bugün

(bkz: aşk)
kraliçenin soytarısı - Philippa Gregory.
mahkum prenses - Philippa Gregory.
bakirenin aşkı - Philippa Gregory .
cesur yeni dünya - aldous huxley
burçak çerezcioğlu - mavi saçlı kız...
edgar allan poe - morg sokağı cinayetleri....
ramses serisi.
tüm chuck palahniuk kitapları fight club ve choke'nin filmleri çevrildiysede diğerlerini de beklemekteyiz.

kinyas ve kayra 'da iyi bir üçleme olabilir.
sevmediğin berbat bir kitap olabilir.
zira hiç bir filmi çekilmiş, beğene bayıla okunan kitabın görselleştirilmiş hali kitabı okuyan kişinin imajinasyonu kadar başarılı olamamıştır.
angela'nın külleri buna bir örnektir.
bilim-kurgu romanları olabilir.
görme engelliler için basılan özel kitaplar.
okurken insanın karsısında filmini canlandırabildigi kitaplardır.

glenn meade - 8. gün
j. c. grange - siyah kan
glenn meade - sakkaranın kumları

bunlara örnektir. liste uzatılabilir.
izlenesi kitaplar topluluğu. amaçoğu zaman okuduğum kitabın filmini izlediğimde hayal kırıklığına uğrarım. ama jean christophe grange nin taş meclisi kitabının filminide çok merak ediyorum.
çekildi mi ya da çekilecek mi bilmiyorum ama;

george orwell - 1984
hiçbir kitaba bu kötülük yapılmamalıdır.kitabı okurken en iyi yönetmen beynimizdir.
(bkz: aşka şeytan karışır)
knut hamsun - açlık
(bkz: geber anne)
philippe sollers'in agora kitaplığından çıkan "tanrısal hayat" kitabı. kesinlikle filmi yapılmalı.
iyi ellerde olması şartıyla, maxime chattam'ın herhangi bir kitabı.
(bkz: m s 2150) makro felsefe ile gelecekte olması muhtemel bir dünya'yı anlatan bir film olurdu. biraz ütopik ama insan merak ediyor gerçekten.

anahatları ile konu:

1976 yılında yaşayan, vietnam'da gazi olmuş bir kişinin astral seyahat ile 2150 yılına gider. orada ruh eşini bulur ve 2150 yılının ortamına ayak uyrudmaya çalışır. büyük felaketler sonrası dünya'nın çehresi değişmiştir. bütün kıtalar sulara gömülmüş yerlerine avustralya büyüklüğünde iki ada oluşmuştur. birisinde makro insanlar olarak adlandırılan, doğa ile barışık, teknolojik olarak çok gelişmiş, ruhani anlamda nirvana'ya taş çıkartacak potansiyele sahip insanlar; diğerinde ise mikro insanlar olarak adlandırılan günümüz ortam ve şartlarında hayatını devam ettirmeye çalışan başka bir grup vardır.

makro insanların olduğu adada; hükümet, polis, asker, hastane, doktor gibi birimler bulunmamakta çünkü bu insanlar düşünce gücü ile bütün istediklerini elde etmekte ve kendini iyileştirebilmektedir. hepimiz bir'iz düsturuna sahip bu insanların basit insan duygularını aşmayı becerdikleri görülmektedir. konuşmak yerine telepati kurmayı tercih ederler. bu sayede karşı tarafın duygu ve düşüncelerini gördükleri için gereksiz korku, şüphe gibi şeyleri yaşamazlar.

1976 yılında doğan arkadaşımız geceleri uyumaya başladığında gözünü 2150 yılında açmakta, kendi geçmişinde geçirmiş olduğu güniçi zamanın astral seyahat sayesinde 1-2 saniye olarak geçtiğini görmektedir. burada kalmak için düşünce gücü, telepati, telekinezi, durugörü gibi güçleri elde etmeye ve deneyimlemeye başlar.

sonunu anlatmam. *
küçük kara balık.
(yedin çocuklugumu p.ç balık)
okurken adeta film sahneleri gözümün önünden geçen, her sayfasında acaba burayı nasıl çekerler diye düşündüğüm kitap, empati. kitabın özellikle sonlarda inanılmaz akıcılığı ve genel olarak sinema dünyasının henüz bu konuda senaryolara el atmadığını düşünürsek gerçekten orjinal br şeyler ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.

gelgelelim kitaptaki bazı şeyleri filme yansıtırken batırma olasılıkları çok yüksek. özellikle zihin karmaşalarını ve kitapta bahsedilen eylemleri * filme aktarırken soyutluktan ve sıradanlıktan kurtarıp orjinal ve etkileyici bir şekilde verebilmeleri lazım. yoksa bir anlamı kalmaz.

tutsun biri şu kitapların elinden ey yapımcılar size diyoruz.
siddharta!
Dan Brown-Dijital Kale
allah allah, anketçiyi kim sikti? -temel
Sadık Yemni - Muska . Kendi deyisiyle gizemkar dehset tirildemesi türünde bir kitap
(bkz: invisible monsters)