bugün

--spoiler--
filmin 30. dakikalarında favelada geçen kovalamaca sahnesinde bizimkiler mahalleden aşağı inerken, biz modern warfare 2 de aynı yoldan yukarı çıkarız, bu da güzel bir crossover olmuş.
--spoiler--
6. filmin kesinlikle geleceğinin ispatıdır. ayrıca kesinlikle 2 yıl beklemeye değecektir.

not: alttaki yazı acayip spoiler içeriyor. bak ben uyarıyorum. kafanızı duvarlara vurursunuz sonra bana sövmeyin.

--spoiler--
filmin final sahnesinden sonra, dom'la brian kapışmaya başlayınca herkes sinema salonunu terk ediyor. sonra animasyon başlıyor, müzikler falan, film bitiyor. ama gizli sahneyi sanırım hiç biriniz izlemediniz. burada sahneye eva mendes giriyor. dwayne johnson ofisinde. bi dosya uzatıyor eva. araba hırsızlığından bahsediyor. "dom değilse ilgilenmiyorum" diye uzatıyor the rock. sonrasını anlatmayım.

- do you believe in ghosts?

http://www.youtube.com/watch?v=CQOfiLVHFrY *
--spoiler--
olmuş filmdir. sadece araba-kadın-para üçlüsünde geçmiyor. senaryo ve oyuncu kadrosu fazlasıyla doyurucu kanımca. gerçi benim için luda ve tyrese'ın orada olması yetti. 2 kere izledim, daha da izlerim. hip-hop kültüründen beslenen bir yapım olduğunu da fazlasıyla hissettiriyor. tego calderon, don omar, ludacris, tyrese* gibi hip-hop camiasının önde gelen elemanlarının projede yer alması bunu perçinlemiş. ben isterdim ki dmx abimiz de orada olabilseydi, gerçekten yakışırdı. diğer yandan filmin müzikleri 2 fast 2 furious'a göre gerçekten hayal kırıklığı. furiously dangerous ve danza kuduro fena olmamış lakin bir like a pimp değil. ayrıca dwyane johnson abimiz de nasıl bir şeydir anlayamadım. o erkekse ben neyim amına koyim? brian o'connor ve dominic toretto bildiğimiz gibi. adamlar aşmış. don omar, tego, luda ve tyrese kendilerinden beklenenden daha iyi bir performans göstermiş kanımca.

--spoiler--
çelik kasayı sürükleye sürükleye götürdükleri sahne çok fenaydı amına koyim, sinemada koltuğa yapıştım. ön koltuğa gaz veriyordum en son kasayı çekmek için.
--spoiler--

edit: han'ı unutmuşum lan. han reyiz unutulur mu? her zamanki gibi sakin, 'dünya sikimde değil hacı' havalarında. toretto'nun da dediği gibi; bukalemun.

--spoiler--
hem araba kullan, hem hatunu kucağına al öp, ye hem de sol şeritte makas at. dünya sikinde olmaz tabi*
--spoiler--
- uzadıkça berbatlaşan filmlere benzemediği kesin. izleyen herkesin serinin en güzel filmi olduğu konusunda hemfikir.

- aksiyon sahneleri film boyunca kesintiye uğramadan devam ediyor.

- bu sefer arabalar, araba yarışları daha arka, çatışma sahneleri daha ön plandaydı.

- bazı sahnelerinde seyirciyi kandırması filme daha hoş bir hava katmış.

- espriler gayet iyiydi.

