bunu akıl eden kişiyi zengin biri haline getirmiştir.Walter Benjamin, "fotoğrafçılara hitap eden resimli yayınlarının sayısının oyun ve tavuk eti dükkanların sayısını aşacağı günler çok uzak değil." (s.31) diyerek fotoğrafçılığında kapitalist düzende yerini bulacağını ve hızlıca ilerleyeceğini anlatmak istemişti.

Manzara fotoğrafları satın alan insanlar artık kendi manzarasını da kendi çekmek istiyordu. Sömürü döngüsüyle ham madde ve seri üretimin sağladığı kolaylıkla sistem bu kârlı kapıyı ardına kadar açtı ve artık isteyen herkes onlara ödeme yaparak fotoğrafçı olabiliyordu. Bir zamanlar var olan sanatsal etkinliğin çürüme hızı, evlere giren fotoğraf makinesi sayısı ile paraleldir.

Fotoğraf alanına özenerek ya da fırsatçı nitelikte giren insanlar bu alandaki avangardların onurunu zedelemiştir. Son noktayı da internetteki sosyal paylaşım siteleri koymuştur. Sosyal ağ ve kültür endüstrisi imkanları sayesinde fotoğraf çekmek herkese indirgenmiş ve hatta ileri zamanlarda şart haline gelmesi muhtemel faaliyet, moda olan söylemiyle hobi haline geldi. Fotoğrafın sanat olup olmadığı tartışılırken çıta iyice düştü ve yeni bir tartışma sorusu belirdi; fotoğrafçı kimdir?

Günümüzde fotoğraf bizim için yaratıcılığın fetiş bir hale gelmesi ve farklı olma kaygısı ile birlikte somut referans denebilinir, gözlemlenebilir ve ünlü yapma imkanını verebilir; endüstriyel araç. Benjamin'in kitabında yer verdiği sav gerçekleşmek üzere: " geleceğin cahilleri yazmayı bilmeyenler değil, fotoğrafı bilmeyenler olacaktır." (s.38)

Dipnot: Adı geçen eser, Benjamin, Walter, Fotoğrafın Kısa Tarihi, Çeviri: Osman Akınhay, Agora Kitaplığı, istanbul, 2012

http://eceulusum.blogspot...-uvey-evlad-fotograf.html
tetikleyicidir.
en olmadık anda onu oraya koyduğunu bile unuttuğun bi yerden çıkıvermeleri hani, insanın çakmağa sarılası gelir.
zihne kazınan kareler bir bir düşer insanın aklına, çoktan kopan bir film şeridi akmaya başlar yeniden. say ondan sonra çitten atlayan keçileri.

ya da sadece; güzel bir güne ait olsa bile, o fotoğraftaki insanlar hala yanında değilse veya yanında olsalar bile hiçbir şey eskisi gibi değilse, hüzün sebebidir, geçmişe teslim olan pek çok şey gibi.
benden daha iyi anlatan bi güzellik var bunu, pilli bebek yapmış sağolsun, özellikle 4.57'den sonrası.

http://fizy.com/#s/3i5ovc
son zamanlarda dinlediğim en kral pilli bebek eseridir. itiraf ediyorum bütün haftasonu bu parçayı dinledim. evet.
bazı durumlarda varlığı bir dert yokluğu yara olan güzel icad.
http://www.youtube.com/watch?v=Xm98K2Y6ZSA
pilli bebek'in anlatılmaz tadılır şarkısı.
bir yıkıntı daha işte yüreklerde, savrulan rüzgarın getirdiği birkaç notadan çok daha fazlası...
hissedersin, hissedersin, hissedersin . . .