- bitti diye çıkmamak gerekiyor, son sahne hem şaşırtıcı hem de 6. filmin geleceğinin habercisi.
(bkz: yavaş ve sabırlı)
vin diesel
paul walker
jordana brewster
dwayne johnson

kadrosuyla 2011 de vizyona girecek yeni fast and furious filmi. dwayne johnson bizimkilerin peşindeki kanun adamı rolünde.
--spoiler--
size gerçek bir hikaye anlatayım. 500 yıl önce portekizliler ve ispanyollar buraya gelip...ülkeyi yerlilerin elinden almaya alışmış. ispanyollar tüfeklerle gelmiş. kimin üstün olduğunu göstermeye kararlılarmış. yerliler tüm ispanyolları öldürmüş.
şahsen, portekizlilerin yöntemini tercih ederim. hediyelerle gelmişler. aynalar, makaslar, takılar. yerlilerin tek başına bulamayacakları şeyler. bunları almaya devam etmek için portekizliler için çalışmaları gerekmiş. bu yüzden bugün tüm brezilyalılar portekizce konuşuyor. insanları şiddetle yönetmeye kalkarsan...sonunda direnirler çünkü kaybedecek şeyleri olmaz. işin özü bu. kenar mahallelere gidip onlara kaybedebilecekleri şeyler veriyorum. elektrik, su...çocukları için derslikler.
daha iyi bir hayatın tadıyla...benim oluyorlar...
--spoiler--
en iyi film buydu yalnız 6.filmin geleceğini haberdar veren sahnede eva mendes ablayı bacaklardan tanıdım daha.
buram buram ocean s eleven, gone in 60 seconds, terminator 2 judgment day esintileri taşıyan film. daha gider bu.
hiçbir hayal kırıklığı yaratmayan hızlı ve öfkeliyi sevenleri tatmin edecek bir film olmuş. olmuş bildiğin. böyle eskileri anımsadık üzüldük falan ama vin diesel mükemmeldi yine, muhteşemdi. yalnız filmden sonra ortada rio diye bir şehir kalmadı ben söyleyeyim.
Rio de Janeiro da iftar vakti çekildiğini düşündüğüm film. kasanın taşınma sahnesindeki yolların boş oluşunu başka bir şeyle açıklayamıyorum.
paranın olduğu kasayı arabalarla sürüklerken kasanın yerdeki betonları bile parçaladığını görürken bir dakika sonra arabalar virajdan dönerken kasanın önüne gelen ağacı devirmeyip, ağaca çarparak devam etmesini görebileceğiniz film.

tanım iki: aksiyon filmi. severiz ekşını. tabiki seagal'a kadar.
'hızlı' halini değil de genelde 'öfkeli' halini gösteren filmdir. dev adamların dövüşürken çıkardığı çata küte sesler arabaların sesinden daha çok çıkıyordu. neyse ne, güzeldi, eğlendim, heyecanla izledim, ara sıra güldüm filan falan. dom'un "burası brezilya" deyip ikinci dev adamı on binlerce silahın namlusuyla burun buruna getirdiği sahne sağlamdı vesselam. asıl sonlarında kas kasası dominic, kızın elini tutmuş yanında getiriyor... sevgilisi rodriguez'i 4'üncü filmde böyle minik kedi gibi alıp kucağına oturtuşundan feyz alarak beklerdim ki kucağında getirsin. bir daha ki sefere umarım. bir de mythbusters denemeleri geldi aklıma, iyi malzeme çıkar bundan dedim, ama filmi filmde bırakmakta fayda var. gördük avatar'ın halini. ne diyodum, vizyondan inmeden gidin sinema da izleyin, o çata pata küteyi saçma sapan bir sistemle duyarsanız yazık edersiniz. beğenmeyenlerin beklentilerinin, filmin "araba" filminden çok "aksiyon" filmine dönüşmesi noktasında kırıldığını sanıyorum. iyi iyi aksiyon olsun ya iyidir, diyorsanız beğenirsiniz.
"ya tamam iyi ama..." diye yorumlanmaya başlanılabilecek bir filmdir. serinin yakın takipçisi olarak beğenmediğimi baştan söylemeliyim. ama bağımsız düşünülürse evet çok başarılı.

--spoiler--

şimdi eğer eksiyi basan arkadaşlar aramızdan ayrıldıysa ayrıntılı kritiğe geçiyorum. anne-baba dedikten sonra 3. kelime olarak "aaba" ve "bmmmmmm" diyerek arabaların üzerine atlayan birisi olarak ilk günden beri arabalara çok meraklıyımdır. modifiye vs gibi konulara hayatımdan ayırdığım vakit çoğu anne babanın çoçuğuna ayırdığı vakitten fazladır. gerçekten mesai ayırdığınız ve bildiğiniz konularda yanlışlar çok çabuk göze çarpar. sonuçta bir aksiyon filmi diyebilirsiniz ki evet öyledir ama bu serinin başlangıcı olan film bugün "fast five" ın sadece araba severlere değil, tüm dünyaya açılmasındaki en önemli etkendir. ilk filmdeki o doğallık, sokak kokusu, arkadaşlık ve ana yemek olan araba tutkusu insanları bu seriye bağımlı hale getirdi. bu film sayesinde zaten var olan modifiye sektörü çok geniş kitlelere ulaştı ve milyon dolarların döndüğü bir sektör haline geldi. aslında serinin ilk filmi dünya çapında bir akım başlattı. ama günümüzde bu akım çok farklı sonuçlar doğurmaya başladı. sadece bizim ülkemizde bile bilinçsiz yarış yapan insanların sebep olduğu ölümler katlandı. tüm dünyada çığ gibi büyüyen bu sektör aslında pek çok trafik canavarı doğurdu. aile arabası olarak dizayn edilmiş arabalara modifiye yapılmaya ve bu arabalardan filmlerdeki hareketleri yapmaları beklendi. sonuç hem görsel olarak hemde topluma yarattığı tehdit açısından rezaletti. özellikle tokyo drift filmiyle konu çok daha farklı yerlere ulaştı. sokak aralarında minibüslerle bile el freni çekmeler vs vs... benim son iki filmde gördüğüm ise artık bu akıma son verilmeye çalışılması. konu süper modifiyeli arabalardan uzaklaşıp, standard görünüme sahip araçlar ve iyi sürücülere yöneldi. git gide artan akıl almaz aksiyon sahneleri bu görüşü destekleyicidir. ister kabul edin ister etmeyin ama tv de veya sinemada gördüğünüz şey "yapılabilir" ise yaparsınız. ama görevimiz tehlike modundaysa yapmazsınız. senelerdir aksiyon filmlerinin hepsinde araba, kovalamaca vb. sahneler vardır ancak kimseyi trafik canavarı olmaya bu serinin ittiği kadar itmemiştir. artık serinin son 2 filminde süper ithal modifiye parçaları görmüyoruz. arabalar dolu evet ama sahne önünde modifiye yok. arabalar standart ve sürücülerin 400metrelik yarışlardan daha önemli dertleri var. dolayısıyla başta yaratılan imaj değiştirilmeye çalışılıyor. bencede olması gereken bu. asla pistler dışında yarışı desteklemiyorum. caddelerde yarışmak cahilliktir. gerçekten bu işi yapabilecek kadar hem yürekli hemde yetenekli insanlar pistlere çıkmalıdır. işte filmin ilk filme göre başarısız olmasının sebepleri ve son filmin bağımsız düşündüğümüzde bir aksiyon filmi olarak çok başarılı olmasının sebepleri bunlardır.

--spoiler--

edit: imla.
"hayatınızın 2 saatini çalıp götüren film" diye entry giren arkadaş editle altına beğendiği filmleri bi yazsın allah aşkına da zevkini bi anlayalım.
kesinlikle çok iyi filmdi. bu ayarda bi filme giden seyirci, hız, araba, macera, güzel kadınlar ve zekice düşünülmüş bir hırsızlık planı görmek ister. toplumsal mesaj alırım ya da otobiyografik şahane bi film izlerim gibi beklenti içinde olan zaten bu filme para vermez. bi ne satın aldığınızı bilin mk.

--spoiler--
o değilde
"martin luther king'e arabasını nezaman geRi veReceksin" nasıl bir sorudur hocam ya.. hehe geberdim gülmekten..
--spoiler--